Ve dolar 5,9334 Almanya saati TAM 08:00

Yani Tayyip saati 10…
Bak bu sabah yazmaya başladığımdan bu yana geçen süreye…
Bak ULAN BAK…
GÖRRR!

Dün eve geldiğimde açtım CNN – Türkiyeliyi…
Ahmet Hakan ve bir takım serseri…
“Başımızda Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider varken…”
“Evet ekonominin gidişatı kötü AMA bu bir yönetim krizi değildir!!!”
Gibi, gibi…
Ya…
Ben bir çeyrek, lise mevzunu bile değilim…
Binlerce sayfa dil döktüm, binlerce, ben size daha ne diyebilir ne anlatabilirim?

Allah…
Belanızı versin, vermiş zaten…
Farkında değilsiniz!

Yazmıştım…
Bayağı oluyor altı muhtemel dedim…
Dedim IZIN VERMEZLER…
Dedim, dedim, dedim!

Karanlıkları göremezmiş…
Ulan orospunun dölü neden oturuyorsun O koltukta?
Ben…
TEK GÖZÜM ile görüyorum olacakları sen sadece sikmesini mi biliyorsun?

Bende bilirim…
AMA ben zevk veririm!

Sizler bu şartlar altında hala Kanal İstanbul’un gerçekleşebileceğini mi sanıyorsunuz?
Belli olmaz…
Bulurlarsa bir pazarlama yöntemi VEYA Çin yetişirse yardıma…
İnanın bana…
Tecrübeler ile sabit çünkü…
VAR…
Yol ve yönetimleri, masa başında, OLMADI bileğin, silahın gücü ile…
Mehmetçiğim en büyük güvencem…
Yüreği…
Ama ister GÖREN, his eden, hesap – kitap bilen bir yönetici!

Ekonomi…
SOR BILENE, SOR ya SOR…
Ekonomik refah, borçlanmadan…
Bir yöneticinin en büyük meziyeti, ekonomik bir kriz olup…
Yönetim krizi değildir demek…
RESMEN…
Milleti enayi yerine koymaktır!

Bilem nemin lideri!

Tayyip saati 08:21

Dolar 5,9243
5,93 ihtimal dahilinde çünkü çok sürat ile yükseliyor, oynama muazzam
Tayyip saati 09:30
Dolar 5,9292

