Sadece çok dikkatli okuyun diyorum, sadece her türlü kahpeliği, her şeyi bekleyin ve hazırlıklı olun diyorum SADECE

Tamamdır bu iş, evlat telefon etti…
Talimat vermiştim bir şeyi öğren diye, KANUNEN hiçbir dayanakları yokmuş…
Hayatlarını kaydırdım ben onların, doğduklarına pişman etmezsem bana da Önder demesinler!

Belirleyici 10 gün
13 Haziran 2018

“Bizim Mahalle” pek eğle¬niyor…
Erdoğan’ın “kıraatha¬ne-çay-kek” vaadi üzerine herkes espri yapıyor! Sosyal medyada ardı ardına komik videolar yayınlanıyor.
Ah! 16 yıldır neden seçim kazanamadıklarını hâlâ an¬layabilmiş değiller! Bakınız…
Sizi üç yıl önceki bir toplan¬tıya götüreyim:
Tarih: 9-12 Mayıs 2015.
İstanbul’da Avrupa Siya¬si Danışmanlar Derne¬ği (EAPC) toplantı düzenledi.
Hillary Clinton’un baş stratejisti Celinda Lake, Benyamin Netenyahu’nun kampanya direktörü Aron Shaviv, Barack Obama’nın başdanışmanı Jim Messi¬na gibi isimler geldi…
Seçim kampanyası uzma¬nı bu davetliler, kararsız seçmenlerin karar verme süreciyle ilgili düşüncelerini paylaştı.
AKP’nin kampanya direktö¬rü rahmetli Erol Olçok şunu dedi:
-Türkiye’deki seçim kampanyalarında son 30 gün önemlidir…
-Ama özellikle de son 10 gün belirleyicidir…
Size bir soru:
-Seçime bu kadar az süre kalmasına rağmen, sayısı sandığın kaderini değişti¬recek kadar çok kararsı¬zın hâlâ olmasını nasıl açıklı-yorsunuz?
Geçen gün okuyucu mail attı:
–Seçime bir nefes kal¬dı; yüzde 10-15 seçmen hâlâ nasıl kararsız kalabi¬liyor, anlamıyorum?
Seçim kazanmanın şifre¬si bu soruda gizli!
Avrupa siyaset sosyologla¬rının en büyük şikayetleri ne biliyor musunuz:“Pek seçmen kalmadı” di¬yorlar; “bir güruh var ve sadece kişisel çıkarını düşünü¬yor!” Bunlar…
Sorgulamıyor… Tartışmı¬yor…
Partilere-liderlere, bağlı¬lığı-sadakati ve rasyonel hiçbir kriteri yok!
“Karakter” aşınmasına uğ¬rayıp etik değerleri kaybet¬mek üzereler. Sadece “bana ne vereceksin” peşindeler!
Erdoğan’ın “bedava çay-kek” vaadini bu açıdan bir daha düşünün derim…
DÖNER-EKMEK
Erdoğan’ın bu vaadinde kafamı karıştıran şu oldu:
Kuşkusuz sihirli söz¬cük, “bedava!”
Kararsız güruh için, “beda¬va sirke baldan tatlı!”
Yıllardır kömürle-makarnay¬la “tavlandığını” biliyoruz.
Peki…
Niye bedava simit değil de bedava kek?
Şu yorumu yaptım:
Eğitimsiz- yoksul kararsız seçmen için kek, sınıf atla¬manın sembolü olabilir!
Artık sarayda oturan…
Uçak filosuna sahip…
Lüks makam aracına “çerez” diyen…
Şarkıcı ünlülerle -bir dö¬nem karşı çıktığı- doğum gününü pasta keserek kutlayan Erdoğan…
Kararsıza da -Batı icadı- be¬dava kek ikram ediyor!
Erdoğan şaşırmış de¬ğil…
Bedava kek vaadinin kim¬leri etkileyeceğini iyi biliyor.
Tabii ki… Seçime 10 gün kala Erdoğan kararlı bilinçli seçmene seslenmiyor. (Zaten kampanya kararlı seçmene yapılmaz!)
Erdoğan her daim yaptığı gibi, ezilmiş semtlerin “zen¬ci” kararsızını “keklemeye” çalışıyor!
“Beyaz seçmen” ne yapıyor; video yapıp eğleni¬yor! Kararsızın, kendiyle alay edildiğini düşündüğünü aklına bile getirmiyor. Heyhat!
Genç Parti’nin, 2002 seçiminde döner-ekmek dağıtarak yüzde 7.2 oy aldığı ne çabuk unutuldu!
Siyasi kampanya zor iştir; ilk aklınıza geleni hemen ya¬pamazsınız; üzerinde düşün¬meniz gerekir. Örneğin…
ABD son seçim kampanya¬sı başında Hillary Clinton, Trump’ın saçlarıyla alay etti; taraftarları komik videolar ya¬pıp yayınladı. Sosyal medya pek eğlendi. Sonra…
Kusuru-eksikliği gülünç mevzuu yapmanın Trump’ı güçlendirdiğini anlayıp, “saç esprisinden” vazgeçtiler!
Seçim kampanyaları çocuk oyuncağı değil. Sokrates ne dedi:
“Söylemek istediğin her şeyi önce iyi düşün ve tart. Çünkü çok insanda dil, düşünceden daha aceleci davranıyor!”
İNCE ZORLUYOR
Evet…
Karşımızda “seçen” ama özünde/aslında “seçmeyen” kararsız oylar var.
Seçime az süre kala partile¬rin hedefi, bu kararsız oyları almak!
Siyaset biliminde bu seç¬menin oyuna, ‘’floating vote“ deniyor; “yüzen oy.” Her seçimde başka bir partiye oy veren seçmen…
1999 seçiminde Ecevit’i başbakan yapıp, 2002 seçi¬minde yüzde 1.2 oy verenler yani…
Maalesef… Türkiye’de karar¬sız seçmen sayısı her seçimde artıyor. Ve Erdoğan, karar¬sızlarını dilini yakaladığı için iktidarını sürdürüyor!
Fakat…
İlk kez Erdoğan bu seçimde zorlanıyor.
Muharrem İnce, Erdoğan ile başa çıkan performans sergiliyor. “Bedava kek” vaa¬dine, “kek fabrikasında” iş verme sözü ile yanıt vermesi bunun tipik örneği…
Dünyada sosyal demokrat partilerin en güvenilir se¬çim kampanyası “iş bulma” vaadidir. Almanya’da sosyal demokrat G. Schröder, 16 yıllık efsanevi H. Kohl iktidarı¬nı “İş… İş… İş…” sloganıyla yıktı!
Düne kadar ülkemizde ka¬rarsız seçmen için, başta inanç olmak üzere kültürel değerler önemliydi. Kararsız seçmen, bu kültürel sorunların aşıldığını düşünüyor. Artık tek düşündü¬ğü; cebi/gırtlağı!
Yani… Seçime az kala artık bilinçli seçmeni eğlendirecek değil, kararsız seçmeni et¬kileyecek politik kampanya yapmak gerekiyor. Ecevit, kazandığı 1973 seçiminde ne dedi yoksul seçmene:
“Devlet de sizin olacak, servet de…”
Erdoğan “serveti”, bedava kek ile sembolleştiriyor.
Seçime 10 gün kala beda¬va olan hiçbir şeyi küçümse¬meyin; kaybedersiniz!

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/soner-yalcin/belirleyici-10-gun-2464554/