Dün akşam haberlerde, Hindistan’da bir boğa

4 metre uzunluğunda, 1 metre doksan boyunda…
1000 kiloya yakın ağırlığı…
Besicisi…
Senede 120 bin dolar kazanıyor spermasından…
Yanılıyor olabilirim, rakam hafızam…
Sende 18 kilo meni veriyor galiba.

Bayram ya gördüm televizyonda…
Ne boğalar, maşallah…
Kafa mı yok bu insanlarda yoksa talep mi piyasada?

Tohum…
Düşerse toprağına…
Filizlenir bir meyve, bir bakan…
Bir daha!

İnsanı insan yapan vasıflardan biri nedir bilir misiniz?

İzzetinefistir…
Aile içinde, sevenler arasında olmaz, olmamalı gurur…
Bir noktaya kadar…
Olmaz zaten, olmamalı.

Ancak…
Genelde insan haysiyeti, yani onuru…
Çok önemli…
İnsan…
Tükürdüğü yüze bir daha gülmemeli…
ARAMA…
AKP’lilerde, pezevenkte böylesini…
Onlar…
Ve göt kılları ezelden beri el pençe divan…
Biat kültürü…
Her biri birer emir kulu!

BAK…
Emir nerelerden geldi, EVET EMIR…
INAN…
Şakaya gelmez tipler, isteseler…
Beni itin götüne sokup sokup çıkarırlar…
Hayatimi kaydırırlar…
Susacak bu çeyrek(!)

Sustu mu?
KIMSEYE çiğnetmem onurumu!

Sorma isim…
Ama önemli biri, bugün açıklama yapıyor…
>>> Türkiye’de çok ciddi insan hakları ihlalleri <<<
Avrupa Birliğinden birisi…
İlişkiyi kesmeyelim AMA önümüzdeki 20 sene içinde Avrupa Birliğine de almayalım…
Hadi bakalım!

*

Jaaa!

Bu yüzden sevgi…
Saygı…
Ve güven bu yüzden. Her biri bir diğerini doğuruyor…
Beşerî ilişkilerde…
ESAS OLAN…
Üç kaide!

Herkes mi böyle, öyle olsa duyardım YOKSA bana özel mi?

Geldi mi…
Ki Allah beterinden korusun, geldi mi üst üste…
TEPELEME…
Salı valide de hastaneye…
Önder nöbette…
Herkes gider bir yerlere.

Hal olsa…
Güvenebilsem kendime…
Saniyeme(!)

Demin hanım “tut şunu” bir gelinlik…
Biliyorum ZOR, hasta yoruldu…
Müşteriye baktım öncesi, sallanıyorum, Allah belamı versin sallanıyordum…
Dedim halim yok ayakta durmaya, kızdı…
KIZIM…
Hastasın, maşallah iyi kötü gücün yerinde…
İlaçları avuç avuç…
Pis ilaçlar…
Ya ben…
Kendisi biliyor poşetler dolusu…
Uyuşturucu YETMIYOR…
Yasaklı ağrı kesici…
Canım çıksa canımı veririm ya…
Kimisi…
Bencilliğin had safhası. Elbette O gün gelecek…
Görecek anasının…

Kimileri gibi!

*

Bura 33 derece, benim için çok fazla. Bakma aldım önlemlerimi 25,5 derece AMA
Buharlaşma, havlu…
Pervane, yapmıştım geçen sene…
YINE, hani Terakota veya terrakotta;[1] pişmiş kil bazlı, kahverengimsi kızıl renkli, mat seramik…
Hani taş, kum…
Hani doğal, eski, tarihi buzdolabı…
Anca bu kadar 33 dereceden…
25,5’a!

Allah…
Çalışanların, çalışmak zorunda olanların yardımcısı olsun…
INANIN…
Dayanamıyorum.

*

Kardeş geldi…
“Kızıyor” Kinderarbeit…
Çocuk çalıştırıyormuşuz…
DayDay yardıma geldi yengesine…
“Evde bir süpürge almıyor eline”
Eeee…
Ne ucuz ne ucuz?
Elin evladı ele ucuz!
😊
DayDay çalıştırır böyle. Bedava değil tabii…
Bugün bayram ya köşeyi döndüler…
Eh birkaç kuruşta Önderin cebinden öylesine gider.