MUTLAKA oku, NEDEN MI? Anlatacagim sonra

oku

DÜN…
Tepem ATTI, TEPEM…

Kriz döneminde şirketler için 6 önemli tavsiye

Fatih Kuran – Kamu Özel Ortaklığı (PPP) ve Proje Finansmanı Uzmanı
Gözümüzün kulağımızın dolar ve euro kurlarında olduğu bu kriz döneminde bir şirket yöneticisinin ‘Kriz döneminde ne yapmalıyız’ sorusuna verilecek ilk cevabım: ‘Soğukkanlılığınızı koruyun ve asla panik yapmayın’ olacaktır. 1994 ve 2001 krizlerini yaşamış bir kişi olarak şu ya da bu şekilde taşların yerine oturacağını ve ekonomik koşullar değişmiş olsa bile daha öngörülebilir bir dönemin er ya da geç geleceğini düşünüyorum. Krizin ne kadar devam edeceğini ön görmek ise daha zor. Bir kaç ay da olabilir daha uzun da. Bununla beraber deneyimim Türk insanının değişimlere çabuk adapte olabildiği ve müteşebbis bir ruha sahip olduğu şeklinde. Dolayısı ile örneğin Romanya gibi krizin yıllarca hakim olduğu ülkelere göre Türkiye’nin kriz sonrası çok daha çabuk reaksiyon göstermesini bekliyorum.
Bu dönemde doğru şirket yönetimi adına neleri yapmamız gerektiği ile yapmamız gerekenleri özetlemeye çalıştım.
1. Nakit akış yönetimi
Konunun önemini daha iyi vurgulamak için rahmetli Üzeyir Garih’den bir hikaye anlatarak başlamak istiyorum. Garih, girişimciliği top cambazlığına benzetir. Girişimcinin elinde de üç top var, bunlar: satışlar, kârlılık ve nakit akışı. Topların 2 tanesi lastikten diğeri ise kristal. Lastik topun birisi işletmenin satışlarını diğeri de işletme kârını temsil ediyor. Kristal top ise nakit akışını temsil ediyor. Üzeyir Bey şirketlerin satış ve kârlılıklarının dönemsel olarak düşüş gösterebileceğini ya da zarar edebileceklerini buna rağmen ayakta kalmaya devam edip toparlayabileceklerinin altını çizer. Oysa nakit akışı temsil eden top kristaldir ve düştüğünde kırılır. Oyun bitmiş olur. Tıpkı nakit sıkışıklığına giren bir şirketin borçlarını ödeyemeyip iflas etmesi gibi. Öneminden dolayı ilk sıraya koyduğum nakit akışını nasıl yöneteceğiz konusuna gelelim:
a) Alacak ve borç yönetimi
Prensip olarak bir şirketin likiditesinin orta ve uzun vadede yüksek olması için alacaklarının vadesinin borçlarından daha kısa olması gerekir. Başka bir deyişle aldığınız malın ödeme vadesinin satış vadesinden daha kısa olması gerekir ki ödeme vadesi gelmeden tahsilatınızı yapmış olabilin. Eğer bir sanayi kuruluşu iseniz o zaman bu süreye stoklama ve üretim sürelerini de ilave etmelisiniz. Bu dönemde satış vadelerinizi kısaltmayı hatta peşin satış yapmayı değerlendirmelisiniz. Mümkünse alış vadelerinizi uzatmaya da çalışmalısınız.
b) Stok yönetimi
Stokları hammadde, yarı mamül ve mamül stoğu olarak sınıflandırabiliriz. Hammadde tarafında alacağınız siparişlere endeksli bir stok politikası uygulamanız doğru olacaktır. Daha da iyisi eğer yapabiliyorsanız ham madde stok yükünü tedarikçilere taşıtacak modeller kurmaktır. Örneğin malı konsinye olarak alabilirsiniz. Tedarikçi malı size teslim eder ancak kullandığınız kadarını fatura eder. Diğer bir yöntem ise JIT (Just in time-Tam Zamanında Üretim) uygulamasıdır. Tedarikçi malı hemen üretim öncesinde size teslim eder ve stoklama süresi ortadan kalkar veya minimize edilmiş olur. Yarı mamül stoğunu azaltmanın bir yöntemi total üretim sürecini kısaltmaya yönelik verimlilik tedbirleri almaktır. Hem yarı mamül hem de mamül stoklarını azaltmak için yine sipariş üzerine çalışmak, nasıl olsa satarım mantalitesi ile üretim yapıp mal stoklamamak, geçerli bir yöntemdir. Son olarak bu dönem uzun süre stokta kalmış mallarınızı iskonto yapıp nakte çevirmek için de uygun bir dönem olabilir.
c) Kredi yönetimi
Aldığınız işletme kredileri işletme sermayesi döngünüz ile uyumlu olmalıdır. Sağlayacağınız finansmanın vadesinin ve geri ödeme koşullarının, ham maddeyi alıp üretime geçip stoklayıp satışa geçtiğiniz ve nihayetinde de tahsilat yaptığınız dönemin tamamını kapsar nitelikte olması gerekir ki doğru zamanda geri ödemelerinizi yapabilesiniz Finansman maliyeti daha yüksek olsa dahi olması gereken vadede borçlanmaya dikkat ediniz. Daha düşük maliyetli olduğu için kısa vadeli borçlanayım nasıl olsa vadesi geldiğinde yeni bir kredi alıp çevirebilirim düşüncesi özellikle kriz dönemlerinde işlemeyebilir. Sizi nakit akışı olarak zorlayan mevcut kredilerinizi de nakit akışınıza uygun olarak yeniden yapılandırabilirsiniz.
