### !!! >>> Allah belanızı versin diyeceğim, vermiş zaten! ANLATMADIM MI bu pezevenkler NEDEN Suriye’de, Bilal’in petrol işleri, anlatmadım mı bunları sizlere? <<< !!! ###

BAKMA…
Çeyrekliğime…
Bakma yaratana yan bakan tipime…
ASLA…
Bilmeyecek, bilemeyeceksin bu el, ayak nerelere uzanır diye…
İnanmayın daha sizler Öndere!

Şahsım ve Suriyeli Türk vatandaşlarım!

Erdoğan; “110 bin Suriyeliye vatandaşlık verdik. Diğerleri için de vatandaşlık sürecini daha da artırma konumundayız” diye konuştu.
Peki, halka fikri soruldu mu? Vatandaşlar gerçekten bunu istiyor mu? En temizi buyurun, sandıkları koyalım “referandum” yapalım. Sandık halkın iradesi, millete danışalım öyle karar alalım.
Sonuçta Suriyeli mültecilere 40 milyar dolar harcarken de sorulmamıştı. 110 bin Suriyeli mi sorulacaktı? Para yerine konur. Lakin 4 milyon kişiye vatandaşlık verilmesi ağır olur.
★★★
Sahi bir anda ne değişti? Daha önce Erdoğan neler demişti? Ne vaat etmişti?
(21 Haziran 2018) “Misafirlerimizin tamamının evlerine dönmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Ama bunun için önce 24 Haziran seçimini sağ salim geçirmemiz gerekiyor.”
(28 Ocak 2019) “Ülkemizdeki 4 milyon Suriyeli sığınmacının kendi evlerine dönecekleri güvenli bölgeler oluşturmayı hedefliyoruz.”
(8 Şubat 2019) “3.5 milyonu burada ilanihaye saklayacak değiliz. Dönüş için çalışmalarımız devam ediyor.”
(12 Temmuz 2019) “Bu konuda yeni adımlarımız olacak. Ülkelerine dönmelerini teşvik edeceğiz” demişti.
★★★
Hani Suriye’ye yapılan harekat güvenli bölge kurup Suriyelileri göndermek içindi? Aman diyeyim… AKP milletvekillerinden Pelin Gündeş; “Suriyeliler gönderilsin” dedi… Partiden ihraç edildi. Belli ki bam teli… Göndermeye hiç niyeti yok sanki…
İyi de vatandaşlığa alma noktasına neden gelindi? Ekmeğimiz paylaşılacak, verdiğimiz vergiler harcanacak ve halka sorulmayacak! Nasıl olacak? Türk vatandaşlığı bozuk para gibi harcanacak!
Klasik film repliğidir; “Hey lanet olsun dostum senin sorunun ne ha? Ben vergi veren bir Amerikan vatandaşıyım, buna hakkınız yok!”
Dünyada marka değeri en yüksek ülkelerden biridir Amerika… Peki, sonradan nasıl Amerikalı olursunuz? Önce, en az 1 milyon dolarlık şirket kurar veya hükümetçe belirlenen bölgelere 500 bin dolarlık yatırım yaparsınız. Sadece oturma iznini alırsınız. Sonra başvurursunuz… İncelenir.
Yılın en az altı ayını Amerika’da geçirmek şartıyla 5 yıl beklersiniz. Süre dolunca Amerika’nın menfaatlerini korumaya yemin edip vatandaş olursunuz. Dünyada kazandığınız her kuruş paranın vergisini de Amerika’ya ödersiniz.
★★★
Avrupa Birliği mültecileri geri yollamak için ceplerine para koyuyor. Tutmamız için bize altı milyar Euro öneriyor.
İngiltere, mülteci gelmesin diye Avrupa Birliği’nden çıkıyor. Yunanistan yakaladığı Suriyelileri botlara bindirip Türkiye sınırına bırakıyor. Suudiler, Katarlılar, Kuveytliler, din kardeşlerimiz! Bir tane Suriyeliyi ülkelerine sokmuyor.
Lübnan’da ve Ürdün’de kamplarda yaşayan Suriyeliler çoktan ülkelerine dönmeye ve döndürülmeye başladılar. Biz ülkeyi yolgeçen hanına çevirip, şeker dağıtır gibi vatandaşlık dağıtıyoruz.
★★★
Benim esas merakım; Suriyeliler yaşam standartlarını Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları seviyesine düşürmek isterler mi?
Vergi mükellefi olacak. Askere gidecek. Toplu taşımaya, hastaneye, doğuma, ilaca, okula para verecek. Vatandaşlıkla ne uğraşacak? Suriyeli, Suriyeli takılacak!

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/murat-muratoglu/sahsim-ve-suriyeli-turk-vatandaslarim-5508927/

Evet ya iyi ki hatırlattın

NEDEN…
Ve kim, kimler tarafından bilmiyorum…
Sahi Greta…
İzlediniz mi İspanya’yı?

