DIKKAT DIKKAT DIKKAT

SARS-CoV2 ile “normal bir grip” arasındaki en belirgin farklar…
Grip aniden başlayarak rahatsızlık verdiği gibi…
CoVid…
Birkaç gün sonra başlıyormuş ciddi rahatsızlık vermeye…
En belirgin özelliği ise…
Tat ve koku alma duyularının kaybolmasıymış…
Gerisi ancak PCR testi ile…
Yani bu belirtilere DIKKAT EDIN…
Ve yine çocuklarda farklı belirtiler, isal başlıca belirtilerinden unutma…
Allah…
Cümlemizi korusun. Sağlıcakla kalın.

Önder

*

Rebound effect VEYA verimlilik üzerine

Farkında mısınız? Hep kendimizi kandırmakla meşgulüz

Reklam yapmıyorum, para almıyorum…
Bir şeyler anlatmaya çalışıyorum…
ANLAYANA!

*

Bütün derdimiz bitti…
Her şey güllük gülistanlık…
Tek derdimiz Azerbaycan’dı!?

Pezevenk…
NEDEN gitti Katar’a, Kuveyt’e…
NEDEN?
Bak dövize…
Anlarsın.

*

OutLet’den Halloween’e, dünya beşten BÜYÜK değil ama BIRI kiralar beşten büyük olur

*

🙁

Sehr geehrter Herr Gürbüz,

nach Information des deutschen Generalimporteurs sind die KK-Pistolen TX auf dem deutschen Markt nicht erhältlich, daran wird sich auch nichts ändern. Denn Taurus fertigt diese Waffen nicht nach der CIP-Norm, so werden diese nicht in Europa zugelassen, dies zu Ihrer Information. Wenn Sie an weiteren Sportpistolen im Kaliber .22lr Interesse haben, helfen wir Ihnen gerne weiter.

Zaten şansım olsaydı anamdan kız doğardım!

Ögrenmenin ne yasi ne siniri

ilginc C.I.P.

Arabistan bile var…
NEDEN Türkiye YOK?

>>> Güvenlik <<<

Ve YINE bir Alman…
Ya bu insanlar gerçekten çok farklı, bu normu hayata geçiren…
Taaa 1914 de.

Korona boku olmasa…
Önümü görebilsem biliyorum ne alacağımı…
AMA!

*

>>> MUTLAKA <<<

Doğruya doğru, yalana YALAN!

EVETTT!

Seçil öğretmen

İki hafta vermiştim, bakalım…
Bu “ziyaretler” daha doğrusu dilenci yolculuğu boşuna değil…
Allah büyük be…
Belki sadece nasihat ve Arap’ın sıcak taşağını kıçında his ederek dönecek!???

İçleniyorum…
Özellikle Almanya’ya içerliyorum…
Ne olursa olsun bu pezevenge karşı tutumunu çok değiştirmeliydi.

*

Kasımpaşa…
Yok kardeşim biliyorum erkekliğin yüz karasıyım…
Futbol ile hiç ilgim yok AMA Kasımpaşa’nın…
Düşün ya Kasımpaşa…
Kasımpaşa gibi bir kulübün Fenerbahçe mi Galatasaray mı hangisine karşı oynadıysa…
Birde 1-0 yenilmesi…
Eyyy para sen nelere kadirsin!?

Emir vermişti…
Talimat…
Hatırladınız mı?

İlle İstanbul’un Rumeli tarafı…
AMA…
Yaşanacak, oturulacak yer Anadolu yakası…
Tercihen ben Karadeniz’e doğru giden tarafı tercih ederim, eski İstanbul…
Öbür taraflar yani Üsküdar’ı merkez kabul edip sırtımızı Rumeli yakasına verdiğimizde sağ taraf…
Muhteşem olmuş ama yine de tercihim sol taraf…
Cazibesi…
Cezp eder beni.

