Gerisini bilmem ama

Orospulukta her türlü rekoru kırıyorlar…
İnsan olan…
Bakacağı yüze tükürmemeli, herifleri Nazi yap…
Adamlara demokrasiyi öğretmeye çalış, hakaret et…
Her türlü laf et, ondan sonra hiç bir şey olmamış gibi…
Demezler mi yaratığa, s.ktir git ulan hayvan…
Çıktığın mağaraya geri dön!

Tayyipistanın, Almanya ile bir sorunu yokmuş muş, muş, muş…
Muş, muş işte, muş, muş…
Canı yine g.t yalamak istedi herhalde!

oku

Und immer lächeln

Günaydın Türkiye, günaydın dünya…
Yeni yılınızda, yepyeni bir başlangıçta…
Dualarım, en iyi dileklerim, temennilerim sizlerle…
Öyle diyor komşu bu sabah beni görünce…
Dükkândayım, bitiremedim bitirmem gerekenleri. Emekliyim ama…
Ya gerçek veya bana öyle geliyor, beş – on kişinin işi üstümde. O kadar yoğunum, o kadar yapmam, koşturmam gereken yer var ki bin parçaya bölünsem, altından kalkamam.

Sağlık…
Evet, sağlıklı olsam, eskiden, gençlikte vardı tabii…
Koymuyordu…
Üstesinden geliyordum, altından kakabiliyordum…
Artık…
(…!!!)

Evet, gülümse…
İnan…
Yüreğim gülümsüyor, yüzüm başka bir şey dese bile. Her adım, en ufak bir hareket…
Ve canım hayal bile edebileceğinden çok acıyor. Gel de gülümse…
Uyuşturucu ya, uyuşturucu bile fayda etmiyor!

Iran dostlar, Iran…
Komşuların ocağına tek tek ateş düştü…
Kul eliyle, maşalar sayesinde…
Ve bir maşa başınızda!!!

Sözlerine inanma…
Bak, gör, düşün ve hiçbir şeyine inanma!!!

Dememişiydim ben size…
Bakma, aldırma höt – zöte…
Rusya örneğinde olduğu gibi, genelde Avrupa karşısında ama özelde Merkel önünde geldi yine dize…
Fransa ziyaretinden sonra elbette, eninde sonunda Almanya…
Komşuda pişer bize de düşer, eski bir özdeyiştir…
Türk’ün karakteristik özelliklerini dile getirir…
Komşunun ocağına ateş düşünce…
Elbette kıvılcım, hakkımıza düşen gelip bizi bulacaktır…
Nasiptir bu…
Kimse kimsenin nasibini, riskini yemez, yiyemez…
İlahi adalet tecelli ettiği gibi, akılsız başında cezasını bacaklar çeker…
Dünya tersine döndü dostlar, g.tler baş oldu kıllar sayesinde, SEN…
Yeter ki kötü oyuna, hayata gülümse…
Gün gelir her şey düzelir elbette!

Iran

Kötü şeyler oluyor, çok kötü…
Ölümler, tutuklamalar…
Allah cümlemizi ve ülkemizi korusun.

Tüm okurlarıma, özellikle sana

Allah…
Sağlıklı, bereketli, kazasız – belasız bir yıl nasip etsin. Allah öncelikle evlatlarımızı, canımızı, malımızı, sevdiklerimi, vatan ve milleti, tüm kolluk kuvvetlerimizi, kısacası cümlemizi, tüm insanlığı korusun. Kaldık delilerin eline…
Allah…
2018 senesine girmemizle birlikte bizleri AK Terörden kurtarsın, bizlere birlik ve dirlik, akıl ve fikir versin.

Sana da kadın, sana ve senden olana, sevdiklerine…
İnatçı keçim, tatlı su manyağım benim. Bak Allah’ın adını veriyorum, bakmıyorum, girmiyorum O
FaceBOKA. Uğraşma benimle, uğraşma…
Kalbimdesin, kalacaksın…
Çeyrek gibi yürekle sevdim seni.

Öptüm papatyamı…
Derin, derin içime çektim gülümün kokusunu, hasret kaldım kirazlara…
Borcun var bana unutma…
O elmacık kemikleri çok kötü ısıracağım, söz verdim sana!

Bana hatırlatıp durma…
Sözüm söz ama…
İnan yetişemiyorum, tahmin edebileceğinin çok ötesinde kötüyüm. Sabahtan beri dükkânda…
Bitmiş vaziyette geldim eve, bir bıcı bıcı, biraz dinlenme…
Anca geldim kendime.

