Hani beterin beteri vardır derler ya, şansım ve şansızlığım

Dünyanın en şanslı insanları arasında olmalıyım…
Böyle bir ana – babaya sahibim, sahibiz…
Biri öksüz diğeri yetim yetişmiş, okumamışlar AMA…
Cahil değiller, birini hayat mevzun etti, abartmadan, sıfatı ordinaryüs profesör…
Diğeri ise kendi kendini yetiştirmiş, okuma sevdam ondan, bu dünyada dünya klasikleri denilen kitap yoktur ki okumamış olsun. Ve daha birçok başka kitap.
Her Allah’ın günü en az bir gazetesi vardır ki ortalama en az iki…
Çocukluğum olağanüstü güzel geçti diyebilirim, bir dediğim iki edilmedi…
Bak kardeş benim kadar şanslı değildi, hastalıklı ve dar zamana “denk” geldi.

Yine para içinde “yüzdüğümde” oldu, aç kaldığımda…
Bebem için, yetiştiremediğim için, bir nevi hırsızlık yaptığımda oldu…
Meslek hayatımda ve siyaseten…
En üst mertebeleri diyebileceğim makam sahipleriyle de beraber oldum, en alt seviye sayılan…
Almanya’da asosyal diye tabir edilen insanlarla da muhatap olmak zorunda kaldım.

Ve hayatımı altüst eden olay…
Canımdan can…
Kaybettiğim meleklerim, sağlığım ve giriş yapıyoruz konuya…
Kulüpten geliyorum, başkan ile konuşmam lazım…
Belki ayrılacağım kulüpten, tepem çok fena attı. Bak uyuşturucu, uyuşturucu deyip duruyorum…
Gerçekten uyuşturucu, sentetik, Morfinin iki kati gücünde…
Doktor reçeteli…
THC denilen, uyuşturucuda kafa yapan madde yok içinde. O yüzden yasak olan her şeyi yapabiliyorum. Mesela araba kullanmak, makine operatörlüğü falan…
Kafam yerinde…
Ağrı kesici, çok güçlü bir ağrı kesici. SONUM…
Kanabis, esrar…
Dinmiyor ağrılar, sadece şimdilik kontrol altında. Vücudumda kırılmayan kemik, ezilmeyen, tahrip edilmeyen organ yok gibi. Yüzde 99 ölüydüm, yașma çansım yüzde birdi.

Ulan erkekliğim bile sorgulanır oldu, leğen kemiğim, kalça falan…
Dedim ya kırılmayan hiç bir şeyim kalmadı. Çok şükür…
Geleneksel meneleksel tedavi ettiler…
Aylarca yatakta kıpırdatmadılar, YÜRÜMEYI, çocuk gibi yeniden öğrettiler…
Aort damarı patladı patlayacak, sonunda neredeyse kadın yumruğu büyüklünde sisti, nefes borumu, gırtlağımı kesti. Lokma yutamaz hale geldim. Bırak lokmayı, boğuluyordum.
Ameliyat edemiyorlardı, sonunda bu kadar büyüyünce ettiler…
Etmek zorunda kaldılar, koca Avrupa’da üç, tekrar sadece üç doktor var bu tür ameliyatı yapabilecek olan. Görsen beni…
Yanından geçsem, önünde dursam…
Bunun neresi sakat dersin!

İçim ya içimmm…
Bırak bedensel darbeyi, ruhum gitti…
Ne ölüyüm ne canlı…
Araf’ta, iki arada bir nevi “varlık” gösteriyorum.

Şans mi, şansızlık mi?
İnsan…
Özürlü dendi mi, ağır şekilde engelli…
Beklenti içinde, tekerlekli sandalye, el kol, bacak kopuk falan…
YOKKK…
Benim içim gitmiş içim!

Okul…
Diploma meselesi, ulan lise diplomam bile yok…
Lise terkim…
Ben sana daha ne diyeyim?

Her önüne gelen bu ne diye soruyor bana…
Ya oturarak atış yapıyorum veya destekli…
Ya ayakta durmaya halim yok diyorum, inanmıyor musunuz bana?
Yürüyemiyorum…
Su ya su şişesini açacak gücüm yoktu kısa bir süre öncesine kadar…
Herifler böyle olmaz diyorlar!

