Fermuar kardeşim, fermuar

18 insan yanarak can verdi…
Dün, Almanya…
Otobanda otobüs yangını, 18 insan öldü!

BILIYORUM…
Birebir yaşadığım şeydir…
Ülkemizde can kurtaran peşine takılı kimi hayvan, pardon hayvan mı dedim kimi şoför vardır!

Şoför müsveddesi, trafik magandası…
Her yerde var, Almanya’da da…
Bu sayıda can kaybının bir nedeni, bilgisizlik…
Ömür yollarda geçti…
Çoğunlukla otobanda!

Lütfen izle, öğren kardeşim öğren…
Yardım bekleyen, cani ile cebelleşen sen veya bir sevdiğin de olabilir…
O an…
Herkes bilirse yapması gerektiğini, sen olsan sende sevinirsin yârdim gelirse bir an evvel!

Almanca:

Türk yapımı:

Honeypots veya FlyTraps, pezevenk geldi, babası dahil mi, hariç mi bilmiyorum eşek oğlu eşek

Ya arkadaş ne büyük başım var benim…
Haftalardır komadayım, suni teneffüs…
Yeminle hayal aleminde miyim, uyuyor muyum, uyanık miyim bilmiyorum, rüya mı kâbus mu?! Habersizim.

Çimler biçilecek, gücüm yok. Dedim anasına oğluna telefon et, gelsin biçsin…
Küsüm, konuşmuyorum, bu bayramda elimi öptürmedim…
Kaç bayram geçti aradan, yeminle hatırlamıyorum…
Geldi, odama geçtim, uzandım, gazete, dergi falan okuyorum.

Ulan herif birdenbire, aniden odaya dalmaz mı…
Çıktı üstüme, oturuyor üstümde koca cüssesiyle…
Bir şey değil divan çökecek, işin yoksa yenisini al, başladı öpmeye…
Gücüm olsa…
Hani kendi işini kendin gör hesabi çimleri kendim biçeceğim, yok kaldıramıyorum pezevengi üstümden, O hala öpmekle meşgul…
Yok kurtaramıyorum kendimi, son çare başladım bağırmaya, hanımı çağırmaya, gel kurtar diye…
İmdat, yangın var diye bağıracağım ama abartmayayım dedim…
😊
O da çıt kırıldım misali, geldim, geldim…
Ulan ben senin, hayat memat mücadelesi veriyorum burada, acele etsene…
Vicdansız Sabuha…
Öpücükler sağıma, soluma, yanaklarıma, başıma nereme gelirse…
O, tecavüzcü Coşkun misali, ben hatun gibi debeleniyorum, herif güçlü kuvvetli…
Bir dergi geldi elime, yüzümü sımsıkı örtüm onunla…
Neyse…
İnsafa geldi, kalktı üstümden gitti çim biçmeye…
Hani…
Hoşuma gitmedi değil…
Ama af edemiyorum pezevengi, eşek oğlu eşeği!

Tamam…
Hepimiz yapık zamanında eşeklik ama bunun ki…
Affedersiniz ama biraz da hıyarlığa geçti!

FlyTraps…
Çok acele kendimi toparlayıp şifreler ile başlamalıyım, durum çok ciddi dostlar, çok ciddi!

Güdüm, güdümlü dinci

Anası kılıklı…
Anası ne ki danası ne olsun?

Dinciliğin soyu, sopu…
Dincinin anası ve babası yönetmek…
En güzeli, düşünmeyen, sorgulamasını bilmeyen hayvanı…
Hani var ya iki ayaklı cinsi(!)
Memelisi, memesizi, yeter ki cahil olsun, korkar kendisi…
Korkar kendinden bilgilisinden, bozar, fiyakasını tehlikeye sokar çünkü böylesi!

Seyhan Ateş diye bir hanımefendi…
Berlin’de ikamet ediyor kendisi, yüzden fazla ölüm tehdidi almış, ciddi tehditler, çok ciddi…
Güdümlü dinci ki güdüm demek yönetme arzusunda olmak demek, güdümlü dinci ille bu insani da yönetecek(!)

Yüce dinimiz İslam…
OLMAZ…
Ne ılımlısı ne liberali…
NOKTA!!!

Neyse O…
Ve ona inanlar ki tanısalar, bilseler dinlerini, Allah’ın yüce sevgisini, şefkatini, hoşgörüsünü…
Hiç böylesine hareket ederler mi?
Ancak insan…
Yetiştiği ortamın, alışkanlıklarının bir esiri!

