LÜTFEN yadım edin

Anlatmışımdır 5 Euro’yu…
Ayda beş Euro’luk hibe can kurtarıyor!

Haberleri izliyorum…
Weltspiegel, dünyaya ayna veya dünya aynası…
Çok güzel bir yayın, haftada bir tüm dünyadan haberler…
Dünyanın her yerinde sefalet, bilmem okudunuz mu REZILLER, Hindistan’da bir düğünün maliyeti 100 milyon dolar! Bir düğün…
O karının bilmem nesini ağzına kadar yırtmalı o herifinde şeyini kesip yedirmeli!

Al tarafı bir düğün…
Böl 100 milyonu beşe 20 milyon…
Yirmi milyon can kurtarabilirdin!

Afrika…
Bebeler…
Lütfen imkânınız varsa yârdim elinizi uzatın…
YOK…
Ona buna güvenmiyorum, hatırla Mehmetçik vakfını…
Hele iktidarda olanlara, tövbeler tövbesi Allah birdir deseler INANMAM!

unicef

http://www.unicef.org.tr/

https://www.unicef.de/

https://www.unicef.org/

Global Hunger Index

https://www.globalhungerindex.org/

Dağlar, dağlar

En çaresiz kaldığın anda…
Önce Allaha…
Sonra kendine güven!

Öyle oldu, öyle yaptım…
Beklediğim, umduğum neticeyi verir mi bilmem ama…
Dedim ya sığınırım Allah’ıma…
Güvenirim kendime, YOKKK güvenemem başkasına…
Bilirim…
İnsan güvenmiştir nice dağlara, nice sarp kayalara…
Mağlup gelmiştir dağlara kar yağınca…
Kuşatılır sarp kayalarda kaleler, kuşatılanlar düşer birer birer!

Bana bak g.tü b.klu…
Güvenme g.t kıllarına, çıkarsa Türk sokaklara benzemez imamın ordularına…
Karşında muhatap almışsın bilmem ne kadar boyuyla…
K. K. ama…
Unutursun Türk’ün yüreğini, bileğini, gerçek vatan sevgisini…
Tehdit eder, anırırsın eşek gibi…
15. Temmuz benzeri dar ederiz sokakları, meydanları. Benden söylemesi…
Evdeki hesap çarşıya uymaz…
15. Temmuz’dan bu yana çok sular aktı köprülerin altından. Sanma herkes enayi…
Yağmaya görsün kar dağlara, O günlerin şartları benzemez bugünlere…
Bir bakmışın millet sokmuş ananın a.ından seni geriye!

Can bu bedenden çıkmayıncaya, bir adım anlıyor musun bir adım atmak yok geriye…
İte bak hele…
İte…
Sen kimi nasıl beledin bilmem ama anlarsın Türk’ün yumruğunu yiyince ne kalır geriye!

Affedersiniz, moralim çok bozuk

Dünyanın içine sıçarken bile isterseniz bilimsel kalalım!

Millet, dünya nelerle uğraşıyor…
Ben neler ile uğraşmak durumunda kalıyorum. Rahat…
İnsanların bir tarafına batar…
Bu bir gerçek mi?

Evet, aynen öyle. Batıyor…
O halde hep birlikte içine sıçalım bu dünyanın…
Hayatın…
Briston kaka tabelası…
İzninizle, Bristol Üniversitesinin buna neden gerek duyduğuna ve / veya…
Bilimsel açıklamasını yapmayacağım…
Ama tarzımız, dilimiz yine de bilimsel ve mümkün mertebe kibarca kalsın…
İsterseniz üç dilde edelim içine!



İnsan…
Ve dışkı çeşitleri…
Her türlü, her türlü kardeşim her türlü ediyorum bu hayatın içine!