d) Varlık satışı
Her ne kadar şirket varlıklarını nakte çevirmek için kriz dönemleri çok uygun olmasa da başka alternatif yaratmakta zorlanıyorsanız değerlendirmeyi düşünebilirsiniz. Özellikle ‘Sat ve Geri Kirala’ yöntemi ile finansal kiralama yaparak nakit akışınızı düzeltebilir; kiralama dönemi içinde varlığı kullanmaya devam eder ve geri ödeme süresi sonunda yeniden sahip olabilirsiniz.
2. Karar almak
Kriz dönemleri fırsatlar barındırsa da uzun vadeli karar almak için uygun zamanlar değildir. Kriz dönemlerinde riskler çok daha fazladır ve ileriye yönelik projeksiyon yapmak çok daha zordur. Uzun vadeli kararlarınızı erteleyin. Mutlaka bir karar almanız gerekiyor ise sizi uzun vadede bağlayacak nitelikte olmamasına özen gösterin. Bununla beraber bu dönemde özellikle ihracat yapan şirketler için ekstra fırsatlar söz konusu olabilir. Bu tip şirketler özellikle uzun vadeli alım sözleşmeleri ile iş yapıyorlar veya hitap ettikleri dış pazarda güçlü bir pozisyona sahiplerse kararlarını daha uzun vadeli alabilirler.
3. Kur riski yönetimi
Malum şu anda yaşadığımız kriz döviz kurlarındaki yükselmenin bir sonucudur. Kur riski yönetiminin en temel prensibi doğal korunmadır. Gelirleriniz ile giderlerinizin aynı para birimi üzerinden olmasıdır. İhracat yapan bir şirketseniz ve döviz bazında borçlandıysanız kurların artmasından çok fazla etkilenmeyeceksiniz hatta TL olan maliyetleriniz varsa döviz bazında değer kaybettiği için ekstra kar ediyorsunuz demektir. Eğer gelir ve giderlerinizin para birimleri aynı değil ise ‘forward’ gibi finansal enstrumanlar kullanıp kur riskini yönetmeniz gerekir.
4. Paranın zaman değeri
Yeni dönemde faizlerin artmasına paralel olarak fırsat maliyeti de artmış durumda. Faizlerin arttığı dönemlerde paranın zaman değeri hesabı yapmak daha büyük önem taşır. Bir malı standart olarak 3 ay vadeli satıyorsanız ve peşin satışta ne kadar iskonto verebileceğinizi hesaplamak istiyorsanız elinize peşin para geçtiği zaman getirisinin ne olacağı üzerinden hesap yapabilirsiniz. Örneğin:
Vadeli satış fiyatı : 1000 TL
Vade (n): 3 ay
Fırsat maliyeti (i): % 2 (aylık)
Peşin Satış Fiyatı = Vadeli Satış Fiyatı / ( 1 + i) ^n = 1.000 / ( 1 + %2)^3 = 942.32 TL
Yukarıdaki örnekte fırsat maliyetiniz arttıkça daha fazla iskonto yapabilirsiniz. Fırsat maliyeti peşin parayı alıp işinize yatırmak ve para kazanmak şeklinde olabileceği gibi kredi geri ödemeleri için de değerlendirilebilir. Peşin parayı alıp kredi kapatacaksanız bu takdirde fırsat maliyetini aylık kredi faizi olarak düşünebilirsiniz.
5. Maliyetleri azaltmak
Kriz dönemlerinde ilk akla gelen hususlardan biri maliyetleri azaltmaktır ki tasarruf etmek anlamında maliyet düşürmek doğru bir yaklaşımdır. Bununla beraber satış, pazarlama, reklam, tanıtım faaliyetleri gibi işinizin artmasına direkt etki edebilecek kalemlerden kesmeye çalışırsanız dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilirsiniz. Maliyet optimizasyonu yaparken en başta değindiğimiz gibi soğukkanlı davranmamız ve neden sonuç ilişkisi çerçevesinde doğru kalemlerden tasarruf etmeye odaklanmamız gerekir. Özellikle eleman çıkarma konusunu aceleye getirmeyin. Çıkartacağınız kişi kadar geride kalacak olan şirket personeli üzerindeki olumsuz etkisini de hesaba katın. Kriz döneminden şirket olarak tek parça çıkmanız durumunda yaratacağınız aidiyet duygusunu da dikkate alın. Eleman çıkartmak kaçınılmaz bir karar ise öncelikle kişilerin yetkinliklerini dikkate alarak karar verin.
6. Proje finansmanı
Kriz dönemleri uzun vadeli yatırım ve proje finansmanı yapmak için uygun değildir. Özellikle yurt içindeki talebe endeksli olan yatırım kararlarınızı krizin yaratmış olduğu belirsizlikler sona erene kadar ertelemenizde fayda olacaktır. İhracat ağırlıklı olan şirketler ise hitap ettikleri piyasalarda ve çalıştıkları şirketlerde kalıcı bir yer edindikleri kanaatindeyseler yatırım yapma kararlarını daha rahat alabilirler. Bu tip şirketler döviz bazında ucuzlayan TL maliyetlerinin getirdiği avantaj ile yurt dışında daha rekabetçi olabilirler.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/kriz-doneminde-sirketler-icin-6-onemli-tavsiye/425658

