Cüz XI – Tevbe 94 – Hud 5 – 49:28
Neden bugünlere geldik, bu durumlara düşük neden?
İnsanlar eskiden kelimelerin anlam ve önemine bir başka emniyet veriyormuş…
En azından birçok ailede bu böyleymiş, köy yeri dahi olsa…
Hani diyoruz ya “cahil – cühela”
Sen…
Kurban ol onlara…
Bu insanlar bile ayırt etmesini biliyorlarmış. Ne zaman bu ayrımı, ayrılmayı demiyorum ayırt edebilme kabiliyetimizi yitirdik bu millet, bu toplum bozulmaya başladı.
Eskiler bilirler, çocuk yetiştirirken…
Evladım, bu yaptığını sana yakıştıramadım…
Çocuğum bu yaptığın ayıp…
Yapma yavrum, karıncaları ezme, arıları öldürme. Allah’ın yarattığı faydalı canlılar bunlar…
Yapma günah…
Derlermiş. Gün geldi…
Ayıp gibi, sana yakıştıramadım gibi kelimelerin HEPSI olmuş…
GÜNAH…
Ve insan…
Ve toplum…
Ve Türk bozulmaya başlamış!
Tövbe etmesini bilmeli…
Kullandığımız kelimelere dikkat etmeli, anlamlarını bilmeli, bilinçli olarak kullanmalı…
Ciddi olmasını bilmeli, Allah’ın takdirini kazanmayı bilmeli.
Cüz X – Enfal 41 – Tevbe 93 – 48:25
Allah kimseye dert verip derman aratmasın
Allah cümlemizi beterinden korusun…
Onlar…
Her zaman bizlerle, en azından benimkiler öyle diyebilirim!
Fena bunaldım…
Büyük sıkıntılar içeresindeyim, her şey o kadar üst üste geliyor ki…
Hangi birine yetişeceğimi şaşırdığım gibi güç, kuvvet, akıl kalmadı…
Bitti, bitti. Tükendi.
Sağlığım başta olmak üzere…
Nereye ve hangisine!
Ben mi Ona, O mu bana söylemişti…
Söz vermişti hatırlamıyorum. İnanın yalan olur…
Hatırlamıyorum, hatırladığım…
Seninle gırtlak gırtlağa gelsek bile, bana kahvemi yapacaksın! Dediğim…
Söz mü?
“Söz!”
Altıncı his denilen var mı yok mu?
Ölmüşler yaşıyor mu?
Bizlerin yanındalar mı?
Allah…
Yüce Rabbim kendisi veriyor yine bu gibi soruların cevabını, nerede?
Kitapların, kitabında…
Tam tamına aktarmak iddiası olmadan, “ben onlara haberdar olmasını istediklerimden, haberdar ederim”
Uzun zaman oluyor, çok uzun bir zaman dilimi…
Belki sıpamın iki gün sonra yaş günü diye veya malum oldu Ona sıkıntılarım…
Allahımmm…
Nasıl özlemişim, bu gece rahmetliyi gördüm rüyamda…
Her zaman yediğim b.k…
O kadar seviniyorum ki heyecandan uyanıyorum. Ulan it, yat zıbar, uyanma!
Ya rahmetliyi ya babamı…
Ne zaman…
>>> çok büyük sıkıntılar içinde olsam <<<
Yanımdalar, girerler rüyama ve ben o sıkıntıları aşacağımı bilirim…
Tecrübelerle sabittir, sabit!
O kadar dalgınım, darmadumanım ki…
Onlar olmasa…
Ölmüşlerim ve yaşayanlarım…
Ben bir hiçim!
Hakan bey ve beyi bilinçli küçük yazdım, Allah insanı böyle yanıltır işte
Takdim edeyim Efendim…
Yıkama – yağlama, YALAMA uzmanlarından, CNN Türk muhabirlerinden biri…
Anlıyor efem, anlatıyor…
Evvelsi, yalama Profesör “Hanımefendi” gibi…
“Allah, yöneticilerimizin yardımcısı olsun (muş) çok zormuş işleri, çok”
Yalamada, yalaklıkta – yalancılıkta rekor kıracaklar…
Sana…
O Profesör unvanını verenin ben aklının ta ortasına s.çayım…
İstediğin, tek istisna muhtemel uzmanlık konunda bu eksi 2,5 gramla seninle tartışmaya…
Fikir teatisinde bulunmaya hazırım…
Yalama şırfıntı seni(!)
