Önder Gürbüz

Bilgisine, tecrübesine bir diyeceğim yok…
Saygılıyım, çok…
Ancak…
Eğer kütüphanesini bu pezevenge…
Okusun, öğrensin diye…
Ondan sonraları düşünerek miras bıraktı ise…
Bir diyeceğim yok, olamaz AMA…
Yalaklık olsun diye yaptıysa…
Yazıklar olsun ona!

Gerçekten yerlerdeyim, “hiçbir şeyim yoktu” diyebilirim…
Vakitten de müsaittim…
Öylesine üzüldüm ki, kalbim…
Üzüntüye hiç gelemiyorum, moralim…
Allah…
Yardımcısı olsun, cümlemizin yardımcısı olsun…
Âmin!

+

Manevi kızımın babaannesi, durumu çok ciddi…
Gerçekten çok üzüldüm…
Allah yardımcısı olsun, bana emanet ediyor…
Dedim bir kızın hele 16 yaşlarında bir kızın sorumluluğunu, mesuliyetini nasıl üstlenirim!?
Maddi, manevi destek başka sorumluluk üstlenmek başka…
Sonra…
Amcası var, halası var bana mı düşer?
Elimden geleni ardıma koymam ama kız çocuğu, zor…
Çok zor bir kızın sorumluluğunu üstlenmek!

Canim fena sikildi, gerçekten Allah cümlemizin yardımcısı olsun…
Yeni gittiler, çok dil döktüm…
Akciğerleri…
Benim gibi, zaten ya kalp ya ciğer götürecek…
Büyük bir ihtimal ile.

Telefon ettim Türkiye’ye, elinde var mı yok mu bilemiyorum…
Bu yüzden dedim ver bir 100 lira bir muhtaca…
YERLERDEYIM…
Moralim çok fena bozuldu, raporlarını okudum, okumamı ve anlatmamı istedi benden…
Beslenmesi…
Almanya’da, o kadar gururlu bir insan ki, ölse söylemez…
Bilseydim, bu kadar kötü olduğunu bilseydim hiç bırakır mıydım, dünyayı ayağa kaldırırdım…
Yardım edeceklerini bilsen bile yârdim isteyememek…
Var gerekçeli nedenleri…
Var oğlu, var kızı onlarda mı görmedi, bilemedi…
Neden bana söylenmedi?

Yemin ediyorum bak, yeminle, Kur’an’a el basarim bırakmazdım…
Bilemedim ki!

Her şeyin başladığı ve bittiği yer…
Kutsal mekân Kudüs, Allah cümlenize gidip görmeyi nasip eder inşallah…
Değer…
Allah inşallah bana bir kez daha gidip görmeyi kısmet eder.

LÜTFEN…
Özelikle SEN…
Sakin kafayla izle VE her kelimesine >>> çok dikkat et <<<
Önce izle…
Sonra eğer değer veriyorsan sözlerime, düşüncelerime oku…
Oku yazacaklarımı.

Geheimnisvolle Orte Der Tempelberg in Jerusalem
Google arama

İzlerken aklımdan geçenler…
Neden böyleyiz neden?
Gerçekten kardeş ve kardeş gibi sürekli bir kavga, çekişme halinde…
Birbirimize bu kadar benzediğimiz, sevdiğimiz için mi bu keşmekeş, bu didişme?

Ayı…
Yavrusunu severken öldürürmüş misali!?

Ateist olsan, deist…
Yaratanı inkâr etsen, varlığını kabul etmesen bile, laik olsan veya kaskatı bir dinci…
İki ayaklı bir memeli…
Değil misin sen, bir insan?

Somut ve soyut olan…
Elle tutulan ve varsayılan…

—
Bitmez Önder’in işi bitmez…
Geberteceğim vallahi, bak yeminle…
Bir kez daha bu sözü söylesin yiyecek en azından bir tokadı…
Kardeş telefon etti…
“Dayısı, Jack’in gezesi gelmiş”
Ulan ne zamandan beri bir itin dayısı oluyorum ben???

