Hap deli hup deli bizim evdekilerin hepsi deli…
Ben…
Tasdikli, belgeli…
Geri zekâlı, hele bugünden sonra, ah bir bilseniz ne haltlar işliyorum(!)
Beter kalktım bu sabah, beter geçiyor günüm…
Dayday okuldan geldi, asker ocağında olduğu gibi “görevden” sağ salim döndüm komutanım…
Sair günleri O olsun, Dada olsun rapor vermek ZORUNDA!
Hürrem, Tarçınla kavga mı etti…
Bilinmiyor, Dayday sokakta yaralı bir kedi görmüş, yabancı. Yoksa onunla mı belli değil…
Tarçın gazi, Hürrem’imin kuyruğu kalkık, diken diken…
Tehlike işareti yani…
Ulan arkadaş, Allah’ım…
Ben ne yaptım, nedir benim bu bitmez çilem, hak mıdır reva mıdır bu yaşadıklarım?
Işın yoksa veterinere…
Topallıyor gazi, ne istiyorum biliyor musunuz?
Issız bir adaya kaçmak…
Ben kaçık, etrafımdakiler benden kaçık!
İstediğim…
Bir damla huzur, biraz mutluluktu. Çok istemişim, çokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk
Kardeş geldi geçen gün…
“Ağabey”
Ne var?
Efendim demiyorum artık çünkü biliyorum O ağabey dedi mi, altından bir şey çıkacak…
“Hani sen köpek alacaktın?”
Ben mi alacaktım? Size alacaktık!!!
“Yok, sen kendine alacaktın…”
Bak sen, hiç hatırlamıyorum ama…
Maksat…
Mesuliyeti üzerime yıkmak!
Tavukları, horozları, tavşanları, kuşları, kedileri bir de köpek…
Balıklar öldü Allahtan…
İki buçuk gram akil kalmıştı yakında onu da tamamen kaybedeceğim.