>>> Incele <<<

Bilim üzerine

Bilimin güzel yani nedir bilir misiniz?
Birisi bir tez atar ortaya…
Bir kuram…
İspati gerekli, diyelim ki ispatlandı…
Geçerli…
Ta kiii birisi çıkıp aksini ispatlayana kadar!

Örneğin Darwin…
Aksini bugüne kadar ispatlayan olabildi mi?

Tam aksine…
Her geçen gün ile, GEN Teknolojisi…
Kuram…
Derinleştikçe derinleşti.

MHP…
Milliyetçi diyorlar kendilerine…
AKP…
Yerli, çok ispatladım, göz önüne serdim gerçekleri…
Yalanlasana beni!

Formumdayım bugün…
😉
Lafa laf, söze SÖZ!

İlaçlarım…
YANDIM…
Cuma, sadece güldü, dalga geçti diye…
Kolum…
Ölüyordum!

Bilen bilir beni…
KIMSEYE ispat borcum YOKTUR…
Kimseye mi???

KENDIME!
NOKTA

Birde…
Avrat benim avrat değil…
Umumi…
Silah yani, ne ele…
Ne göze, hiçbir şeyime uymuyor…
Kimileri gibi, GÖR BENI…
Alayım kendi avradımı, BENIM olan SADECE BENIM…
Namlusu, kabzası, gezi – gözü…
Tetiği…
His ederek, isteyerek gör nasıl seviştiğimizi!

Dikkat ettiyseniz…
Sağ ağırlıklı…
Değil ki ayarlı!

Kurcalayamam, emanet…
Ayarlayamam…
Bu yüzden BENIM, sadece benim!

Dur bakalım…
Yakmadıysa başımı…
VEYA kendim, yazdıklarım ile…
Birkaç hafta, altı hafta demişlerdi…
2 ay de sen.

Diyorum ya bir gün ağzıma s.çacaklar AMAN o güne kadar yetiştirebildiklerimi yetiştiririm. Bir bilsen, bir bilsen okusan gördüklerim okuduklarımı. Aslında uzak durmam lazım HER ŞEYDEN, bir sevdiklerim, kalbimde olanlar BIR ONLAR

Bilmem okusunuz, dikkat ettiniz mi…
Artık gömülecek yerimiz bile yok…
Rahmetli İsmail ağabey, sana karşı çok mahcubum…
Emanetine sahip çıkamadık ama bize düşmezdi…
Aşiyanda yatıyor…
İstanbul’un en güzel mezarlıklarından birdir, bir manzara…
İnsanın hemen yatası geliyor.

Aşiyanda…
Bir bilseniz…
Bir benim gözlerimle bilseniz İstanbul’u, görmüş olsanız…
Heybeli’yi ki Türk edebiyatının en önemli yazarlarından “biri”
Bucak bucak, durak durak gezmiş olsanız Beykoz’u…
Emirgan’da çay keyfi, Kınalıyı, Beylerbeyi, Üsküdar’ı, Kadıköy’ü…
Ortaköy’de yesek birlikte bir kokoreç…
İçsek Dolapdere’de bir kele paça, işkembe…
Girsek…
Florya’da denize…
AMA çocukluğumun İstanbul’unda…
Gösterebilsem, yaşatabilsem sizlere babamın, rahmetlinin İstanbul’unu…
Çengelköy’de bassak salatalıkları tuza, otursak yüzyıllık çınar altına…
Arzı endam etsek, sağlı solu boğaz kıyılarında…
Çıkarsam sizleri Pier Lotiye…
Beyoğlu kazan biz kepçe, Beşiktaş’ta Akaralar…
Dönsek…
Gitsek atamızın ikamet ettiği Pera Palace’e…
Haliçte bir sandal sefası…
Kumkapı’da çeksek kafaları…
Dönsek gelsek ayık kafalarla, abdesti Eyüp’e…
Gezsek sokak sokak, semt semt…
AMA…
Çocukluğumun İstanbul’unu!

Bak yazamıyorum AMA düşünmeye davet etmek istiyorum sizleri…
Rizelisi, Kasımpaşa pezevengi…
Hem de kalitesizi…
Bak İmamın oğluna, SORUYORUM bu ne itina?

NEDEN…
Çıkmıyor bir ses, neden, kendim yaşadım yıllarca yolsuzlukları…
GÖRDÜM…
Tekrar soruyorum neden bu sessizlik?
Rüşvetin, yolsuzluğun belgesi mi olurmuş deme…
Diyen oldu geçmişte…
VAR…
Neden sesi çıkmaz ne onun ne bunun…
NEDEN?

