…
…
…
Bu açıklamalardan sonra dönelim konumuza…
Tarafımdan sadece bir tez, kimi beklentilerim vardı ama bu hiç aklıma gelmemişti. Gençlik yıllarımda, orta yaşta siyasetten çok faaldim, aslında hala faalim ama sadece yazarak. İster inananın ister inanmayın…
Binlerce gerçek kitabim, on binlerce dijital kitabim var. Rabbin bir emri varsa, OKU…
İşte O emri yerine getiririm. Severim okumasını, ilgi alanım ise oldukça geniş çaplıdır. Ömrüm üniversitelerde geçti, üniversite tahsili yapmamış olmama rağmen bir ayağım mesleğimden ötürü hep üniversitelerdeydi. Birçok insan tanıdım, yeni fikirler ile tanıştım. Zaten üniversitelerin asil amacı yeni yeni fikirler, düşünceler üretmek, geliştirmek değil mi?
Bir bilim ve ilim “fabrikası” değil midir üniversiteler?
Birisi bana bir makale önermişti, geçmiş zaman…
Uzunca bir şeydi, aslında kitapçık diyebilirim. O kadar akıcıydı ki bir çırpıda yaladım yuttum.
Yeminle hatırlamıyorum bile Profesörün ismini. Bugün size bazı “düşünce kuruluşlarının” isimlerini verdim. İşte böyle bir düşünce kurumunda önemli bir pozisyondaydı bu insan. Onun makalesi ve öngörülerini hiçbir zaman unutmayacağım. 50 sene doldu dolacak…
Amerika Birleşik Devletleri…
“Tek kutuplu dünya (!)”
Unutulmamalıdır ki…
Dünyamızda ki bu hep böyleydi, kimse vaz geçilmez, kimse yeri doldurulamaz değildir. Biliyorsunuz değil mi rüzgâr neden eser?
Denizin, “hava boşluklarının”, soğuk ve sıcak su akımlarının etkisini…
“Boşalan yer” doldurulur!
…
…
…