Belki…
Yok belki değil dünyanın en çok kopyalanan, çoğaltılan sanat eserlerinden biridir…
Benimde çalışma odamda mermer üzeri vardır ayni eserin kopyası…
Bundan düz hesap 500 sene önce bir insan, bir sanatçı anlatmaya çalıştı…
Allah her bir insan içinde, her birimiz onun takdiri ile varız…
Onun alnımıza yazdıklarını yaşıyor, görüyoruz…
Michelangelo…
Tanrının, Hz. Ademe hayat vermesi…
Dokunuşu…
Sevgi dolu, şefkat dolu…
Bir annenin evladına dokunuşu, bir babanın evladına şefkat ile yaklaşması…
Bir erkeğin…
Bir kadına, ruhuna, bedenine aşk ile dokunması…
Bir tüy kadar hafif ama bir o kadar şevk ve aşk ile.
Ne demek sefer?
Nereye, kime karşı ve kendi evlatların askerlikten kaçarken…
Bu milletin evlatlarıyla mı çıkacaksın sefere, kendi misak-ı milli sınırların içinde…
Sen ve zihniyetin başta olmak üzere VATAN HAINLERI dururken, onları temizleyememişken…
Kandil…
Tehdit olarak dururken neyin seferi, kime karşı sefere çıkacaksın…
Padişah özentisi?
Tanrı…
Yüce Mevla’m nefesi ile vermiş sana hayat, akıl vermiş…
Göz vermiş, kulak vermiş, düşünme yetisi…
Daha ne versin ki?
Günaydın Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık yüzleri…
Size de günaydın ayağı çarıklı, takunyalı, kıçı şalvarlı, çarşaflı ve sarıklı…
Göbeğini kaşıyan Allah’ın bir garip kulları sizin de gününüz aydın olsun…
Örümcek kafalılar, beyni…
Beş karış toz tutmuşlar!
Kimsin, nesin bilmiyorum…
Canımı dişime takmış elimden geldiği, dilimin döndüğü kadar insanlarımızı uyarmaya çalışıyorum…
Derdim ne para ne pul…
Hata öyle ki üstüne ben “para veriyorum”, cebimden ödüyorum…
Malulen emekli bir insanım, bütçem olabildiğince kısıtlı…
El…
Ekmek tutmaz oldu, erkek olarak evime ekmek getiremez oldum, bu…
Benim için ne demek biliyor musun?
Ne ün ne unvan umurumda…
Çocuklardan korkuyorum, istikballerinden…
Tabii ki dürtü evlat, yeğenlerim ama benim kanımdan değil diye diğerlerine…
Bana ne mi diyeceğim?
Despotlar, diktatörler, popülistler korkarlar…
Sürekli bir korku içinde yaşarlar, bakma sen onların bağırıp çağırmalarına…
Kadından korkarlar…
Çocuktan korkarlar!
Bu dünyada hiçbir toplumun kadın ve gençleri göz ardı etme, bırakma lüksüne sahip değildir…
Kayıtsız kalamaz…
Bak kahpelere, bak ülkendekine bak okyanus ötesine…
Hatırla Geziyi, bak Maçka parkına. G.t korkusuyla gerçekten ağaçları taşıdılar…
Bak Amerika’ya, 17 ölen o çocuğa. Gör Amerikan gençliğin tepkisini, silah sanayi bile geri adim atmakta, Gucci 500 bin dolar ile gençleri destekleyeceğini açıkladı.
Özürlüyüm…
Erkek demeye milyonlarca şahit lazım, beni ne yaparlar biliyor musun?
İlaçlarımı vermemeleri bile yeter…
Bak grafiğe, dikkat et yazılım olarak WordPress’e…
Benim, Önder…
Bu ay kısmetse 30 bin üzeri bir okuyucu kitlesine erişeceğim. Her bir okuyan, her artış benim için tehlike. Abuk zubuk siteler üzerinden beni sorgulama, gerçekler meydanda!