Ya 1,5 kilo, bir buçuk…
Kol dümdüz…
Ulan yeni saat almayı düşünüyorum, yeni, mecburi…
Rado marka saatim var, çok severim, seramik (keramik)…
Ağır geliyor, ağır…
Alacağım yenisini, 11 gram ağırlığında, yine seramik…
Anla ya anla sadece koluma ağır geldiği için, taşıyamıyorum saati bile…
Gerçek silahı nasıl tutacaksın?
Soruya bak ya, ulan küçük kalibre 22’lik…
Hepi topu en fazla bir kilo, P229’u alsam bile…
Ben gramdan söz ediyorum, onlar kilodan…
Yok arkadaş…
Başkanla konuşacağım, tipime bakıp karar vereceklerse kalsın…
Kulüp mü yok dünyada?
Bu lafları edenler yedek üyeler, Thomas farklı düşünüyor…
Başkan yardımcıları, benim gibi üyelerin en ufak bir söz ettiği yok…
BENIM YÜZÜMDEN…
Tüzüklerini değiştirecekler. Bak ya…
Silah benim için bir hobi, severek yaptığım bir şey…
YINE…
Sağlığım için, yeminle daha bilinçli nefes aldığımdan beri kendimi daha iyi his eder oldum…
Bilinç…
Konsantrasyonum biraz da olsa düzeldi. Bu ne ya?
Önyargılarla, onunla bununla uğraşamam ben!!!

Sinek sıklet

Okuyorum köşe yazarlarını…
Okuyorum dış basını, içi, artık iç denirse…
Yandaş basını…
Entelin dantelin düşüncelerini ve tabii gerçek entelektüelleri.

Bak kardeşim…
Bir çeyrek, bir yarım akıllı, 2,5 gram akıl sahibi olarak benim düşüncelerimi soracak olursan(!)

Kahpedoğan hakkında, iki ihtimal çıkıyor öne:
1. Ya gerçekten süper zekâ ki öyle olsa FETÖ ve benzeri olaylar olmazdı…
2. Maddi ve manevi yönlendirme, destek dışarıdan
a) Maddiyat ile başlayalım, malumunuz sıcak para. Satılar, savdılar o başka ANCAK yetmezdi bu para bunca seneye, hele kendileri için ayırdıklarını da dikkate alırsak. Önceleri Suudiler, ki hala inanıyorum Kripto konularında onlardan destek aldıklarına, Katar, Kuveyt falan olmasa bunlar çoktan ifrazdı. Sen yabancı yatırımcıya ne kadar kolaylık sağlarsan sağla, öz kaynak isteyecekler senden, GÜVENCE
Tüketim çok, üretim yok. Kredi kartı, teminat falan AMA nereye kadar?
TOKI…
Onların en önemli gelir kaynağı idi…
Hatırla, yayınladım gazete kupürünü, Erdoğan arazi Mafyasının kendisi!
Bitti, bitti…
Talep yok, arz – talep meselesi!
b) Gir bak arşivlerime…
Bu kuşkuyu hep dilendirdim, bu gerçeği hep dile getirdim…
Ta başından beri bilimsel veriler ile hamle atıyorlar, en güzel örnek kamuoyu araştırmaları…
Halkın…
Varoşların >>> nabzına <<< çok yakınlar. Bu akıl…
SADECE bu konuda bu bilimsellik…
Bir üst akıl tarafından mı yoksa AKP zihniyetinin geliştirdiği bir strateji mi?

Soru bu!

Para ve kaynağı kadar önemli bir soru ki gereken önlemi alabilesin > doğru < cevaplanması, yanıtlaması gerek bir soru!
Sonra…
Kuş gribi gibi bir konu, hatırla…
Ve bu pezevengin verdiği tepki bu sorunun cevabını veriyor AMA kim bu, kim?
Bu ülke öyle veya böyle yönetiliyor AMA kim yönetiyor, nereden yönetiyor?

Bak güzel kardeşim…
KAYBEDEMEZLER, kaybetme lüksleri YOK…
Ne yapıp yapıp kazanacaklar bu seçimleri…
Öyle veya böyle…
Halk…
En azından büyük bir bölümü koyun, bir…
İkicisi…
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesine VE keyfi…
Yani keyfini bozup vatan – millet, Sakarya edebiyatını yapar AMA keyfini bozmayacak kadar da bencil.

