Olmasa olmazım!

Önderden kahve pişirme önerisi

Deneyin bir…
Pişman olmayacağınıza garanti veririm.

Evet, kahve pişirmesi de içmesi de bir “törendir”
Şekersiz, orta veya şekerli orası sizin tercihiniz…
Benim ki, bir kesme şekerli…
Su buzdolabından, yaklaşık 8 derece olmalı…
Kısık ateşte, en güzeli közde…
Yavaş, yavaş pişecek…
Neden mi?
Aromaların daha güzel dağılabilmesi için!!!

Kısa, çok kısa…
En iyisi ateşe koyduktan hemen sonra şekerliler için karıştırma…
YOKKKK…
Öyle haldır huldur değil, sevgiliye dokunurcasına…
Bir tüy gibi, bir buse verirmişçesine…
Belli belirsiz, platonik bir aşk yaşarmışçasına…
Çok kısa ama içten, teee yürekten…
Ondan sonra bekle, bir köpürsün hele…
Dikkatli, özenle dök fincana!

Kız olsaymışım eğer…
Yeminle evde kalmazdım…
Çok işveli, cilveli bir hatun olurdum, anasını ağlatırdım erkeklerin!

😊

Kız isteme sahnesi dikkatinizi çekti mi?
Tipik İstanbul zevki…
Daha doğrusu Fransa’dan ithal edilen, sonradan İtalyan ile harmanlanan bir zevk…
Böylesini de çok severim, klasik AMA gerçekten klasik olacak köy evlerini, döşenişini daha da özümserim. Ahşabın kokusu eşliğinde uzan o tahta gibi sert divanlara, göm başını hanımların divanda hazır ettiği bin bir yastığa.

Hatun…
Yap bir kahve, getiriver nargilemi…
Oh beeeeeeeeee…
Var mı bundan güzeli?

Çatırdasın odunlar sobada, hanim, sevdiceğin, çocuklarının annesi ya yanında ya dizinin dibinde…
Bak gözlerine şöyle derin derin…
Manalı manalı, çapkın çapkın…
Erisin mum gibi!

Öf be, öfff