Rien ne va plus, terör ile devam edelim mi?

Korku…
Felç edebilir, insani…
Toplumu…
Acıda öyle, büyük acı, en güzel örnek benim…
Felç eder beyni.

Denge…
İnan canlılar aleminde önemli bir unsur…
İnsanlar ise yukarıda saydığım olgular başta gelmek üzere çok çabuk dengesini kaybedebilir…
Tabiatta denge vermiştim kurt örneğini, kurtların öldürülmesiyle ağaçlar telef olmaya başlamıştı…
Ne alaka değil mi?
Olur mu?
Et oburlar olmazsa ne olur?
Bitki yiyenler, ağaç kabuğu yiyenler çoğalır öyle değil mi?

Evet teröristin sermayesi olabildiğince az…
Getirisi ise kat be kat fazla, yani ticari açıdan bakıldığında…
Maksimize edilmiş bir getiri.

Keza…
“Biraz benim alanıma girer”, sanayi casusluğu…
Bilişim güvenliği…
Örneğin Almanya’nın (2013 – 2015 arası) SADECE Çinli sanayi casusları yüzünden sende…
50 milyar Euro zarara girdiğini hayal edebiliyor musunuz?

https://www.google.de/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi6k9XdlfHtAhVKKBoKHfdXAKcQFjAAegQIBRAC&url=https%3A%2F%2Fwww.verfassungsschutz.de%2Fdownload%2Fbroschuere-2014-07-wirtschaftsspionage.pdf&usg=AOvVaw1LSSdTS70I_BVOyTNISH9c

https://www.faz.net/aktuell/politik/inland/wirtschaftsspionage-in-deutschen-unternehmen-13739285.html

Durum…
Amerika’da daha da vahim, orada sadece maddi zarar, telif hakları ihlalleri ile kalmıyor…
Neticede vahşi kapitalizm abidesi…
Halk arasında işsizliğe sebep oluyor, herifler kuruluşlarının kapısına bugünden yarına kilidi vuruyor.

Terör ile mücadele iki yolda yürütülebilir…
Ofansif, yani hücuma dayalı…
Veya…
Defansif, yani savunmaya dayalı…
DIKKAT BURASI OLANGÜSTÜ ÖNEMLI…
Tabii, tabii ki her iki yöntemde de maddi, manevi, kültürel, sosyal faktörler ve benzerleri vardır
AMA…
Her iki mücadele yönteminde istihbaratın önemi ayrıdır…

Dedim ya dikkat, yok PKK örneği sonra ÖNCE Uygur Türkleri ki anlayın neden bahis ediyorum…
Eski…
Çin devlet yönetimi felsefesidir…
Bir göle zararlı bir balık girdiyse ve sen O baliği yakalayamıyorsan…
Gölü kurut!

Bu görüşü…
Aslında birçok toplum yönetimlerinde gözlemleyebiliriz…
Dedim ya eskiye dayanan, sen öyle san…
Hala geçerli olan bir yöntem, hatırlayın bu konuda Çin’de suçluların çocukları belgeselini yayınlamıştım.

Çin yönetiminin garezi Uygur Türkleri değil…
Uygur toplumu arasında…
Hani “göl mantığı”
Saklanan, gizlenen “zararlı, terörist” unsurları…
Ayıklamak…
Durrr…
Çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına…
Maalesef…
Bu mantığı ülke geçmişimizde de çokça yaşamışızdır…
Hani “Soykırım iddiası”
Güneydoğu Anadolu’da…
>>> Vatandaşa <<<
“Toptan yargılama”
Hepiniz PKK’lısınız, yârdim ve yataklık falan…
BIRAZ…
Elma ve armut meselesine benzemedi mi?

Dur…
Hemen beni vatan haini ilan etme…
BEKLE…
Sözlerimi bitireyim, konuyu nereye getireceğimden haberin var mı?

