Vallahi hatırlamıyorum…
Otuzlarımda çok faaldim, her türlü…
O yıllarda olsa gerek…
Bir arayış, zaten ömrüm aramak ve bulamamakla geçti…
Kafayı siyaseten liberalizme takmıştım, hatta LTD’ye üye olmuştum…
Lieberale Türkisch – Deutsche Vereinigung, yani Türk – Alman Liberaller, siyasi bir oluşuma katılmıştım. Çok nadiren yatığım bir şeydir, katılmam ona buna, hele birilerinin peşinden asla yürümem!
Önce kendini bana ispat edecek, kanıtlayacak…
İş hayatımda da böyleydim, her önüme koydukları “amir” olarak tanımıyor, tanımadığımda yüzüne söylüyordum.
Ister inan ister inanma!
Tabii her ciddi siyasi oluşumun, düşüncenin bir siyasi, sosyal ve ekonomik dünya görüşü vardır. Çok sürmedi, bu düşünceler, görüşler…
Beni sarmadı, mantığıma, dünya görüşüme ters geldi. İlişiğimi kestim.
Bakın…
Belki onlarca yıldır Frankfurt, Atatürkçü Düşünce Derneği üyesiyim…
Gittim, gördüm ve dersimi çıkardım…
Gidip gelmem, cüzi bir aidat ile elimden geldiğince maddi destek…
O kadar!
Atatürk…
İlke ve inkılapları, ruhu, düşünceleri, kafamda kurduğum muhtemel hayalleri…
Özümsediğim, benimsediğim ve tatbik ettiğim…
Onun dışında ne sağ ne sol…
Haliyle geceliğimde iflah olmaz bir solcuydum, yıllar geçtikçe, gözüm dünyaya açıldıkça…
Bu düşüncenin maalesef gerçekleşemeyeceğinin idrakine vardım.
Eşitlik, ne kadar güzel…
Eşitler arasında daha eşit olanlar…
İnsan ve karakteri!
Eğer siyaseten biraz faal, biraz dünyaya ve Türkiye’ye gözünüz açıksa, ilgileniyorsanız…
Kaçınılmazdır aslında…
Fark etmiş olmalısınız, liberalizmin, neo – liberalizm adı altında…
Nasıl sağa, nasıl kapitalizme nasıl muhafazakârlığa doğru kaydığını, insanların farklı bir şekilde nasıl aldatıldıklarına bir kez daha şahit olmuş olmanız gerekir.
Avrupa’da…
Muazzam bir sağa kayış var, liberalizm adı altında da…
Hiç şüpheniz olmasın, Türkiye’de, Erdoğan iktidarsızlığı adı altında da Neo – Liberalizm, yani kapitalizmin farklı bir yüzü iş başında.
Kapitalizm, vahşi kapitalizm, Neo – Liberalizm
Hepsi ayni b.kun soyu. Bir konuda Fransa Almanya’nın çok önünde…
Almanya…
Kendini tanımlaması açısından bir sosyal hukuk devleti ki gerçekten öyle…
Gerçi…
Helmut Kohl zamanında bu ilkelerden biraz olsun kaydı ve bu kayma sürmekte ama diğer Avrupa ülkelerine nazaran demokrasisi, sosyal anlayışı açısından çok güçlü bir ülke.
Fransa…
Gidip, geldiğim, gördüğüm Avrupa ülkeleri arasında tarihi açısından, doğal güzellikleri, sanatı, hayat tarzı ve tabii insanları açısından en gözde ülkelerden biri nazarımda. Ancak…
Sosyal açıdan, gelir adaletsizliği ve yaşam şartları açısından bir cadı kazanı…
Yüce dinimizin felsefesine, Peygamber Efendimizin hayat anlayışına…
Kendi sapık ve sapkın görüşleriyle TECAVÜZ edenler, bu yüce dinin, bu yüce “insanın” kimliğine, görüşlerine, inanç ve uygulamalarına bakmaksızın tüm bu saydıklarımının ırzına geçenler sayesinde…
İnsanlar korktular…
Nefsi müdafaa yolunu seçiyorlar…
Ve muhafazakâr bataklık onları b.kun sineği çektiği gibi çekiyor…
Dedim ya…
Her siyasi görüşün birde sosyal ve ekonomik yani vardır…
İnsanlar çıkmazdan çareler ararken, çırpınıp debelenirken gittikçe bu bataklığa gömülüyorlar…
Bu sene iki önemli ülkede seçim var, Fransa ve Almanya…
Allah…
Evlatlarımızın yardımcısı olsun, cümlemizin…
Etnik kimlik, dini inanç gözetmeksizin herkesin yardımcısı olsun.