Sinirler iyice zayıflamış

Aslında…
Doğrusu şöyle olmalı, sinir diye bir şey kalmadı!

Benim neme?
Ben kimim ki?
Sana ne?

İçimdeki mücadele azmi söndü diyemem…
Ama korku…
Bilincindeyim dayanma gücümü yitirdim. Avukat saati yaklaştıkça kalbim…
Pir, pir…
Demin annem diyor “Oğlum ne oluyor sana? Yüzün, gözlerin kıpkırmızı. Korkuyorum bir şey olacaksın!”

Evet, gerçek olmalı…
İçimdeki sıkıntılar dışa vurmuş olmalı. Yok kardeşim…
Bu tamah niye, çekil kenara…
Sanki dünya öndersiz dönmeyecek…
Havalar ısınmaya başladı, git balığa…
Kafanı dinle!

Kadın hâkli, yaptım yapacağımı. Allaha şükür iki kuruş emeklide var…
Gelecekte…
Ulan daha ne???
Doğru diyor, “Öleceksin, başkaları oturacak üstüne”
Kime, neye güveniyorsun? Ayakta olduğun sürece kimse dize getirmedi seni AMA…
Elden ayaktan düş…
Görürsün dünyanın kaç bucak olduğunu!!!

Dur bakalım…
Bu badireleri bir atlatayım, hayatimi sil bastan düzenleyeceğim…
Allah’ın izniyle aynen öyle olacak!

Ben kaçtım…
Dökülürse dilinizden bir dua çok müteşekkir kalırım…
Dökülmese bile sağlıcakla kalın.

Bilgi nerede bitip inanç nerede başlıyor?

Bugün bildiğimiz şekliyle insan bulgularının mazisi yaklaşık 40 bin sene öncesine dayanıyor…
Yine bugün bildiğimiz bilim ve bilimsellik çalışmalarının geçmişi ise henüz birkaç yüz yıllık…
Doğa bilimleri, FEN dediğimiz…
Tayyipistanda bitmiş olup, eğitim seviyesi imam hatip düzeyine indirgenmiştir…
Ki…
Yukarıda vermiş olduğum bilgiler eşliğinde takdir edersiniz ki bilimsel verilere dayanmayan ama birtakım olayları veya olaylar zincirlerini izah etmeye yarayan, çoğu zaman batıl temellere dayanan “modernler” türeyip somut veri, bilgi yerine geçmiştir.

İnanç…
Çocuklar, iman…
Allah varlığına, kitaplarına, cennet ve cehenneme, elçilerinin öğretilerine, kader ve kısmete, nasibe inanmak, iman etmek BENCE insanlığın bilime, bilimselliğe attığı ilk adımdır.
Çünkü Allah…
İnsanları nizama, düzene davet etmekle birlikte varlığına inancı…
Sıra kadem basmayı öngörmemiş…
Beni arayın, bulun, görün, algılayın…
Düşünün, bilincine varın “diyerek” bir yol açmış, yol göstermiştir. Dini ilimlerin olsun…
Devlet eğitimi olsun…
Ezberci ve kayıtsız şartsız, sorgulamadan, düşünmeden biati öngördüğü…
Ve eğitimin bu şeklini dayattığı sürece bir yere varamayacağımız açıktır. Özellikle yüce dinimiz…
Bu öğreti dünyevi ve ruhani bir sentez içerir. Yeter ki okuyalım…
Kendimiz açıp kitaplara ilgi duyalım, okuduğumuz üzerinde düşünelim. Soralım ve yeri geldiğinde sorgulayalım.

Etrafınıza bakmanız yeterli…
Gören gözle çocuklar, gören gözle bakmanız sanırım yeterli olacaktır…
En kötü ihtimalle vicdanınıza, kalbinize sorunuz…
AKP ve zihniyeti…
Ortadoğu’ya musallat olan siyasal İslam, steril ve öjenik (eugenik) bir ortam yaratma gayretindedir…
Dinci stereotipiler, homojen ve aptal, kör cahil.

Kanına dokunuyorsa senin kanını sikeyim

Hodri meydan >>> sözde <<< Müslüman… Eninde sonunda başınızdakileri, güvendiğiniz dağları asacağız… Suçluysanız… Adil bir şekilde kul mahkemesine çıkarılacaksınız, Mevla’m sizi ne yapar bilemem!

Şoför hastalığı, banka

Şoför hastalığı olarak bilinir…
Sol kol, Allahtan sol…
Açık cam.

Banka, faturalar, hastane falan…Diyorum ya polisiye, hayatımda görmedim boyle şey. Uğraşamam, en iyisi avukata vermek.

Hüseyin, kadına yönelik ayrımcılık yapıyormuşum

Neticede sadece bir insanım, bir çeyrek…
Sabah sabah valideden bir fırça yedim…
Öfffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffff!

