Çok berbat dostlar çok berbat

Havalar çok sıcak…
Otuz küsur derece, Almanya’da…
Yanıyor etraf!

Adim atmaya hal yok…
Evden dükkâna, dükkândan eve, serinlikte…
Demin içecek almak için dışarıya çıkmak zorunda kaldım…
Güneşi görmüş…
Sarımsağı koklamış vampir gibi dize geldim…
Korkulu rüyam, sıcak…
Kalp hastaları için ölümcül…
Dayanamıyorum sıcaklara, imkân olsa…
Kutuplara taşınsam, serine, soğuğa, buz gibi çivi gibi soğuğa…
Veya ölebilsem, toprak ananın bağrına, Sevda’mın, Metin’imin yanına!

Liberal Camii ve Atatürk

Hatırlı okuyucularım bilirler beni, düşüncelerimi, görüşlerimi…
Berlin’de açıldı, Liberal Camii…
“Siyasi bir kavram” ve Allah…
Neden insan ibadethanelere siyaseti sokar ki?

Cevabı…
Peygamber Efendimizde, yazmıştım evvelsi, bundan bin dört yüz küsur sene öncesi…
Siyaset hayatin bir parçası…
Hz. Isa, ondan öncesi Hz. Musa öncelik inançtı, Allah’ın varlığına, birliğine…
Peygamber Efendimiz ki Peygamber olmakla birlikte bir insan ve insan olarak geçimi sağlayacak…
Mevcut düzene ya uyacak ya baş kaldıracak…
Bizim geri zekâlı > dinci < ki örnek alacak…
Düşünmeden, sorgulamadan, mekân ve ortama uymadan…
Peygamber Efendimiz ve bilindiği gibi ticaret, Peygamber Efendimiz ve siyaset…
Günümüzde rejim dedikleri, bir bütün, sosyo – ekonomik bir bütün(!)

Hiç kiliseye gittiniz mi?
Yokkk…
Öyle değil bir ayin esnasında Hristiyanların yanına oturup ayini izlediniz mi?
İbadetin her şekli…
Yürektense…
Ta içinden gelerek, yürekten iman…
Kul veya insan, ne dersen de kişi yüreğinle, inanarak Yaradan’ı ile buluşuyor, Ona karşı…
Ona olan samimi ve derin duygular ile sesleniyorsa…
Kadın ve erkek ve çocuk birlikte Allah’a karşı olan görevlerini yerine getirirken…
Yan yana oturuyorlarsa veya ayakta…
Ne kadar güzel, o n muazzam bir sahne(!)
İnsan ve Allah!

Namaz…
İbadet şekillerimizden biri, çok önemli…
Eğilip kalkmak, secdeye varmak…
Ve insan ve hayvani dürtüleri…
Ve kadın…
Ve önümde (…)
Ah seni gidi kör Şeytan!

Atatürk…
Türk milletine çağdaş medeniyetleri sağlık verirken…
Mantığı, bilgiyi, özünü kardeşim özünü, geçmişini de teraziye koy demedi mi?
Ağaç kovuğundan çıkmadın ki…
Örf ve adetlerin, görüşlerin, gelenekler ki atalardan kalama, ama doğru ama yanlış…
Unutma…
Sadece bir insansın, haliyle nefsine hâkim olacaksın, Cihat…
Ki büyüğü ve küçüğü, büyük olan kendinle, nefsinle mücadelen…
Ve genç bir kız minibüste, Ramazan ayında şort ile seyahat ediyor diye döversen…
SEN…
Nasıl, kadın ve erkek, sen nasıl birlikte ibadet edecek, namaz kılacaksın?

Zemin üzerine, hani temel diyoruz ya MUTLAKA OKUMALISIN GÜZEL KARDEŞIM, ### MUTLAKA ###

Kardeş, arkadaş, dost…
Bu gibi ifadeleri kullandığımda, (…) Yürekten, ANLIYORMUSUN yürekten SANA sesleniyorum…
Evet, sana…
Sana sesleniyorum kardeşim, bak sana kardeş diyorum. Seni kendimden biliyorum…
Canın, malın, sevdiklerin, değer verdiklerin sanki ben, sanki benden!!!
Siyasi duruşun, hayat anlayışın, yaşam tarzın beni ilgilendirmez!

Neye inanırsan inan veya inanma, bana ne???

Ama bana kulak ver…
Ama yazdığımı oku, oku ve anla, anlamaya çalış…
Ne jeolojik mühendisiyim ne hukukçu, sadece basit bir bilişimci…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
Evet bir Atatürkçüyüm, bir Kemalist. Atatürk ilke ve inkılapları…
Sözde değil özde, özümde, içimde, ta derinlerde… Ve halkçılık ve insan ve vatan ve millet…
Sen, ben, BIZ, bizler kardeşim bizler…
Beş parmak…
Beşi bir mi?
Yine de bir elin, bir kolun, bir bedenin uzuvları…
Serçe parmağımıza bir şey olsa, canımız yansa tüm bedende, beynimizde bu acıyı his etmiyor muyuz?
Tüm bedende, hep birlikte?!!!

Bu sabah haberleri izledikten sonra her zamanki gibi içim yandı…
AMA bu sefer farklı…
Evet, farklı bir yanış, ateşten gömlek sadece canımı acıtmakla kalmadı…
İstanbul…
Üsküdar semti, bir Camii…
Denize çakılan kazıklar tarihi Camii de hasara yol açtı!

Bak güzel kardeşim…
Erkek demeye bin tane şahit lazım olsa bile…
Lise diplomam bile olmasa…
Elim artık ekmek tutmasa bile…
Benim için bilgi, bilgiyi edinmek, öğrenmek çocuk oyuncağı gibi bir şey. En büyük kabiliyetlerimden biri kavrama kabiliyetim…
>>> istediğim <<< takdirde çok çabuk öğrenirim, beni ilgilendiren, ilgimi çeken bir şeyse. Mütevazi bir elektronik ve gerçek kütüphane sahibiyim, en büyük hazinem, bırakacağım en büyük miras.

Paylaşılmayan bilgi değersizdir gözümde…
Gerçek bilgi, doğrusu…
Haaa gerçek nedir, doğru nedir diye sorabilirsin kendine (…)
Yalın gerçek vicdanın, aklın ve mantığın!

Canın kardeşim, canın, senin canın ve sevdiklerinin canı beni ilgilendiren…
Kaybetmek nedir bilirim, çok iyi bilirim ben…
Tövbeler tövbesi, dini – imanı, Allah’ı, peygamberi para olanlara bakma…
Hepsi yalancı, hepsi hırsız. Ama büyük ama küçük…
Hepsi ayni b.kun soyu, hepsi birer pazarlamacı, vatan ve millet düşmanı, din simsarı…
İstanbul boğazı…
Bu yazıyı yazmama vesile, boğaz kenarındaki Camii…
Bu uyarının nedeni…
Dolduruyorlar…
Dolgu, kum, taş, çer – çöp ne bulurlarsa. Dikiyorlar koca koca binaları üzerine…
Ve satıyorlar sana…
Yeter ki para girsin ceplerine. Evet, AKP…
O şerefsiz soytarı, adi hırsız ve yalancı Recep Tayyip Erdoğan denilen yaratık…
Ama kimse depremi düşünmüyor, zemin etüdü hak getire…
Depremde…
Dolgunun deprem etkisini arttırdığını biliyor musun?

İzle kardeşim izle…
Ve sor vicdanına, sor mantığına…
Deprem kapıda!

Not: Suya dikkat et!