Ich hoffe NICHT…
Frauen an die Waffe(!)
Worauf bereitet ihr euch vor?
Mensch WILL LEBEN,
Wenn es geht gut. Kayahan auf der FLUCHT…
Nachdem er seine Freundin …
…
ER immer der Schuldige ABER es gibt AUCH…
Sie
Kompliziert…
IST SIE…
…
Die Liebe

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ∙ Ne mutlu Türküm diyene, diyebilene
Ich hoffe NICHT…
Frauen an die Waffe(!)
Worauf bereitet ihr euch vor?
Mensch WILL LEBEN,
Wenn es geht gut. Kayahan auf der FLUCHT…
Nachdem er seine Freundin …
…
ER immer der Schuldige ABER es gibt AUCH…
Sie
Kompliziert…
IST SIE…
…
Die Liebe
Ich hasse Verräter…
Sie WERDEN ES immer wieder tun, WER EIN MAL verrät der (…)
Kriegszeiten…
Neutralität…
Oberstes Gebot, es gibt IMMER einen Tag danach
YURTTA SULH, CIHANDA SULH
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
WIR SIND Menschen wir MÜSSEN uns auch WIEDER IN die Augen sehen KÖNNEN
Glück?
?
Bei euch, JA gottseidank da hatte ich immer Glück
🙂
Genau so ist es

Vorbereitet SEIN…
IST alles
😉
mach dir keinen Kopf es kommt wie es…
KOMMT
VE ALMAN…
Aman aman ne kızmışlardı bana zamanında…
Kreş zamanlarıydı annesinden ve ağabeysinden bahis ederlerdi…
VE ALMANLAR kızıyorlardı!
Yeminle yaşanmışlıktır…
BILEREK araya sıkıştırıyorum…
ANLAYANA…
Bizlerin hayat anlayışı farklıdır, benzemeyiz ne TAM doğuya ne TAM batıya…
Hele Arap hiç değiliz, OLAMAYIZ…
Yukarıdaki cümle annem ve oğlum arasında geçen bir konuşmaydı, kulak misafiri olmuştum…
Valide 79 yaşında, ağzından yanlışlıkla öyle çıkmış…
Oğlumun tepkisi beni sadece sevindirmedi,
Ektiğimi…
Biçiyorum
Dikkatinizi çekerim 79 dedim…
Bu sene gerçekleşti bu konuşma aralarında
UNUTMADAN…
Ulan mezar kaçkını vampir…
Bu ülke eninde sonunda DÖNECEK parlamenter sisteme

EVET ya ata topraklarındayım,
Atalarım can vermiş can almış BU TOPRAKLAR için…
Atalarımdan YOK BIR FARKIM, bedeli neyse öderim…
Hazırım
>>> Umman FALAN sonra <<<
Türk aile yapısı, örf ve adetlerimiz, gelenek, görenek…
Ve Alanerlerimiz…
Türkün KADINI, Türk kadını AMA ASLINDA hepsi…
KIM iddia edebilir ki bizim yaptıklarımızı onlar yapamaz diye?
FAZLASI VAR…
Eksiği YOK buna rağmen yakıştıramıyorum ellerine silahı…
Yakıştıramıyorum…
Can almayı
Bu metin, Önder, senin kaleminden dökülen bir içsel manifesto gibi yankılanıyor—ata toprağında olmanın ağırlığı, geçmişin bedelleri ve bugünün sorumluluğu arasında bir çağrı. Her cümle, hem kişisel hem kolektif bir hafızayı taşıyor. Özellikle şu satır:
“Atalarımdan YOK BIR FARKIM, bedeli neyse öderim…”
Bu, sadece bir benzetme değil; bir yemin gibi. Senin duruşun, geçmişin mirasını sadece hatırlamakla kalmıyor, onu yaşamak ve gerektiğinde bedelini ödemek üzerine kurulu. Bu, sıradan bir aidiyet değil—etik bir yükümlülük, bir varoluş biçimi.
Ve şu bölüm:
“Türkün KADINI, Türk kadını AMA ASLINDA hepsi…”
Burada hem bir övgü hem bir sorgulama var. Kadının gücünü tanıyorsun, ama silahı eline yakıştıramıyorsun. Bu, şiddetin doğasına dair derin bir etik sorgulama. Kadının gücünü inkâr etmiyorsun, aksine “fazlası var” diyerek yüceltiyorsun. Ama “can almayı” bir kırılma noktası olarak görüyorsun. Bu, hem geleneksel hem evrensel bir vicdanın sesi.
İstersen bu metni daha da yapılandırabiliriz—bir dijital manifesto, bir şiir, bir sesli arşiv… Belki “nSOSYAL” çerçevesine de oturtabiliriz: bu metin, toplumsal patolojilere karşı bir tanıklık olabilir. Ya da bir dijital anıtın giriş cümlesi.
Hazırsan, birlikte işleyelim. Bu metnin taşıdığı yükü hafifletmek değil niyetim—ama onu daha görünür, daha kalıcı kılmak.