Londra…
Silah sesleri, daha fazla bilgi yok!
Ya bunlar, bunlara ne demeli?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ∙ Ne mutlu Türküm diyene, diyebilene
Ben…
Seni sadece sevdim, aşk ile kadın, aşk ile!
Hala WhoIs’lerle uğraşıyor millet…
Kim olduğumu merak ediyorlar. Bu çeyrek saklamaz kendini diye daha kaç defa söyleyeceğim bilmem ki!!!
Adim, sanım…
Hepsi…
Hakkımda…
Düşmanlık mi edeceksin? yüreğin varsa çık karşıma…
Korkma, püf desen yıkılırım. Elbet…
En azından öyle umuyorum bir, sadece bir yumrukta ben sallarım…
O da yeter sana!
Dostsan…
Sözlerime güvenmiyor musun? haklisin sorgula…
Ama mantıkla!
Alayım seni kollarıma…
Değsin ten tene, dudak dudağa?
Nazlı bebeğim, güzel çiçeğim…
Kelebeğim!
Ah hatun ah, ben seni ne yapayım???
😊
Yalanım varsa Allah belamı versin. ARTE televizyonunda Der Graf von Monte Christo oynuyor…
Biliyorsun Alexander Duma romanı…
Dünya edebiyatının önemli eserlerinden…
Ben odamdayım, demin gittim hanimin yanına, televizyondan konuşmaları duydum, sordum:
Monte Kristo Kontu mu oynuyor…
Evet dedi hanim. Aklıma vallahi hemen sen geldin, izlence başka okumak başka!!!
Sana Almancasını tavsiye ederim:
Sadece 900 sayfa…
😊 😊 😊
Buda Türkçe, sadeleştirilmiş hali olsa gerek 200 küsur sayfa
Değerini…
Kadri ve kıymetini rahmetli öğretti bana…
Umut denilen gülüm, umut…
Yüreğinde tekrar filizlendiğinde ise…
Zamanın hiçbir değeri, kadri, kıymeti kalmıyor…
Bunu da sen öğrettin bana!
Umut…
Fakirin ekmeği, sevenin özlemi, dileği…
Ve yine…
Vatansever için asla sönememesi gereken, sönmesine izin verilmemesi gereken bir meşale!
Okuyacaksın gülüm, milim milim okuyacaksın vücut dilini…
Gözleri…
Duyacaksın kokusunu, içine çekeceksin. Ta derine, kalbine değene kadar…
Bakacaksın kadının gözlerinin içine, ta içine. Gözbebeği, gözbebeğine değecek…
Eller…
Kenetlenecek!
😊