Cevaplasana…
Hepsi…
Ayni yorgan altında!

BAK…
AlYarağa, babası almış garibimin Kanal İstanbul’da arsa, babası…
Pezevengin…
Dünürü!

Damadının babası…
Bak ya nereden geldi şimdi aklıma Man adası?

Affedersiniz ama…
Koyalım sözü gediğine…
Acıma AKP’liye (yetime), aldanma, kanma döner koyar götüne!

Kapanış, belki yarına
5,9175

Münih… Allahtan, doktor. Hiç okumadım ki!

Ve daha neler neler…
Ruhsat…
Bu internetten, üşendim arabaya gitmeye. Götüreceğim bu akşam…
ANCAK…
Münih, “schmerzterhapie” doktor…
Yan etkilerinin hiçbiri bende YOK. Artı bağımlılıkta yok…
Denedim > kaç kez <
Üç günden fazla acılara dayanamadım, normal ağrı kesici, Ibo800 falan.

Bilindiği üzere yasaklı…
Grapfruite, bilmiyordum…
Hani Wick’s…
YASAKMIŞ, zaten sevmiyorum, meyve ile aram yok.

Tek en son satır…
Sabah altı gibi içmem gerekli, ancak 9-10 gibi…
VE en kötüsü, etkisi ancak bir, iki saat…
Doktor daha fazla içme diyor, sanki ben istiyorum…
40mg izinli…
60…
Bazen 80 düşün yani. Aklimi kaçıracağım o kadar şiddetli…
Nadir ama evdeysem, hareket etmiyorsam onun dışında, mutfak, tuvalet, öte odalar falan…
1…
Tekrar BIR TANE ile bile idare edebiliyorum, yeter ki hareket etmeyeyim.

INAN…
Kimi konularda kendim olmuşum doktor…
30 sene ya 30 sene…
Zaten onlarda deniyorlar, haşhaş misali…
Bildiklerinden değil…
Dedim ya, anlattım gençliğimi, disko falan…
Kavga, bıçak yarası…
Uyuşturucu, kızlar yüzünden. HEP…
Hep neden imtina ettiysem geldi başıma, diğer konular…
İsteyerek, bilerek!

Problem çıkaramazlar…
Kıyametleri koparırım, ben çocuk muyum, on binlerce kilometre…
Yüzbinlerce…
O riske girer miyim, benim etim ne budum ne?

Heyyyttt beee, kim, KIM ulan KIM yan bakar „Dünya Liderine?“

Ben…
Dolar 5,92 yolunda!

Tayyip saati 15:38
dolar 5,9187
Sanırım 16 gibi gerçekleşecek…

oku

oku

Düşüyor…
Dur bakalım kapanış nasıl gerçekleşecek…
Uğraşamam, başımı kaşımaya vaktim yok.

Mezarlıklar müdürlüğü açıklama yaptı; 20 sene sonra gömülemeyeceksiniz…
Yer yok yer…
İstanbul TÜKENDI…
Bakalım Allah nasip edecek mi, kırmızı biberim bekler beni…
Sağımda, solumda…
Üstümde…
Ohhh be!

Sağımda yer yok…
Unuttum gitti, olsun biri üstümde biri altımda o da olur yani!
😊

Şaka bir tarafa…
Ulan memleketim, atalarımın toprağı…
Son çare yollayacaklarmış ölenleri memleketlerine…
Ulan biz ne olacağız, bizler?

Allah daha da beter etsin sizleri…
İstanbul’un başına getirirseniz Rizeli…
Trabzonlu olacağı buydu!

Ben olsam, YEMINLE en az üç nesildir İstanbul’da ikamet etmeyen…
YANI en azından 90 sene…
Haydi yallah memleketlerine…
Yasa çıkarmalı YASA…
İstanbullu olmayan (en az üç nesildir) OLAMAZ bu kente belediye başkanı!

Bak…
Gör bu kent eskisine dönüyor mu dönmüyor mu ondan sonra…
Olur gerçekten bir inci…
Değerli!

16:00
5,9186

UNUTMA…
Deyişi bile var bu konunun, İstanbul Türkçesi…
Az küfürlü, ince bir sızı…
İstanbul…
Hamim ve Bey efendisi…
İnce…
Nazik, zarif!