Zorla köpek ava gider mi? Yok, olmuyor. Canim yazmak istemiyor, sabah karşı havamdaydım, kısa kısa. Balon gibi söndüm. MUTLAKA oku İzmirlimi, ANLA uzay ajansını! Yayınlayacağım daha, gazeteden, onları da çoktan okumadıysanız, okumanızı tavsiye ederim. Ben ancak gecikmeli okuyabiliyorum son zamanlarda. Sayın Doğru falan, Turan’ı

Eyyy cehape istesen de istemesen de uzaya çıkacağız
10 Mart 2019

İthal ineği, ithal samanla besliyoruz… Asrın liderimiz, Türkiye’nin uzay yarışında yeralmasını cehape’nin engellediğini anlatıyor!

Sayın ahalimiz iki kilo patlıcan alabilmek için saatlerce tanzim kuyruğunda beklerken… Asrın liderimiz sarayında çiftçilerle buluşuyor, “uzay çalışmalarını etkin şekilde kullanmanın gayreti içindeyiz, cehape bundan rahatsız oluyor, engel olmaya çalışıyor, bu durumu çiftçi kardeşlerimin dikkatine sunuyorum” diyor.

“Cahil kesime güveniyorum, okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor” diyen arkadaş, YÖK’e yönetici yapılıyor. “Akademisyenler sarık giymeli” diyen rektör var. “Hazreti Nuh’un cep telefonu vardı” diyen akademisyen var. “Deve sidiği şifalıdır” diyen akademisyen var. Asrın liderimiz televizyonda meydan okuyor, “eyyy cehape, sen istesen de istemesen de biz uzaya çıkacağız” diyor!

Diyanet’e bilim bakanlığının dört misli bütçe ayrılıyor.
“Shakespeare müslümandı, asıl adı şeyh pir”di diyen, kafasında fesle dolaşan tımarhanelik herif “ilim adamı” sıfatıyla sarayda ağırlanıyor. Akp gençlik kolları başkanı “dünya düzdür, dünyanın yuvarlak olması masonların uydurmasıdır” diyor. Asrın liderimiz “cehape Türkiye’nin uzay yarışında yerini almasından niçin rahatsız oluyor” diye soruyor.

Aynı anda iki yerde birden görülebilen Tillo evliyalarının kerametleri projesi, Tübitak tarafından bilimsel kabul ediliyor. Asrın liderimiz “uzaya çıkacağız, bu adımı atacağız, bundan rahatsız oluyorlar, bilim ve teknolojiye karşı olan cehape zihniyeti işte bu” diyor.

(Peki nereden çıktı bu uzay meselesi derseniz?)

(Türkiye Uzay Ajansı kuruldu, Türkiye Uzay Ajansı’nın kuruluş kararnamesi CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü. Bilimsel çalışmalar konusunda herhangi bir itiraz söz konusu değil… Uzaya gidiyoruz ayaklarıyla Uzay Ajansı’na bütçe ayrılacak, miktarı belirsiz bu bütçe Sayıştay denetiminin dışında bırakılacak, asrın liderimizin kafasına göre harcanacak, yönetim kurulları filan oluşturulacak, kafasına göre maaşlar ödenekler bağlanacak, arpalık olacak. CHP hukuken buna itiraz ediyor.)

(Hatırlayın lütfen, asrın damadımız bir önceki seçimde ne demişti? “Geçenlerde seçmenlerle sohbet ediyorduk, cumhurbaşkanımız ay’a kadar dört şeritli yol yapacağım dese vallahi inanırız diyorlar” demişti. Uzay Ajansı’nın işte tam olarak bununla alakası var!)

Yozgat Çekerek’te mesela, Malatya Pötürge’de, Kars Digor’da, Afyon Dazkırı’da millet ittifakına oy verirsen ne oluyorsun?
Mağdur oluyorsun, maalesef uzaya gidemiyorsun.
Buna mukabil, Isparta Keçiborlu’da mesela, Kastamonu Daday’da, Nevşehir Avanos’ta Bitlis Adilcevaz’da cumhur ittifakına oy verirsen ne oluyorsun?
Yerli ve milli aktronot oluyorsun.

Bu yüzden, sırf cehape değildir bence.
Kıskanç NASA engelliyordur asıl.
Hasedinden çatlıyordur.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/eyyy-cehape-istesen-de-istemesen-de-uzaya-cikacagiz-3850944/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

Ya utanmaz bunlar, utanmaz. REZIL! Gör Türkiyeliyi, kıyasla bir İsrailliyle

Türkiyeli işi, benziyor canım yapmak istemediği zaman ki Önder işine. G.t kıllarını güzel kandırırlar!

İnsansız silahlı robotlar…

Israil yapımı, aradaki farkı görebiliyor musun?

