Babam vefat ettiğinden beri karnı yarık yemedim

Çok severim…
Pişmez oldu artık bizim evde…
On, on beş sene cipsi yiyemediğim gibi…
Kırmızı biberim çok severdi…
En son kendim pişirdim, ellerimle ona yedirdim…
Ölümünden öncesiydi, hastanedeydi…
Ölümü…
“Bekleme odasına” yatırmadan öncesi. Türkiye’de var mı bilmiyorum…
Buralarda…
Ölümcül hastalar için vardır özel oda. İstenildiği zamanlar aileler hastaları ile beraber kalırlar…
Kaç gece kaldım yanında, sondan bir gece evvelsi, sigara…
Balkon kapısının önünde koltukta uyuyup kalmışım, bir ses uyandırdı beni…
“Önder uyan, hastalanacaksın. Kalk oğlum kalk, uyan”!

Karnı yarıklardan değilim, sırtı yarıklardanım…
Rahmetli karnı yarıktı…
Çoğu insan, kalbinden ameliyat olan karnı yarıktır, rahmetli…
Koca Arnavut babam gibi, eniştem, çok severdim kendisini…
Şofördü, kendi minibüsü ile yıllarca taşıdı öğrencileri evlerinden okullara, okullardan eve…
“Park” ettiler adamı yolun başına, hala kendime hem kızarım hem gülerim nasıl çıktı bu söz ağzımdan diye!

Kaç gündür keyifsizim, pazar Oma girdi araya, can istemedi…
Elim bir şeye varmıyor…
Bu sabahtan beri bir baş ağrısı, yarım yarım beynim çıkacak, gözlerim…
Ha şimdi geçti ha geçecek…
Benim ikici babam diyebilirim, ikinci annem olduğu gibi, kan kardeşim…
Gerçek kardeş dünyaya gelmeden çok öncesi ben onlarda, kan kardeşim bizde büyüdü desem yalan olmaz. Yugoslav!

Onun koca karı ilacı, aklınızda olsun diye yazıyorum…
Çok tesirli…
Bildiğin Türk kahvesi, şekersiz, piştikten sonra içine limon sık…
Püf diye geçecek baş ağrın, dene bak göreceksin. Rahmetli pederin, annem anlatır hep…
Çocukluğumdan beri kulak ağrısı çekerim, çok hassastır kulaklarım çok fazla gürültü kaldırmaz… Rüzgâr, soğuk yemesin…
Bir diş sarımsağı halis muhlis zeytin yağında “kızartırmış”
Bir – iki çeviriyor yani kızgın yağın içinde, soğuttuktan sonra damlatırlarmış kulağıma…
Susmayan ben, yırtarmışım bir taraflarımı uyuyup kalırmışım. Babaannem böyle büyütmüş babamı ve halamı.

Kolay değil kardeşim, inan kolay değil…
Yardılar beni, çaprazına bir uçtan diğerine yarım metre…
Omurga engel, kalbin önünde. Çektiler makinayla kenara…
Kurcaladılar içimi, kesip attılar bir parça aorta…
Seni yarsınlar…
Bir ucundan diğerine yarım metre*…
Görürüm seni, toparlayabiliyor musun kendini!?

Karnı yarık başka…
Sırtı yarık bir başka.

Elim varmıyor bir şeye, canim istemiyor…
Geyik muhabbetti işte.

* Geçmiş zaman, yalan olmasın. Fizik tedaviden sonra ölçmüştü hanım…
45-46 ile 49 cm arası olması lazım.