Günümüzde HDP…
Şüphesiz kimileri PKK ile organik bir bağ içinde…
AMA bu yüzden hepsini bir kazana atma hakkına sahip değiliz…
Selatin Demirtaş falan…
Arkadaş…
Kendine hukuk devleti diyorsan, LAFLA OLMAZ…
Her birine AYRI AYRI suçlarını ispatlayacak ve yargılayacaksın…
Toptan, toplumsal günah olamayacağı gibi…
Ne der atalar?
Her koyun kendi bacağından asılır!

Hukuk devletiysen ispatlayacak…
Yargılayacaksın AMA toptan zan altında bırakamazsın…
Rabbim…
Senin bir suçun günahın olmadıktan sonra seni babanın, kardeşinin işledi bir suçtan yargılar mı?

Yargılayabilir mi?
Sor güvendiğin bir hocaya, dediğim gibi senin hiçbir suçun günahın yok…
YOK!

İstihbaratın…
Güvenli, süratli, zamanında ve yerinde istihbaratın önemini anlatmak için kelimeler yetersiz kalır…
Hani F35 hani doğrudan, eşzamanlı istihbarat CIA’ye…
Hatırladınız mı?

Mükemmeliyet YOKTUR…
Kul işi değildir, mükemmeliyet Allah’a mahsustur…
Fransa…
Paris, 100 milyar sahibidir, yüz…
Sanata meraklıdır, koleksiyoncudur…
İster ki insanlar ile paylaşsın, Paris’te bina mı yok, tarihi örneğin?
Yok, hayır, dedim ya para gani…
Dünyanın en ünlü mimarına görev verir, bana bir bina inşa et, eşi emsali olmasın. Ve mimar kolları sıvar, sonuç bir Eisberg, bir buzul, yelkenli. Neden anlattım bunları size?

Parisliler, Paris yapı kanunlarına uymayan bu binayı mahkemeye taşır…
Mahkeme…
Onlara hak verir, binanın yapımı durdurulur…
Sihirli bir el tarafından…
Mucizevi…
Paris yapı kanunları değiştirilir ve yapı tamamlanır.

Patlama…
Anlayacaksın sonunda.

Güç…
Boşluk kabul etmez, mutlaka…
Boşluk oluştuğu anda mutlaka bu boşluk doldurulur…
Eeee…
Boşuna değil, değil mi???
😊
Rahmetli babam, bu gece…
Offf…
Ama hayra yormak lazım, dükkân…
Ekmek parası falan…
Başkaca dertlerde var tabii…
BILIYORUM…
EMINIM!
😊
Neyse dönelim konumuza…
İki çeşit oğul vardır, ya bırak şimdi kadınları…
Hep derim insan olarak eşitiz ama fizyolojik ama psikolojik ama sosyal açıdan iki farklı yapıya sahibiz…
Kimi oğul…
İntikam için yaşar kimisi ise geçmişin hatalarını telafi etmeye çalışır…
Bir Çin atasözü der ki:

“Demiri yüz kez ateşe daldırırsan çeliğe dönüşür”

Türker ise demir tavında dövülür…
Sorun…
Mesele…
O her yanışında O her dövülüşünde…
Gereken dersleri alıp almadığında!

Kadının eğitimine, görgüsüne son derece büyük önem veririm…
Ama…
Erkeğinki yine bir başka, çok olmadı…
Von der Leyen, Sayın Merkel…
Macron – Boris ikilisi örnegi, yazmıştım!

Dediğim gibi güç boşluk kabule etmez, güç…
Gücü kabul etmez bu yüzden…
Bak para başka ama o konumuz dışında…
Güç…
Karşısındaki gücü küçük tutmaya çalışır, bu ÖZELLIKLE siyaset için geçerlidir…
Bu yüzden genelde siyasi partiler içeresinde hem güç çatışmaları yaşanır hem sivrilenlerin başı ezilir…
AYNI ZAMANDA ama insan gelip geçici…
Yani birileri ardından gelmeli, bu gelecek olan mevcut olana tehlike yaratmayacak kadar normal olmalı, sıradan bir kişi, kişilik ki vakti saati geldiğinde geçsin başa.

Doğudan batıya, kuzeyden güneye…
Siyaset böyle.