En önemlisi nedir biliyor musunuz?
Yüz ve eşkâl tanıma, yazılım yani…
OTOMATIK (…)
Biliyorsunuz özellikle Israil teknolojik gelişmeleri ilgi alanımda…
Arada…
Dünyalar var, dünyalar kadar fark var!

Bak dün açıklandı…
Alman bilim adamları > mıknatıs < vasıtasıyla…
Denizde TANKER KAZALARINA karşı mücadelede çok önemli bir adım attı…
Denize dökülen ham petrol, laboratuvar ortamında yüzde 100 temizlenebiliyor!

Veya hatırlayın yazmıştım bir enzim bulundu…
En kısa zamanda plastik atıkları YOK EDIYOR…
Tık yok bu buluştan, tık yok…
Bir ihtimal patenti kimilerinin eline geçti. Çok görülmüş, yaşanmış bir olaydır…
KORKUTARAK insanları…
Atık ve geri dönüşüm yollarıyla kazanılan para…
TATLI GELDI!

Enayi dümbelegi seni…
Ağzı açık ayran budalası gibi…
Sen baka kal…
KANDIRIYORLAR SENI!

Tarımda büyük rezalet
12 Mart 2019

Sevgili okurlarım Türkiye’de çok ilginç, bugüne kadar hiç tanık olmadığımız olaylar yaşanıyor.
Rahmetli Süleyman Demirel gururla açıklardı:
“Dünya üzerinde tarım ürünlerini ithal etmeyen sadece yedi ülke var ve biz onlardan biriyiz.”
Gerçekten de öyleydi.
Ürettiğimiz her tarım ürünü bize yeterdi.
Bir de şimdiki duruma bakın…
Dün alınan bir kararla Türkiye 200 bin ton patates ithal etmeye karar verdi. Hem de gümrük vergisi olmadan…
Ve bu karar ilgili bakanlık tarafından değil, Cumhurbaşkanı tarafından alındı.
Amaç belli.
Seçim öncesinde patates fiyatları artmasın.
★★★
Benzer uygulamalara bir süredir tanık olmaktayız.
Soğan, buğday, arpa, mısır, pirinç, kuru baklagiller (mercimek, nohut, fasulye), soğan, ceviz, badem, ayçiçeği tohumu…
Hepsi ithal ediliyor çünkü yerli üretim yetmiyor…
Ve işin ilginç yanı bazı ithal ürünler yerli ürünlerden daha ucuz.
Recep bey ve iktidar, uyguladıkları yanlış politikalarla çiftçiyi bitirdiler.
Gübreye zam, mazota zam, sulama bedellerine zam, milyonlarca çiftçi ailesini gerçekten mahvettiler.
Son olarak Recep bey Tunus’tan dönerken zeytinyağı ithal edeceğimizi de açıkladı.
★★★
Sırbistan’dan ve Güney Amerika ülkelerinden et ithal ediyoruz.
Aynı Sırbistan bize ayçiçeği tohumu da satıyor. İşin ilginç yanı, bu ülke ayçiçeği tohumu üretmiyor. Başka yerlerden aldığı tohumları bize kakalıyor!
Şimdi şu genel rakamlara bakalım ve nereye koştuğumuzu görelim:
Türkiye olarak bir sürü ülkeden tarım ürünleri ve et ithal ediyoruz. Meyve sebze dahil!
Kosta Rika’dan kavun, İran’dan karpuz, İspanya’dan marul, İtalya’dan ıspanak, Çin’den sarımsak, İspanya’dan kereviz, Sri Lanka’dan çay, beğenmediğimiz Irak’tan yumurta dahil.
Dünyanın en az 45 ülkesinden gelen et ve tarım ürünleri
Tarımın bir numaralı girdisi olan gübre derseniz, tamamına yakın bir bölümünü dışarıdan getirtiyor ve karşılığında her yıl milyarlarca dolar döviz ödüyoruz.
★★★
Rezaletin hangi boyutlara ulaştığını artık hepimiz biliyoruz.
İktidar da bu olanların farkında. Ancak bu yaşananları ısrarla ve konuyu saptırarak gündeme getirmekten kaçınıyor.
İşte o nedenle iki adet öcüyü (!) piyasaya sürdüler. Her gün aynı lâfları dinlemekten de Türk Milletine artık gına geldi:
– Beka sorunumuz var, bölünme tehlikesiyle karşı karşıyayız!
– Muhalefet partileri PKK ile işbirliği içinde! Kandil’den talimat alıyorlar!
Belediye seçimleriyle bunların ne ilgisi var?
Türkiye’nin bölünme tehlikesi falan asla yok. Dünyanın en güçlü güvenlik güçlerine, istihbarat örgütlerine sahibiz.
Beka sorunumuz nereden geliyor, kimden geliyor? Bizi kimler, hangi güçleriyle bölecekmiş?
Bunlara adam gibi yanıt veren yok.
Muhalefet partilerinden hangisi PKK ile işbirliği içerisinde? Elinizde hangi bilgi ve belgeler var? Kandil’den geldiği iddia edilen talimatlar nedir, hangi partiye nasıl geliyor?
Açıklayın, o partinin ve o adayların üzerine biz de gidelim ve onları hep birlikte rezil edelim.
Bu gibi yalanlarla Türk Milletini kandırmaya kalkışmak ayıptır, yakışık almaz ve tehlikeli bir oyundur.
★★★
Şimdi yine gelelim tarımın durumuna!..
Türkiye’nin dört bir yanında, ama özellikle seçim sonuçlarından korktukları büyük illerde tanzim satışları başlattılar.
İnsanlar patates soğan kuyruklarında sıra bekler oldu.
Ama AKP’nin güçlü olduğu illerde tanzim satışları başlatılmadı…Niçin?..Çünkü oralarda seçimi kazanacakları garanti…
Ve iş çok ilginç bir aşamaya geldi:
Binlerce insanın çile çektiği tanzim satışları için “Varlık kuyruğu” dediler.
Acaba bizimle alay mı ediyorlardı, doğrusunu isterseniz bunu da anlamak mümkün olmadı.
★★★
Sevgili okurlarım, şu seçimler öncesinde bazı şeyleri ister istemez merak ediyoruz…
Yüz binlerce insanımız iş bulma kuyruklarında boşuna bekleyip duruyor.
Sayısını tam bilemiyorum ama yüz binlerce çiftçimiz mağdur edilmiş durumda.
Kan ağlayanlar topluluğuna esnaf, emekli, işçi memur kesimini, 3.600 gösterge vaatleriyle kandırılan kamu görevlilerini, emeklilikte yaşa takılan “EYT” lileri falan hiç katmıyorum.
★★★
Merakım şu:
Bu milyonlarca insanımız acaba 31 Mart günü hangi partiye oy verecektir?
Acaba “Bu düzen devam etsin, iyidir ve biz hoşnutuz” deyip oylarını yine Recep Bey’e mi verecekler, yoksa “17 yıldan beri Allah dediniz, peygamber dediniz, din iman dediniz ve bizim oyları götürdünüz. Yeter artık” mı diyecekler?
Recep Bey şimdi endişeli, iktidar partisi de öyle.
Sanırım onlar şöyle düşünüyor:
“Bunlar ‘Yeter artık‘ derse mahvolduk demektir. Tarımı ve hayvancılığı falan boş verin zira o meselelere girersek altından kalkamayız. İşin kötüsü elimizde malzeme kalmadı. O halde beka sorununa ve bölünme tehlikesi nutuklarına devam!”
Evet, aynen devam etsinler!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/emin-colasan/tarimda-buyuk-rezalet-3872399/?utm_source=yazarlar&utm_campaign=diger_yazilar&utm_medium=diger