Bu durum karşısında…
Bu gerçekler ışığında…
Bu zihniyetin önüne konan, al iste meydanda, yırtık dondan çıkar gibi çıkmış…
Seçim üzerine seçim kaybetmiş, aslinda tercih…
Mir Dengi Fırat karşısında bir “fırtına” ılık bir meltem esti…
Bence…
Annem çok güzel bir lakap buldu, Gandi Kemal değil, sinek sıklet…
Bir ağır top karşısında, Yahudilerin Hz. Davud ve Goliath benzetmesi AMA…
Bu herif, ihtiyar bunak bir Hz. Davud değil!

Çıkardılar bir kadın piyasaya…
Sözde rüzgâr estirdi, olabilir…
Kemal gibi bir meltem belki, AMA ciddi bir rakip olabilir mi…
Hele hele bu söylemiyle…
Kuşkuluyum, gerçekten rakip olsa, olabilse bile…
Hile…
İle onu yine alt edecekler, bu kesin…
Bugüne kadar sandığa sahip çıkmayan, çıkamayanlar…
Şimdi mi sahip çıkabilecekler?
Hadi canım sende, bebekleri de leylekler getiriyor değil mi?

Bu kati bir kanaatimdir…
Seçim ile geldiler ama seçim ile kesinlikle gitmeyecekler…
Dedeleri…
Vahdeddin örnektir onlara, kardeşi kardeşe düşürmek, kardeş kanı akıtmak özgüdür bunlara…
Bu çeyrek, eminim bundan…
Eninde sonunda silahı alacak eline…
Ya ölmek veya öldürmek için!

Meral Hanıma bir uyarı

Siz…
Bir kadın olarak, bir Türk kadını olarak…
Varlığınızın ve sorumluluğunuzun bilincinde misiz?
Siz…
Bu yeni “sistem” içinde Cumhurbaşkanı aday, adayaydınız değil mi?
Peki, ne bu laubalilik?
Bir kadın olarak, bu yüce makama aday olan bir insan olarak, hemcinslerinize örnek olarak ne O…
Ağabey, magbey muhabbetleri…
İnsan ağzından çıkan söze / lafa dikkat etmez mi?

Hiç yakıştıramadım size bu gayri ciddiyetsizliği…
Hiç ama hiç…
Bilirim sizi bakanlığınızdan beri, gözümde…
Bir hiçtiniz, bir hiç kalacaksınız!

### mutlaka ###

Yok kardeşim…
Gözümü, gönlümü dolduracak ne kadın gibi kadın ne adam gibi adam var bu memlekette!

Ön ergen

Annem anlatıyor şimdi, evlerine götürdü…
Öncesine ananaya naz tabiii…
“Ablaaa, ön gergenlik geçiriyorum, zor geçiyor…”
Dayday ince bir alayla…
“Bilmez miyim Emrehan bende daha yeni geçirdim”
DIKKAT…
“>>> Dayım <<< birden bire üstüme saldırdı, ben korkmayayım da kim korksun?”
Anlaşılan…
Bu akşam evde konu ben olacağım!
😊
Gerçek şu ki, annem bile > alman mürebbiyesinden <
Hepsi birden benden çekiniyor!

Kara Mediha’ya bak ya

Zaten > hatun kişilerin hepsi < annem başta, hanım, inatçı keçi…
Ayni şeyi yapıyor, hafıza sorunlarımdan faydalanıyorlar…
Babam, rahmetli…
Onları bana emanet etmiş. Olabilir, ben hatırlamıyorum…
Hadi annemi, hanimi, evladı anladım da kardeş ve kuyruğu nereden çıktı?

Niye benim sorumluluğumda oluyorlarmış?
Gerçekten sevmem el kaldırmayı…
Ne kadına ne çocuğa…
Okkalı bir tokadı yedi, hak etti, yok yaptıklarından değil, şikâyet edilen şeylerden…
Ayni şeyi, terbiyesizliği bana da yaptığı için yedi tokattı, ANINDA…
Hep derim; kodum mu oturturum…
Sadece çocuk için geçerli değildir bu…
Sanırım evlat gibi olacak, artık büyüklerinin elini >>> zorla <<< öpüyor…
Kalkıp yer veriyor kendinden büyüklere, anlatmıştım dı…
“Millet” elini çekiyor, O zorla öpüyor…
😊

HERKESIN, ev ahalisinin zaten, aile içinde, Türkiye’de…
Hele hele dışa karşı öcüsü benim…
Vallahi billahi adım çıktı…
Aslında öcü değilim, söylendiği kadar kötü, öcü değilim…
Öcü yaptılar beni!

Vurdum ya, hak etmesine rağmen…
Yeminle üzülüyorum, vicdan azabı çekiyorum şimdi!!!