Yok kadın…
Benden kimseye fayda yok artık, bitmişim…
Ölüm…
Bekleyene gelmez derler, 2018’de yapışacağım hayata…
Bakalım, belki…
Seviyorsan, yüreğin yüreğimse dualarını eksik etme, bitsin bu çile!!!

Allah tüm dualarını, gönlündekilerini nasip etsin sana, dikkat et kendine.

Bu kadar yazdım, dil döktüm…
Anlatmaya çalıştım, insan insandan beslenir diye…
Soyutlama…
Ayrıştırma…
Devamlılık esastır, birisi atar bir fikir ortaya…
Medeni olan, düşünen insan bu fikri geliştirir, mükemmeliyete eriştirmeye çalışır…
Türk – İslam sentezi diye uyuşturdular kafanı, aldılar olmayan aklını…
Allah’a inanıyorsan, kitabına, kitaplarına ve de elçilerine bilmen gerekir son sesleniş Kur’an-ı Kerim…
Son Peygamber Hz. Muhammed…
AYRIŞTIRMA…
Şeytan ayrıntıda gizlidir, ayrıntıyı gör, bütünü anla…
Kendini bir b.k sanma!

Musevi diye, Hristiyan diye, Alevi diye, Yezit diye ayırma!!!

Geçmişe mazi derler!!!

Ulan bırak şu Osmanlıyı…
G.tüne yapışma, geçmişin görkemi geçmişte kaldı…
Sonunda bunu da yaptınız ya, artık her şeyi bekle…
Fatih Sultan Mehmetli’de Müslümanlıktan çıkardınız ya…
Helal olsun size(!)

Geçmişten ders al, geçmişini bil…
Bak önüne…
Geleceğe!!!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
Ve arkadaşları ve geçmişten günümüze şehidimiz, gazimiz meşale bize!

Yazık olacak, yazık

Görüyorum, biliyorum…
Okuyor, araştırıyorum…
Öyle…
Bildik insanların düşünceleri değildir özümsediğim. Yıllarını vermişler, yıllarını…
Think Tankler…
Kimi kurum ve kuruluşlara mensup…
Ölümle kanka kişiler.

Korkuyorum, ürküyorum, endişeleniyorum…
Ben…
Sadece bir çeyrek, yok ki gücüm kuvvetim…
Sadece uyarabilir, anlatabilirim…
Yazık olacak ülkemize…
Kurtlar sofrasında, masada…
Kendime yok ki faydam…
Nasıl engelleyebilirim?

Göz göre göre geliyor felaket…
Yıllar öncesinden, bundan onlarca yıl öncesinden niyet…
Kürt dediler böldüler…
Türk dediler böldüler, Müslümanı bile mezhep dediler, tahrikat dediler böldüler…
En son…
Bir milleti ayrıştırdılar, onlar dediler, biz dediler böldüler…
Türk’ün özü olan sevgiyi, saygıyı, aile birliğini…
Unutturdular, bencilliği, maddiyatı öne çıkardılar…
Emeği, helali, alın terini kin ile nefret ile değiştirdiler…
Evet, göz göre göre geliyor felaket ve ben seyretmeye mahkûm, üzgün, korkulu…
“Son bir feryat”, bir imdat haykırıyorum…
Türk…
Gezi ruhu, birliğin getirdiği dirliği hatırla…
Çık sokaklara, korkma…
Dur de bu pis, iğrenç oyuna…
Senin kanın akacak sonunda!

Ve sıra Iranda

Adım adım, yazmıştım yıllar öncesi…
Bir Iran kaldı ondan sonra Türkiye…
Kürdistan kurulacak…
BOP eş başkanı vazife başında, Türkiye Cumhuriyeti yıkılacak…
AB(D) kazanacak!

Henüz vakit var…
Gör Irak’ı…
Gör Suriye’yi ve hatırla…
Yık Ak Sarayları, yık kirli planları başa!

Çiğnetme topraklarını yabancı postallara!

Matematik

Kendi kendime kızıyorum…
Neden şimdiye kadar aklıma gelmedi diye…
Kalitesiz pezevenk işte…
Matematiğin evrensel kuralları vardır, fiziğin…
Zibidiler akıllarını bozmuş FETÖ ile…
Paralel aşağı paralel yukarı, birbirine paralel giden…
Asla ve kata bir araya gelmez, gelemez…
O halde…
Madem bunlar paraleldi nasıl oldu da devlet kurum ve kuruluşlarına nüfus etti?

Tayyipistanda…
Yalanın bini bir para…
Rezillik çıkmış ayyuka…
Hırsızlık, dolandırıcılık arzı endam eder AK Sarayda!

