Ortalık bembeyaz. Boşuna bizim burası için küçük Sibirya demiyorlar, hava çivi gibi.
Dün cumartesiydi, dükkân yarım gün açık. Saat birde kapadık. Karnım açıktı, baktım hanımın yüzüne, yorgun kadın. Benimde evde artık bir faydam olmuyor…
Eskiden en azından bir yemek yapabiliyordum…
Artık onu bile yapamaz hale geldim. Çok nadiren (…)
Sordum karının aç mı? “Aç!”
Hadi yürü o zaman Wiesbaden’e dedim.
FastFood…
Öggg…
İtalyan, Çin, Hindistan falan…
Almana zaten neredeyse hiç gitmem. Taunusstein…
Üç köyün birleşmesinden oluşur. Hahn merkez, sağında ve solunda Wehen ve Bleidenstadt…
Hahn’a girerken ki dikkatinizi çekerim otuz senenin üstünde otururuz buralarda solda kalır eski bir villa. Wiesbaden zaten, Frankfurt, Offenbach, Eschborn, Darmstadt…
Yemin ediyorum bak yemin…
Cuma’dan – pazara insanlar yüzlerce metre yol kenarına park eder ki YASAK…
Park yeri var yetmiyor…
Poliste bir şey demez oldu artık, nedeni…
Bir gir de bak…
Alman mutfağı ama o ne lezzet!!!
Hele şarap mahzenine diyecek yok.
Bugün gideriz, yârin gideriz derken geçti yıllar. Bundan bir – iki sene önce anca gidebildik. KESINLIKLE tavsiye ederim. Tabii gündüzleri kapalı. Bizim milletin “ahlaksızlığı”, terbiyesizliği…
Birisi bir şey yapsın, başarılı olsun…
Ehliyete, liyakat’a bakmaksızın, BENDE YAPARIM!
B.k yaparsın(!)
Bir – iki istisna. Bakkalından tut, berberine restoranına varana kadar…
Başarılı olanın ya tam dibine veya karşısına açarlar dükkân, sıra sıra ya, gir birinden, bir uçtan, arada kapı olsa caddenin sonundan çıkarsın, öyle yani. Müslüman!???
Dinimizin öğretisi, ahlaki değerleri bunu mu emreder?
Yılların restoran sahibi, bu ortak insani bir yanlış, falso…
Bilirim, tanırım kendisini O da beni. Küçücük bir dükkânı vardı, Haxxx’tu adı. Zaten oralı, bir kuşbaşı pidesi vardı, elini, ayağını beşte parmağını birlikte yersin. Allah…
Yürü ya kulum dedi, restoran kocaman açıldı, kahvaltı yeri, tatlıcısı falan filan AMA kalite gittikçe düşmeye başladı!!!
Çaprazına yeni bir restoran açıldı, önceleri sadece restoran. Türk yemekleri…
Dün gördüm, hemen yanına ayni işyeri sahibi kahvaltı yeri açmış…
Maymun mu desem ne desem bilmiyorum. Bu maymunluğa sonrada yine değineceğiz.
Haftada, olmadı iki haftada bir yemeliyim içli köfteyi…
Seviyorum ya…
Hem iki ayaklısını hem gerçeğini…
Yeni açanın içli köftesi benim damak tadıma daha uygun. Oraya gittik…
Yemin ediyorum içerisi tıklım tıklım, kısa bir süre için masa boşalmasını bekledik. Şansımıza kapı yanı düştü, hava buz gibi. Bir – iki masa değiştirdik, bekledik yani. Ne yiyeceğiz ne yiyeceğiz, hanımın canı lahmacun istedi, benimki malum, hadi yanına birde köfte ısmarlayalım dedik, hanim patateste istedi.
Üç çeşit yemek, daha ne olsun?
Kebap falan gına geldi…
Hanım dikkatimi çekti, o kadar açım ki yemekten başka ne bir şey düşünüyorum ne görüyorum.
Özellikle genç kızlar ama yaşını başını almış kadınlarda var aralarında…
Hemen yan masamızda, çaprazımızda bariz bir örneği…
Hanım dedi: “alemin kadınları berberden çıkmaz, manikür – pedikür …”
Anlayacağınız kafamı yarıyor yani AMA Allah var yukarıda, benim hanim gerçekten çok masrafsız…
“Kirpik uzatmalar!!!”
Bakın hanımlar…
Birincisi ben kimim ki sizlerin işinize karışayım?
AMAAA…
Her şeyin fazlası fazla…
Tabii ki bakımlı olmak, alımlı olmak güzel bir şey…
Elbette sizler kendinize yakıştırdıktan sonra bir başkasına söz demeyelim laf düşmez…
ANCAK…
Yapılan fazlaya kaçınca hem doğal güzelliğiniz bozuluyor hem gerçekten…
KOMIK…
Duruma düşüyorsunuz. Dedim ya bariz bir örnek hemen yan masadaydı, genç bir kız…
Ya zaten gençliğin verdiği bir güzellik, çekicilik var…
Hafif bir makyaj güzelliğe güzellik katar AMA…
Kız bir kirpiklerini uzattırmış…
YEMINLE, ALLAH BELAMI VERSIN YALANIM VARSA…
Gözleri görünmüyor, vallahi billahi gözleri zor görüyorsun…
Yine…
Bir fondöten Allah ne verdiyse sürmüş yüzüne…
Ya yazık günah değil mi doğal güzelliğinize, sadeliğinize…
Bunların…
Anneleri yok mu öğretsin, bu çocuklar neden bilmem ne karıları gibi dolaşıyor ortalıkta?
Baktım diğer kızlara, bu kadar abartılı olmasa da neredeyse hepsinin kirpikleri ok gibi…
Maymunluğun böylesi!
Af edin beni…
Kendimi birden Tayyip gibi his ettim ama inanın hanımlar her şeyin fazlası gerçekten fazla!