İstismar

Önce küfür et, say – söv, annesini – babasını lekele…
Sonrasında Atatürk’e sarıl…
TUTMADI…
Din, en temiz en güzel duygulardan biri olan Allah sevgisi…
Öfffffffff…
Tutu ki ne tutuuu…
Ama artık yetmiyor, dinin yanına bayrağı eklediler…
Güzel kardeşim…
Bir erkeğin bir kadına, bir kadının bir erkeğe duyduğu sevgi…
Evlat sevgisi…
Ana, baba, kardeş sevgisi…
Tabii Allah, Allah’a aşk tertemiz bir duygular manzumesi…
Bayrağa…
Mensubu olduğun vatan ve millete…
Yapmayın Allah aşkına, yapmayın bu güzel, bu temiz duyguları…
İstismar etmeyin!

Binali, milyon Ali, milyoner Ali

Gördük yaptığınız çok güzel işleri…
O pezevenk İstanbul’a geldi geleli…
Sen onun sağ eli…
İmar oyunları ile, Mafyavari…
Çevirdiniz güzelim kenti…
Beton yığınına, rant kapısına ulan nefes alamıyorum, hasret kaldım, özledim yeşili!

Aşk ile hizmet ediyorlarmış, eyvah ki eyvah. Birde nefret etselerdi?

Gördük, görüyoruz yaptığınız işleri…
Şüphesiz aşıksınız;
Ah yok mu o doların yeşili!

Allah’ın gazabı değil bu, gönüllerin belediyeciliği

Yağmur çiseler, Allah’ın rahmeti…
Can göçer…
Seller, sular bina yıkar…
Dere yataklarında yapılanma, yamaçlar…
Heyelan ile yıkılır binalar…
Allah’ın gazabı değildir bu, gönüllerin belediyeciliği seni senden götürür…
Seni, sevdiklerini Hak ile kavuşturur!