Oyunlar…
Kurallarına göre oynanır, her oyunun…
Kuralı vardır. Ne dedi çok önemli bir yetkili geçenlerde?
“Türkiye HALA NATO üyesi!”
Seni beni bilmez seni…
Kimler gıdıkladı biliyor musun Önderi?
😊
Yok öyle gıdıklama değil, O evlada özgü…
Tabii hatunlarında var gıdıklama şekli o da başka…
Birde valide, O en beteri…
Önder yerlerde…
Bu gıdıklama başka bir gıdıklama, keçi benzeri…
İşkencenin kendisi…
Tuzla ayakların tabanını…
Yalat keçiye, bakayım dayanabiliyor musun gıdıklanmaya?
Of çok beterim, beter. Uçak…
Nasıl dayanacağım?
İstanbul’da hava şartları, delirtecekler beni hava çok soğukmuş 6 derece…
His edilen eksi bir derece…
Ulan çeyrek oturuyor eski on, on beş derecede…
Tamam artık değil en fazla eksi beşe dayanıyor bünye…
Olsun…
Bu halimle bile onlardan çok dayanıklıyım.
Aklıma geldi…
Valide ile kavga, başladı dövmeye beni…
Ya anne yapma baksana…
Yaşa, galiba kırklardaydım en son haşladığında…
Baktım olacak gibi değil kucakladım koskoca kadını yatırdım divana…
Sen misin yatıran yakaladı beni, koltuk altlarımdan başladı gıdıklamaya…
Ben yerlerde, hangisi daha kötüydü bilmiyorum tokadı mı gıdıklaması mi?
😊
Hanim, evlat geldiler yardımıma, hepimiz birden yerlerde.
😊 😊 😊
Annedir…
Anne, annelerin vurduğu yerde gül biter…
Öyle derler…
Olsun senin de bir Kara Mediha’n göreyim seni…
Terlik, oklava, balta, bıçak, kaynar çaydanlık…
Ütü, ütü…
Ütüyü unutmayalım…
Ama hepsinin kötüsü gıdıklamasi, BILIYOR…
Değmesi yetiyor!