*

Emine’yi samanlıkta bastılar, … koyuyorlar
7,8718 Dolar
Euro 9,2689

Orospu ya OROSPU

*

Bilmiyorum…
Bakıyorum etrafıma, insanlar korku ile birlikte bir nevi dehşet içinde…
Ekonomik…
Sıfırı tüketmiş, tüketecek…
Haberler felaket, Almanya içinde bile eyaletten eyalete gidemiyorsun…
Federal sistem karabasan gibi çöktü milletin üstüne…
Özelim, sağlığım bir facia, hal yok…
Güç yok…
Kafa iyice gitti ki toparlayayım, demin telefon geldi…
İki kelimeyi bir araya getiremedim…
Ne olacak halim?
Offf bilmiyorum, bilmiyorum…
Esas ben girdim depresyona…
ÖNDERRR…
Kendini toparla.

Ve TOPARLAYACAGIM…
Biliyorum ne yapmam gerektiğini…
Birazda bilinçli saldım kendimi…
Hani dedim ya delirmek lazım…
Onun gibi.

*

Dedik ya ha silah ha kadın…
Sadece görünüşü, kullanışı değildir önemli olan…
Bir o kadar temizliği…
Basit şekilde söküp takılabilmeli…
Gözü kapalı…
Tabii ki kapasite, ateş gücü önemli AMA spor amaçlı zaten beş mermi ile kısıtlanıyorsun…
Ama dediğim gibi esas nedenlerden biri başka!

Kıyasa dikkat…
Bir Smith & Wesson ile kıyaslanıyor…
Birazda bu yüzden diyorum Türk şirketlerine…
Yapacaksan…
YAP ama yapmaya çalışma, deneme…
YAP!

Sis bombası*

Sağlık olacak…
Ben otuzlarımda…
Gör beni, yeminle ben dağlarda…
Allah belamı versin yalanım varsa.

Yani…
Yıllardan 1995 olmalıydı…
AKP iki binli yılların başından beri “iktidarda”
YOK GIDEMEDIM, feci ağrılar…
Bekliyorum ilaçların tesir etmesini…
Biliyorsunuz…
PKK bitti bitecek, çözüldü çözülecek falan…
Operasyon üstüne operasyon…
DIKKAT…
Uçaklarla falan saldırı, bir jetin havaya kalkması…
Bir bombanın maliyeti sorgulanmadan…
Hürya…
Utanmasalar TÜM yandaş – yoldaşta zafer çığlıkları…
Üç terörist öldürüldü, üç – beş…
Örgütte çözülmeler hızlandı(!)

Zil takıp oynayacaklar.

Bazen…
Yer değiştirmek için bazen kendini gizlemek için önlemler alman gerekir…
Görmüşsünüzdür…
Şehir savaşlarında falan, polis, asker iyi bilir…
Yollara barikatlar…
Lastik yakmalar…
Halbuki bir sis bombasını yapmak “çocuk oyuncağı”
Yok…
Çakması değil…
Gerçeği, belki bir gün yine bir kimyasal deney ile gösteririm sizlere…
Dağda…
Bayırda arıyor YERLI ve MILLI AKP…
MHP ikilisi teröristi…
Daha bir, iki gün olmadı YAYINLADIM örneğin İstanbul’da…
“Örgüt merkezlerini”
Evet, dağdakinden çok daha tehlikelidir kent oluşumları…
Ama…
AKP ve MHP’nin elinde YASAL SIS BOMBASI…
Perdeliyor her şeyi. Daha fazla yazmasam iyi olur…
Türk Tabipler Birliği…
Ağzım, yüzüm meselesi…
Demiştim demeyi, siktir et…
DEDIM…
Kıtlık kapıda, salt Korona değil ki…
Oku papazı ve diğerlerini!

Seçmece bunlar seçmece…
Kelek değil yani!

* Sis bombası veya diğer adıyla duman bombası, sinyal, hedef veya iniş bölgesini belirlemek için ya da birimlerin hareketlerinde bir duman perdesi yaratmak için kullanılan, infilak ettikten sonra çevresine duman yayan el bombasıdır

Tarımın hali içler acısı!