Hah şöyle yola gel, sen kimsin zilli?
Karşında koskoca insanlar!

Evet…
İki ucu bir garip değnek, bir tarafta yapılan buluşlar…
Piyasaya sürülmeyen, sürülemeyen VEYA sürülmesi belki engellenenler…
Öte tarafta ki HAKLILAR bir taraflarını yırtan terbiyesiz veletler(!)

İnan…
INAN BUNA doğa tahrip edilirken, KIMLER…
Ve NEDEN???

Biraz moral geldi gene!

İnan…
Bunca uğraş sadece evlat için, sadece o ileride rahat etsin diye…
Hepimiz böyle değil miyiz?
İnsan…
Özüne dönmeli, hayat demek, yaşamak para…
Mal, mülkten ibaret değil, ÖNEMLI…
Ama her şey demek değil!

Beynimiz için, BEYIN için en ZOR şeylerden biridir EL YAZISI! Beyin “neredeyse tümüyle” bu işlev ile meşguldür

Bu yüzden ÖZELLIKLE çocuklara, gençlere…
AMA ihtiyarlara da TAVSIYEM…
Mektup yazın, günlük tutun ne yaparsanız yapın AMA EL ILE YAZIN…
Beyin…
Kas gibidir, beyin çalışmak, antrenman ister, el yazsısı en iyi antrenmanlardan biri!

Ufak bir ek bilgi VE bu bilimsel bir veri…
Benim mesela el yazım (herkesin) zamanla değişir, ilerleyen yaş ile AMA…
Sağlık sorunlarınız varsa…
Bu ÖZELLIKLE el yazısına yansır.

Yatmam lazım, dinlenmeliyim…
Gideceğim Oma’ya…
Sonra, dükkân kapandıktan sonra mal, malzeme bakmaya.

Al sana KKTC’ye SIHA

Allah’ım yarabbi…
Akıl ver bunlara, fikir…
Doğru ya fikir ancak bilgiyle oluşur!

Osmanlı…
Bush’un piçleri!

Göreceksin, şahit olacaksın buna…
SONUNDA…
Kuyruklarını köpek gibi kısacaklar, yazık…
Gerçekten yazık!

### Bu piçleri tekrar okula göndermeli, ekonominin „pirini“ ###

DEDIM, anlatım…
Üstü kapalı. YOK YA YOK yazmam, yazmayacağım açık açık…
Düşün ulan…
Kafayı kullan!

Akdeniz…
Ve birçok daha benzer proje gerçekleştirilebilirdi bu çerçevede!

Joint Venture (Ortak Girişim)

2 ya da daha fazla tüzel kişinin bir araya gelerek, kararlaştırdıkları belirli bir yatırım projesi için birlikte hareket etmek için oluşturdukları ortak işletme yapısına, joint venture denir
Joint Venture (okunuşu: coynt vençır) sistemini kısaca „ortak girişim“ olarak tanımlayabiliriz. 2 ya da daha fazla tüzel kişinin bir araya gelerek, kararlaştırdıkları belirli bir yatırım projesi için birlikte hareket etmek için oluşturdukları ortak işletme yapısına, joint venture denir. Örneğin, 2 firmanın değişik hisse oranlarıyla, kendi ülkelerinde ya da yabancı bir ülkede kurdukları „yeni bir firma“ joint venture kapsamına girmektedir.
Yeni bir firma tanımını özellikle tırnak içine aldık çünkü joint venture´ın yapı itibariyle karıştırıldığı bazı yatırım projeleri vardır (iş ortaklığı ya da konsorsiyumlar gibi). Joint venture´ın konsorsiyum ya da iş ortaklığından en önemli farkı, tarafların bir proje için adi ortaklık gibi hareket etmemeleri, yeni bir şirket kurmalarıdır. Konsorsiyumda bir devamlılık söz konusu değildir, proje tamamlandığında taraflar ayrılır.

