Hatırlayan hatırlayacaktır, yazmışımdır, sıralamışımdır Kur’an-ı Kerimde ismen anılan meyveleri

Müslümanım diyorsun kendine değil mi?
Peki; neden sorarsın hala aptal aptal soruları?
Neden düşünmezsin, NEDEN sormazsın kendine…
Allah neden örneğin kimi meyveyi, sebzeyi, kurdu – kuşu kimi coğrafyaya “hapis” etmiş…
Neden yaz meyve, sebzesi yaratma gereği görmüş…
Tersi kış…
Bu çeşitlilik, bu bet – bereket niye?

Kivi örneğin…
Ne zaman geldi ülkeye, Kivi…
😊
Yerli ve milli bir meyve mi?

HAYIR değil…
Özal’ın dostu Adnan Kahvecinin 2013 yılında ülkeye getirdiği söylenir…
Allah…
Bilmez mi yarattığını, ona neyin iyi gelip neyin gelmeyeceğini?
Evrim kuramı, neyse girmeyeyim O konuya…
Sana…
Sağlığına…
İyi gelen, gelecek olan şüphesiz ÖNCELIKLE kendi topraklarında yetişen…
Vaktinde yenen, zamanında…
Yetiştirildiğinin hakkını veren üretici…
Besleyemez tabii bürümediyse gözünü para hırsı, bunca insanı…
Doğal yollar ile, el emeği, göz nuru ile…
Ektiğini biçersin ya anmış yüce Mevla’m ismen sıralamış kitapların kitabında…
Okumayana…
Düşünme özürlüye…
Sorsun salak salak her konuda sorular diye.

O kadar güzel bir dinimiz var ki, O KADAR GÜZEL. Peygamber Efendimiz ve KADINLAR, rahmetli neler anlatırdı bana neler

Yazmışımdır öncesi, çok değinmişimdir bu gibi konulara…
Musevi’si, EVET MUSEVI, Hristiyan’ı, Müslümanı…
Örneğin İspanya’da…
El ele verirlerdi, bilim adına VE KAZANAN…
İnsan olurdu, insanlık…
Ya şimdi?

Yaşamayan bilmez ölümü…
Çekmeyen bilmez acıyı…
Tok anlamaz açın halinden…
Anlamayız, anlamak istemeyiz birbirimizi.

Allah vermiş cennet gibi bir vatan, taşı sıksan bereket fışkıracak…
İnsanlığın her aşamasını yaşamış bu topraklar, ne medeniyetler çiğnemiş…
Gelip, geçmiş…
Gitmiş bu topraklardan…
Bilmişsiniz bir Osmanlıyı, kulaktan dolma yüce dinimizin bilgileri. Karışmış hurafeler…
Bölmüş mezhepler, insanlarımız ÖZÜNDE IYI…
Zamanla devşirilmiş karakterleri!

Ne öğreteceğiz ne vereceğiz ne bırakacağız çocuklarımıza…
Atalardan kalma…
Kat yeni deneyimleri, doğruları arasına…
Yüzyıllar, binyıllar boyunca denenmiş, doğrulanmış özden başka?

Duydunuz mu ağzından, ben duymadım, şahit olmadım…
Tam aksine, gir internete ara…
Bir gün, bir gün ya ben Türküm dediğini…
O PEZEVENGIN ağzından duydunuz mu bu sözleri…
Tövbeler tövbesi, yanlış anlama beni…
Türk Müslüman olmadan öncesi neydi, neye inanırdı?
Demek ki…
Bu…
O meşhur soru benzeri, önce tavuk mu yoksa yumurta mı geldi?

Yok kardeşim YOKKK…
Rabbin sözleri, ÖGRETILERI, PEYGAMBERLERI…
Elbette…
Ama insan önce bir özüne dönüp öyle çıkmalı yola!

NOT, ÖNEMLI BIR NOT; neden vurguladım Musevi’yi, unuttum yazmaya?!
Musevi kardeşim, Musevi bir nevi “tutkaldı” bilirdi iki dili…
Arapçadan…
Latinceye ve tersini Musevi tercüme ederdi!

Görmedin mi? Haberlerden geçti

İstanbul’da bilmem kimin günü…
BEDAVA balık, ekmek…
Millet kuyrukta…
BEDAVA çukur bulsalar, bir mezar…
Dalacaklar BALIKLAMA içine!

Anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar…
Hep vardı bu bizde AMA son yıllarda…
Millet…
Aç kaldı, aç, hasret en temel ihtiyaç maddelerine…
KIMiN, KIMLERIN SAYESINDE???

Gitmem lazım, halim yok…
Elektirikci…
İnşallah gelir yârin!

Bak egzoz gazi denetimi…
Ağır para cezaları, para üretmekte, halkı sömürmekte…
Şampiyon bunlar, gerçekten USTA…
Anlamaz…
HAYVANLAR!

Çıkın sokağa…
KADINLAR…
Alin elinize oklava…
SIDIK ILE, pas ile cayır cayır YOK EDELIM BUNLARI!

Hadi ben gitti!

SEN ne diyorsun ya sen ne diyorsun??? Af edin, af et; at sırtında yaşayan sinek gibisiniz dediğimde kızıyordun(!) Globuli – Samoa Adası

Dünyadan…
Bırak dünyayı, ülkenden, doğup büyüdüğün yerden bir haber “yaşıyorsunuz”
Internet bilgeleri…
Temelden, KÖKTEN yoksun fırtınaya kapılmış yaprak misali…
Köksüzler sizleri!!!

Ya s… git, istersen okuma beni!!!

Bu kadar olmaz, olmaz ya OLAMAZ…
Sadece Türk, Türkiyeli değil ki, dünyanın dört bir tarafında böyle…
Aklımı oynatacağım…
Bu nasıl bir rezilliktir böyle, bilgiyi internete…
Aklı, hafızayı cebe bağlamış yığınlar
Yazık…
Yazık olacak gelecek nesillere!

Bende tanı konmuştu, beyin zarı iltihabı…
Ölümcül…
Rahman ve Rahim olan daha değil dedi…
Kızamık benzer sonuçlanabilen bir hastalık…
Aşı…
Internet bilgeleri, Sosyal Medya sapıkları…
Aşı yaptırmaz oldu çocuklarını…
Ölünce bebeler yırtıyorlar bir taraflarını!

Globuli…
“İlacın çakması” tıbben, bilimsel olarak kanıtlanmamış “gerçekler”
Ya düşünün, GÖRÜN durumun vahametini…
Kızmayın bana küfür edince…
Kızamığa karşı bolca limon, vitamin C(!)

Ya…
Allah sana NEDEN AKIL VERMIŞ, NEDENNN?

Almanya…
Hatırlamıyorum, önemli de değil zaten…
Homöopathi…
Geleneksel tedavi yöntemleri VE EVET…
Biliyorum yanlış anlayacaksınız ama bu bir gerçek, ikinci babam, ikinci annem…
Yugoslav…
Kan kardeşim, kardeşim olanın anne ve babası, ellerinde büyüdüm, O bizde desem yalan olmaz…
SIDDETLI…
Baş ağrısı VE limonlu Türk kahvesi…
BITTI!

Bugünün tıbbi ilaçları neye dayanıyor, tabii ki bitkilere, geleneksel tedavi yöntemlerine…
Yaniii…
Nasıl inanmam Homöopathi’ye?
AMA…
Evet AMAAA…
İki bin bilmem kaç yılında çıkarıldı bir yasa…
>>> gerçek doktorlar bu “geleneksel” biraz büyücü cinsi tedavi yöntemlerine karşı <<<
Kızamık…
Ve vitamin C, nasıl karşı olmasınlar?

Ama ortada olan bir gerçek var…
Bazen bu yöntemler işlevini yerine getiriyor…
İnanç…
Ne der Almanlar?
“Der Glaube versetzt Berge!”

DEMOKRASI…
Liberal demokrasi, evlada öğretilen cinsi…
Demokrasi ve kendini koruma refleksleri, demokrasi ve YINE demokratik yol ve yöntemler ile…
Kendini etkisiz, işlevsiz hale getirmesi!

Yasada değişiklik yapıldı…
Artık hukuki yaptırım var derse gerçek doktor…
“Bunlar büyücü, “etkisiz” derse ceza yiyecek(!)

Samoa Adası yönetimi geçenlerde…
IKI GÜN…
Sokağa çıkma yasağı ilan etti…
Kızamık asisi olmayan ve böylelikle hem kendini HEM TOPLUMU tehdit edelere bir şans tanıdı…
Asin kırmızı bir şeyler kapınızın önüne…
Gelelim aşı yapalım sizleri…
Şimdiye kadar 50 ölü…
Sorun…
Aşının etki etmesi sürüyor bir zaman…
ÖLMEYE DEVAM!