AKP iktidarının, tarım ve hayvancılığa karşı vurdumduymazlığı devam ederse, ileriki yıllarda kıtlık dönemleri yaşayabiliriz.
Kıtlık, “Açlık” demektir.
Bugün Türk çiftçisi kan ağlıyor, iktidar ise çiftçinin dertleriyle ilgilenmiyor.
Elbette ki, “Dolar-Euro” bulduğumuz sürece aç kalmayız. Dışarıdan satın alırız. Ancak… Ya o dövizi bulamaz hale gelirsek?! Merkez Bankası’nda döviz rezervleri eridi, eksiye düştü… Devlet Amerikan ilâç şirketlerine olan yaklaşık 2.3 milyar dolar borcunu ödeyemedi. Amerikan Büyükelçisi, ABD’li şirketlerin Türkiye’ye ilaç gönderemeyeceğini hatırlattı.
İlaç sıkıntısı kapıda!
Tarım ve gıda maddelerinde de aynı durum olursa ‘tarıma boş verdiğimiz‘ için saçımızı-başımızı yolarız!
★★★
“Patates tarlada kaldı!” diyen Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, maliyeti 90 kuruş olan patateste fiyatın 65 kuruşa kadar düştüğünü söyleyerek Türk tarımının dramını anlattı.
İki yıl önce cepleri yakan patates, bu yıl ürün bolluğu yüzünden tarlada kaldı.
Çiftçi çok zorda… Başta elektrik fiyatları olmak üzere üreticilerin üzerindeki girdi yükü her geçen gün artıyor. Bankalara olan borçlar hızla büyüyor.
Dayanılmayacak oranda zarar ederek ağır darbe yiyen üreticilerin çoğu, iflas etmese bile, para kazanamadığı bu işi yapmaya devam edemeyecek!
Durum eğer böyle sürerse, önümüzdeki yıl, yeteri kadar tarım ürünü bulabilir miyiz, bilemiyorum!
★★★
Bu yıl patates rekoltesi 5 milyon 200 bin ton…
Aşırı düşen fiyatlar nedeniyle patates hasadı buruk başladı.
Patates ihracatına destek verilerek yeni pazarlar bulunması lâzım.
Oysa devlet, tam tersine, sanki çiftçilerin zararını istiyormuş gibi, ihracatı sınırlandırmıştı.
7 Ocak’ta getirilen ihracat sınırlaması, sonunda kaldırıldı ama ne çare ki, geçen süre içinde dış pazarlar kaybedildi!
Dünyayı kıtlık bekliyor. Bunu görmeli ve tarıma her zamankinden daha fazla yatırım yaparak çiftçiyi desteklemeliyiz!
Benim enflasyonum!?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon rakamlarını gördükçe gülüyorum…
Gülüşüm acı acıdır. Sitemkârdır. Manidardır!
TÜİK yetkilileri “Krizi saklayıp, keriz yerine koyuyorlar bizi!”
TÜİK’e göre yıllık enflasyon yüzde 11.47, aylık enflasyon ise yüzde 0.97 imiş…
İnanırsanız tabii…
Bunlar sizi, bizi, hepimizi çok mu aptal zannediyor, nedir?
Kabaran elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyenler, ceplerine hançer gibi saplanan çarşı-pazar fiyatlarını görenler, enflasyonun ne olduğunu anlamıyorlar mı?
Ben, çeşitli ürünlere (elektrik, doğalgaz, akaryakıt, yağ, peynir, ekmek, et, balık vs.) geçen yıl ne ödüyordum, bu yıl ne ödüyorum? Ona bakıyorum!
Faturaları karşılaştırıyor, aradaki farkı hesaplıyor, kendi enflasyonumu buluyorum.
Benim enflasyonum en az Yüzde 30… Fazlası var, azı yok!
Millet eğilip-bükülen rakamlardan bıktı artık!
Bunlar günün birinde doğru söylemeye başlasalar bile kimse inanmayacak!
TEBESSÜM
İlginç bir bilgi!
Mali müşavir olduğu için hayatı hesap kitapla geçen okurum Yüksel Yılmaz, ilginç bir bilgi gönderdi. Diyor ki:
“Bugün bütün dünya aynı yaşta! Neden mi?
İsterseniz siz kendiniz hesaplayın…
Yaşınızı ve doğum yılınızı toplayın… 2020 çıkacak…
Yalnız sizin değil, herkesin 2020… Bu kesin bir gerçek! Çok kişinin yaşını hesapladım, hep öyle çıktı!
İnanmayan bir denesin!”
GÜNÜN SÖZÜ
Bizim siyasileri salgının ağır şoku bile uyandıramadı!