Neyse gidip gezdireyim bari…
😊

—

Devam edecek…

Not: Vay, vay vay…
Sonra…
İnşallah bitecek. Bugün biraz nefes alacak vaktim var, bakalım…
Kemikler…
Uyuşturucu sağ olsun AMA biliyorsun saniyem, saniyeme!

Dünkü günde başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmez…
Anlatmayacağım, ancak şu kadarını depodaki mazot neredeyse komple tükendi…
Mafya ile uzaktan, uzaktan ilgim vardır. Tanıdık, bildikler vasıtasıyla…
İlk elden bilgi…
Gerisi…
Bir artı bir artı bir(!?)

Mafya…
Arazi Mafya için, fuhuş, silah kaçakçılığı ve uyuşturucunun yani sıra en önemli gelir kalemlerinden biri…
Anlatmış, ima etmeye çalışmışımdır…
Recep Tayyip Erdoğan denilen şerefsizin, namussuzun TOKI, kendi pozisyonu ve ilişkide olduğu kimi “karanlık” kişi ve zümrelerin ülkemizin değişik ama özellikle İstanbul ilindeki…
Hadi insaflı, terbiyeli olmuş olalım…
Usulsüzlüklerini!

Taşı, toprağı altın değerinde güzel İstanbullumuzun…
Hani bal tutan parmağını yalarmış ya, yalamayan aptal. Ehhh…
Bizimkinin sıfatına bir baksana…
Nemrut, lanet…
Adilik akıyor yüzünden!

Tabii…
Önce para, para demek güç demek onlar için…
Sonra…
Bir ara Allah gelir ki tövbeler tövbesi…
Onun adı namında kandırsınlar, s.ksinler halkı!

Depo yarıdan fazla doluydu…
Bitti…
Öyle ki ikaz ışığı yandı, 80 Kilometre kadar yol gidebiliyorsun diyordu bilgisayarı…
Allah’ın s.ktir çektiği yerlerdeyim, yeminle karanlık ormanlar…
Zaten havada kararmıştı, Almanlar ve ulu ormanları…
O kadar izbe yerler ki in, cin top oynuyor…
“Bizimki”
“Hayırsever” işadamları sayesinde okutmuş p.çlerini okyanusun ötesinde…
Kirasını ki kendi ödeyemeyecek vaziyetteymiş, partisi…
Saadet Partisi üstlenmiş (Hatırlamıyorum o zamanki adını)
Okyanus ötesi…
Hep derim, çok büyük paralar…
Mal, mülk…
Hele kısa süre içeresinde elde edilmiş olsun, midemi bulandırır.

Evet okyanus ötesine de bir göz atalım, atmış olalım…
Trump’a…
Yeminle gerçek, ispatlı…
Bir pezevengin bilmem nesinden düşümüş, evet atası pezevenkmiş…
“Bizimki” bu kadar soysuzluk, namussuzlukla EMINIM daha iyi bir b.kun soyundan gelmiş olamaz!

Demiştim geçenlerde, sözümü unutmam ve eninde sonunda yerine getiririm diye…
Nasip bugüneymiş…
Cumhuriyetimizin 95. Yıldönümü, cumhuriyeti yazacaktım…
Kısaltılmış ve biraz değiştirilmiş haliyle…
Cumhuriyet kelimesi ve anlamı nedir sizce?
VEYA…
Ki bize de lazım yürekli, vatansever bir Cumhuriyet Savcısı…
Ah nerede???

Cumhuriyet söyle tanımlanabilir, demokrasi ile karıştırılmamalıdır!

Ulusun, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimi

Peki…
Cumhuriyet Savcısı neydi?
Sayın Güneri Cıvaoğlu’ndan güzel anlatamam; okuyalım!

MUTLAKA oku

Unutma emi Emine’nin hastanelerini, oğulların gemiciklerini, gelinlerin kuyumcularını…
Vesaire, vesaire. Unutma emi…
Sonra, izlerken yayınlayacağımı.

