Benim hatam, kimse beni cezalandıramaz AMA ben kendime veririm en büyük cezayı…
Hatırlamıyorum, velilerimin söylemi, savcı demiş O zamanlar, tabii Almanca:
“Ölmez kalırsa bizim ona ceza vermemize gerek yok. O ömür boyu cezaya mahkûm”
Doğru…
Sürmedim ya Diclo’yu kaç gündür, Allah’ım çıldırmış gibi…
Bir çiğlik AMA nasıl keskin bir acı, kadın çok korktu…
Zaten yazım hatalarımdan beli, özür dilerim…
Yoldayız…
🙂
“Solunum cihazı”
“Önder, 12 yaşındaki hallerini hatırlatıyorsun bana. Oğlum sen hiç büyümeyecek misin?
Benim mi hatam hep …”
Ah annem benim, anneciğim…
Senin hatan değil, yaradılış…
Ben hep bir şeyler ile uğraşmalıyım, bir şeyler…
🙂
Kurcalayacağım…
Hep böyleydim, böyle kalacağım.
İstedikleri kadar didiklesinler beni, istedikleri kadar…
Ne doğduğum ne doyduğum topraklara…
ASLA…
Satmadım, satmayacağım…
Düşmanım bile olsa, elimde ne belgeler var O…
Bay yerli ve milli pezevenge karşı…
AMA…
YEMINLIYIM, verilerin, kişisel bilgilerin gizliliği…
YEMINLI!
İlke…
Basma ayağıma, basmayayım ayağına…
Kuralımı bozma…
Tepemi attırma!
WBK … In dubio pro reo
>>> „Hier stehe ich, ich kann nicht anders. Gott helfe mir. Amen!“ (Martin Luther) <<<