„Önder uyan, daha uyuyacak mısın?“
Saat kaç?
10!!!
INANNN…
Bu sözüme inan, ister alim olsun ister zalim…
BİLEREK, isteyerek yapar yapacağını, der diyeceğimi.
Şimdi taşlar yerine oturdu…
DressCodu!
Deli oldu deliii…
Dört döndü etrafımda, on iki sene oldu neticede…
Konuşmuyorum onunla. Kinciyim, kinci…
Unutmam, af etmem bana…
Sevdiklerime edileni.
Ablam…
Yxxx, Tolga…
Dört döndü etrafımızda, hanım göz doldurdu zarafeti, hanımlığı ile. Dayanamadı Nxxx ablam…
Geldi…
Fiyonk bağladı validenin boynuna.
Halam…
Çakır Emin’e yetiştirmesi…
Valide gelini…
Eyyy „budala“ annem bilmez mi?
Sizler değil misiniz buradan Almanya’yı arayan…
„Yenge…
Öyle mi yapalım böyle mi?“
Moda…
Validenin işi.
Şaşkınlıktır…
Günün ehemmiyet ve önemi…
Sevgili okuyanım, aç gözlerini…
Dinle beni, çıkacaksan âlem önüne…
Birlik elzem.
Karı, koca uyum içinde…
Aile arkalarında…
Büyüklerimiz…
Dökülüyor ama bir görmeliydiniz.
Öte dünya diye bir şey var, inan buna…
Rahmetliler, babam ve halam girdiler hanımın rüyasına.
Profesör olmuşsun ama insan olamamışsın ne fayda?
Afedersiniz…
Eşek gibi çalışıyoruz…
Ama…
İnsan gibi hem yaşıyor hem yiyip içiyoruz…
Gereksizdi…
Ve eminim bilerek kuruldu O cümle…
Ne büyük bir insan…
Kenan…
Bozuntuya vermedi, duymamazlıktan geldi…
Alimin…
Zalimce sözlerini. Ben…
Bu büyüklüğü gösterebilir miydim bilmem…
Sanmıyorum…
Geldikleri için teşekkür eder çıktıkları yere geri sokardım şüphesiz.
Tolga’nın dediği gibi…
Bizler kasap Hüseyin’in torunlarıyız…
Ama…
Var birde Çakır Emin’e tarafımız.
İnan buna…
Osmanlı sarayında bile…
Padişah falan dinlemez alim…
Karşısında padişah bile olsa saygı bekler…
VE…
Görürdü.
Yerlere kadar eğilir…
Boyun bükerim…
Alim karşısında, eğer insansa!!!