*

Bizim küçük hafız, hızlı zampara…
EVET…
Zampara, pezevenge öğretmeliyim “bedava”
Acıdım geçenlerde kardeşe, “bari para yedirmese kızlara”
Yetiştiremiyor ne yapsın, tabii, tabii ki “yedirecek para”
AMA…
Kalbi temizse, seviyorsa…
O kız bakmaz cebine, öğretmeliyim bunu ona.

Yaşları ne…
Bir dondurma, bir sinema…
Olmadı bir yerlerde bir Cola, arada bir çiçek…
Karınca kararınca bir hediye…
Olacak o kadar, ruhsuz…
İnsafsız, vicdansız…
Alman mürebbiyesi, anla halden…
Sanki Ali sana hiç yapmadı, ulan seni nasıl tavladı???

Korkma paşam…
Var…
Daha dayın var arkanda. Sorun…
Birde benim ki var ya…
Ulan evlenseler de kurtulsak, para yetişmeyecek…
Bu “namussuzlara”
😊

1,1830

Altında 1980’i bekliyorum, o zaman boku yedik…
Yetmişe kadar gidip geliyor, Allah korusun…
1973,63…
Çok şükür iniyor parite.

INAN…
Bencilliğin zamanı değil…
Ben değil…
BIZZZ!

*

🙂
Evet ama…
Allah…
Herkese nasip etmez!

Bilsem… Panik… EVET PANIK, en azından altı hafta, cannn dayana(!)

„Die historisch beispiellose Schwäche der US-Wirtschaft infolge der Corona-Pandemie geht jedoch an den Tech-Riesen wie Amazon oder Apple augenscheinlich spurlos vorbei. Als ganz klarer Gewinner der Krise hebt sich der weltgrößte Online-Händler Amazon ab.“

Çok anlatmışımdır Amazon’u…
Anlatmadığım çalışma şartları, ima ettim sadece…
Tönnies Holding…
Hani Almanya’da et işletmecisi…
Doğu Avrupa’dan işçileri…
ALOOO…
Ayda 200 saat ki olmalı KANUNI 160 saat…
Askeri ücret saate 9,35 Euro…
Veriyor işçilerine 4…
TEKRAR DÖRT EURO!

200 saat çalıştırıyor ve saate 4 Euro ücret veriyor…
BÖYLE…
“Adam” oluyorlar!

Çok kötüyüm ya, birden moralde gitti. Haber demin geldi.

Ve dört BÜYÜK belki parçalanacak, IYI OLUYOR, Google ile yapmışlardı öncesi. Bu dünya KIMSENIN özel mülkü değil. Daha kesinleşmedi ama buna benzer beklentiler var

Bu yüzden severim Latinleri…
Bir noktaya kadar…
Kimsenin gözünün yaşına bakmıyorlar, TABII ÖZ SAVUNMA…
Olsun…
Kenarından köşesinden bizde nasipleniyoruz.

Temassız ödeme gibi…
Bakiniz Alman Korona yazılımına…
“Bir avuç banka”
Her biri kendi havasına, onlarca, yüzlerce cep üreticisi…
Yüzlerce, binlerce model telefon…
Her bir telefon, kafasına göre güncel durumda…
Ve temassız ödeme güvenli öyle mi???!!!

Veee YAZDIM zamanında Bilal oğlan, ISID, PETROL, altın denklemini

Amerikalıların İran’dan alacaklarını da bize ödetecekler
30 Temmuz 2020

Bir zamanlar yandaş kanallarda “Türkiye’deki cari açığı kapatan adam” olarak lanse edilen Reza Zarrab’ı hatırlıyor musunuz?

Hani, Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde kendisinden “altın ihracatı yapan bir zat. Ülkeye katkısının olduğunu biliyorum. Hayır işlerine girdiğini biliyorum” diye bahsettiği Reza Zarrab?

Ya da AKP hükümetinin, New York’ta tutuklu olduğu dönemde “akibetinden” endişe duyup, hakkında ABD hükümetine bir değil, iki kez nota verdiği aynı Reza Zarrab.

İşte o Reza Zarrab’ın Türkiye-İran hattındaki karanlık ilişkileri ve işleri nedeniyle, Türkiye’nin başı dertten kurtulmuyor.

Açılan ilk davada, Zarrab’ın “itirafları” nedeniyle Hakan Atilla hapis cezasına çarptırılmıştı.

İkinci dava kurumsal olarak Halkbank’ın kendisine açıldı. Duruşmalar Mart 2021’de başlayacak.