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/rahmi-turan/tarimin-hali-icler-acisi-6069627/

Entarili hekim

Refik Saydam.
Bandırma Vapuru yolcusuydu.
Mustafa Kemal’le birlikte Samsun’a çıkanlar arasındaydı.
Milli mücadele kahramanıydı.
Tifüs’e karşı aşı geliştirdi, dünya tıp literatürüne geçti, bu aşı Kurtuluş Savaşı’nda kullanıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sağlık bakanı oldu.
Birinci Milli Türk Tıp Kongresi’ne başkanlık yaptı.
Devletin sağlık teşkilatını kurdu.
Sosyal devlet anlayışıyla “halk sağlığı” kavramını kurumsallaştırdı.
“Türk hekimleri köylere sadece sağlık hizmeti götürmekle kalmayacak, uygarlıkla ilgili rehber görevi de üstlenecek” diyordu.
Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü kurdu.
Serum üretimi başlattı, sadece bir yıl içinde ülkenin ihtiyacını karşılamayı başardı, serum ithalatına gerek kalmadı.
Verem, çiçek, kuduz aşısı üretimi başlattı, ithalata gerek kalmadı.
Yunanistan’a Suriye’ye Irak’a serum, Çin’e aşı ihraç etti.
Numune hastanelerini açtı.
Heybeliada Sanatoryumu’nu açtı.
Türk kadınının eczacılık yapması yasaktı, kız öğrencilerin eczacılık mektebi’ne kaydedilmesini sağladı.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından bölgesel inflüenza merkezi olarak tanınan İnflüenza Laboratuvarı’nın temelini oluşturdu.
Türkiye’de koruyucu hekimliğin mimarı oldu.
Tıp bilimini şeffaflıkla özdeşleştirerek “Saydam” soyadını bizzat Atatürk verdi.
Kızılay Başkanlığı yaptı.
Başbakan oldu.

Refik Saydam…
GATA mezunuydu.

Milli mücadele ruhuyla, ömrünü topluma vakfetmeyi, çağdaş Türkiye ülküsü için mücadele etmeyi, uygarlıkla ilgili rehber görevini, hekimlik onurunu, GATA’daki eğitimiyle benimsemişti.

E, şimdi bakıyoruz…

Başbakanlık lağvedildi.
Hıfzısıhha Enstitüsü kapatıldı.
Numune hastanesi kapatıldı.
Heybeliada Sanatoryumu kapatıldı, diyanete verildi.
Aşı ihraç ettiğimiz Çin’den test kiti ithal ediyoruz.
Halk sağlığında sosyal devlet anlayışından vazgeçildi, hastaneler yandaş işadamlarına verildi, “hasta”lar “müşteri” haline getirildi.
Şefkat Kızılay’ı şirket Kızılay’ına dönüştürüldü.

Ve, GATA’ya bakıyoruz…
İsmi değiştirildi.
Tarikatçılar cemaatçılar dolduruldu.
İmam nikahlı çok eşliliği savunan, hastanede pantolon yerine entariyle dolaşmak isteyen, hekimden çok meczup görüntüsü veren bir başhekim yardımcısı tarafından yönetiliyor.