Yeminle…
Vallahi billahi aklımın ucundan bile geçmedi…
Ne zamandan beri istiyorum bir nevi ata albümü…
İşte dedem rahmetli, babam, ben, Metin, Burak…
Yukarıdan aşağıya bir nevi soyağacı.

Dedem rahmetli kasaptı…
Bizim orası ve küçük çekmecede dükkânları vardı…
Çekmecenin en namlı kasaplarındanmış vakti – zamanında…
Hem kasaplığı ile hem…
Çapkınlığıyla!

Çapkınlık başka bir şey kardeşim zamparalık bambaşka…
Dedem çapkınmış, çapkın…
Üç katlıymış dükkân, üste kendileri otururmuş, giriş katı kasap…
Alta…
Aşna fişne…
😊

Düşünün bak teee o zamanlar…
Bu sabah tamamladığım yazım bağlamında düşünecek olursanız…
INSAN…
Oldum olası böyle!

Annem, babaannemi anlatıyor, nereler yaparmış hem kadınlara hem dedeme…
Herhangi bir şey değişti mi kadın ve tutumunda?

Geçelim…
Babamın fotoğrafı dururdu annemin odasında, günün birinde kayboldu…
Üst, baş günlük…
Koca göbekli Kadir işte. Allah gani gani rahmet eylesin…
Anne babamı ne yaptın?
“Kaldırdım, bana bakıyordu hep, kavga ediyordum onunla. Kaldırdım!”
Çok severim o fotoğrafını…
Nereye koydun?
“Şurada”
Çıkardım koydum yerine, bir – iki gün sonra yine kayıplarda…
Bu böyle bir süre devam etti. O kaldırdı, ben koydum…
Sonunda baktım olmayacak, aldım babamın fotoğrafını koydum oturma odasına.

😊

Oradan da kaybetti iyi mi…
😊
Bu sabah dedim anneme, YEMINLE BAK aklimin ucundan geçmedi…
Anne babamın güzel bir fotoğrafını bul bana, resmi…
Burak’ın, benim, Metinin (bebe, bir buçuk yaşındaydı kaybettiğimde) hepsini Türkiye’ye götürüp güzel bir şekilde bir araya getirelim!

Dedemin, rahmetlinin…
Oturma odasında durur fotoğrafı. Atatürk bir tarafta O duvarın öbür yanında…
Babamın >>> nihaiyi <<< yeri yemek masasının üstünde. Oradan kaldırmıyor artık…
Bana AMA ÇOK SERT BIR ŞEKILDE…
“Niye hep erkeklerin?
Haydaaa…
Ya anne yapma, etme…
Olmadı babaannem, anneannem, sen, Füsun, Sevda, Suna…
Sizleri de bir araya getirtiriz, ne olacak yani?

Bilinmesi gereken…
Albümlere hala bakamam, bana tahmin bile edemeyeceğiniz kadar acı veriyor…
Durdu…
Düşündü, düşündü…
Bayağı bir sesiz kaldı ve birden patladı…
“Peki benim babam niye yok bu tabloda?”
Bak ya…
Ne alaka?
Tabii O da atam AMA ben baba tarafını düşünmüştüm, yeminle hiç aklıma gelmedi…
Çünkü…
Genelde baba tarafı yer alır böyle tablolarda VE bildiğim kadar dünyanın neresine gidersen git bu böyle!

İstinsahlar kaideyi bozmaz.

“Yakıştıramadın babamı o tabloya değil mi?”
Ya anne, kara Mustafa’nın kara kızısın…
Kara Mediha, mecbur muyum yakıştırmaya?
😊

Not: Aslında…
Haksız değil. Dur bakalım belki sağlı sollu en üste…
“Nereye gidiysiniz bakiim” ve dedem…
Allah, gidip yaptırmayı nasip kısmet ederse.

Kadınlar…
Onlara böyle bir tablo, vallahi billahi aklıma gelmedi…
Niye olmasın, gayet tabii!

Orospuya bak, ben eşek başı mıyım?

Merak edersin psikolojik bileğimi, insan denilen varlık öğretti…
Bekliyorum, kulüpteyim…
Henüz kimse gelmedi.
İnsan ölmüş, kimin umurunda?
Nefret ediyorum erkeğin orospusundan, nefret…
Herkes düştü para pul derdine…
Hani hep anlatıyorum ya tam bir polisiye…
Kanıtlayamıyorum işte…
Kaldı ki “muhtar” ile uğraşırsam kendi ekmeğimden olma ihtimalim var.
Hani Polonyalı…
Defin günü dedim adama seninle konuşmam lazım, faturalar…
“Vaktim yok” ta bugüne randevu verdi…
Telefon ettim, bir telaş, bana karşı tamamen olumsuz bir tutum içinde…
Dedim para…
Anında “benim Fr. Kxxx ile para ilişkim yok! …” Sözünü kestim, Almancası çok bozuk…
Yanlış anladınız ben size para vereceğim, halbuki borç senetleri var elimde, binlerce Euro borç vermiş, imzalı. Sesi değişti. Uzatmayalım, telefonu kapadım!
Dükkânı kapadık eve gidiyoruz, telefon geldi Polonyalı…
“Biz seninle kardeşiz …” Herife bak hayatımda iki kez görmüşüm seni, kardeşlik samimiyeti nereden geldi?
“Seni bir arkadaşımla bağlamak istiyorum, onun Almancası daha iyi”
Bir Alman…
Oma ayın onunda defin edilmişti, bu arada bankaya gitmiş (30 bin € hevesi) tabii havasını almış. Anlattım adama, dedim ona çok kızgındı, mirası sildi, sonradan bana dedi 3000 ver diye. Devlet var önünde, yüzde 30 vergi. Dedim hesap sahibi o olsaydı verirdim ona 2100 lira, yeter ki faturaları ödeyelim, O olmadığına göre ben bir şey yapamam.

