Arife, tarif gerekir mi?

Beka aşağı beka yukarı…
Beka…
Ya nerede kaldı zekâ?

Utanmayı unuttuk, utanmayı…
Ayıp…
Oldu günah, sen hiç başörtülü kadına dil uzattığımı duydun mu?

Kendi ailemde, büyüklerimin neredeyse hepsi…
Anam, avradım…
Mevlit, mezar ziyaretlerinde…
Camide…
Mekân ve zaman…
İnsan…
Bilecek kendini, geçmişini!

Allah’a inan…
İnanma, hani mahalle baskısı diyorlar ya…
SEN;
Bilir misin Önder’i?

Ya…
O mahalle baskısı dedikleri olmasa…
Ya olmasa…
Hiç düşündün, hayal ettin mi…
İnsan…
Ne eder, neler etmez ki?

Her şeyin var, vardır bir nedeni…
Nedeni…
Neden etmeli!

AMA…
Bu demek değil ki…
Gel yapış gırtlağıma, sık beni…
Yeri gelir içki içerim yeri gelir ana avrat küfürde düz giderim…
Seni mi veriyorsun ekmeğimi?

Uyacaksın kurallara…
Tanrının da kulun da…
Uymazsan, uymak istemiyor veya uyamıyorsan, çekeceksin eninde sonunda ceza!

Dedim ya, yok sana değildir sözlerim, benimle uğraşma…
Tepemi attırma…
İstediğin kadar tehdit et, elinden geleni ardına koyma…
Sonunda…
Asacağız seni ve senin gibileri!