Refik Saydamları yetiştiren Türkiye’nin gözbebeği eğitim ve sağlık kurumlarından birini getirdikleri nokta, bu.

Uygarlıkla ilgili “rehber” görevini üstlenen, topluma “çağdaş rol model” olan Türk hekimliğini soktukları kılık, bu.

“Asrın ülkesiyiz dediler, ülkeyi bir asır geriye götürdüler” dersem, Abdülhamid’e haksızlık etmiş oluruz.
Çünkü, bu memleketin sağlık vizyonu, GATA’nın kurulduğu tee 122 yıl öncesinde bile yobazların tesirinden uzak tutulmuş, tarikatların cemaatlerin eline bırakılmamıştı.

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/entarili-hekim-6069709/

3Y nerede?

Sevgili okurlarım, AKP 2000’li yılların başında, iktidar olmadan hemen önce çok değişik bir slogan bulmuştu:
“Biz iktidar olduğumuz takdirde 3Y uygulamasına geçeceğiz. Bazı kavramları Türkiye’den söküp atacağız. Bunlar bizim dönemimizde artık geçerli olmayacak!”
Ne idi bu 3Y?
-Yasaklar olmayacak.
-Yolsuzluklar ortadan kalkacak.
-Yoksullukla mücadele edilecek, halkın refah düzeyi yükselecek.
2000’li yılların başında Türk Milleti bu sloganları benimsedi. Seçim kanununun da cilvesiyle AKP yüzde 34 oyla iktidar olmayı başardı.
★★★
Şimdi aradan 20 yıla yakın bir süre geçti…
Ve tek parti iktidarı aynen sürüp gidiyor…
Üstelik buna bir de tek adamlık eklendi. Ülkemizin başına Türkiye ile neresinden baksanız ters düşen tek adam iktidarı konduruldu.
Partisinin başkanı olan şahsın aynı zamanda “Tarafsız (!)” cumhurbaşkanı olmasının yolu böylece açılmış oldu.
★★★
Peki ama kendilerine seçimler kazandıran 3Y sloganı ne oldu?
Çöpe atıldı!
Yasaklar olmayacak ve özgür bir Türkiye’de yaşayacaktık.
Oysa yasaklar olanca hızıyla başlatıldı.
İş o boyuta vardı ki, ulusal bayramlarımızın kutlanmasına bile yasak getirildi.
Uzak geçmişe gitmeye gerek yok… Örneğin sadece bugün bile yani 7 Ekim 2020 günü itibarıyla o yasaklar geçerli.
Birkaç gün önce karar aldılar, koronayı bahane edip her türlü etkinliklerin 1 Aralık gününe kadar yasaklanmasına karar verdiler.
Böylece 29 Ekim ve 10 Kasım günleri bile gümbürtüye gitmiş oldu.
Bunlara alıştık artık!
Korkutulup sindirilen toplum sessiz, duyarsız…Ve iktidarın işine gelmeyen her şey yasak.
★★★
3Y’nin ikinci ayağı olan ‘Yolsuzluklar‘ da artık olmayacak, değerli iktidarımız bu soygunlara mutlaka engel olacaktı!
Başka bir deyişle yolsuzluklara da ‘yasak‘ gelecekti!
Ama o yasağa herkes razı idi!
Yeter ki birileri ihaleler, alımlar ve harcamalarla devleti ve milleti soymaktan vazgeçsin.
Şimdi ise olanları hep birlikte, hayret ve ibretle izliyoruz.
Hatta o kadar ki, artık izleme aşamasını geride bıraktık, kanıksama aşamasına gelmeyi başardık!
Türkiye tarihinin en büyük vurgunları, soygunları ve atama rezillikleri bu iktidar döneminde, gözlerimizin içine baka baka gerçekleşiyor.
Belgeliyorsunuz, yazıyor ve söylüyorsunuz, ülkeyi yönetenlerin umurunda bile değil…
★★★
Özellikle, köprüler, otoyollar, şehir hastaneleri, barajlar, saraylar, köşkler ve aklınıza gelen her sözüm ona ihaleden yolsuzluk, müteahhit kollama, torpil ve adamına göre muamele fışkırıyor.
İktidarın belli büyük müteahhitleri var!
Bütün büyük işler özellikle onlara, yani AKP’lilere veriliyor.
Devletin ve milletin sırtından kazanılan ve korkunç boyutlara ulaşan paralar acaba nereye gidiyor?
Haydi birisi çıksın ortaya da yalan ya da yanlış yazdığımı iddia etsin, görelim bakalım!
★★★
Günümüz iktidarının üçüncü Y’si ‘Yoksulluk‘ idi!
Öyle önlemler alıp öyle adımlar atacaklardı ki, yoksulluk bitecekti!
Bunun ne derece gerçekçi olduğunu 83 milyon insanımızın en az 81 milyonu bugüne kadar herhalde yaşamış görmüş olmalıdır.
Bilinen rakamları ve yaşanan olayları burada tekrar etmenin anlamı yok.
Milyonlarca insanımız işsiz.
Devlet bütçesi yama tutmuyor.
Hemen herkes borçlu.
Fiyatlar almış başını gidiyor…
★★★
3 Y’nin durumu bunların döneminde işte böyle.
Ses çıkaran olursa devreye hemen ilk Y sokuluyor, iktidara bağımlı kılınan yargının da desteği ile yasaklar getiriliyor.
İkinci Y, yani yolsuzlukların getirdiği parasal avantajlar nedeniyle iktidar ayakta durmayı başarıyor.
Üçüncü Y’nin yarattığı Türkiye tablosunu hepimiz görüyoruz!
Yoksulluk milletin tepesine çökmüş, milyonlarca insanımızın anasını ağlatmayı sürdürüyor.
★★★
Sevgili okurlarım, burada sizlere kısaca, AKP’yi iktidar yapan, sonraki yıllarda da hep gündemde tutulan, şimdi çuvallayınca zorunlu olarak vazgeçilen 3 Y’yi kısaca anlatmaya çalıştım.
Ancak değerli hukukçu, Yargıtay emekli Başsavcısı Sabih Kanadoğlu birkaç gün önce bu 3Y’ye, AKP dönemini simgeleyen bir de dördüncü Y ekledi:
“Yalan.”
Her yerde, her ortamda, her zaman, her konuda yalan!
Düşünün, kararı siz verin.