Evdeyim, yatak – döşek yatıyorum…
Kafam yastıktan kalkmıyor…
Alman televizyonunda Suriye ile ilgili bir röportaj izliyorum…
Bir kadıncağız…
İki çocuk annesi, efendim?
Suriyeli olsa ne olur, Türk olsa kaç yazar veya bir Kürt kadını?
Bir anne, iki çocuk annesi…
Her gün iki çocuğunu, kocasını kampta bırakıp…
Öksüz ve yetim kalan çocukların yanına giderek ilgileniyor onlar ile, diyor ki:
“Bana anneleriymişim gibi davranıyorlar, bende onları çocuklarım gibi görüyorum”
Allah senden razı olsun kadın, Allah ne muradın varsa versin.
Dünyanın neresinde olursa olsun bir savaşta, silahlı bir mücadelede…
İlk vurulan çocuklar oluyor, çocuklar ve kadınlar!
Genelkurmay eski Başkanı İlker Baş¬buğ, “Zeytin Dalı Harekatı” başladı-ğında özelikle kendileri şehit oluyor gibi görüntü veren liderleri ve parti yöne¬ticilerini işaret etmiş, “siyasete alet etmeyin…” demişti. Karşılığını iktidar partisi sözcülerinden “seni yeniden hapse attırırız…” diye yorumlanacak tehdit dolu cümleler ile almıştı.
Yorumsuz bilgiler yazacağım.
Yorumu size bırakacağım.
Bu bilgileri bir eski milletvekili ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Oku-yan’ın yaptığı bir açıklamadan yeni öğrendim. Bir TV kanalında sesli canlı anlatmış. Yaşar Okuyan, MHP ve Ülkü Ocakları kökeninden gelme, 1980 Darbesi sonrası “İdamdan yargılan¬mış” biridir. Sosyal Güvenlik Bakanlığı sırasında “ilaç şirketlerinin SSK’yı soymalarına karşı kararlı ve sonuç alan” politikanın takipçisi olduğunu herkes takdir etmişti.
* * *
Yaşar Okuyan, önce bilgileri nasıl elde ettiğini anlatıyor.
Şöyle olmuş: CHP Bolu Milletveki¬li Tanju Özcan Meclis’te Milli Savunma Bakanı cevaplasın diye bir soru öner¬gesi vermiş ve “Yılda kaç kişi çürük raporu aldı, kaç kişi bedeli asker¬lik faslından askerlik yapmadan, terhis oldu ve çürük raporu alan¬ların içinde iktidar partisi başkanı, başbakanı, bakan, milletvekili, il başkanı, ilçe başkanı olmuşların yakınlarından kimler var?..” diye sormuş. Tanju Özcan, aldığı cevapları Meclis’te dile getirmiş. Yaşar Okuyan bu listeyi ve olanları şöyle açıklıyor:
“2015 yılında:
57 bin 903 kişi.
2016 yılında:
66 bin 370 kişi.
2017’nin ilk 7 ayında:
30 bin kişi çürük raporu almış. Yani 2.5 yılda 150 bin kişiden fazla askerlik çağına gelmiş insanımız ya çürük raporu alarak ya da para ödeyip 21 günlük bedelli yoluyla askerlikten yırtmış. Çürük raporu alanların büyük bölümü de “aynı hastaneden” almışlar ki, bu da cevaplanması gereken bir durumdur.
Şimdi gelelim listeye!
Listede 279 isim var.
Bunlar iktidar partisi AKP’nin önde gelenlerinin, genel başkanın, başbakan-lık, bakanlık, milletvekilliği, parti il ve ilçe başkanlığı yapmış olanlarının oğul¬ları, kardeşleri, yeğenleri ve yakınlarının isimleridir.
Hepsini sayamayacağım.
Çünkü vaktimiz yok.
