Eceli kaza ve eceli müssema

Rahmetli pederin dilinden düşürmediği bir deyiştir…
Eceli kaza ve eceli müssema…
Neden ölüyorsun kardeşim, neden ölüyorsun yollarda, trenlerde orada burada?

Tabii ki takdiri ilahi AMA ya insan ihmali…
Düşüncesizliği, duyarsızlığı, hesapsız, kitapsız hareketleri…
Para hırsını ne etmeli…
Hiç mi bunların en azından belirli bir rolü yok ölümünde?

En’âm suresi ikici ayet der ki…

“Sizi topraktan yaratan, sonra bir ecel (zaman dilimi) tayin eden O’dur. Ve ecel-i müsemma (mekânı ve zamanı belirlenmiş ecel) Allah’ın katındadır. Sonra da siz, şüphe ediyorsunuz“

Ayni surenin, ayetin Elmalı tefsiri:
“Sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel takdir eden O’dur. Tayin edilen bir ecel de (kıyamet zamanı) O’nun katındadır. Sonra bir de şüphe ediyorsunuz.“

Bak kardeşim bugün noktayı koyacaklar…
Öyle sanıyorlar…
Göz göre göre geliyor felaket, yolda…
Ecel…
İster kaza ister müssema tecelli edecek…
Sakın ola sonradan ağlanma!

Piyasalar açılmadı…
Aşağıya ve yukarıya…
Bir kuruş oynayıp duruyor, kararsız…
Hiç kendine sordun mu bu çeyrek neden anlattı durup dururken O çocuğu, hani kısmetse doktor çıkacak olanı. Bilmez misin bu çeyrek hiçbir şey yazıp çizmez nedensiz!
Bazen çok açık, net…
Anlatırım derdimi bazen ise şifreli. BENIM tatlı su manyağım bile anlamadı ona günlerden beri anlatmak istediklerimi.

Ve evet…
Önder kaçtı gene, kısmetse bugün DARP(hane)
Açık açık yazıyormuşum gibi olacak ama perde arkasına bakamıyor, baksan bile göremiyorsan görmen gerekenleri ben sana daha ne desem ne anlatsam nafile!