Güzel kardeşim,
Anladığım kadar Kürt kökenli bir yurttaşımsın. Ben Türk’üm…
Yazdıklarına katılmakla birlikte halklar kavramının karşısında duran bir düşünceye sahibim.
Ne kafatasçıyım ne kan bazında bir temele inanırım. İnsan var olduğundan beri öylesine birbirine, hem öyle hem böyle girdi ki, saf kan bulmak imkânsız!
Arap atı değiliz ki!
Tarih boyunca…
Günümüze kadar birbirimize kız vermiş, kız almışız. Atalar…
Cephede, orda burada somun paylaşmış, birlikte can vermiş, can almış…
Birlikte gülmüş, birlikte ağlamış, aç kalmış(ız)…
Kardeş, ana bir, baba bir kardeş bile zaman geliyor giriyor birbirine. Ömür paylaşan karı koca hiç mi kavga etmiyor?
Sen ol, ben olayım bu toprakların evlatlarıyız…
Anadolu medeniyeti denilen kültürün eseriyiz, hoşgörü, saygı ve sevgi temelinde bir birliktelik…
Onlarca, yüzlerce, binlerce yıldır özümüz!
Benim adım Önder, seninki Mehmet…
Bak…
>>> Ortak <<< bir dil konuştuğumuz için ben seni, sen beni anlıyorsun. Ben mesela Almanca sen Arapça konuşsan, kim kimi anlayacak?
Farklılıkları değil…
ORTAK yanlarımızı öne çıkarmalı, BIR olduğumuzu vurgulamalıyız…
Gördün kardeşim, sana kardeş diyorum, karındaş olmasak bile…
Bizi birbirimize bağlayan, KENETLEYEN > ortak < bir geçmişe sahibiz.
BIZ…
Bir aileyiz…
Bir ağacın dallarından sarkan meyveleriz, kök…
Dal budak sarar, tee yüzlerce metre birbirinden uzaklıkta AMA hepsi birden…
HEPSI…
O ağacı besler, meyve verir hale getirir!
Halklar yokkk…
HALK var, sen bensin, ben ise sen…
Benim derdim senin, senin derdin benim…
Selahattin Demirtaş mesela, nice insan ki ne Türk diyorum ne Kürt ne başka bir köken…
Nice insan…
Ona inandığı için, samimiyetine, niyetine inandığı için Ona oy verdi. Netice? Tayyipistan zindanları, bende gideceğim yakında, belki beni de hapis bekliyor, belki(!)
Bana yakışmaz, bir Atatürk milliyetçisine, ulusal birlik ve bütünlüğümüze inanan birisine yakışmaz…
ANA – AVRAT küfür, ettim, ediyorum…
Çünkü >>> çaresizlikten <<< “kuduruyorum”
Sanmıyorum küfür için tıksınlar beni içeriye…
“Doğruları” yazdığım, halkı uyandırdığım için tıkarlarsa, tıkacaklar içeriye.
EVET, anayasa…
AMA…
Halk bilgili ve bilinçli…
İkide birde >>> ulusal <<<, toplumsal mutabakat belgesi özellikle…
Kanunlar değişmez, değiştirilmemeli…
Başta birey, sonra toplum, sen istersen halk de…
Her hakkın ardından bir görev getirdiği bilincinde, tepkisini vermeli…
Tepkisiz bir topluluğuz, tepkisiz…
Eline silah alıp dağa çıkmakla da olmuyor, OLMAZ…
Eşkıya mıyız biz?
İster inan ister inanma, PKK temsilcileri, taraftarlarıyla temastayım…
Ve EVET, Alman NAZISIYLE bile…
Hele biri var ki…
Kardeşten öte benim için VE biliyorum bende onun için öyleyim…
Konuşuyorum…
Öğreniyorum, ben onlardan onlar benden…
Hayvanlar koklaşa koklaşa…
İnsanlar konuşa konuşa. Konuşmalıyız, anlaşmalıyız…
Farklılıkları değil ortak yanlarımızı öne çıkarmalıyız, el ele, omuz omuza…
Ataların yaptığı gibi…
Herkes özelinde, evinde istediği gibi…
Kamuda, ortak alan ve zeminde bir dil, bir bayrak, bir vatan…
Dertte BIZIM, hüzünde BIZIM, sevinçte BIZIM…
Evlatlar ölüyor, evlatlar, kimin?
BIZIM!
Bir ana…
Bir ananın göz yaşı, gözünden akan BIR DAMLA…
DIKKAT…
Ana dedim ana, anne hiç fark etmez kökü, kökeni…
Damlası akan o gözyaşının bedeli nedir?
Hiç ödenebilir mi?
Hangi para, hangi mal – mülk ödeyecek, ödeyebilir?
Bir baba…
Erkektir, gözyaşı akmamalı dışa…
İçine akan o damlalar, sesiz, o çığlıklar…
O feryat – figan kaç para?
Yok kardeş, yok…
Ortak yanlarımız çok…
Halklar yok, halk var!
Önder Gürbüz
Almanya