Zaman geldi çattı, sanal değil gerçekten kaybolma vakti geldi

Son bir perde arkası bilgisi…
Arnavutluk’u bilirsiniz efsane liderini…
Yok ya bizimki SADECE BIR ZIBIDI…
KESTIREMIYORUM, danışıklı bir dövüş mü yoksa bence ipe sapa gelmez bir hayal mi?
Bilmiyorum açıkçası…
Neticede bir tarafta Trump öte tarafta bir Kahpedoğan…
İki sapık…
Anla anlayabilirsen, kestir kestirebilirsen gelişmeleri(!)

Merakta kalmayın, biliyorum kıyametler kopacak…
Üzülen üzülecek, belki içten içe sevinecek…
Bunu da bilmiyorum AMA kesin kıyametler kopacak…
Çünkü ne bir iz ne bir ses olacak. Alacağım ceketimi…
Çekip gideceğim çeyrek gibi.

Dayanabilir miyim bilmiyorum, evimde duramıyorum durduğum yerde…
Ancak dayanmak mecburiyetindeyim, mecbur…
Gidebileceğim ne bir yer ne sarılabileceğim var olan bir dost eli.

Benim dünyam sizinkinden çok farklı…
Girip çıktığım yerler, bilgi kaynaklarım…
ASLINDA…
Rahatlıkla iddia edebilirim dünyadan bir haber yaşıyorsunuz, bakalım, belki…
Anlatırım jetleri, kimi enteresan perde arkası bilgilerini.

Şimdilik bununla yetinin…
Dolaylı yollarda Tayyipistan ile ilgili, DIKKAT…
Dikkatinizi çekerim belgeyi indirdiğiniz yere bir bakin!

https://www.rand.org/pubs/research_briefs/RB10014.html

Gir bak arşivlerime…
Ta ne zaman başladım yazmaya, PEZEVENK…
Piyon iken “şahlandı”
Ulan zibidi yedirirler mi?

İki, üç senelik > nispi < bir içe dönüklükten sonra…
Hatırla Arnavutluk’u…
Niyet meydanda…
NATO üyesiyiz, NATO’da kalacağız AMA…
Ne NATO’dan ne OKVS’den* emir almak, komutası altına girmek niyetindeyiz. Daha açık yazamıyorum, umarım anlayan anlayacaktır beni. Sözde kendi siyasetimizi uygulama, hayata geçirme becerisini MHP baskısı altında gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Yani MHP’nin kafatasçı anlayışı doğrultusunda AKP azmi ile vampir Alparslan Türkeş’in hayali “gerçekleşecek”

Ilımlı, Türk – İslam sentezi…
İyi de bu gerçekten Atatürk’ün, bu Cumhuriyeti kuranların hayal ve düşünceleri miydi?

George Friedman’in öngörülerinde yanıldığı bu durumda ortada, ileride ne olur kestiremeyiz?!

Turkey in the Long Run

https://www.yenisafak.com/en/news/turkey-will-become-a-superpower-george-friedman-2590416

Kendisi Stratfor kurucularındandır…

https://www.stratfor.com/

Gerçek şu ki çok önceleri yazmışımdır, ima ettim…
Bu pezevenklerin niyeti çok faklıydı, Amerika baktı bunlar yoldan çıkıyor…
Ülke olarak papazi yiyoruz…
Yazdıklarım biraz karmaşık gelebilir sizlere, iki kelimeyi bir araya getirecek durumda değilim, yani gerçekten deli saçması gibi gelebilir sizlere yazdıklarım AMA değil!

Planlar çok öncesi hazırlandı…
Ve…
Adım adım uygulamaya geçiyor.

Osmanlının gücüne ermek…
BIR HAYAL, hele bu zamanda…
Ne teknolojin teknoloji ne elemanların eleman…
BILGI…
Yol doğru olabilir, YÖNTEM YANLIŞ…
BAK Amerika’ya, bak Avrupa’ya oraya buraya…
KENDIM BILIYORUM, KENDIM…
Niceleri ile tanışma şerefine erdim, ne değerli bilim insanları…
Türk kökenli…
KAZANDIR ÜLKEYE, sağla onlara…
>>> alışık oldukları çalışma ve yaşam şartlarını <<<
Gör bak ülke ne hale geliyor, anlattım, gösterdim Güney Kore örneğini!

Atatürk ve arkadaşları ne yapmıştı?
Bilmezsin ki tarihi, bilmezsin…
Anka kuşu misali bu ülke nasıl kendi küllerinden YENIDEN dirildi???