İşte aklı hocan böyleleri olunca, insan gerçeklerden elini ayağını çekince, ayakları yere değmeyince…
Sonuçları böyle oluyor…
Velhasılıkelam…
İşimiz gerçekten çok zor. Tayyip ordusu neden bu kadar yavaş ilerleyip neden bu kadar zayiat veriyormuş sorusu gelebilirmiş pek muhterem halkımızın aklına…
Bak sen şu Hakan Efendiye, çok bilmişe…
Pek muhterem milliyetçi gibi, hani anlatıyor ya bu sabah haberlerde…
“Başkanlık sisteminin ismi AY YILDIZ” olmalıymış “Yıldız, cumhurbaşkanı, ay ise etrafında toplanan meclis” miş, YETMEDI…
Mahalle karısı ağzıyla devam ediyor “Kıskanıyorlar” mış. Allahhh…
Belanı versin…
DIKKAT…
İşte bu zat, Hakan yalaması diyor ki…
“İşte pusu kuruyorlar (…), sivil halkı kalkan olarak kullanıyorlar (….) Ordumuz bu yüzen yavaş ilerliyor.“
>>> hani kazdıkları tünelleri göstermiştik ya, beş sene öncesinden izlediğimiz <<<
DANK, DANK, DANK!!!
Kafana dank etti mi?
Beş senedir bu tünellerin varlığı biliniyor, Tayyipistan yapımından haberdar…
Beş senedir elin g.tüne mi kaçmıştı Tayyip zibidisi?
Allah…
Yüce Mevla’m böyle yanıltır insanı.
NOT, ÖNEMLI NOT:
Unuttum yine, anlatırım sonra neden diye…
K NOKTA K…
Soruyor, daha sert muhalefet isteniyor. „Ne yapacaktık yani, cam mı kıralım, sokaklara mı dökülelim?”
ULAN HAYVAN…
Gerekirse EVET, sokaklara da döküleceksin, kapı kapı dolaşıp halka GERÇEKLERI anlatacaksın…
Memleket elden gidiyor…
Cam da kıracaksın, can da alacaksın…
Yeter ki millet ve vatan kurtulsun!
Büyük Makedon
İngiltere’de, İrlanda…
İspanya’da, Katalanlar…
Fransa’da, Korsika…
Belçika cadı kazanı…
Ülkemiz sapkın bir anlayış ve önceleri Ermeni, ardından Kürt bu sorun biter bitmez muhtemel bir Laz sorunuyla karşı karşıya kalacak olan, iki arada bir derede durumunda zavallı bir görünüm vermekte…
Yugoslavya paramparça…
Mesele makrodan mikroya geçiş. Mikro milliyetçilik…
Güzel bir örnektir masada kaybetmenin, tabii Makedonlar için değil…
Ders almak isteyen için güzel bir örnektir bu durum…
Yunanistan vetosuyla Makedonlar isimlerini değiştirmek durumundalar…
Evet, evet doğru okudunuz bir millet ismini değiştirecek. NATO’ya, Avrupa Birliğine girmek istiyorlar…
Yunanistan vetosuyla karşı karşıya kalıyorlar!
Ya birinden ya diğerinden vaz geçecekler!!!
Sorun…
Büyük İskender’in mirasçısı kim sorunu…
Allah…
Hepimizin Allah’ı…
Atatürk…
Hepimizin Atatürk’ü…
Selçukluda biziz, Fatih Sultan Mehmet’te bizim…
Büyük İskender kimin?
Kardeşim…
Anlaşın, orta yolu bulun!
