Ulan oğlum senin kellen neden bu kadar büyük? Gelir her türlü kabak senin kelleyi bulur? Ne yapayım Allah vergisidir bakışlarım, benim suçum mu? Rezil … Utanmaz … Terbiyesiz falan!?

Hanım İskender yaptı, herkesi çağırdı…
Tatlı tatlı sofrada otururken söz döndü dolaştı Ali Nazikten, İskender’den geldi beni buldu

Güzel olmuş yemek, herkes beğendi. Valide iki yemek arasındaki farkı anlatırken birden bire dövünmeye başladı. Herkes bakıyor tabii aptal aptal. Validenin anlatışları çok tatlıdır…
Herkes hayran kalır. Meğer tizeyi taklit ediyormuş(!)
Bizim rahmetliyle bir restoranımız vardı, orada çok güzel yaparlardı Ali Naziği. Kapandı
“Biz gidiyorduk oraya”
Yok ya … ile!?
“Nasıl ya siz sadece bir kere izin yaptınız birlikte”
Valide “Hayır kaç kez gittiler” başladı anlatmaya…
“Kızı kesiyormuş balkondan, Meliha’nın akli gitmiş … görecek diye”
Rezil, utanmaz, terbiyesiz gibi laflar dört bir taraftan

Haydaaaaaaaaa…
Ne oluyoruz ya?
Ama gözümün önüne geldi, tize balkonu ile onların katı…
En üst daire, kocaman balkonlu. Sarışın bir hatundu

Nerden nereye, döner dolaşır bulur kabak benim…
Kelleyi

Kardeş “Termal Bad’a gelecekmişsiniz yarin?”
“Yok ben temizlik yapacağım ama sen git Önder iyi olur”

Önderin de hali var ya yüzme havuzuna gidecek, kazınacak…
Zaten kendi ekledi sonradan “Oturma odası”
Ulan ben sizin hepinizin …!

Tesadüftür tesadüf, kedidir KEDI

Allah…
Beni BÖYLE YARATMIŞ…
VAR MI…
Bir diyeceğiniz?

Wie soll ich DAS jetzt verstehen?

Augenhöhe DIE Lehre von Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Patriotismus OHNE Faschismus. Sein gegenüber zu akzeptieren UND zu respektieren. Ihn so zu behandeln WIE MAN will das man selbst behandelt WIRD

Ich BIN ich UND der Unterschied IST NICHT so klein

Schreibe einen Kommentar