AKP Genel Başkanı, “Zeytin Dalı Harekatı” başladığında; “Toprağın vatan olması için şehide ve gaziye ihtiyacı var” demişti. Bu yüzden ben bu 276 isimli liste içinden sadece AKP önde gelenlerinin ya çürük raporu almış ya da bedelli olmuşları sayacağım.
AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın 2 oğlu ve damadı, eski Başbakan Ah¬met Davoğlu’nun damadı, eski Bakan Bülent Arınç’ın oğlu, Başbakan Binali Yıldırım’ın yeğeni, eski Bakan Faruk Çelik’in oğlu, eski İçişleri Bakanı Ça-vuşoğlu’nun yeğeni, eski Ticaret Bakanı Çağlayan’ın yeğeni, eski Tarım Bakanı Mehdi Eker’in yeğeni, eski Milli Sa¬vunma şimdi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yeğeni, şimdiki Milli Savunma Bakanı’nın 3 yeğeni, eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın 2 yeğeni, eski Orman Bakanı’nın oğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Nureddin Nebati’nin 3 yeğeni, AKP Genel Sekreteri Hacı Hasan Sönmez’in damadı ile yeğeni, AKP İstanbul İl Başkanlığı’nı uzunca süre yapmış, şimdi Milletvekili Aziz Babuşcu’nun yeğeni, AKP Sosyal İşler Sorumlusu Mazhar Bağlı’nın 2 yeğe¬ni, AKP Grup Başkanvekiliği de yaptı Amasya Milletvekili ve benim de Ülkü Ocakları’ndan arkadaşım Mehmet Naci Bostancı’nın oğlu, Diyarbakır AKP eski Milletvekili İhsan Arslan’ın oğlu ile 2 yeğeni, Düzce Milletvekili İbrahim Kormaz’ın yeğeni… Liste böyle uzayıp gidiyor… Bütün bu oğullar, yeğenler, damatlar ya çürük raporu ya da bedelli yoluyla, askerlik yapmadılar…”
* * *
Yaşar Okuyan’ın açıkladığı kadarıyla listeyi sizin de bilginiz olsun diye burada yayınlıyorum.
Yorumu size bırakıyorum.
Ben ki bir çeyrek, gerçekten bir çürük…
SONUNDA VATANDAŞLIKTAN ÇIKMAK ZORUNDA KALDIM
Canimi çıkardılar, AKP’li olmak, MHP’li olmak…
Makam ve mevki sahibi, yerli ve milli…
Organize cahil ve hırsız oğlu olmak varmış bu dünyada!
Yeminle…
Dün Abdullah anlattı, oğulları…
Onlar yaşıyor dedi, sen ve ben ölüyoruz!
Veröffentlicht am
Yazmaya başladığım konu ile ilgili ANCAK…
Gerçekler bir farklı rüyalar, hayaller bambaşka bir âlem…
Dedim ya gir bak arşivlerime…
ILK yazdığım konulardan biridir, SILAH SANAYISI…
Sanki biraz toparlanıyorum gibi oluyor ama bir saniyeden diğerine değişebilir(!)
Ticaret demek, tekel değilsen rekabet demektir…
Teknolojik birikim en güzeli doğrudan, gerekirse dolaylı yollardan…
AMA…
IHA falan derken, mesela insansız tank vesaire…
Ya, işte onların AMASI var!!!
Çocukları ne kadar sevdiğimi sanırım herkes anladı, biliyor…
Ha yeğen ha kendi evladım, hiç fark etmez…
Bir başkasının çocuğu sanki benim canım benim kanım gibi…
Ne kadar aileci olduğumu(!)
Dün dedi ağabey, emi araştırma yapıyor, yazıyor. Bilgisayarımda doğru dürüst bir yazılım yok…
Ne bileyim, onlar bilgisayarı video cihazı olarak kullanıyor. Dedim tamam getir…
Aklıma geldi, kablolar falan, sök – tak…
Bırak dedim ben gelir yaparım.