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/emin-colasan/3y-nerede-6069586/

*

Demografi ve KADIN

Soyumda…
Anlatmıştım vardır dağa çıkma huyu…
😊
Ehhh kalıtsal yollar…
Ve hayatin gerçekleri, ayakta ZOR DURAN…
Püf desen yıkılacak olan.

Suudi Arabistan’ı anlatayım sana sen gerisini ANLA

Çıktı gene biraz AMAAA
Brent Petrol 41,91 ibre aşağıya…
Dolar – Euro paritesi…
1,1760…
Suudi köpekler çok ciddi maddi sıkıntılar içinde
Katar…
Ekonomik görünüm:

“Das reale Bruttoinlandsprodukt (BIP) in Katar wird im Jahr 2024 voraussichtlich 166,46 Mrd. Bis zum Jahr 2024 wird in Katar ein BIP-Wachstum von 3,39% erwartet. … Im Jahr 2023 werden sich die Gesamtinvestitionen in Katar voraussichtlich auf 0 belaufen.“

Demiştim gün gelecek eşeğin s.ki verecekler eline!

Kuveyt’inde durumu pek iç açıcı değil bu arada…
YANI…
Müslüman Kalleşliği yolun sonuna geldi gibi…
Eeee…
Böyledir kardeşim böyle…
Hile hurda ile anca bu kadar.