Omertà…
Evet bir nevi Mafya…
Pentito…
Hani anlatmıştım, kanunen bile ÖZELLIKLE borsada…
İnsider olup konuşmak, menfaat sağlamak…
BÜYÜK suç.

Devam edecek…

Bir düzeltme, DSÖ yeni dalgaLARDAN uyarıyormuş, hıh (birdenbire YENIDEN ortaya çıkan kuş gribi!?)

Borsalar…
DAX bugün yine rekor kirdi…
Merkez Bankaları, borsalara pompalanan, BORSALARA…
BORSALARAAA…
BilyonLAR (1000 milyar)
Öte yandan…
Boş tabak inisiyatifleri, INAN…
Afrika sırada…
Vatandaşlarını besleyemeyen DEVLETLER!

Miiidem…
Midem!

Damgalı VE damgasız eşekler

Her an???
Die chinesische Justiz verurteilt Bloggerin Zhang Zhan zu einer vierjährigen Haftstrafe, weil sie über den Corona-Ausbruch in Wuhan berichtet hatte.

Yazmıyor burada YENISI Finlandiya’da, Güney Kore kavruluyormuş…
Çin haberini yayınlamıştım.

Biyolojik…
PARDON, çok özür dilerim…
Sürçü lisan ettim…
Ekonomik savaşta değil tabii…
Salgın, salgın…
Pandemi.

Üzerinde biraz düşünmenizi tavsiye ederim…
HAYATI BIR KONU…
Ölüm kalım meselesi…
Ve halk doğru düzgün bilgilendirilmeli değil mi?

Yaaa…
Siktir et Tayyipistani…
NE DEMEK…
Kimi eyaletler hafta sonu, tatil günleri veri aktarımında bulunmuyor…
Salgın sürecinde, bir salgın…
BU NE DEMEK?

Pardon…
Eşeklik ettim, herkese…
Her türlü bilgi verilmezdi değil mi?

*

EVETTT

Kapadokya

Sabahın haberiydi, sabahın körü

DSÖ uyarıyor…
Yeni pandemiLER çıkabilir…
LER, LER!!!

Yavrum benim ama…
Of…
Ne tesadüfLER!

Yeni geldim…
Dinlenmeliyim.

Nasıldı…
Ya ben kendi kendimi…
Veya(!!!)

*

Hala öyle
😊
Dünün çocukları…
Ömrümü vermişim bu konuya…
Saklıyorlar akılları sıra kendilerini!

Cubesat-Sat
Nedir bilir misiniz????
😊
Öğretirim bir ara.

*

Hıh hıh, HIH…
Suriye’ye saldırı falan, orospu boşuna iyi ilişkileri istemiyor durup dururken onlarla…
Israil – Rusya arası gergin!

Demişti Trump…
Arap sonrası Tayyipistan sırada…
INAN…
Biden gelmesi bir şeyi değiştirmeyecek bu konuda…
Halbuki Önder ta ne zamandan beri diyor…
AMAAA…
Göt ve kılları meselesi!

Offf canim istemiyor, aslında önemli terör meselesi…
LOBI…
Çeyrek yetişemiyor ki!

*

Alman haberleri…
Onların YALANCISIYIM…
Sözde…
Aşının…
>>> kısa vadeli <<<
Yan etkileri normal kapsamında, ya m RNA ve uzun vadeli etkilerini ne yapacağız cici hanımlar…
Ve beyler???

*

O kadar berbattım ki…
İlaçlar, hazırlamıştım, bilgisayar üstünde…
Öğle için, dükkânı kapattım…
Biraz gezelim dedim, yanlışlıkla ilaçları içtim…
Uyuşturucu sorun değil, birazdan jet gibiyim…
Şeker…
Doktor kıyametleri koparmıştı.

Dalgınlık…
Radar benzeri, hani otobanda…
Günü berbat ettim.

*

Askeri ücret 2825 Tayyip Lirası, ye ye bitmez!

Ne kadar güzel…
Güftesi, melodisi.

Yüzyillar boyu Üsküdar II. cilt

Yüzyillar boyu Üsküdar II. cilt

Yanlış, en son bilimsel araştırmalara göre insanları simgeliyormuş.