Emi bir saat önce bilgisayarı getirdi…
Ettiğim küfrün haddi hesabi yok!!!
Tamam iki dakikalık iş AMA halim yokken yok…
YOK, yok kardeşim yokkk…
Hele birisi beni mecbur ederse, yapmak zorunda bırakırsa yapmak istemediğimi…
DELIRIYORUM.
Sanki ölüm kalım meselesi…
Yaptım, kendim götürüp…
Onu şimdi doğduğuna pişman edeceğim!
Hayatimin bir çöp tenekesi vardır…
Eşyada atarim içine insanda…
Bak ki o kutuyu boylamayasın, çıkarmam bir daha…
Ben böyleyim…
Kalbime girmek ne kadar zorsa, kalbime de yatağıma da…
O çöp kutusundan çıkmakta imkânsızdır bir daha!
Dedim ya hunili Önder, yakında bu sınamada…
Anlamıyor kimse, bir Kara Mediha, bir O…
Çünkü ayni dertten mustarip, bu da bir insan, sadece bir insan…
Eşek saati olur, eşref saati olur…
Hali olur, ağrıları olur, cani ister veya istemez…
YAP hele YAPACAKSIN dediğinde…
Yersin kıçına tekme!
Uğraşıyor pezevenk, uğraşıyor ama beceremiyor…
Beceremeyecekler!
Havadan mıdır bilmiyorum, ani hava değişiklikleri…
Bugün…
Felaket desem, feci desem, cehennemi desem…
Tüm bu kelimeler kifayetsiz kalacak. Özellikle bugün çok farklı bir durum, hem halsizlik olağanüstü…
Hem ağrılarım dayanılacak gibi değil.
Nefret ediyorum kendimden…
Nefret eder oldum bu hayat denilen şeyden, geberip geberip diriliyorum…
Ölemiyorum bir türlü, bitsin, bitsin bu ağrılar. Uyuşturucu, uyuşturucu ya, Morfinin iki kati gücünde…
Bana mısın demiyor!!!
Şer ittifakı…
Cumhurun s.ki…
Becerir vatan ve milleti, Sened-i ittifak…
Osmanlının, Magna Cartası mı tüm bu soruları başka bir güne bırakalım…
Ölemiyorum dostlar, ölemiyorum arkadaşlar. Sadece tarifsiz acılar, kımıldayamayacak kadar yoğun bir halsizlik.
Buna rağmen, lütfen bana inanıyor – güveniyorsanız…
KENDI IKBALI için yapamayacağı yok bu herifin, inanın öyle…
Yasaklıydı siyasi ittifaklar, yasaklı çünkü tarihimizde çokça kötüye kullanıldı…
ANLAMASANIZ BILE…
Hukuki bir site, OKUYUN SONUNA KADAR, anlamaya çalışın…
Okuyun tam metni, okuyun ve düşünün…
Benden bugün hayır yok, kendi himmete muhtaç bir dede, muhtaç muhtaç…
Vahdettin’in t.şağından düşme bir piç, anası belli babası yüz elli…
Pazarlıyor vatanı, s.kiyor milleti
Kürt asıllı, kardeş bildiğim…
Hani PKK (…)
Birinci elden bilgi, birinci elden…
Saatlerdir sohbet ediyoruz, bilgi alışverişi…
Neler anlattı, neler, ne görüntüler izletti…
ÖSO’ymuş…
Arap birlikleri, neler ya neler VE Türk’ün askeri, adı bu vahşet görüntülerine karışıyor(!)
Anlayacağın…
Her şey öyle elmaşekeri tadında, kıvamında değil!
Geçelim…
Darısı benim başıma, ağzı kulaklarına varıyor tekeyi anlattıkça…
Sarı pipi…
Dedesi tutmuş elinden doğru Wiesbaden’e…
Çorba içmeye, vay pezevenk vay adam olmuşta dedesiyle çorba içmeye gidiyormuş.