* Organisation des Vertrags über kollektive Sicherheit (Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü) İngilizce: Collective Security Treaty Organisation. 7 Ekim 2002 tarihinde altı Bağımsız Devletler Topluluğu ülkesi (Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Beyaz Rusya ve Ermenistan) tarafından kurulan hükûmetlerarası askerî ittifaktır.

DIKKAT, konu ile ilgili. Sosyal sorumluluk gereği VE bir elin nesi iki elin sesi

İzlediysen bir önce yayınladığım videoyu…
Sorma…
Sorma bana Amerikan’ın hangi kenti BIR SUÇLU, HÜKÜM GIYMIŞ birisi…
Hapishaneden çıktıktan sonra hayatını değiştirmeye karar veriyor. Diyor…
Benim yaşadıklarımı başkaları yaşamasın, azılı bir gangster…
Hele gençler…
Ne yapabilirim ne yapabilirim…
BEN…
NEDEN bu hallere düştüm?

Sonunda buluyor cevabı, işim olsaydı, düzenli bir hayatım…
Muhtemelen ben hiç bu yollara girmezdim…
Pekiii…
Yaşadığım hayatta en önemli şey neydi diye soruyor kendine?
Görünümüm…
Evet, üstüm başım!!!

O halde ben bu insanları giydirmeliyim ki…
Bu insanlar düşmesin benim yanılgıma, kanmasın çabuk kazanılan paraya…
Ne yaptı biliyor musunuz?
Bir bir butik açtı, sekizinciydi izlediğim…
Evet gidiyordu, geziyordu ev ev zengin semtleri anlatıyordu derdini…
Başkaları için giyim, kuşam dileniyordu. Kent yönetimi verdi bedavadan dükkân…
Onun topladığı elbiseleri bedava verdiği gibi…
Ve insanlar, zenginler paylaşmak istiyordu…
Cömert davranıyordu, ünlendikçe ünlendi. İnsanlar akın akın gelmeye başladı…
Ye kürküm ye dünyası, işsiz olan gelip giyiniyor öyle iş görüşmesine gidiyordu…
Ve…
Çoğu işe alnındı. Gönüllü yaptı, yapiyor tüm bunları, gönüllü…
Allah rızası için, ne kadar güzel değil mi?

Bakma insanın geçmişine, insan ve yaşam dinamikleri…
Bak şimdiye…
Demek istediğim, anlatma sebebim…
Herksin var bir yöntemi, benim ki yazmak, anlatmak…
Bildiğimi paylaşmak…
Gösterebilirsem insanlara yol göstermek…
Gözlerini açmak!

İnsan…
Yapmak isterse bir şeyler, yapabilir…
GÜVEN KENDINE!

Bak…
Güney Kore, elli sene önce çok fakir bir ülkeydi…
Şimdi…
İlk 11 içinde, ekonomisi en güçlü on birinci devlet dünyada!

Not: Jeton…
Galiba Queens’di…
New York’un fakir semti…
Düşünün…
Zenginleri, marka eşyalar, MARKA…
Nasıl bir intiba bırakır insan üstünde?
Güven verir değil mi?
Özgüven kendine…
Güven karşındakine!

Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl

Subay ve Komutan ile Konuşmalar

Subay ve Komutan ile Konuşmalar (özgün adı: Zabit ve Kumandan ile Hasbihal), Mustafa Kemal Atatürk’ün Osmanlı ordusu ve askerlik ile ilgili görüşlerini yazdığı kitaptır.
Eser, Mustafa Kemal Paşa’nın 1914 yılında Kurmay Yarbay rütbesiyle Sofya Askeri Ataşesi olarak bulunduğu sırada, Nuri Conker’in Zabit ve Kumandan adlı kitabına karşılık olarak yazılmıştır. Birbirini bütünleyen ve pekiştiren bu iki kitapta da iyi yöneticilik konusu işlenir. Her ikisi de, ordunun yaşadığı başarısızlığın asıl çözüm adresi olarak, komuta kademelerini gösterir.
Kitabın ilk bölümünde Mustafa Kemal, Trablusgarp ve Balkan Savaşları’ndan yenilgiyle çıkan Osmanlı ordusundaki aksaklıkları, hataların neler olduğunu ve bunları nasıl sezdiğini ve üstlerine sunduğu çözüm yollarını kaleme almıştır.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde bir subayın taşıması gereken özveri, ölümü göze alma, emri altındakileri sevk ve idare edebilme, taarruz ruhu, inisiyatif özellikleri hakkında Nuri Conker’in görüşlerine yakın düşüncelerini çeşitli örneklerle ifade etmiştir. Kitapta Türk kadınının toplumdaki yeri ve Türk ulusunun gelişmesine engel olan koşulların neler olduğuna ilişkin görüşler de yer almaktadır.
Mustafa Kemal, eserin son bölümünde, Kuzey Afrika’da birlikte çarpıştığı korkusuz ve yiğit silah arkadaşlarını anmış ve onları „yüksek askerlik niteliklerine“ sahip insanlar olarak tanımlamıştır