VE…
Tabii anlayabilene, anlayana dediklerimi…
RUSLAR…
Ve Trump’in seçimi kazanması…
Sende belki bir çağrışım yaratacaktır. Tabii bizde yandaş ve yoldaşın oy hırsızlığında kat hesaba!

>>> IZLE <<<

Gittim benzinciye…
ANA BU NE?
Öfffffffffffffffffffffffffffffffffff
Fiyatlar tavan yapmış, Trump ve Iran ambargosu…
Yeminle bak…
Cimrilik falan değil, ILKE…
Aldım beş – altı litre. Benden para kazanamazlar…
Kazandırmam…
Spekülasyon, yok kardeşim yok…
Önderden alamazsın, yürüyerek giderim gideceğim yere yine de sana para kazandırmam!!!

Kararlılık ilk ve en önemli adımdır…
İnsan…
Yeter ki istesin, yürekten istesin…
Azim etsin…
Kendi cabaları ve Allah’ın yardımı ile sonuca ulaşabilir!

Nasip…
Nasip kardeşim nasip…
ALLAH ve kul, bir iletişim bir ahenk!!!

Ne haldeyim sorma…
Bedenim, her bir kemiğim sızım sızım sızlıyor…
Teknik verilere bakmadım, halim yok bakmaya. Hava basıncı falan, nem…
YÖK…
Kimi öğretim görevlilerine ince ayar çekiyor…
Fiiliyatınıza, sözlerinize dikkat edin diye uyarıyor…
İleri demokrasinin nimetleri…
Daha dün yayınladım, evlat…
İnşallah, inşallah ve dedim bir profesörün örneğin bağımsızlığı…
Vurguladım Almanya’yı…
Ey anam ay, sizler bunu gerçekten hak ediyorsunuz, HAK!

Kardeşin ofisi bitmek üzere, evlerinin ahiri var, ofise çeviriyorlar…
Yılbaşına kadar biter, orada kutlarız diyorlar…
😊
Allah gönüllerine göre versin, dualarımda…
TÜM sevdiklerim, kalbimde olanlar…
En kötü günlerimiz böyle olsun, Allah herkesin yardımcısı, yâr ve yoldaşı olsun.

Ya kiralayacak…
Ve / veya kendisi kurslar verecek, Allah muvaffak etsin.

Bir an olsun duraksa, bir düşün…
Sor kalbine…
İnsanız değil mi?
Gerçekten ihtiyacımız olan ne???

Hayvan deyip geçme…
Jack mesela, daha bir “bebe”
Yürümeye çıkarıyorum, benimle birlikte o da nasıl yoruluyor…
Hem vallahi hem billahi horluyor, gelince nasıl uyuyor, kıvrılıyor köşesine…
Horul horul…
Gözelerini açıp bizi görünce yatıyor sırt üstü, sev beni…
Sev…
Oyna benimle…
😊
Tekrar soruyorum, gerçekten ihtiyacımız olan ne?

Biraz huzur, biraz mutluluk, sırtımız pek…
Karnımız tok…
Sevdiklerimizin esenliği değil mi?

Aklımdan çıkmıyor, ne çok isterim. Dedim ya ömrüm geçmiştir üniversitelerde…
Yeminle…
Ben nefes aldığım sürece onun arkasındayım, her türlü…
Aklınıza gelebilecek her türlü destek!

Aynisini velilerim benim içinde yaptılar…
Ben fos çıktım, okumak istemedim…
Son pişmanlık fayda etmez. Şimdi okumak istiyorum ama ne kafa kaldı ne hal.

😊
İlla kendini bana ispat edecek…
Ben bilmez miyim malımı?
O hatayı yaptığım anda iş bitti. Yokkk…
Eninde sonunda sözümü dinliyor, sözüme geliyor…
Tabii ki iftar ediyorum onunla, tabii ki deli gibi seviyorum AMA…
Ne söylerim ne gösteririm!
NOKTA