„Es wird prognostiziert, dass Kuwaits Prognose: Warenexporte Wachstum im 2020 bei 3.138 % liegen wird, wie es von International Monetary Fund gemeldet wurde. Dies stellt einen Rückgang im Vergleich zu den zuletzt gemeldeten Zahlen im 2019 in Höhe von -1.710 % dar. Vorausschauend wird prognostiziert, dass Kuwaits Prognose: Warenexporte Wachstum im 2024 bei 1.859 % liegen wird. Die Daten werden jährlich aktualisiert und in CEIC unter World Trend Pluss Country Forecast – Table IMF.WEO: Volume of Exports of Goods: YoY kategorisiert.“

>>> Offffffffffffffffff istihbarat yağıyor, istihbarat. BAKINIZ DÖVIZE gelince <<<

Yok gelmedim, bir kahve…
Göt ya GÖT…
Ve kılları!

Amaaa…
O „izinli“

DIKKAT DIKKAT DIKKAT
“Jön Türkler”
Hep anlattım bunları, hep…
Tek tek!


Aloooo…
Katar, KATAR!

Veeeeeeeeeeeee (…)

Bu ne ki?
Bu analiz…
Offffffffffffffffffffffff daha neler neler…
BELKI!?

*

Dünyanın en güçlü istihbarat örgütlerinden biri…
Paaara…
Almanya 11:16
Dolar 7,8352
Euro 9,2140
Borsa 1152
GÖTTT…
Kendini gerçekten dünya lideri sanmıştı!

*

Sözlerimi UNUTMA…
İçeride SON KALE…
Anayasa…
Dışarıda Iran.

Amerika’dan gelen haberler…
Iç savaş eşiğinde…
Göreceğiz inşallah.

Çeyrek meyrek…
Önderi yabana atma, birçok insan yaptı bunu…
Ben…
“Hala ayakta(!)”

Biontech…
Ciddiye al VE beni unutma.

Hadi çüşşş…
Ben gitti.

Gelince belki haberlerle devam…
Sis bombasıyla!

*

Kart horoz, kart(!)
🙂

Orospu bunlar orospu, dedim ya yalanlarını çürütmek, YÜZLERINE VURMAK o kadar kolay ki. T-54 ve VEYA T-55 örneği

Yerli VE milli öyle mi?
Eşeğin siki!

Montaj sanayisi…
Yerli VE milli…
YALANIN TA KENDISI…
Anlatmışımdır Arapların Israil’e saldırısını, hani en kutsal günlerinde saldırışlarını…
Altı gün savaşı…
Uğradıkları hezimeti, Önder keyfiden mi anlatıyor böyle şeyleri?

Ve bir kez daha Israil…
Seviyorum bu milleti, dirençlerini…
Hayata kalma mücadelelerini…
Azimlerini, azimlerini…
Arap âlemi…
İğreniyorum ÖZELLIKLE yönetimlerinden, derdim halk değil…
Ben kimim ki, anam soğan babam sarımsak…
Ama…
Kalleş bir anlayış, kalleş bir yönetim…
Türkiyelisi…
Onlardan aşağı kalır değil.

Benim derdim siyasetçilerle…
Kim olursa olsun, bakiniz Israil’e ve başındakine…
AYNI BOKUN SOYU!

Bana ne ya bana ne ben bakarım karşımdakine…
İnsansa…
Muhatabımdır, başımın üstündedir yeri, yeter ki kandırmasın, aldatmaya çalışmasın beni.

T-54 ve T-55…
Dünyada en çok üretilen ve satılan Tank tipi…
Galiba 100 bin üzerinde adeti…
Rus yapımı, seri, güzel VE öldürücü bir silah…
Pratik, pratik…
Israil yeni kurulmuş bir devlet ve AMBARGO altında, EVET…
Gençlerin çoğu bilmez bu gerçeği…
Ellerinde silah yok, MARK tankları, İngilizlerden kalma…
Uyarladılar kendilerine göre…
Veee…
Buldular T-54, 55 tanklarının yumuşak karnını…
Bir yere isabet VE tank içinde bulunan mühimmat sayesinde uçuyor havaya!