İki çıban başı, Ortadoğu coğrafyasında…
Türkiye ve Israil, bizim Suriye’ye girişimiz, Israil’in elini rahatlattı…
Iran…
Bir tarafında Suudiler ile öte tarafta İsraillilerle meşgul…
Ölen bu coğrafyanın insani, ha Müslüman ha Hristiyan ha Yahudi…
Senin, benim, bizlerin komşuları. Ateş bacayı sardı…
Çatıdan çatıya sıçrıyor!
Bunu MUTLAKA izle
Ne güzel dedi kızcağız…
“Önce evet diyorsun, sonra âşık oluyorsun!”
Aşk evliliği mi…
Görücü usulü mü?
Şüphesiz…
İhtiyarların hayat tecrübesi, bilgisi…
Ne diyor pezevengin evladı bugün haberlerde?
“Ben değil, biz diyeceksiniz!” gelecek seçimlerle ilgili, İstanbul’dan korkuyor…
Yeni mi aklın başına geldi?
Işıne geldiği gibi konuşuyor her zamanki gibi…
Senin de bu gibi eğilimlerin var manyak psikoloğum, bencilik değil…
Nietzsche değil…
Biz, biz gülümmm biz…
Kadın olmak çok zor, dünyanın her yerinde zor…
Zorun üstesinden gelir insan olan insan…
Kadın olan kadın…
Gelir gülüm gelir, mutlaka gelir!
Yok gülüm, yok
Hatırla daha geçenlerde yazmıştım, okuduğunu biliyorum…
Belindekine…
Kolundakine ve >>> ellerinin kavradığına, yüreğine kazıdığına <<< güveneceksin.
Dedim boş kaldı ellerim…
Demediğim…
Diyemediğim birde kendine(!)
Kendime güvenebilsem, sağlığıma…
İnan…
Çoktan “yeraltına” inmiştim!
İhtiyarlar…
Uyuya uyuya ölürmüş. Tabiri caiz ise…
Öküz gibi uyuyorum ki biliyorsun uyku denileni bilmem aslında…
Alman işte…
Bir şey diyemedim ama takıştım kadınla ki elim ona mahkûm…
İyi doktor dediğin çok zor bulunuyor biliyorsun…
Laf sokuyor ikide birde, gün gelecek dayanamayacağım vereceğim ağzının payını…
Hani kan aldırmaya gitmiştim ne dedi biliyor musun;
“Ben senden yaşlıyım, hala çalışıyorum. Sen emeklisin, senin aldığın parayı ödüyorum …”
Kadına bak…
Sanki ben istedim böyle olmasını, sanki keyfimden çalışmıyorum…
Ya benim yaklaşık otuz sene her ay ödediğim, hem de yüksek şekilde, çil çil ödediğim emeklim, sigortalar, vergiler ne olacak?
Bu ve buna benzer daha neler neler…
Kızamıyorum aslında, KIZAMIYORUM. Çünkü bir yerde haklı…
Coğrafyamızın insani…
Daya g.tünü devlete, yani sıra kaçak çalış…
Bin Mercedeslere, gel keyfim gel…
Bozuldu insan, bozuldu düzen bozuldu…
Allah…
Sonumuzu hayır getire!
Allah’ını bil hayvan, Allah’ını bil, bil tanrının sözlerini, bil
Bizi…
Bizleri bugünlere getiren cehaletimiz değil mi?
Değil mi ki ayak takımına, kör kütük cahile…
Hırsıza ulan hırsıza emanet ediyorsun devletin hazinesini, ülkeni…
Çocuklarının istikbalini…
Bak, Man adasından > aklandılar < bile, kendin pişir kendin ye…
İleri demokratik yöntemler ile s.kiyorlar hepimizi!
Ne diyeyim bilmem ki…
Allah’ın sevgisi, hoşgörüsü, bilgeliği…
Sarıp – sarmalasın seni!
Cüz VIII – En’am 111 – Araf 87 – 45:03
Bu da senin güzel hatırına kadın, başımın belası inatçı keçim. Kız seni YERIM
Özledim yürek paremi, özledim bir tanemi (…)
Cüz IX – Araf 88 – Enfal 40 – 49:06