Hadi ben gitti…
Wiesbadende polis baskını, bir tandık…
Dükkânı NEDEN açtın?
30 bin Euro ceza, demişler toparla, geleceğiz kontrole…
Hala maskeler dışarıda olursa cezayı yersin…
Ben…
İzinliyim!

Ama kapadım. Can mı para mı?

Ne desem bilmem ki???

„Öffentliche Millionen für Impfstoffe – Patentrechte und Milliardenerlöse für Pharmakonzerne
28 Dez. 2020 07:37 Uhr

Während sich entwickelte westliche Staaten bereits viele Millionen Dosen an Corona-Impfstoffen für sich reserviert haben und nun mit der Impfung der Bevölkerung beginnen, werden Länder in der südlichen Hemisphäre wohl erst viel später zum Zuge kommen. Auch deshalb, weil Konzerne trotz öffentlicher Förderung die Patente an den begehrten Impfstoffen halten.“

Biyolojik, kimyasal silahlar küçük adamların, devletlerin atom bombasıdır. Dikkat et maske takılışına

Trump…
Virane bırakmak niyetinde, IRAN giderayak kaşınma.

*

YALANCI CNN – Türkiyeli…
YENI…
Güney Kore’de, dün gecenin haberi!

*

Batılılara göre…
Sinovac aşısı…
%90 etkili!?

*

Bok yemişsin sen, bilim kurulu üyesiymiş…
2022’den önce bir şey bekleme!

*

Çin…
SOR KENDINE…
5 yeni aşı NIYE???

Tabii ki bir ihtimal geniş seçenek…
Her bünye bir mi?
Ama bir ihtimal başkaca şeyler sebep olabilir mi?

Fazlaca mı şüpheciyim?
Var nedenlerim!

*

Bak ya…
Dedim ya gelen gideni aratır…
Ünver HALA %60’larda…
Yenisi ile birlikte sürü bağışıklık oranı…
%75 ile yüzde doksan arası olmalıymış…
Bilim…
Hemfikir değil bu konuda.

KESIN olan %60 ÜSTÜNDE…
„Gönüllü gönüllü“, BAKINIZ Almanya’ya

Israil; KORKARIM 3. dalga gelecek

oku

Ya…
Allah nasip etti, Önder gördü…
“Öğrendi”
Sadece bir çeyrek kendisi, doğruyu görüp söyleyebileceği gibi…
Yanılabilir de…
Rahmetli “her şeyin bir zamanı var”
Baraj meselesi.

Bu mesele uluslararası bir mesele…
Almanya komşuları ülkeyi TEHLIKELI ilan etti…
KIMSE…
Tek başına hareket etme lüksüne sahip değil…
Gir arşivlerime oku…
Ta “başından beri” dediğim şeydir bu.

Aşı…
BionTech diğerleri falan, Allahsızlar…
Hem devlet yardımı alacaklar, BIZLERIN VERGILERI…
ARGE için…
“hem fakir ülkelere burun kıvıracaklar”
Nerede görülmüş ulan bu bolluk?

Ahlaksızlık!?

„Das sind die größten Anteilseigner des Corona-Impfstoffentwicklers BioNTech
vor 25 Min.

Die Nachricht von einem zuverlässigen Corona-Impfstoff aus dem Hause BioNTech hat nicht nur die Börse euphorisch gestimmt, sondern sie hat auch den Mitbegründer und CEO des Konzerns, Ugur Sahin, in die globale Rangliste der Superreichen katapultiert.

• BioNTech-Gründer wird zum Multimilliardär

• Erfahrung mit mRNA-Präparaten bringt den Durchbruch

• Strüngmann-Brüder besitzen rund 50% der Aktien

Das in Mainz beheimatete Biotechnologieunternehmen BioNTech kannten bis vor wenigen Monaten nur die wenigsten. Denn das Unternehmen, welches über 1.300 Mitarbeiter beschäftigt, konnte seit seiner Existenz noch kein einziges Präparat auf den Markt bringen.