Nedendir bilmem…
Bizde…
Birçok şeyi hatırlattığı gibi…
Deprem gerçeği…
Bırakmıyor Önderin peşini!

İslam’ın altın çağı mı, Peygamber Efendimizin öğretisi mi dediniz!

Altın dedik ya…
Sözlerime devam etmeden önce Tayyipistanda dolar VE altın dengesine bakmanızı tavsiye ederim…
Hiçbir şey…
Hiçbir şey ki Peygamber Efendimizin öğretisi de buna dahil kitaba, kitabına uymuyor!
NOKTA

Tarih tekerrür eder derler ya, öyledir öyle…
Bir sen…
Bir ben düşeriz orta çağ karanlıklarına, hata taş devrine kadar gerileyebiliriz…
BATI…
Bugün batıysa, Ortadoğu insanı, görüşleri sayesinde…
Yazık, gerçekten yazık bizlere, evlatlarımıza…
BAK KHK, torba…
Daha çokkk Eminler, Cerenler ölecek…
Yaşıyordun İslam coğrafyasında NADIR görülen bir ülkede, getirdin bir Kasımpaşa ayısını…
Zihniyetini devletin başına, döndün…
Ananın … geriye!

Bennn…
Araf’tayım…
Ne ölüyüm ne canlıyım, nasıl şiddetli ağrılar Tanrının işkence odasındayım…
Allah…
Cümlemizi beterinden korusun, eskiden adım adım…
Artık santim santim ilerlemekteyim…
Buna da şükür…
“Yaşıyor” ve yaşatıyorum, gerilemiyor, ilerliyorum.

Bugünün tıp bilimi, dayanıyor Islama YAAA salt İslam demeyelim…
İnsan olan insana!

Kızma bana kızma, küfre, hayvan benzetmeme…
IZLE:

Der Medicus

https://www.youtube.com/watch?v=ooGpfPI2HYY

###
Türkçe kitabı:
Noah Gordon
İbni Sina’nın Talebesi Hekim
###

Diyorum ya her şeye rağmen şükür etmeli

Malulen emeklinin ortalama aylığı:
2016 697€
2018 716€
2019 772€

Ortalaman üstündeyim AMA normal emeklimin çok ama çok altında!

Aklıma geliyor doktor…
…, ömrüm boyunca vergilerimi, emekliliğimi ödemişim…
Onu bunu…
Onun parasıyla geçiniyormuşum, doğrudan bana söylemedi…
Ama dokundurdu, sanki ben istedim böyle olmasını…
Elin ekmek tutamaz hale gelmesini!

Return to begining, number two start. Try a new one, may its a bloody new beginning. God help us!

“To be, or not to be, that is the question”
By William Shakespeare

(from Hamlet, spoken by Hamlet)

To be, or not to be, that is the question:
Whether ‚tis nobler in the mind to suffer
The slings and arrows of outrageous fortune,
Or to take arms against a sea of troubles
And by opposing end them. To die—to sleep,
No more; and by a sleep to say we end
The heart-ache and the thousand natural shocks
That flesh is heir to: ‚tis a consummation
Devoutly to be wish’d. To die, to sleep;
To sleep, perchance to dream—ay, there’s the rub:
For in that sleep of death what dreams may come,
When we have shuffled off this mortal coil,
Must give us pause—there’s the respect
That makes calamity of so long life.
For who would bear the whips and scorns of time,
Th’oppressor’s wrong, the proud man’s contumely,
The pangs of dispriz’d love, the law’s delay,
The insolence of office, and the spurns
That patient merit of th’unworthy takes,
When he himself might his quietus make
With a bare bodkin? Who would fardels bear,
To grunt and sweat under a weary life,
But that the dread of something after death,
The undiscovere’d country, from whose bourn
No traveller returns, puzzles the will,
And makes us rather bear those ills we have
Than fly to others that we know not of?
Thus conscience does make cowards of us all,
And thus the native hue of resolution
Is sicklied o’er with the pale cast of thought,
And enterprises of great pitch and moment
With this regard their currents turn awry
And lose the name of action.

Gördüklerim hiç hoşuma gitmedi, hiç…
Allah yardımcımız olsun!