Joint venture ile başka ülkelerde ortak bulup, o ortak aracılığıyla başka piyasalara girmenin yolları kolaylaşmaktadır. Bu nedenle joint venture sistemini, yabancı bir ülkede yerel bir firmaya ortak olarak katılma, yerel firmanın hisse senetlerinin bir bölümünü satın alma ya da o yerel firmayla yeni bir firma kurma olarak değişik şekillerde de görebiliriz.
Joint venture´ın yabancı ve yerel firmalar yönünden kimi avantajları şunlardır
 Yerli teknolojiye, daha gelişmiş bir yabancı teknolojinin katılımı sağlanmaktadır.
 Yabancı firma için oldukça belirsiz ve yabancı bir piyasa, yerel firmanın katkısı ve ondan gelen bilgilerle öğrenilmekte ve keşfedilmektedir.
 Maliyetlerde azalma, kaynak bulma da kolaylık, teknoloji ve rekabet üstünlüğü sağlamak gibi, hem yerli hem de yabancı firmayı ilgilendiren önemli avantajlar sağlanmaktadır.
 Joint venture sadece yabancı bir firmayla yerli firmanın ortak girişimi olarak ta algılanmamalıdır. Örneğin iki ya da daha fazla yerli firma, yatırım yapmadıkları bir alanda ortak girişim oluşturup, yeni bir firma kurabilirler. Bu firmayla birlikte hem bu yeni alandaki yatırım yükünü ve riskini paylaşırlar hem de güçlerini birleştirdikleri için, piyasadaki diğer rakiplerine göre büyük bir rekabet gücü edinirler.
Joint venture´ın en büyük dezavantajı, ortak girişimin genellikle pek bilinmeyen bir piyasa ya da sektörde yapılması nedeniyle oldukça yüksek bir yatırım riski üstlenilmesidir. Çünkü taraf firmalar kendi uzman oldukları sektörlerde değil, yeni ya da henüz girmedikleri bir piyasada girişime soyunmaktadırlar. Bu durum ekonomik düzeni tam olarak oturmamış ülkelerde girişilecek joint venture türü girişimleri bekleyen tehlikeli maceralar yaratabilir (Zaten „venture“ın İngilizce anlamı „tehlikeli macera“ olarak geçmektedir.)

https://kobitek.com/joint_venture__ortak_girisim_

Allah belamı versin…
Her türlü sikilmeyi hak ediyorsunuz…
Dinci bilmem nesi tatlı geliyor sizlere!

Köpekler gibi pişmanım, köpekler gibi

Keşke satsaydım…
Maddi, manevi, sağlığım açısından…
Dün gördüm beynimden vurulmuşa döndüm, parke bu ya parke. Gerçek parke…
Ne ucuz ne ucuz?

Elin evladı ele ucuz. Elin malı ele ucuz…
Şipşak, beş dakikada Beşiktaş…
Al parayı koy cebe!???

Bu mu yani, bu mu?

Hayatımda hiç elektrikçi görmemiş olsam, iş yapan elektrikçi…
Sadece konu elektrikçi değil ki…
Sanırsın bunlar elektrikçi(!)

KAVUN değil ki, kavun değil kıçını koklayıp anlayasın…
İlk itibar olumluydu…
Gör…
Ver sel ayeti ver yetkiyi…
Gör iş başında!

SENDE…
Sende köpekler gibi pişman olacaksın…
Madem hukuki bir emniyeti yoktu, TBMM bildirgesi NEDEN?

Türkün, Türkiyelinin aklı ya kaçarken ya sıçarken gelirmiş başa, O hesap bunlarınkisi…
Keza…
Akdeniz’de petrol, gaz arama…
Libya ile anlaşma…
Demedim mi sana yedirmezler, anlatmadım mı neyi nasıl yapman gerektiğini?

Dost eli, dost!!!

İtalyan, Yunan falan…
Tatbikat yapıyorlar Akdeniz’de, güç gösterisi…
SENDE…
Sende köpekler gibi pişman olacaksın…
Benim gibi!

Bir bir tanıyor, tanıdı devletler…
Okuyorsun gazel…
Göreceksin sonunda ananın amını göreceksin…
Pişman olacaksın dinlemediğin için Önder’i!

HDP…
Yazıklar olsun size, sizlere…
Yok ya, yokkk…
İle baş…
Demirtaş olsaydı muhtemelen dün farklı hareket ederdiniz.

Bak İstanbul’a…
Beşiktaş – Dikilitaşa, yeşil alana…
DEMEDIM MI, demedim mi ben sana…
Ülkede siyaset yapılıyor cep namına…
Ha AKP, ha Y-CHP o…
Veya bu…
Tersine döndü dünya, bu sefer Y-CHP pazarlamak istiyor AKP karşı çıkıyor…
DEMEDIM MI, demedim mi ben sana…
Hesap soracaksan hepsinden, hepsi AYNI YATAKTA!

455 bin kişisel verinin hacker eline geçip pazarlandığı, satıldığı söylentisi…
İnşallah…
İnşallah gerçektir, bir iyice hackerler siker sizleri…
Tayyipistan ve bilişim güvenliği…
Ulan anlatmadım mı, söylemedim mi, yalvarmadım mı…
Tavuk kavgası, tavuk döner…
Bir kez yedim tövbe ettim…
Diyor ki tavuk bilem nenin bilmem ne başkanı…
O Profesör hanıma yönelik…
“O sağlığa zararlı bu sağlığa zararlı, ne yiyecek bu millet? Bu devletin kurum ve kuruluşları yok mu?”

VAR MIYDI?
Devlet-i Tayyibiyenin kurum ve kuruluşları, denetim mekanizmaları var mıydı?

Bilişim güvenliği…
Devlet yönetimi bir Kasımpaşa ayısı ve zihniyetine emanet edilir mi?