Vom Krebsmedikament zum Corona-Impfstoff
Dabei forscht der Konzern seit dem Gründungsjahr 2008 an einer Immuntherapie, die für jeden einzelnen Krebspatienten individualisiert angeboten werden soll. Das Ziel des Unternehmens ist es nämlich, zukunftsweisende Therapien gegen Krebs und andere schwere Erkrankungen zu entwickeln, die sehr individuell auf den jeweiligen Patienten abgestimmt sind.

„Stellen Sie sich vor, Sie könnten die Therapie für jeden einzelnen Krebspatienten individualisieren, basierend auf den genetischen Merkmalen des jeweiligen Tumors. Stellen Sie sich vor, diese individualisierte Krebstherapie wäre reproduzierbar, zeitnah und kostengünstig herzustellen. Wir wollen das Behandlungsparadigma für Krebspatienten weltweit verändern“, so die ursprüngliche Vision des BioNTech-CEO Ugur Sahin.

Mit rund 20 möglichen Produktkandidaten in der Pipeline, zehn Produktkandidaten in klinischen Studien und über 440 behandelten Patienten, die insgesamt 17 verschiedenen Tumorarten aufwiesen, hat der Konzern in den vergangen zwölf Jahren zwar viel erreicht, der große Durchbruch blieb auf diesem Fachgebiet dennoch aus.

BioNTech legt seinen Forschungsschwerpunkt bei der Entwicklung einer individualisierten Krebstherapie dabei hauptsächlich auf Medikamente, die eine Anpassung der mRNA vornehmen. Mit einem Präparat auf mRNA-Basis lassen sich jedoch nicht nur Krebstumore behandelt, sondern auch Impfstoffe gegen Infektionskrankheiten entwickeln. So können mit dem sogenannten Messenger-RNA Teile des Erbmaterials von Tumorzellen oder Viren umbaut werden, die wiederum auf das Immunsystem reagieren. Aufgrund dieser Tatsache haben die BioNTech-Wissenschaftler seit dem Ausbruch der Pandemie nicht mehr nur nach einem Krebsmedikament geforscht, sondern verstärkt nach einem wirkungsvollen COVID-19-Impfstoff.

Projekt Lightspeed – in Rekordzeit zum Impfstoff
Während es dem Mainzer Konzern innerhalb seiner 12-jährigen Firmengeschichte nicht gelang einen großen Durchbruch mit einer individualisierten Krebsimmuntherapie zu feiern, ging es bei einem Impfstoff gegen das Corona-Virus blitzschnell. So entwickelte der Konzern zusammen mit Pfizer innerhalb von nur zehn Monaten den Impfstoff BNT162b2, welcher nun eine über 90-prozentige Wirksamkeit gegen das Corona-Virus verspricht.

„Das sind großartige und vielversprechende Daten. Es ist unglaublich, dass in so kurzer Zeit dieser Fortschritt mit Entwicklung eines Impfstoffes und klinischer Prüfung innerhalb weniger Monate erzielt werden konnte“, so die Reaktion von Professor Fätkenheuer, Leiter der Infektiologie an der Universitätsklink Köln, gegenüber der WirtschaftsWoche.

Maßgeblich für die kurze Entwicklungsdauer des neuen Impfstoffs war dabei der Weitblick des BioNTech-CEOs. Denn Prof. Dr. Ugur Sahin erkannte schon im Januar 2020, dass die bis dahin noch relativ unbekannte Lungenkrankheit aus China, von welcher er in einer Medizin-Fachzeitschrift gelesen hat, bald zum globalen Problem werden könnte.

In weiser Voraussicht legte Sahin zusammen mit seinen Vorstandskollegen und dem Aufsichtsrat daraufhin eine neue Unternehmensstrategie fest, die sich mit dem neuartigen Virus aus China beschäftigen sollte. Das neue Vorhaben von BioNTech, welches Projekt Lightspeed getauft wurde, fokussierte sich somit schon vor den ersten bekannten Krankheitsfällen in Deutschland auf die Entwicklung eines Impfstoffs.