Dich treffe ich auch überall

Ruhum dediğimde inanmıyor musun bana?
Sabahın bir köründe binerim uçağa, doğru Tayyipistana…
Veya dünyanın başka bir yerine, işimi hal eder dönerim Almanya’ya…
Olur öğleden sonra…
Mecbur kalırsam, yani zaruretten öte…
Bir bakmışın gece İstanbul’da sıcacık yatağımda!

Ve tüm bunlar 24 saat içinde!

Dünyayı…
Gezerim saniyeler, saliseler içinde, gerekirse bir buradayım birçok ötelerde…
Tabii bunun bir bedeli var…
Hem maddi hem manevi. Öderim…
Gerekliyse!!!

Sen…
Buna ister inan ister inanma!

Hep derim, hep dedim…
Yetişemesin, ayak uyduramasın bana, benim hayat şartlarıma…
Sevdiklerimdir…
İlkelerim, kendime hedef belirlediklerim…
Dürtüm, itici güçtür, enerji kaynağım…
Bırak sağlığımı bir tarafa, bir saniye sonrasını bilmeyip, belirleyemediğimi…
Beni çevreleyen insanlar hem can, canan, kan hem beni > yavaş yavaş VE Çin işkencesiyle < eziyet…
Ede ede mezara sokacak olan!

Tabii takdiri İlahi…
Belki…
Tüm bunlara dayanabilmem için verdi bana bu meziyeti…
Kafa yerindeyse, olması gerektiği yerde…
Almadıysa bir dilber aklımı, kaydırmadıysa bacak arasına…
Veya…
Üzmüyorsa INSAN beni…
Çok çabuk kavrama yeteneği!

Ve…
Bilginin her çeşidi…
Ama…
Dedim ya Allah hem veriyor hem alıyor. Allah eksikliklerini göstermesin bana…
Tüketiyorlar önderi, RESMEN TÜKETIYORLAR!

Yılın ilk karını gördük…
Gecenin bir yarısından beri sokaklardayım…
Ben…
Tabiatta hayata kalırım, eğitiler beni. Ya sen, sen kalabilir misin?
Şüpheli!

En azından bir süreliğine yaşarım, yaşayabilirim. Senden şüphesiz çok daha uzun bir süre…
Varsa yanında KADIN, varsa çocuk…
Arabanda su, battaniye, çakmak ve mum eksik etme!!!

Yayınlamıştım bir süre öncesi…
Fakrin şöminesi…
Şöminenin çıtır, çıtır sesi ile birlikte…
Öyle bir soğuk ki…
Oturma odasında, bıyıklar buz tutuyor nefesin nemi ile…
Yok, yakamam kaloriferi…
Yakıyor Önder şöminesini, üç tane…
Koskoca oturma odası, oluyor on, on beş derece!

Mum deyip geçme, zorda kalırsan hayat kurtarır…
Benzin biter, mazot. Kalorifer söner…
Sen ve sevdiklerin zaten kendi başına birer kalorifer, ortalama 37 derece…
Yak mumu bak keyfine(!)

Dedim ya sadece bir süreliğine, ilaçlarım biterse…
Önder oldu duman, çok fazla dayanmaz eğer…
Bilgi…
İmdada yetişmezse!

Bilim güzel, bilgi daha da güzel…
Okumaktır temeli…
Teknoloji öyle bir gelişiyor ki, sabahın köründe şaşırdım kaldım…
Adam yolda kalmış, arabası çalışmıyor. Benden yârdim istedi, etmem mi?

Tabii arabam dizel, sahibi gibi nane mola…
Enerjinin, pilin daha doğrusu akünün her mili Voltu bana gerekli…
Çalışır vaziyete olsa bile dedik ya araba nane…
Oma, Oma yok hala gelmedi bir haber…
El kol bağlı bekliyorum…
Eskiden…
Araba aküsünün yâri büyüklüğünde ve ağırlığındaydı cihaz…
Araba benim elim, ayağım. Senede kilometreler vız gelir tırs gider…
Kilometre canavarıyım…
Hani cepleriniz doldurmak için kullanıyorsunuz ya…
Power Pack dediklerinden biraz daha büyük, yaklaşık yârim kilo ağırlığında, vardı yanımda…
Adamın arabası benimkisi gibi dizel…
Yani ilk anda, çalıştırırken çok akim çeker, almıştım, inanmadım çalıştırabilir diye…
Dedim bulunsun yanımda…
Tak çalıştı araba!


