Mu ne??? 😊

Seneler önce yapmıştım…
Tersi…
Gözün görmediği…
Hava karardığında lamba yanıyor.

Yere koymak zorunda kaldım, daha karanlık…
Kalemlik gibi bir şey işte, ataç, raptiye falan koy içine…
Var bir büyüğü…
Kırk santim kadar, evde, tersten asıyorsun duvara…
Ilk resim gibi…
Güneş enerjisi ile pil doluyor, gece…
Aşağıdan yukarıdan ışık veriyor.

Önder ya yaramazlık peşinde ya bir şeyler kurcalayacak…
Yazacak…
AMA illa bir şeyler yapacak, üretecek.

Hadi ben yattı, vallahi yoruldum

*

BEN bu herife neden mektup yazmadım???
EVET, eğitim s.kine, kol gibi giriyor hepimize…
EVET NEDEN?

Yalan dünya, yalan eğitim!

Dün yazmıştım: “Ders kitaplarında Atatürk, Padişah Vahdettin tarafından vatanı kurtarmak için Samsun’a yollandı” algısı yaratılıyor.
Ülkede her türlü yalana alışmıştık ama bu yalan ve yanlışların ders kitaplarına bile girmesi çok üzücü!
Tarihi çarpıttılar, genç beyinlere Padişah Vahdettin’in ülkeyi kurtarmaya çalıştığı ve bu amaçla Mustafa Kemal Atatürk’e görev verdiği yalanını inandırmaya kalktılar.
Böyle bir eğitimden ülkeye hayır gelir mi?
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, aklı başında vatandaşların gözünde birkaç puan daha kaybetti!
★★★
İşin aslı ne? Gerçek nedir?
Bunu tarihçi yazar ve eğitimci Mustafa Solak şöyle anlattı:
“Sevr Antlaşması ile kendimize ait bir karış toprağın kalacağı bile meçhuldü.
Ders kitaplarında hain Padişah Vahdettin’in, emperyalizm işbirlikçiliği gizlendi.
12’nci sınıfta okutulan Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabında, Atatürk’ün Samsun’a çıkmadan önce padişahla görüşmesinin anlatıldığı metinde, Padişah Vahdettin’in Atatürk’e “Şimdi yapacağın hizmet şimdiye kadar yaptıklarından mühim olabilir. İstersen devleti kurtarabilirsin” dediği yazılmıştır.
Bu cümleleri okuyan öğrenci, padişahın, Atatürk’ü Milli Mücadele’yi başlatması ve vatanı kurtarması için yolladığını düşünür. Tamamen yanıltıcı!
Konuşmanın kesilen kısmını Atatürk’ün kendisinden dinleyelim:
“Padişah demek istiyordu ki, hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanağımız İstanbul’a hâkim olanların siyasetine uymaktır.”
“Bu durumda bana verilen vazife, onların (işgal kuvvetlerinin) şikâyet ettikleri meseleleri halletmek oluyordu. Eğer onları memnun edebilirsem, memleketi ve halkı Padişah’ın siyasetinin doğru olduğuna inandırabilirsem ve bu siyasete karşı gelen Türkleri cezalandırsam, Padişah Vahdettin’in arzularını yerine getirmiş olacaktım!”
12’nci Sınıf ders kitabında Padişah’ın Atatürk’le görüşmesinin sadece “İstersen devleti kurtarabilirsin” sözleri verilip, devam eden kısmı atlanarak “Atatürk, Padişah tarafından vatanı kurtarmak için Samsun’a yollandı” algısı yaratılması tam bir aldatmacadır.
★★★
Ey Milli Eğitim Bakanı!.. Ey Ziya Selçuk Bey!..
Öğrencilerin kafasına bur tür yanlış bilgiler neden sokuluyor? Hangi amaca hizmet ediliyor?
Sevr’i yanlış anlatan, Atatürk’ü önemsizleştiren ders kitaplarında senin de sorumluluğun çok büyük.
Cumhuriyet’in Milli Eğitim Bakanı olarak vazifen, bu tür yanıltıcı ders kitaplarını önlemek değil midir?
Sağlığımız Allah’a kaldı!
Sonbaharla birlikte grip mevsimi de geldi…
Koronavirüsle boğuştuğumuz şu günlerde, bir de grip virüsü ile mücadele edersek halimiz harap olur!
Gribin belirtileri de koronaya benziyor. Grip olanlar, korona olduklarını sanarak panik halinde hastanelere koşabilir, sağlık sistemi iyice karışır!
Doktorlar, özellikle ileri yaştaki yurttaşlara “Mutlaka grip aşısı yaptırın” diyorlar.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da grip mevsiminin gelmesi nedeniyle vatandaşları uyardı, “Dikkatli olalım, aynı anda iki virüsle birden savaşmak zorunda kalmayalım. Gribe yol açan ‘İnfluenza virüsü” de koronavirüsle aynı şekilde bulaşır!” dedi.
Bu söylenenler doğrudur, fakat…
Piyasada grip aşısı yok! Bundan haberin var mı Koca Bey?
Vatandaşlar sabah-akşam eczanelere koşuyor, kendi paralarıyla grip aşısı yaptırmak istiyor, fakat koca ülkede aşı bulunamıyor! Devletin Sağlık Bakanlığı ne iş yapar Allah aşkına?
Bir de “Aman aşı yaptırın!” diyorlar. Aşı bulun da yaptıralım!
Anlaşılan, hastalıklarla mücadelede işimiz Allah’a kaldı!

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/rahmi-turan/yalan-dunya-yalan-egitim-6050085/

Hepimiz pozitifiz

Herkes test yaptırıyor…
Acaba negatif miyim, pozitif miyim?

Halbuki hiç öyle boşuna test mest yaptırmanıza gerek yok.
Pozitifsiniz.
Hepimiz pozitifiz.

