Yolcu…
Yolunda gerek, yolcuya hazırlık gerek(!)
Ailevi bir nedenden dolayı izini geriye doğru ertelemek zorunda kaldım…
Tayyipistanda yılbaşı başka bir “bahara” kaldı…
Vardır her şeyde bir hayır diyerek umursamadım…
Zaten çok eski model arabalar gibi tekliyorum…
Töf töf, Pöf pöf…
Anca yani, bir iki hazırlık daha yaptım.
Baktım depoya…
İlaçlarım var ama hani bademler gibi benimde sağım solum pek belli olmaz…
Dedim…
Ne olur ne olmaz, gittim doktora.
Allah var yukarıda…
Gerçekten çok iyi bir doktora rastladım yıllar sonra…
İlgili, bilgili ve çok bilinçli…
Onun hatırı olmasa, ah olmasa…
Kendisi Alman, eşi Hintli…
Aslında iyi adam ama sinirli…
Onun siniri söker mi bana?
S.çarım bir tarafına…
Yeminle böyle şeylere çok dikkat ederim, terbiyesizlik, saygısızlık yapmam…
Sözde şaka, ileri geri konuşma…
Doktor Hanımın hatırı olmasa, ağzının payını verir oturturdum onu bir tarafına!
Neyse gittim yanına, dedim ilaç lazım…
Sordu hangisi, hangileri?
Dedim Allah ne verdiyse hepsi gerekli!
Bir parantez açalım…
Hatırlı okuyucularım hayat hikayemi kaba hatlarıyla bilirler, kendimi anlatırım…
Sevdiklerimi, bana yakın olanlar, sevinçlerimi, hüzünlerimi ve ilgilendiklerimi…
Utanmam, çekinmem çünkü Allah’ın bildiğini, mahremim değilse kuldan saklamam…
Şeker bizde irsi…
Bu yazıyı “kaleme” almama vesile ilacın maddi değeri yaklaşık 400 €…
Her Allah’ın ayı gerekli(!)
Benim şekerim doktorları hayrete düşürüyor…
Ah babaanne, ah. Pirincin özünü tülbentle sıkar yedirirmiş bana, bundan 50 sene önce her gün tam tamına bir liralık etim varmış, beyin, balık, meyve – sebze affedersiniz kusturana kadar…
Her şeyin özü, gerçeği…
Hele yetiştirmesi, terbiyesi…
Hala onun terbiyesiyle yetişenlerden ve hayata olanlardan biriyim, diğeri ablam. Hala kızı.
Normal şartlar altında bir komadan diğerine düşmeliyim…
Şeker koması, akciğerlerimde su yine çok birikti…
Al yuvalarım ile ak yuvalar, AK Parti ve Y-CHP gibi…
Ne birlikte olabiliyorlar ne birbirlerini görmeden, didişmeden yapabiliyorlar…
Vücudum sürekli bir iltihap halinde, hastaneye yatmalıyım…
Neden ve niçin?
Uzun lafın kısası virane…
Hala yıkılmadı, ayakta…
Antika ya antika!
Yazdı Allah ne verdiyse, geçen Cuma’ydı…
Verdim ayni gün eczaneye, eczacım hiç yadırgamadı, uzun bir liste, birkaç reçete birden…
Dedi yarına gel al.
Gittim aldım…
Her ay ayni konu, katkı payı. Biliyorum ödemem gerekeni…
Eczacı daha çok istedi…
Neden diye sorum, „şeker ilacın“
197 adet hap…
Şeriatın kestiği parmak acımaz misali yutkundum ama ödedim…
Koca bir poşet, kocaman…
Dükkânda baktım, hiç bu kadar büyük paket almamıştım…
DIKKAT…
Miligram kullanan arkadaşlar, sadece şeker ilacım >>> artık <<< iki gram…
Anaaa, bu ne?
Diyetisyen doktorun ille alacaksın dediği ilaç 850 mg…
Aslında umursamam. Tipik bir Türk’üm…
Yumurta kapıya sıkışacak ya feci ağrılar veya yan tesirleri, etkileri beni rahatsız edecek…
Arkadaş şeker dediğin öyle bir illet ki…
Kör olma, felç cabası…
Kızılderililere yakalanmış kovboy gibi his ediyorum kendimi…
Bağlamışlar beni, yakmışlar altımda ateşi…
Usul usul kızartıyorlar önderi…
Birde milyonlarca, milyarlarca karıncalar olmasa.
Gerçekten, kullanmak zorunda kaldığım ilaçlar şakaya gelmeyen cinsten…
Hem çok yüksek dozajda hem pahalı…
Kimisi, uyuşturucu misali özel reçeteli…
Dedim pazartesini bekleyeyim, gidip doktora sorayım…
Öylede yaptım.
Belki hatırlarsınız…
Ara ara bahis ederim Erol’dan ve Sevil’den…
Sevil abla akrabam, soyumdan…
Benim gibi şeker hastası…
Dedim yanlış olsa bile alır götürür veririm ona, sorsun doktoruna, işine yararsa…
Yok YARAMAZSA…
Diyecektim ona, tanıdığın, güvendiğin bir eczacıya ver…
Biliyorsunuz Tayyipistanda ilaç bulursan bir dert bulamazsan bir dert…
Eczacı versin >>> ücretsiz <<< bir garibana, işine yarayana!
Kadına bak ya…
Çok kızdım ona. Pire için yorgan yakanlardanım…
Hem vallahi hem billahi…
Küçücük şey için kıyametleri koparırım…
Ne derler?
Şeytan ayrıntıda gizli(!)
Baktı, olmaz tabii dedi, yazdı yeni reçete…
Kocası yazmıştı, herifte mırın kırın edince az kaldı patlayacaktım…
Benim sağlık kartımdan aldığım, üstüne ödediğim para…
Yeminle maddiyatında değil, Almanya’da gariban olsa, yani Türkiye’deki gibi…
Tıkır, tıkır işleyen bir sosyal sigorta olmasa…
UMURUMDA OLMAZ…
O da insan bu da insan, keşke daha fazla faydam olsa…
AMA…
Burası Almanya!
Aldı elimden koskoca paket ilacı…
Sormadı bile ya sormadı…
Doktorda bunu yaparsa(!)