Benim sözlerime önem verdiği kadar hocalarının da sözüne önem verir, biliyorum…
Ama benden yüz bulamıyor ya…
Sürekli bir çekişme, sürekli bir kavga hali…
Eminim…
Nasıl benim kafamı kurcalamaya başladı, onun ki de EMINIM aynisi…
Keşke, keşke…
Hele Almanya’da profesörlük ne demek?
Hayatin garantide…
İmtiyazlı memurluk, keşke…
Allah cümlemize evlatlarımızın başarısını, mutluluğunu…
Sağlıklı ve nur topu gibi torunları kucağımıza almayı nasip etsin…
Rahmetli babamdan çok az dayak yemişimdir ama bir dövdü mü de…
Allah yaratı demezdi. Sanırım evlatta benden aynisini söyleyecek…
ZORLAYARAK geldik bu günlere. Diplomasini alana kadar…
Gerisi…
Onun isteği ile ve kendi başarısı!

Uzun bir yol, çok uzun, meşakkatli…
Inşallah, inşallah!!!

oku

Yok çıkamadım henüz…
Hocaları çok memnunmuş ondan…
Sormuşlar neden akademik kariyeri düşünmüyorsun?
Profesörlüğü(!)

Benim lakabım, inşallah onun unvanı olur.

„Neden gitmiyor Türkiye’de çalışmıyorsun?“
Sormuş…
“İki ay sonra beni içeri tıksınlar diye mi?”
Başlamış hocaları gülmeye.

Aslında…
Güleriz ağlanacak halimize!

Not:
Gerçekten…
Hep arzu etmişimdir ya akademik kariyer veya diplomasi…
Allah cümle evladın yolunu açık, her şeyin hayırlısını nasip etsin

Her türlü siyasi faaliyeti ret ediyor…
Diyor ki…
Ki hatırla İstanbul’a >>> ihanet ettik <<< diyeni…
Sormak lazım sadece İstanbul’a mı?

“İstanbul’a hizmet ibadettir ama insana hizmet ibadet üstü”
Felsefem, hayat görüşüm, anlayışım…
Karınca kararınca yapmaya çalışıyorum bir şeyler, bilgilendirmek istiyorum insanımızı…
Anca işte, çeyrek usulü…
Yeni geldim, insanlar ile uğraşıyorum. Göz tutacak kardeşim göz tutacak…
Türk’ü…
Almanı, İtalyan’ı, her milletten ya her tür milletten…
Bana ne uyruğundan…
Önemli olan insan, insan ve liyakati!

Af edin beni son zamanlarda çok başlayıp da bitiremediğim şeyler oldu…
O an çok önemli, O AN…
Tepem atacak veya ilham perisi öpecek beni…
Dökülüyor kelimeler, dökülüyor, düşünmeme gerek kalmıyor…
Kendiliğinden gelişiyor her şey…
ANCAK…
İpin ucunu kaçırırsam sil baştan.
Veee…
İster inan ister inanma o kadar yoğunum ki…
Sil baştan lüksüm yok benim!

Yıl, 1997…
Yer, Ankara – Sincan…
Tanklar Sincan sokaklarında; “İnce ayar” verildi dendi sonrasında!

Hatırladınız mi?

Sen bakma dövizin düştüğüne…
Yoğunlaşma buna, pür dikkat kesilme…
Oğlummm, evladım, kızım…
Biraz da İstanbul Borsasına baksana!

Doksan bin önemli bir direnç denmişti…
Geçti, öf hem de bayağı bir 100 binlerin üzerine çıktı…
Bugün itibarıyla, sabahtan beri 89999,9 ne yapsam diye düşünüyor…
G.tün…
İpotekte, ince ayar çektiler, çekiyorlar pezevenge!

Hep demedim mi, demiyor muyum…
Hizadan çıktı, kendini bir b.k sanmaya başladı diye?

Tabii sen bunları dikkate almaz, dikkat etmesin…
Ben…
Bir Atatürk milliyetçisiyim, bir baba…
Baba…
Ben dikkat etmeliyim, anlatsam da sana…
Anlamayacağın, anlamakta istemeyeceğin için hiç zahmet edip yazmayacağım…
Onun yerine…
Çeyrek ne yapar?
Kaçar…
İşim başımdan aşmış birde sizlerle mi uğraşacağım?