Bu konuda daha öncesi düşüncelerimi beyan etmiştim…
Seyhan Hanım, konuyu ayrıntılarıyla, tüm teferruatı ile düşünmemiş olmalı…
Son tahlilde kimin ile dans ettiğinin bilincinde mi?

Yok, Hanımefendi yok…
Bana göre de yanlışsınız ama ben güdümlü dincinin aksine düşüncelerinize, hayallerinize, isteklerinize saygı duyuyor, sizi anlamaya çalışıyorum. Ama Efendim…
Olmayacak duaya da âmin denmez ki!

Şarkılardan fal tuttum, bu da benim bahtıma

Bildiğin gibi değil dostum, bildiğin gibi değil…
İhtiyar teke senin neyine…
Deme…
Yok ne kadın ne gönül yarasıdır derdim…
Bildiğin gibi değil dostum, bildiğin gibi değil!

Meyvesi…
Çaresizim, çaresizlik nedir bilir misin?
Dedim ya…
Yazmıştım ya hayatımda yediğim üçüncü büyük darbe!

Dün akşam…
Şişeler…
Bu sabah, ellerim, ikisi birden, milyonlarca karınca.

Şeker…
Bilmem bilir misin, şeker 700….
>>> normal <<< bir insan komaya düşer…
Ben…
Öyle anormal bir insanim ki milletin saçları beyazlar, benim bıyıklarım ve sakalım…
Düşün, düşün b.ktur işin…
Bu ben değilim, olamam, çözümsüzlük nedir bilmem!

Eyyy koca göbekli İstanbullu Kadir…
Lakabın öyleydi, İstanbullu Kadir…
Sen neymişsin, bilemedim!

Daha bir damla b.kken gördün…
Söyledin anaya…
Yıktı beni bu yaştan sonra!

İntihar dahil her türlü düşünce…
Evlat katili dahi olabilirim, o derece!

Mevla’mmm…
Ben ne yaptım, ben sana ne yaptım, bu ne bitmek bilmez çile?

Yok gençlik hatası deme…
Toy, ham deme…
Bende çılgın bir gençlik yaşadım kendime göre…
Gücüm kalmadı, ne olur Allah’ım al emaneti, taşıyamıyorum bu yükü, bitsin bu çile!

Aşk…
Kadına…
Vatana, Allah’a!

and this is for you my Hungarian friend…
Csardas
Wine, woman and song …
An old German proverb…
We believes in the adage that love is blind!?

I’m looking for and analyz my logs…

My russian friends, for you and me…

🙂

I know it, you are one from the best hacker…
You to, also, my Chinese friends…
We are a big family, you are of the one site, i’m from the other site…
Are you an old school hacker; such i, freedom for the world…
Freedom for the Internet!

PS: I’m so sorry my chinese friend…
I dont know a music for you…
Music is the bloode, the blood which connect the people, the citizens of the world!

Yaparız kardeş „biz“ yaparız

Atatürk ne demişti?
“Beni Türk doktorlarına emanet ediniz”

Japon mühendisi…
Amerikan doktoru…
Alman teknolojisi…
Rus bilim adamları…
Uzay programı ne oldu?

Şimdi uçak gemisi…
Yaparız kardeş “biz” yaparız, rüyalarımızda…
Seni gidi ADI pazarlamacı…
Elin g.tüyle „biz“ daha çok osururuz(!)

Bir zamanlar

Bir Kemal Sunal, bir Adile Naşit vardı…
Güldürürdü, düşündürürdü…
Türk sineması, Türk tiyatrosu vardı…
Rahmetli babam…
Alırdı bizi yürürdük Fındıkzade’den Şişliye…
Geze geze…
Tiyatronun, sinemanın hayatımızda önemli bir yeri vardı…
Geriye ne kaldı?

Düşünüyorum…
Gözümün önünde canlanıyor o eski sahneler…
Hayalimde, inşallah gün gelir bir zamanlar bir Türkiye vardı demem…
Sardı etrafı Akbabalar ve leş kargaları…
Geriye ne kaldı?

Beyoğlu sineması…
Şişli tiyatrosu…
Bir zamanlar
Bir Kemal Sunal, bir Adile Naşit vardı…
Inşallah gün gelir bir zamanlar bir Türkiye vardı demem (…)
Sardı etrafı Akbabalar, leş kargaları!

Ruhuna değerse dudaklarım…
O kadın…
İflah olmaz arkadaşım…
Olmaz, değdiyse ateşime, yandıysa benim gibi…
Kavrulduysa cehennem ateşlerinde, gördüyse cenneti…
Dokunduysam ona, ruhuna…
O kadın…
Asla unutmaz beni, benim unutamadığım gibi, derim ya sevmesini de bilirim, kaybetmesini de!