Şimdi üçüncü “Halkbank davası” da geldi.

Bu üçüncüsü özellikle ilginç; Çünkü doğrudan Türkiye ile ilgisi yok. Ama ilgisi olmamasına rağmen, “bedelin” Türkiye tarafından ödenmesini öngörüyor.

“252 AMERİKAN VATANDAŞININ İRAN’DAN ALACAĞI VAR HALKBANK ÖDESİN…”

Halkbank’a bu 3. davayı açanlar, 252 Amerikan vatandaşı. Bunlar, İran’ın sorumlu tutulduğu dört ayrı terör saldırısından zarar görmüş kişiler.

Amerikan mahkemeleri daha önce bu kişilerin “İran saldırılarından zarar gördüğünü” kabul etmiş ve İran’dan bu kişilere tazminat ödemesini hükme bağlamıştı. Elbette İran bu tazminatları ödemedi.

Bu 252 kişi de, New York Federal mahkemesinde görülen Halkbank davalarına güvenerek, hak kazandıkları tazminatların Halkbank tarafından ödenmesi için mahkemeye başvurdu.

Dava, Halkbank’ın Amerikan ambargosunu hileli yolla delerek, İran’la girdiği para ilişkisinden “menfaat sağladığı”, bu nedenle Amerikan vatandaşlarının alacaklarının da Halkbank tarafından ödenmesi gerektiği iddiası üzerine kurulmuş durumda.

ATİLLA HAKKINDAKİ YÜKSEK MAHKEME KARARI MI BEKLENDİ?

Davanın kamuoyuna açıklanmasında da ilginç unsurlar var;

Dava 26 Mart 2020’de resmen açılmış, ancak hemen gizlilik kararı koyulmuş. Kamuoyuna duyurulmamış.

Kamuoyuna açıklanma tarihi ise 24 Temmuz 2020.

Peki aradaki bu dört ay içinde ne oldu da dava üzerindeki gizlilik kararı kalktı?

Bu 4 aylık süre içinde konuyla ilgili tek gelişme, Hakan Atilla’nın davanın yeniden görülmesi için gittiği yüksek mahkemenin hapis cezasını onaması oldu.

Federal Yüksek Mahkeme, Atilla hakkındaki kararı onadığını 20 Temmuz 2020’de açıkladı, 252 kişinin Halkbank’a açtığı dava için gizlilik kararı da 24 Temmuz’da kaldırıldı.

HALKBANK’IN DOLAYISIYLA TÜRKİYE’NİN İŞİ ÇOK ZOR

Gizlilik kararının Atilla davasının yüksek mahkeme kararından sonra kaldırılıp, kamuoyuna açıklanması manidar.

Yüksek Mahkemenin Atilla davasındaki “onama” kararı, Halkbank hakkındaki iddiaların da Amerikan hukuk sistemi tarafından “kabul gördüğünü” belgeliyor.

Üst mahkemenin bu kararının ardından, hem Halkbank’a açılan kurumsal dava, hem de Amerika’daki İran mağdurlarının açtığı bu üçüncü davada iş iyice zora girmiş duruyor.

2 MİLYAR DOLAR İSTİYORLAR

İran’dan mağdur oldukları gerekçesiyle Halkbank’tan tazminat talep edenlerin açtığı davada bahse konu para ise toplamda yaklaşık 2 milyar dolar.

Bu para eğer dava Halkbank aleyhine sonuçlanırsa- tüm bu Zarrab-Halkbank davalarında milletçe ödeyeceğimiz tek para da değil;

Çünkü hem Halkbank’a açılan kurumsal davayla ilişkili olarak ABD devletine ödeme ihtimalimiz olan bir tazminat:

Hem de ayrıca ABD Hazine bakanlığı’nın “İran’a yaptırımlarının delinmesi” gerekçesiyle ayrıca keseceği idari para cezası var sırada.

“Dostum Trump”, “önce Amerika” diyerek Başkan seçilmişti. Amerikan vatandaşlarının İran’dan alacakları tazminatların Türkiye’nin üzerine yıkılması fikri, tam da bu “önce Amerika” statrejisiyle uyumlu.

Bizde ise;
Ver mehteri! Haydi Ayasofya’da namaza….

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/zeynep-gurcanli/amerikalilarin-irandan-alacaklarini-da-bize-odetecekler-5960771/

*

İntihar edeceğim, intihar… 04.08, yalnızım. Havalar böyle devam ederse YANDIM