Bakın mesela, dün güya uzaktan eğitim başladı, bismillah başlar başlamaz sistem çöktü, ders daha başlamadan durdu.
Milli eğitim bakanına sordular.
“Sistemin çökmesi aslında bizim açımızdan olumlu bir gelişme, demek ki bu kadar yoğun bir talep var” dedi.

Pozitif tarafından bakan bir bakan yani!

Farzedelim, et fiyatları uçuyor…
Asrın liderimiz derhal izah ediyor.
“Ülkemizde et fiyatlarının yüksek seyretmesinin sebebi, refah seviyemizin artması ve talepte yaşanan yükseliş” diyor.

Refah seviyemiz artmasa ne olacak demek ki?
Et ucuz olacak.
E, hamdolsun ki refah seviyemiz artıyor.

“Niye saman ithal ediyoruz?” diye soruyorlar.
Tarım bakanımız cevap veriyor.
“Paramız var ki ithal edebiliyoruz” diyor.

Maazallah, ya paramız olmasa?
Şükredin, negatif düşünmeyin.

Ormanlarımız yanıyor…
Akp milletvekili yüreklerimize su serpiyor, “yanan ağaçlar mangal kömürü olarak ekonomimize kazandırılacak” diyor!

Euro dokuz lirayı geçti ama, hazine bakanımıza göre “2020 yılını pozitif kapatacağız.” / Her üç gençten biri işsiz geziyor ama, çalışma bakanımıza göre “istihdamda pozitif gelişmeler var.” / Sudan sebeplerle tutukladıkları insanlar cezaevlerine sığmıyor ama, adalet bakanımıza göre “yargıya duyulan güven olumlu.” / 7 bin 600’den fazla insanımız öldü ama, altı aydır her akşam açıklama yapan sağlık bakanımızın olumsuz herhangi bir açıklamasını duymadık, hatta “salgın başladığından beri, geçen yıla göre Türkiye’deki toplam ölüm sayısının azaldığını” bile açıkladı. / Dışişleri bakanımıza göre “cumhurbaşkanımızla Trump arasında olumlu bir yaklaşım var.” / Savunma bakanımıza göre, ABD’yle Rusya’yla İran’la Libya’yla “olumlu görüşmeler” yapıyoruz. / Turizm bakanımıza göre “virüs salgını Türkiye’nin turizmini olumsuz etkilemez.” / Ticaret bakanımıza göre “ihracat rakamları kalkınmamıza olumlu yansıyor.” / Spor bakanımıza göre, liglerin ertelenmesi “olumlu bir gelişme”yken, liglerin yeniden başlaması “olumlu bir gelişme.” / Sanayi bakanımıza göre “üretimdeki pozitif trendimiz devam ediyor.” / Diyanet işleri başkanımız bile maaşallah pozitif, “bizim geleneğimizde pozitif bilimle dini ilim arasında ayrım yok” diyor.

Muhalefetin negatif çabalarına rağmen, ne mutlu bize ki, memlekette pozitif olmayan herhangi bir durum yok.

Negatif çıka çıka sadece, “vatandaşın ekonomiye duyduğu güven” negatif çıkıyordu.
Tüik hesaplama yöntemini değiştirdi.
“İşsiz misiniz?” sorusunu sormaktan vazgeçtiler.
“Borcunuz var mı?” sorusunu sormaktan vazgeçtiler.
“Para biriktirebiliyor musunuz?” sorusunu sormaktan vazgeçtiler.
“Gelecekten umutlu musunuz?” sorusunu sormaktan vazgeçtiler.
Böylece, vatandaşın ekonomiye güveni ne çıktı kardeşim?
Pozitif çıktı.

Zaten o yüzden, Moody’s kredi notumuzu negatif’e çevirdiğinde nasıl isyan ettik?
Şerefsiz Moody’s, biz pozitifiz!

Lütfen girin internete, asrın liderimizin müjdelerini okuyun…
“Döviz kurlarında olumlu gelişmeler yaşanıyor.” / “Yerli ve milli aşı konusunda olumlu sinyaller var.” / “Libya’da olumlu adımlar görülüyor.” / “Rusya’nın Suriye’deki tutumu olumlu.” / “Ekonomide olumlu ivme yakaladık.” / “Salgınla mücadelede pozitif ayrışan ülkelerden biri olduk.” / “Pozitif büyüyoruz.” / “Doğalgaz bulduk, pozitif gelişmeler devam edecek.”

ABD’ye giderken ne demişti?
“Pozitif duygular içindeyim.”

Memleket komple pozitif.
Hiç boşuna test yaptırmayın.

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/hepimiz-pozitifiz-6051709/

*

Dün Arka Sokaklar, İstanbul özlemi, kafa dağıtma, Street View gibi…
Anlatmışımdır, arkadaş çevremde…
Karısını satanı da gördük buralarda…
Karısını başkasıyla KENDI YATAGINDA yakalayanı da…
ALLAH KORUSUN…
550. bölüm…
Hepsi geldi göz önüne. Gurbet…
Şüphesiz Türkiye’de de oluyordur böyle şeyler AMA buralarda…
ne idüğü belirsizler arasında, neler görmüyor neler yaşamıyor insanlar.

Can almak zor (değil), ilki BELKI ama bildiğinin, tanıdığının canına kıymak ZOR, hele toplu katliam yapmak daha da zor

Pax Romana

Bilmiyorum, İranlı değilim…
Dostların yalancısı AM en azından Iranda Mollalar…
Din bilgini insanlarmış…
Müslümanlığı “biliyorlar” VE YINE iyi kötü görgü, kültür sahibiymişler…
Ya “bizimkiler”
Görgüsüz Kasımpaşa AYILARI!