Allahuekber, felaket habercisi

Nedendir bilmem…
Şu insanlar bana ne isimler takarlar…
Gamlı baykuş, yârim g.t, mutsuz eşek, yalnız adam, profesör falan…
En son annem, şimdi, felaket habercisi(!)

İnternette, orda burada bana ne isim takarlar…
Hiç düşünmek bile istemiyorum, doğru bildiğimi yapıyorum!

Yahuuu ben mi dondurdum bataklıkta timsahları?
Bir garip veli ademim, bir çeyrek…
Tayyip’in akrabası olsa gerek, Evren Paşa…
Dondurdu Mehmetçiği, Allahuekber dağlarında…
Bu da mı benim suçum, benim icadım? İstanbul’da otobanda giderim…
Hayvan önümde, spastik hareketler içeresinde…
İki söz söylemeyecek miyim böylesine, takıldı peşime…
Teyzem kızar, sorar…
Yarım g.tün tekisin neyine güveniyorsun?
Söyledim diye, timsahlar bile bataklıkta dondu diye…
Oldum felaket habercisi, sanki benim mesuliyetimde, sorumluluğumda…
Elçiye zeval olmaz derler, eskiler…
Eskiden kalmış bu sözler, doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar!