Bırakın…
Yeter deyin, iki tarafta BÜYÜK ACILAR çekti…
Komşuyuz…
Kardeşiz, ORTAK bir geçmişimiz var…
Ortak…
Bir geleceğimiz olsun.
Ermenistan’dan da okunuyorum!
NOKTA
Anadolu Medeniyeti…
Her birimiz…
Bu medeniyetin, bu köklü ağcın…
Birer dalıyız, her birimiz…
Türkü, Kürdü, Ermeni’si ile birlikte…
Bilmem kaç millet ile O sarp vadilerde, ovalarda açan rengarenk çiçek cümbüşünün…
Birer ferdiyiz. Atalar ne BOK yediyse yedi…
Çocuklarımız bari barış içinde kardeşçe yaşasın.
*
Milliyetci olacaklar …!
„WELT
18.000 Mitglieder in Deutschland – Experten warnen vor türkischen Rechtsextremisten
vor 53 Min.
Das American Jewish Committee (AJC) Berlin hat sich für ein konsequentes Vorgehen im Umgang mit der rechtsextremistischen türkischen Bewegung der Grauen Wölfe in Deutschland ausgesprochen. Es sei bedenklich, dass etwa die Union der Türkisch-Islamischen Kulturvereine in Europa (ATIB) einerseits vom Verfassungsschutz beobachtet werde, gleichzeitig jedoch über ihre Mitgliedschaft im Zentralrat der Muslime in Deutschland (ZMD) Gesprächspartner der Bundesregierung sei, sagte Direktor Remko Leemhuis am Dienstag bei der Vorstellung einer Studie zu den Aktivitäten der Bewegung.“
Müslüman kalleşler…
AMAAA…
Evdeki hesap her zaman uymaz çarşıya!
*
Wegschmeißen..
Zum Beispiel, vergessen…
In die Tonne treten wäre auch möglich!
*
Her zaman…
HER ZAMAN karşındakinin de ne dediğine kulak vereceksin…
BILECEKSIN…
Ki gereğini yapasın. Seviye…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi bir insana Kemal diye hitap edebilmelerinden belli…
Buna rağmen OKU…
YAZAR…
HER BIR KUTSAL KITAPTA, YAZAR…
Allah…
“İçlerinde bir iyi kul bul, onun hatırına yıkmayacağım bu kenti” demiştir…
Benzerdir sözleri VE VAR ne Ermeni kardeşlerimiz var…
Senden benden daha Türk milliyetçisi, TERBIYESIZ…
Ahlaksız Devletin Bahçeli’sine duyurulur. Oku…
Okumakta, bilmekte fayda var.
„Atatürk ABD’lilere 100 yıl önce anlatmış
26.04.2021 – 08:09 ABONE OL
Hürriyet
Atatürk ABD’lilere 100 yıl önce anlatmış
‘Ermeni soykırımı’ ifadelerine ilişkin yıllar önce Atatürk hem uluslararası basına yaptığı açıklamalarda hem de Nutuk’ta bu iddialara cevaplar veriyor. Atatürk 3 Mart 1921’de Amerikalı gazeteciyle yaptığı mülakatta da 1915 olaylarını anlatıyor…
haber metninin boyutu
haber metnini yazdır
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Ermeni iddialarına karşı mücadeleye iddialar ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren başlamıştı. Cevap ve tepkilerini yabancı basın üzerinden dünyaya aktarıyordu.
Hürriyet’ten Musa Kesler’in haberine göre, 3 Mart 1921’de Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit ile röportajında da 1915 olaylarına ilişkin açıklamalar yapmıştı. Atatürk’ün yanıtları özetle şöyle:
C.K.Streit: “Harbi Umumi esnasında yapıldığı ağızlarda dolaşan Ermeni katliam ve tehciri hakkında hükümetinizin resmi görüşü nedir?”
Atatürk: “Rus ordusu 1915’te bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Ermeni Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. İkmal ve yaralı konvoylarımız acımasız şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu. Çeteler, silah, cephane ve iaşe ikmallerini bazı büyük devletlerin daha barış zamanından kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan istifade ederek büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinden yapıyordu.
‘TEHCİR MECBURİ KARARDI’
İngiltere’nin barış zamanında ve harp sahasından uzak olarak İrlanda’ya reva gördüğü muameleye kayıtsız bakan dünya, Ermeni ahalisinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz. Bize iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve çoğu, şayet İtilaf devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi, evlerine dönmüş olurlardı.”
‚AMERİKAN GENERALİ ŞAHİTTİ‘
C.K.Streit: “Ermeniler ve Rumlar tarafından Türklere karşı vukuu rivayet edilen katliam hakkında ne dersiniz?”
Atatürk: “Gerek Umumi harp sırasında gerek Mütareke’den sonra Ermeniler ve Rumlar tarafından Müslüman ahaliye yapılan zulümler üzerinde durmak uzun bir hikâye olur. Brest-Litovsk Antlaşması’nın yapılmasını müteakip Rusların Doğu vilayetlerimizi tahliyeye başladıkları sırada Ermeni çetelerinin yapmış oldukları katliam ve tahribat herkesin malumudur. Sivas’ta benimle görüşen, daha sonra bu bölgeleri ziyaret edip Ermeni çetelerinin davranışları hususunda gözlemlerde bulunan Amerikalı General Harbord, Amerikan kamuoyunun malumat temin edebileceği bir şahidimizdir. Taşnaklar daha sonra da Kars ve Oltu bölgelerinde Alexandropol Antlaşması’na kadar cinayetlerine devam etmişlerdir.”
Atatürk’ün, TBMM’de 24 Nisan 1920’de, devam eden Ermeni çetelerinin katliamları hakkındaki açıklamaları özetle şöyle:
“Ermeniler, Erivan Ermeni Hükümeti bölgesi dâhilinde İslam ahaliyi imha etmekle meşguldür. Biz, İngilizleri, Amerikalıları aleyhimizde tahrik etmemek ve her nasılsa Harbi Umumi’de yapılmış olan vakanın tekrarlanmasına dair şüphe vermemek için bu malum bölge dâhilinde bulunan İslam ahalinin sınırımızı geçmek suretiyle alenen yardımlarına dahi koşmakta tereddüt ettik. Fakat oradaki İslam ahali her taraftan hamisiz kalınca kendi hayat ve namuslarını muhafaza ve müdafaada tereddüt etmediler.”
ANKARA’DA 26 GÜN
ABD’li gazeteci Clarence K. Streit, Public Ledger adlı gazete için çalışırken 1921’de Türkiye’ye geldi. Anadolu’yu gezdi, Ankara’da 26 gün kaldı. Yüzlerce fotoğrafla desteklediği notlarını ve Atatürk ile röportajını kitap olarak yayımlamak için bir araya getirdi. Bu kitap yıllar sonra Osmanlı tarihçisi Heath Lowry tarafından ‘Bilinmeyen Türkler’ adıyla yayımlandı.
NUTUK’TAKİ CEVAPLAR
Atatürk, Nutuk’ta Ermeni çetelerinin Anadolu’da yaptığı katliamları şöyle anlatıyor: “Şüphe etmemek gerekirdi ki, Ermeni katliamı konusundaki sözler, gerçeğe uygun değildir. Aksine güney bölgelerinde, yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cesaret alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmaktaydılar. İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve imha siyaseti gütmekteydiler. Maraş’taki feci olay bu yüzden çıkmıştı. Yabancı kuvvetlerle birleşen Ermeniler, top ve ağır makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman şehrini yerle bir etmişlerdi. Binlerce çaresiz ve suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi.
„Yirmi gün devam eden Maraş katliamında, Müslümanlarla birlikte şehirde kalan Amerikalıların, bu olay hakkında İstanbul’daki temsilciliklerine çektikleri telgraf, bu faciayı yaratanları, yalanlanamayacak bir şekilde ortaya koymaktaydı.“
Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermenilerin süngülerinin baskısı altında her dakika öldürülmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlardı. Canlarının ve bağımsızlıklarının korunmasından başka bir şey istemeyen Müslümanlara karşı uygulanan bu zulüm ve yok etme politikası, uygar dünyanın dikkatini çekecek ve onları insafa getirecek nitelikteyken, aksinin yapıldığını iddia ederek ondan vazgeçilmesini isteme gibi bir teklif nasıl ciddi olarak kabul edilebilirdi?”“
Eskiden…
“Özgür basın” diye bir şey vardı…
NISPIYDI yönlendirme…
Gazeteciler…
Gazeteciydi, meslek ONURU diye bir şey vardı…
Halk bilgilendiriliyor, düşünmeye teşvik ediliyordu…
ARTIK…
SADECE yönlendirme, kamuoyu oluşturma yarışına dönüştü.
Sosyal Darwinizm…
19. yüzyıl ikinci yarısından 2. Dünya Savaşına kadar son derece popüler bir görüştü…
Özellikle NAZILER bu görüşü daha da saptırarak kendi hastalıklı görüşlerinin bir parçası haline getirmişlerdir. Güçlünün hakimiyeti, doğal eleme yani zayıf olanın yok edilmesi gibi.
Bu savın en eleştirilen yönü fen biliminin bir parçası olup doğal yaşamın unsuru olan biyolojik gerçeklerin insan toplumuna yansıtılıp, siyasal ve sosyal hayatta etken kılınmaya çalışılmasıydı.
UNUTMAYALIM LÜTFEN…
Yazmıştım, Darwin dini bütün bir ailenin evladıydı, babası dini bütün bir insan ve papazdı.
Sosyal Darwinizm…
Darwin öğretileriyle birçok alanda örtüşmemektedir bile.
Bunları NEDEN ANLATTIM sizlere?
Yüce dinimiz ISLAM…
TÜM…
Hak dinleri, Mevla’m…
Ve sözleri…
Tavsiyeleri, eğitici, öğretici misal ve söylemleri…
Erdoganizm’in…
TERSI…
Rab ile UYDURMA SÖYLEMLER ILE…
… SIZI!
OKU…
Oku kitabını…
Okuduğunu anlamadığın yerde SOR yüreğine…
Vicdanına…
Danış aklına…
Allah…
Kulunun anlamayacağı sözü söylemez.
Aracıya…
Tercümana hacet YOKTUR…
Rab…
Doğrudan kuluyla iletişimdedir.
Hep derim…
Hiçbir kutsal kitap roman okunur gibi okunmaz…
Birçok tarihi gerçekler ve örnekler ile doludurlar…
>>> İbretliktirler <<<
Hayatin içinden, ha 3000…
2000…
Ve VEYA 1400 sene öncesine ait olsunlar, insan…
Hep ayni insan, toplum hep ayni toplum…
Medenileşiyoruz, gelişiyoruz diyoruz ama…
İçgüdülerimiz ile HEPIMIZ hala ayni HAYVAN…
AN GELIR…
Okumuşsundur kutsal kitaplardan birinde bir olay…
Anımsarsın…
Allah beni uyarmıştı dersin.
Savaş taktikleri…
Silahlar…
Yeni değil “delirtme”
İnsan dediğin…
Bir garip manzume. Ne isterler benden BILMEM…
Dokunmam suya sabuna…
Anlatırım SADECE…
Anlayana, anlamak isteyene…
Endeksteyim…
Endekste!
*
§ 6. HER diplomatik temsilcilik, her biri, küçücük bir konsolosluk bile AYNI ZAMANDA bir haber alma ajansıdır, ateşemiliter*. İstihbarat örgütleri nerelerde, kimlerde…
Ve NASIL…
Vücut bulur bilemezsin.
Bu yüzden ADI BADEM bu yüzden diplomasi…
İstihbarat örgütleri olağanüstü önemlidir…
Genelde…
Vaktinde uyarırlar devletlerini şerden, beladan. Bir nevi…
Tarihten günümüze…
Bir arşivdirler, dipsiz…
Bucaksız, gizemli bir arşiv.
* Ateşemiliter, bir elçiliğe yani bir konsolosluğa bağlı olan uzman askerdir. Bir milletin, vatandaşlarının yaşadığı diğer toplumlardaki elçiliklerinde askeri büyükelçilik yapılmasını sağlar. Kısaca, askeri diplomat anlamına gelir.
Görgü…
İnsan temeli, en kökten eğitimdir insana…
Aileden evlada…
Benzeridir devlet terbiyesi…
Bilmeli devletin işleyişini…
Çıkmış Kasımpaşa’dan, Allah var yukarıda…
Eğri oturalım doğru konuşalım…
Ağzı iyi LAF yapar…
Amaaa…
Ağızdır bu ağız gerektiğinde (…)
Yok kardeşim YEMINLE…
Hak…
SIZLERE!
Madde madde devam edeceğim her şeye rağmen ama…
Leke üstü…
Allah’ım…
Delirmenin eşiğindeyim.
*
Long Range Acoustic Device (LRAD)
BIR ÖRENK
Siziii…
Beni bilmezler sizi.
🙂
bir „Müze“
Bilinmeyen dünyadan…
😉
Örnekler ile dolu.
Haber yetiştireceğim diye yazmak istediklerimi yazamıyorum…
AMAAAAAAAAAAAAAAA
DÜNYADAN HABERINIZ YOK…
Dünyadan…
IMA etmiştim, Gama Işınları…
YOK ÜSTÜNE…
Safi enerji, ANINDA…
Atom Bombası patladığında da oluşuyormuş…
ANCAK…
😉
Serpme yapıyor ışınlar…
MUTLAKA OKU bunu MUTLAKA…
Yok, Gama ile bir ilgisi yok AMA (…)
„WELT Zahl der Corona-Infizierten im Alter unter 15 steigt stark
vor 37 Min.
Die Gesundheitsämter in Deutschland haben dem Robert Koch-Institut (RKI) binnen eines Tages 10.976 Corona-Neuinfektionen gemeldet. Zudem wurden innerhalb von 24 Stunden 344 neue Todesfälle verzeichnet. Das geht aus Zahlen von Dienstagmorgen hervor, die den Stand des RKI-Dashboards von 05.10 Uhr wiedergeben. Nachträgliche Änderungen oder Ergänzungen des RKI sind möglich.“
„WELT
Union und Grüne liegen in Umfrage gleichauf
vor 2 Std.
Die Union bleibt auch in einer weiteren Umfrage deutlich hinter ihren Erwartungen zurück. 23 Prozent der Wählerstimmen würden CDU und CSU laut einer Befragung des Meinungsforschungsinstituts Insa für die „Bild“ holen, wenn am Sonntag Bundestagswahl wäre. Damit liegen sie gleichauf mit den Grünen, die wie auch schon vergangene Woche bei 23 Prozent lagen. In der Vorwoche hatte Insa für CDU und CSU noch 24 Prozent ermittelt.“
Saatimin pili bitmiş…
Dün şehre indim…
Dağdan kente inen öküz gibi…
😊
Bön bön bakıyorum etrafıma, RESMEN korktum desem yeridir…
Sokaklarda…
Acayip acayip tipler…
Alman ne etsin?
Biraz ya BIRAZ insan çevresine uyum sağlar…
Biraz ya…
İyi niyet namına, OLMAZ böyle rezillik, Peygamber Efendimiz bile tavsiye eder…
“Hüküm edenlerin kanunlarına uyun … çevrenize uyum sağlayın”
Benzerdir sözleri.
Saat mi?
“Her yer kapalı, her yer”
Kent merkezi…
Çarşı Pazar, ölmüş…
Kendim değiştirdim.
KORONA MESELESI…
Dün Almanya, İtalya falan…
Halkın isyanına “bir adım” kaldı, mecburen açıyorlar…
SADECE…
>>> İhtiyar bakım evleri diyorum <<<
Başka bir şey demiyorum, neredeyse 100 yüzü aşılanmasına rağmen…
Maske, mesafe, YANLIZLIK…
Bok püsür diyebiliyorum… Popom!
Madde madde kimi gerçekler, kimi sorgulanması – araştırılması gereken meseleler…
Belki manyaklık bende…
Belki ben yanlışım “millet” doğru…
Bilmiyorum…
Madde madde çünkü geçmişte…
Hep anlattım ya ayrıntısıyla…
Veya ima ettim ki anlaşıla.
§ 1. Birinci Dünya Savaşı koşullarında…
Kim kimin arkasında, kim neden ne yaptı veya yapmaya teşvik etti sorusu yanıtlanmalı. Özellikle Fransız ve İngiliz siyasi tarihi çok önemli. Rusya… Kimi neden, hangi hedefler doğrultusunda destekleyip, kullandı, kendi içi karışınca neler oldu bir irdelenmeli. ALMANYA…
Rivayet odur ki UYARDI, kim NEDEN bir tarafına salamadı sorusu cevap bulmalı.
§ 2. Mesele Türk ve Türkiyeliler arasında doğru anlaşılmalı…
“Senin de g.tün kara” demekle hal olmaz bu mesele. Geçmişte anlatmışımdır etraflıca, DEVLET OLMAK DEMEK bir yükümlülükler yumağıdır, devletin asli görevleri arasında kiii bu geçmişten günümüze değişmedi, devleti oluşturan toplumu dil, din, ırk, kültürel kimlik ayrımı gözetmeksizin “koruyup, kollamak” İhtiyaç ve gereksinimlerini temin ederek devletin devamlılığını sağlamaktır.
§ 3. Uluslararası Devletler Hukuku Protectorate (Latince korumak anlamında, Türkce himaye) Günümüzde sömürge ile devletin kendisi arasında bir nevi ayrım yapmaktadır. Buna rağmen sen “bir sömürgede” hüküm sürsen bile ki durum, anlayış biraz değişti kimi kural ve koşullara uymak zorundasın. Belçika örneği, barbarlığın bir timsalidir, Afrika’da, söz dinlemeyen kölelerin ellerinin, ayaklarının kesilmesi gibi, hep anlattım, bu vahşet KENDI kamuoyu tarafından duyulunca uygulamalar değiştirildi. KÖLELIK kavramı kitabımızda sayısız kez yer alır, Peygamber Efendimiz uygulamaları kınamış, ümmetini uyarmıştır bu konuda. Örneğin cariye kavramı galiba 12 kez anılmaktadır.
Nisâ Suresi – 24 . Ayet Tefsiri
﴾24﴿
„Elinizin altında bulunan câriyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı; Allah’ın size emri budur. Bunlardan başkasını, iffetli yaşamak ve zina etmemek kaydıyla, mallarınızla (mehir vecibesini göz ardı etmeden) istemeniz size helâl kılındı. Onlardan karı-koca ilişkisi yaşadıklarınıza kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.“
Photocopy of the first page of Brest-Litovsk Peace Treaty between Soviet Russia and Germany, Austria-Hungary, Bulgaria and Turkey, March 1918. From left to right the columns are written in: German, Hungarian, Bulgarian, Ottoman Turkish and Russian
Demem o ki…
Kısadan hisse, insan denilen HAYVANIN eline kimse güç vermeye.
§ 4. Özellikle tarihi gelişmeler O gün şart ve koşulları altında değerlendirilmelidir. Bugünlerin anlayışı, bilgisiyle tarih değerlendirilemez.
§ 5. Hep derim, ALLAH cümle toplumları müsaitlerden korusun
§ 6. HER diplomatik temsilcilik, her biri, küçücük bir konsolosluk bile AYNI ZAMANDA bir haber alma ajansıdır, ateşemiliter*. İstihbarat örgütleri nerelerde, kimlerde…
Ve NASIL…
Vücut bulur bilemezsin.
Bu yüzden ADI BADEM bu yüzden diplomasi…
İstihbarat örgütleri olağanüstü önemlidir…
Genelde…
Vaktinde uyarırlar devletlerini şerden, beladan. Bir nevi…
Tarihten günümüze…
Bir arşivdirler, dipsiz…
Bucaksız, gizemli bir arşiv.
* Ateşemiliter, bir elçiliğe yani bir konsolosluğa bağlı olan uzman askerdir. Bir milletin, vatandaşlarının yaşadığı diğer toplumlardaki elçiliklerinde askeri büyükelçilik yapılmasını sağlar. Kısaca, askeri diplomat anlamına gelir.
