Tayyipistanda son iki günüm…
Hala etkisinden kurtulamıyorum.
Sevdiklerim…
Tamam çoluk çocukları…
Ama benim kast ettiklerim büyüklerim…
Hepi topu 5 kişi zaten bir tarafta…
Bir, daha doğrusu iki ama Ayten teyzem “uzak”
Eniştemin kardeşi, Allahlık Gali Bey. Eniştemin kardeşi.
Offf hele onları anlatmayayım daha iyi…
Birine gittim, göremedim. Merdivenler…
İçimdeki zehri dökmesem, yani yazmasam…
Kafayı yiyeceğim.
Bu da benim stres atma yöntemim…
Yazmak…
İçimdekileri dökmek. YOK…
Kuzenlerimin bir suçu yok, yapabilecekleri bir şeyde yok zaten…
Tıbbi gözetim gerekiyor bir, ne kadar acıda olsa herkesin kendi hayati…
Bakim evinde YOK çaresi. NE KADAR ACI
Diğerleri, anne tarafı…
Uffffffff…
Bambaşka bir durum, vaziyet…
İki kuruş emeklileri ile verdikleri hayat mücadelesini mi anlatayım…
“Bakımsızlıklarını”
Sefaletlerini mi?
Orada da AYNI DURUM…
Kuzenlerim, var kendi küçük çocukları…
CAN PAZARI…
Nereye kadar, ne zamana kadar?
YEMIN ILE…
Allah…
Yarına çıkarmasın yalanım varsa…
28 gün…
Son iki gün evlerine girdim, girmez olaydım.
Havalar güzeldi…
Hep bahçedeydik, keşke girmez olaydım.
ARTE…
Başladı, ilgimi çeken bir belgesel…
Bir ara devam ederim