x

###
MUTLAKA IZLE, evet insanlık dışı AMA “çalışarak adam” olur insan. Hırsızlıkla, arsızlıkla değil!

Bedensel özürlü olmak…
Allah vergisi…
Güzellik, çirkinlik…
Kıstas OLAMAZ bana göre iş hayatında AMA güzelse insan, bakımlı…
Her şey biraz daha kolay.

izle

Belki şarkıyı şimdi farklı gözler ile değerlendirirsiniz. Ve görüyorum ki…
Ağabey…
Yanılmamışım, maalesef yanılmamışım…
Düşünmeyen, gerçekleri göremeyen insan…
HER ŞEYIN bokunu çıkaran insan.


###

Şu bir gerçek ki…
Herkes…
Anne olabilir, baba olabilir…
Köpeklerin olduğu gibi, onlarda anne, baba olurlar…
Çok mu sert oldu?
DOST…
Acı söyler!

Herkes yönetici olamaz, olmuyor, olmuyor!

Herkes bir şekilde bir şeyleri yönettir…
Bir şekilde…
Ve yine “herkes” neredeyse her şeye sahip olur…
Değer…
BILENE ve YINE değeri, değerlendirmesini, geliştirmesini BILENE…
Değer, değerdir!

En büyük cevher…
İnsan…
En büyük değer, yatırımların en değerlisi…
Can.

Eczane, yine bir yer kapanmış x

Bu sırt ağrıları…
Ya inanılmaz bu ne böyle, felaket…
Korkunç…
Tam ciğer üstü, TAM!

Gittim eczaneye, ilaçlar. Sordum durumu…
Dedi “yok bir fark, yalnız…
Bir çalışanımızı işten çıkardı patron!”
Bunun Türkçesi ne kardeşim, bunun Türkçesi ne?

Yiyen mi bilir doğrayan mı?
Demek ki patronun cirosu karşılamıyor masrafları!

Allah…
Cümlemizi korusun, cümlemizi!

Ya baykuşluk değil benimkisi, değil…
Felaket habercisi…
Düşünmeye, görmeye, dikkate davet!

Allah kimseyi çaresizlikle sınamasın, KIMSEYI…
İyi bilirim çaresizliği…
Eli kolu bağlı, izlemeyi. En son rahmetli babamda yaşadım böylesini…
Normalinde Önder, düşünür taşınır, sık eler ince dokur…
Verir karar, YOK benimkisi badem kararlılığı değil…
Herifler HEP çok kararlı, görüyor, yaşıyoruz neticeleri…
Önder uygular. Ucunda ölüm dahi olsa, yıkım…
Yapacağını yapar!

Bu durum eskidendi…
Artık, ihtiyarlık mı, yorgunluk, bezginlik bilmiyorum…
Gücüm kalmadı gücüm. Yani…
Çaresizliği iyi bilirim.

Ne diyor komutan? “Öncelikle alan hakimiyetini sağladık”

Güneydoğuda başlatılan operasyon…
Demek ki terörist alana hakimdi…
Yıllarca aklınız neredeydi?

Devam ediyor sözlerine, “ara, bul, yok et…”
Tamam, aynen böyle devam…
Ve ekiliyor sözlerine “600 terörist var memlekette…”
600 eli silahlı insanlar, bombalı, bombalı, mühimmatlı…
Roket atar falan…
Ki sözlerinden anlaşılan PKK’lıları kast ediyor, ya diğerleri?

Efem en hoşuma giden laflarını sona sakladı…
“Terörist eylem yapamaz hale geldi(!)”
Ya milletten gizlediklerinizi ne etmeli???

>>> Rus teknoloji paylaşımı, Rus – Türk askeri işbirliği <<<
Belki bugün, belki yarına. Gerçekler, düşünceler…
Somut veriler, söylenmeyenler!

Rica etsem bana yardımcı olur musunuz?

YOK…
Kimsenin özeli beni ilgilendirmez, bakmıyorum zaten…
Kim…
Kim diye AMA kimi sorular sormak ve düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum…
Bir araştırma…
Lütfen sağ tarafta denemeye iyi veya kötüye tıklar mısınız?
Sorular yakında