Hayır Efendim…
Hayır, yeri olmayabilir!
Erkek, gerçekten erkekse ne yaptığını ne yapacağını önceden düşünür…
Karar verir ve kararından dönmez(!)
Sözü özüdür, özü sözü!
Zamparalık başka bir şey…
Çapkınlık başka…
Yine hovardalık başka bir şey, sübyancılık ise çok farklı, çok başka bir şey!!!
Bill Clinton’a sempatim var, “erkek adam”…
Ve çapkınlık ki ölçülü olmak şartıyla >>> su götürür! <<<
Kadınlar bunu kabul etmese bile, bu böyle gelmiş kardeşim böyle gidecek…
NOKTA
Bana göre değil ama arada zamparalık, hadi hovardalık olsun olabilir…
ANCAK…
Sübyancılık > erkek adamda < OLMAZ…
Yine bir NOKTA
Çağımızda genç bir kızı bir kadından, reşit bir insandan ayırmak gerçekten çok zorlaştı…
Bu bir gerçek…
Ancak tecrübeli bir erkek…
“Kadının” ellerinden, cildin, hal ve hareketlerinden OLMADI ki kadın fiziği…
Almanlar “babyspeck” der kadın fiziğinin olması gerektiği gibi olmadığını görür…
Yani…
Bilmiyordum, anlamadım, görmedim diyemez(!)
Yakıştıramadım…
Gerçekten yakıştıramadım Bill Clinton’a.
Geçelim…
Dedim ya, hayal bile edemiyorum, düşünemiyorum ya düşünemiyorum bile…
Allah kulları arasında ayrım yapmaz, tek istisna elçileri olabilir, seçilmiş, özel kulları…
Ama insan kul arasında ayrım yapar. Erkek yapar da kadın yapamaz mı?
Yine HAYIR, yapamaz!!!
Coğrafyaya, kültüre, dine – iman bakmaksızın kadının toplum içeresinde yeri farklıdır…
Ki bence doğrudur, yerindedir bu görüş…
Kadın öncelikle doğurganlığı ile annedir, anne…
Ve anne…
“Kutsaldır”, dokunulmaz, yaftalayamaz…
Nesnesiz değildir…
Anne, bizzat nesnenin kendisidir. Özdür, öz. Ak sütü helaldir!
Tabii…
Benim içinde kadının cinsel yönü var, olmasa kötü olurdu…
Ama benim için kadın öncelikle annedir….
Dosttur, yârdır, yoldaştır. Allaha çok şükür en azından bu yönden çok şanslıyım…
Çok ama çok şanslı, tanıştığım, hayatıma giren kadınların yüzde 99,99’u yardı…
Sadık birer yoldaş…
Sonsuz güvene laik insanlar. İlki, ilki kanı bozuk çıktı…
Yine çok şükür çok çabuk farkına vardım ve sepet havasını çaldım!
Kavun değil ki insan…
Bir tarafını koklayasın, ham mı değil mi anlayasın…
Bahtına kardeşim, bahtına ne çıkarsa.
Bu açıdan bakıldığında…
İster kabul et ister etme…
Kul nazarındaki kul ayrımını kabullenmek…
İnsan denilen varlığın doğasına uygun olanı benimsemekten başka çare yok!
Ama…
Bu şu demek değildir…
Erkeğe erkek, kadına kadın, çocuğa ki devir ve devran değişti…
Çocuğa, çocuk gözüyle bakmak lazım…
Üstlenemeyeceği, taşıyamayacağı şeyleri yüklememek lazım…
Cinsellikte bunlardan birisi, akranlar arasında, yani yaşıtlar arasında, olmasa iyi olur ama oluyorsa da…
Tabiat gereğidir…
Ancak ihtiyar bir “adamın” kendi hayvani içgüdülerini ve kendini genç his etmesi için çocuğu olabilecek insanlarla birlikteliği AF EDILECEK bir şey değildir gözümde!