Power Packten biraz daha büyük, inanılacak gibi değil…
Neyse…
İki günden beri meditasyon, kendi kendime telkin ve teskin…
DUA…
Yok hala ayni tas ayni hamam, çok fena…
Ama ben ayakta olmalıyım ki…
Varsa kurtarılacak bir şey kurtarayım.

Bilmiyorum yazıp yazamayacağımı…
Ne olacak ne olacağını!

Neredeyse altmışa kadar indirebildim kalp atışlarımı…
Ve evet,
İnsan kendi kendinin doktoru olabilir, yeter ki bil!

Not:
Başlık, komşum öyle diyor sabahın bir köründe…
😊
Bakma güldüğüme, inan çok kötüyüm. Ne yapacağım bilmiyorum

Bir kelime yazmadım, hani anlattım ya geçenlerde geçmişin hayaletleri

Evdeyim…
Yok, daha doğrusu yerin yedi kat dibinde…
Evet…
Çiçek ne güzel ne hoştur sadece ve sadece ona bakmak…
Koklamak…
İnsana moral verir, güç verir…
Nerede?

KORKUYORUM…
Yok kendim için değil, ne olacak?
Alt tarafı bir can, zaten çıksın diye bekliyorum…
Evim, yuvam, sevdiklerim…
Anlatamıyorum…
Özelden bile anlatılacak gibi değil, Allah…
Bir çaresizlikten ötekine itiyor, bir köseden ötekine…
Sırtım duvara yaşlanmış, bir milim daha geriye gidecek vaziyette değilim, bir ayağım uçurumda…
Allah beterinden korusun, Allah kimseyi çaresizlik sarmalında boğulmaya terk etmesin…
İnan dua üzerine dua, sığınırım Allah’ıma…
BILIYORUM…
EMINIM son anda yine elimden tutacak, biliyorum, eminim…
Ama bu içim içim kendimi yememin önüne geçemiyor ne yazık ki!

Takma kafana, takma…
Önder bu nasılsa bir şekilde ama öyle ama böyle Allah’ın yardımı ile…
MUTLAKA!

Bu özelimdi, ya buna ne demeli?

Bugün Türkiye’den haber geldi…
İyisi gelir mi, FELAKET…
Hatırla…
Anlatmıştım sana bebeleri, hani bebeler uyuşturucu kullanmak zorunda kalıyor…
Ben ve halim ne ki?
Kuzenim…
Bebesi, ismi aklıma gelmiyor demenzin tam tersi, dört yaşına kadar tedavi edilebiliyormuş…
O hastalığa yakalanmış, FECI!

Ölümcül bile olabilirmiş…
Nasıl üzüldüm anlatamam, Tayyipistan ödemiyormuş tedaviyi…
Millete aldırıyorlar ameliyat malzemesini…
Ekonomi çok iyi ya…
Çala çala bir şey bırakmadılar, kız evini satılığa çıkarmış…
Bebe ya daha bebe, 2 – 3 yaşında…
Tombik teyze…
Hani kucağımda, onlar…
İkisinden biri. Dökülüyor herkes dökülüyor tek tek…
Hangi birine el uzatacaksın, ben buralarda kendi sorunlarımla boğuşurken…
Evlat…
Biliyorsun durumları, ne yapacağım inan bilmiyorum. Moral tamamen gitti…
Çok etkiliyor böyle şeyler beni, sinir kalmadı, sinir, güç…
Kuvvet!