Der Erfolg von BioNTech macht den Gründer zum Multimilliardär
Der Weitblick und die Intuition von Prof. Dr. Ugur Sahin haben sich nun mehr als ausgezahlt. So konnte die Impfstoff-Nachricht der BioNTech-Aktie, welche sich schon seit ihrem Börsengang in einem Aufwärtstrend befindet, neuen Schwung verleihen. Während der Ausgabekurs der BioNTech-Papiere an der Nasdaq zum Börsengang Mitte Oktober 2019 noch bei 15 US-Dollar lag, notieren die Anteilsscheine nun schon bei rund 125 US-Dollar und somit gut 730 Prozent höher.

Gleichzeitig erhöhte sich natürlich auch die Marktkapitalisierung der Gesellschaft von 3,4 Milliarden US-Dollar auf aktuell rund 28 Milliarden US-Dollar. Sahin, der das Unternehmen zusammen mit seiner Ehefrau Özlem Türeci gegründet hat, wurde so innerhalb weniger Monate zum Multimilliardär, da er einen 18%-Anteil an BioNTech kontrolliert. Da sich der Wert dieses Anteils gegenwärtig auf ca. 5,1 Milliarden US-Dollar beläuft, ist der BioNTech-CEO nun einer der 500 reichsten Menschen der Welt.

Die Strüngmann-Zwillinge gehören zu den wahren Profiteuren
Zu den 500 reichsten Menschen der Welt zählen in diesem Zusammenhang auch die Zwillinge Andreas und Thomas Strüngmann. Im Gegensatz zum BioNTech-Gründer Sahin besitzen die beiden Unternehmer jedoch nicht nur einen Minderheitsanteil von 18 Prozent, sondern rund die Hälfte des Konzerns. Die exorbitante Kursentwicklung der BioNTech-Anteilsscheine hat das Vermögen der Zwillinge dementsprechend auf mindestens 14 Milliarden US-Dollar anwachsen lassen.

Die eineiigen Zwillinge sind die Gründer des Pharmaunternehmens Hexal aus Holzkirchen in Bayern. Der Verkauf des deutschen Generika-Herstellers an Novartis im Frühjahr 2015 brachte den Zwillingen dabei ein Vermögen in Höhe von rund 5,6 Milliarden Euro ein. Mit einem Teil dieses Geldes kaufte sich das Family Office der Brüder dann bei BioNTech und weiteren Biotechnologieunternehmen ein.

Der BioNTech-Konzern befindet sich in festen Händen
Die Strüngmann-Brüder besitzen zusammen mit dem Firmenchef Sahin knapp 60 Prozent des Mainzer Biotechnologiekonzerns. Dementsprechend müssen sich alle weiteren intentionellen und privaten Investoren einen Anteil von rund 40 Prozent teilen.

Mit Aktienpaketen in Höhe von insgesamt 4,48, 4,12, 1,77 und 1,73 Millionen Stück gehören die Vermögensverwalter Fidelity, Primecap Management, Artisan Partners und Invus Public Equities zu den größten institutionellen Investoren von BioNTech.

Weitere Minderheitsanteile liegen darüber hinaus in den Händen bekannter Investmentgesellschaften wie der Redmile Group, T. Rowe Price, Janus Capital, Columbia Management Investment, Invesco Advisers und Wellington Management. Den großen Aktienpaketen entsprechend, die von den Strüngmann-Brüdern, einigen institutionellen Investoren und Prof. Dr. Sahin gehalten werden, steht dem öffentlichen Börsenhandel somit nur eine sehr begrenzte Anzahl an BioNTech-Papieren zur Verfügung.

Pierre Bonnet / Redaktion finanzen.net“

https://www.msn.com/de-de/finanzen/top-stories/das-sind-die-gr%C3%B6%C3%9Ften-anteilseigner-des-corona-impfstoffentwicklers-biontech/ar-BB1bNhmu?ocid=msedgntp

Ya ben kendi kendimi…
VEYA…
Zaman beni!

*

Business Insider
Business Insider!

MUTLAKA

Açın bacakları…
Domalın…
HAK EDIYORSUNUZ!

*

Ne diyebilirim?

*

oku