Ve Israil…
DIKKAT DIKKAT DIKKAT
Sözüm sana YALANCI badem, ADI PEZEVENK…
Bir orospunun çocuğu SÖZÜM SANA…
Yanındaki ihtiyar bunak ile birlikte DERS al diyeceklerimden…
Hani birkaç ayda bilişimci yetiştiriyorsun ya, istihdam yaratıyorsun falan…
HAYALINDE…
Dikkat ile oku beni…
Bak istihdam nasıl yaratılır…
Yerli ve milli nasıl olunur öğren Israil oğullarından.

Kapitalizm…
Eyvallah, vahşisi olmadıktan sonra…
Liberal ekonomi HAYIR…
Devlet denetimi gerekir, insan açgözlülüğüne…
INSAFINA…
Bırakırsan halkı…
VAY HALLERINE…

>>> Denetim esas, halkta SENI denetleyecek <<<
NOKTA

Tabii halk…
Halksa, neyse konuyu dağıtmayalım…
Israil’in elinde yok avcunda…
Dedi özel teşebbüs kolları sıva…
“Devlet destekli” iş kolu açma…
Bilime yol verme, ihtiyaç bunlar bunlar…
BUL çözümlerini…
Ve onlar hem buldular çözümlerini hem insanlara iş sahası açtılar.

Çalmadılar…
Yandaş yoldaş doyurmadılar sizin gibi.

Gelelim “bizim yerli ve millilere”
Önder…
Demedi mi hani motor üretimi nerede…
Akü…
Optik sanayisi falan…
“Tank paletti”

Dün…
CNN-Türkiyeli gibi…
SÖZDE…
15 Temmuz darbesi(!)

Kendi kendilerini veriyorlar ele…
Tabii yalanın bini…
Bir para olunca şaşırıyor garibim…
Veriyorlar kendi kendilerini…
Ele!

Oku ulan yandaş ve yoldaş olanı…
OKU!


+

UNUTTUM…
DIKKAT DIKKAT DIKKAT…
Ben sadece ana avrat düz gitmem…
Eleştirmem…
Çözüm önerilerinde de bulunurum, denenmiş…
Başarıya ulaşmış çözüm önerileri…

Vermişimdir…
Çekoslovakya, İrlanda vesaire örneklerini…
>>> “Küçükler” ayakta tutuyor milletleri <<<
Start – Up’lar
Israil küçüklere yol verdi…
Ve bugün O küçücük devlet…
Devler arasında…
Siz ise…
Kodamanlara…
Göreceksiniz ananınızın amını!

Bu arada…
Yandaş – Yoldaş olsa da…
Teşekkür ederim Hürriyet Gazetesi…
EBA eki!

*

Önder…
Uslanmaz.

*

Tayyip saati 10:01
Dolar 7,8476
Euro 9,2228
Borsa 1151

Daha bu sabah yazdım…
Yine televizyonlarda bir şeyler…
Hadi hayırlısı, böyle başa…
Böyle şimşir tarak.

*

Prof. Mesut Hakki Caşin…
Sen ÖNCE kravat bağlamasını öğren…
Sonra ahkam kes!

Yazık vallahi yazık…
Acıyorum sizlere, bu yüzden anlatmaya çalışıyorum ama…
Neyse…
Kendi düşen ağlamazmış.

Hadi ben gitti…
Gitmeden…
Gülerim acınacak halimize…
Doğruya doğru yalana yalan…
“Onlarda küçükleri düşünüyor”
Yok…
Buzdolabı, nohut, makarna falanı kast etmiyorum…
Israil…
Bilime önem veriyor, Onlar…
İnşaatlarda amele çalıştırmaya…
İsteyen çocuğunu gönderir okula(!)
Vesaire!!!

*

Bak…
Kule dibi…
Bizim dükkân…
Sikmeye çalıştılar Önderi!