16 Nisan veya başka herhangi bir tarihte olabilecek veya olmuş olan…
Olacakla, olmuşa karşı yapılacak bir şey yoktur, göğsünde, iman tahtanda Allaha inanç taşıyorsan…
Bilirsin, yazgı, kader, kısmet…
Kazansan da kaybetsen de hiç fark etmez…
Üzülmen gerekir, özünden, insanlığından yine bir parça koptu, kaybettin demektir.
Uyuyamıyorum…
İnsanlık ve ideolojileri, toplumsal yaşam modelleri, her biri birer kuram…
Kapitalizmi, sosyalizmi, komünizmi, dincisi – dindarı ve mesela milliyetçisi…
Her birinin kendine göre bireyin, toplumun yaşam şartlarının ve ekonomik gidişat üzerinde görüşleri var. Örnek olarak iki kuramı ele alalım, kapitalizmin kendisi ve vahşisi. Milliyetçisi, Türk – İslam sentezi ne ekonomik öngörüsü ne derin anlamda insanlık olgusu, onuru. Toplumsal dışkının, O “özel” yaratıkların esirisin, popülizm. Yönetiliyor ve yönlendiriliyorsun, koyun misali. Çobanın kuzucukları ve koyunları, meee, meee, meee, davarları, inekleri ve öküzleri (!)
İnsan ve onuru, insan ve Atatürk milliyetçisi…
Farkı…
İnsan olan haksızlığa, sömürüye, aldatılmaya, kandırılmaya karşı durmaz mı?
Vicdan sahibi değil midir?
Vicdan nasıl kabul eder kendin lüks içinde yaşarken seni oralara getirenin sürünmesini…
Atlarından kalma değerlerin, hatta dininin bile “yeniden” yorumlanmasına?
AKP’si, Y-CHP’si, MHP’si…
Hepsi, istisnasız hepsi sömürür seni…
Hepsi farklı orospular, kahpeler, kancıklar…
Sömürür, dini duygularını, milliyetçilik anlayışını, Atatürk’e karşı sevgi ve saygını…
Sömürür, seni, evladını, istikbalini, istikballeri…
Bunaklar, haninler, soysuzlar sarmış etrafını…
Uyan, aç gözlerini, başkaldır Turbo kapitalizme, inançsız, dinsiz, Allahsız dincilere…
Sahte milliyetçilere, başkaldır ve hak ettikleri dersi ver, bas oturdukları, yaşadıkları yerleri…
As…
Asacaksın hepsini, toplumun dışkıları – yaratıkları, uyuttu ve boğdu seni!