Bir önceki yazım işin latifesiydi…
Tabii şahsi görüşüm, neticede ben kimim ki?
Meral rüzgârı…
Çok gördük, yaşadık, şahit olduk bu tür rüzgarlara. En son Almanya’da, “Schulz Effekt” dediler…
Ağızlarının payını aldılar. Şimdi de Nahles diyorlar…
Göreceğiz, ben kendimden eminim. Biliyorum, beter edecek!
Neden biliyor musunuz?
Lider denilen vasıfları arasında olmalı inandırıcılık, bilgi, en azından bilgili olduğu görünümü…
Sonra…
Bir hedefi olmalı, bu hedef, varmak istediği nokta insanlar tarafından anlaşılır olmakla birlikte, kapsayıcı olup insanlara yeni ümitler vermeli. Hayal bile olsa, bu hayaller uğruna insanlar mücadele etmeye hazır olmalı.
Ben bu kadını gördüm, yaşadım. Mehmet Ağar ekolünden bir tipleme…
Şüphesiz…
Erdoğan’dan gayri her şey ülke için daha hayırlıdır AMA bir bürokrat bu ülkeye pek bir şey veremeyecek, vermeyecek. Bakın Tansu Hanım bu konuda çok farklıydı…
ÜRETKENDI…
Bu hanim kardeşimiz bir “emir kulu”. Görevini yerine getirir…
Getirecektir.
Okuyorum köşe yazarlarını…
Elbette benden GURUR duyarım ülkemde bir kadın cumhurbaşkanından…
Zamanında ne çok sevinmiştim, benim ülkemde bir kadın başbakan…
Birçok Avrupa ülkesinden önce, benim ülkemde, Türkiye’m de…
Ama vasıfları, liyakati konusunda ciddi şüphelerim var.
Sonra…
Meral hanımın erken seçim kararında “etken” olduğu konusunda hemfikir değilim diğerleriyle. Mutlaka bir rolü olmuştur AMA bana göre esas gerekçe…
EKONOMIK…
Üretmeden tüketime dayalı bir süreç ilelebet süremezdi…
Mümkün değildir böyle bir şey. Yolun sonu göründü gibi…
SADECE…
Gibi, eğer çok hassas ve dikkatli bir yol izlenmezse…
YSK falan…
AKP açısından seçimler cepte!
—
Bak dolar…
4,03…
Euro, beş civarında…
HALA!
—