Mesele…
Allah var yukarıda, Oma çok verdi çok aldı…
Özellikle benden, ömrümü > sömürdü <
Bundan başka hanıma öğrettikleri para pul ile ölçülmez, kadın bir tarihti bir, ikincisi muazzam görgülü, dada ve daydaya dil öğretti ve daha neler neler, ya aldığı kadar verdi diyebilirim, beni tüketti…
Sonra çok gezdirdi, tozdurdu. Kendi hesabımızı kendimizin ödemesine çoğu zaman engel oldu falan, ben bu gezilere çoğu zaman katılmadım, şükür ediyordum mecbur kalmadığım için. Anlatıyor(lar), çoğu zaman kıyametleri koparıyormuş bizimkiler ödemek istediğinde, ödeyince. UNUTMAM

Anlayacağınız ben eşekbaşıyım ya beni baypas edip sesiz – sedasız konacak konmak istediğine. Öyle veya böyle kendimi sorumlu his ediyorum Oma’ya karşı, mecbur kalırsam borçlarını ben ödeyeceğim, inşallah buna mecbur kalmam, elin ekmek tutamaması meselesi. Gerçi…
Bir, iki, üç bin Euro…
Şimdiye kadar boș yerlere ne paralar harcamadım ki?

“Muhtar”
Korkunç bir kadın, telefon edeceğim bugün…
Sanmıyorum, umudum yok. “Öğrendim” meslek edinmiş bunu, Oma gibi daha ne ihtiyarlar. At çamuru izi kalsın meselesi, korkuyorum iki kuruş için…
Anlayacağınız kaldim iki dere, bir arada…
Hadi bu kadın…
Sen nesin? Çık erkek gibi karşıma anlaşalım…
“Erkeğin” orospusu(!)

Anlayacağınız…
Menfaat girmesin araya, iş arkadaşımın, “amirimin”, dostumun öğüdünü nasıl unuturum:
“Wenn das Futter knapp wird zerfleischen sich die Wölfe”

NOT: İsviçreliler…
Karısı bankacı, onlara anlattım tahmin ettiklerimi…
Kadın dedi…
“İnanırım, nelere şahit oldum”.

Kanıtlayamıyorum iște (…)
Aptallık bende, Oma kafası yerindeyken ki son ana kadar neredeyse “kendine hakimdi”
Çok farklı davranmalıydım, doktorun dediği gibi…
Çoğu imzalı kâğıt var elimde AMA her şey için değil iște…
Gün gelir böyle bir duruma düşerseniz, ### >>> her şey için <<< ###
ȘAHITLI…
IMZALI, kâğıt üzerinde BELGE alın!

Ben ettim…
Sizler etmeyin!

İyiyim, merak etme ayaktayım işte

İlaçlarımı düzenli içer kendime bakarsam iyiyim diyelim…
En azından ağrılar kontrol altında, şeker…
Vallahi billahi bilmiyorum, ölçmüyorum…
😊
Tabanlarım gül danesi, tabanlarım…
En iyi şeker ölçme cihazı, karıncalanmadığı sürece iyi…
😊 😊 😊
Yalnız çok yorgunum, kayınvaliden isyanlarda…
Kıyametler kopuyor evde…
Silah yüzünden. Almamı istemiyor ruhsatı…
Korkuyor…
Başıma iş açacağım diye, ilgisi alakası yok…
Deliyim AMA manyak değilim gülüm…
Hele tatlısı hiç değilim. Bir marka var Türkiye’de, severim, kumaşı, dikişi çok kaliteli…
Dedim demin evladın ölçülerini al, hem ona hem bana gömlek alalım…
Vayyyyyyyyyyyy nerden çıkmış bana gömlek almak?
Seninle hala berabermişim YOKSA başka mı bulmuşum…
İnsanın adı çıkacağına canı çıksın, pantolon giyiyorum ya …
Yeminle…
Bir bebe gibi masumum, adım çıkmış bir kere.

😊

Beni merak etme, öptüm kirazlarımı.