Homeros, Büyük İskender, medeniyet denilen ve insan

Homeros…
Ilyada da, Odysseia’da anlatıklarıyla dünya literatüründe şüphesiz yerini almış bir insan…
Okudunuz, okumadınız orasını bilmem AMA okuduysanız…
Homeros bu destanlar ile…
Bizlere ne anlatmaya çalıştı?

Anımsamanız için…
Hani Truva falan!

Şu Yunan…
Estetik anlayışıyla, düşünürleriyle, mücadeleci ve savaşçı hayat anlayışlarıyla…
Bilime, sanata, tıbba, spora ki savaşa hazırlık aşaması olarak gördüğü anlayışıyla…
Olimpiya…
Yine askeri yapıya sahip, disiplinli mi disiplinli ve son derece kattı Helenlerden olan Sparta…
Falanks savaş stratejileriyle Roma lejyonlarına (Kaplumbağa stratejisi)…
Yine demokrasileriyle, Roma’ya ve Roma hukukuna örnek olmuş bir toplumdur…
Ve yine bati medeniyetine dahil dediğimiz toplumlar bu hukuk ve yaşam tarzı anlayışını kısmen, günümüze kadar sürdürüyorlar.

Odisseas’i…
Anlatırken Homeros, akılcılığı, mücadeleyi, hasret ve özlemi, sadakati, yaşam ve ölümü, sevginin kendisini, özünü, bir insanın dayanma gücünü…
Bir erkeğin ki erkeklik vasıfları arasında sayılır güç ve güç kullanmak…
Aslında…
O günlerin ulaşım imkânlarıyla iki hafta kadar sürecek bir yolculuğu, yıllara yaymasıyla…
Ve yine Odisseas’in evine geldiğinde karşılaştığı manzarayla…
Aradan yüzlerce, binlerce yıl geçmesine rağmen sanki bugünleri anlattı, anlatıyor.

Erkek egemen bir topluluktur insan…
Ve erkek ve toprağı…
Erkek ve evi…
Erkek ve kadını…
Çocuğu, vatan ve milleti…
Evet, erkek eninde sonunda yuvasına, toprağına dönüyor…
Peki…
Döndüğünde…
Her şeyi bıraktığı gibi mi buluyor?

Zaman, göreceli…
İnsan…
Değişken, tabiat denge ararken, insan dengeyi bozuyor.

Yine Büyük İskender…
Zamanının en büyük düşünürlerinden olan Aristoteles (Aristo) tarafından eğitilmiş bir insan…
Babası tarafından bir noktaya kadar aşağılanan, hor görülen bir varlık…
Yetiştiği ortamın bir ürünü…
Rekabet, her şeyde, her konuda birinci olmak…
Bilinçaltına yerleşmiş, kişiliğini oluşturmuştu…
Evet, Yunanda rekabet anlayışı normalin çok üstünde bir değer ve önem taşıyordu…
İkinci olmak, üçüncü olmak…
Bir utanç vesilesiydi, belki inanmayacaksınız ama spor müstakarrında birinci olamayan insan utancından bucak bucak saklanacak yer arıyordu.

Bir şeref, bir haysiyet meselesiydi birinci olmak!

Ve Büyük İskender babasının ölümünden sonra çıktı yollara…
Dünyanın en büyük imparatorluklarından birini kurdu…
Belki…
Bilmiyorum Aristo’nun etkisi mi, bence yani, belki…
En başta, Yunanın en büyük düşmanı Persleri yendikten sonra, girdiği her yerde…
Mevcut düzeni bozmadan…
Kendi adamlarını başa geçirip medeniyetler üstü, medeniyet ve kültür çatışması yaşanmayacağına inanarak bir düzen kurdu. Belki yaşının etkisi, çok gençti, tecrübesiz ama şüphesiz bilgili…
Ölümün soğuk nefesinin her an her yerde beklediğini belki düşünemedi, hayal edemedi…
30’lu yaşlardaydı öldüğünde, IHMAL ETTI…
Geleceği sevk ve tayin etmedi zamanında, ARDINDAN ONU IZLEYECEK OLANI saptamadı…
Birçok yoldaşını öldürdü, öfke nöbetleri içeresinde…
Ve ardından kurduğu imparatorlukta çok dayanmadı, yıkıldı.

İnsanlar yine ayrıştı, toplumlar ayrıştı…
Tutmadı bu mantık, bu düzen…
Belki Aristo’nun etkisinde kalarak böyle bir düzen düşünmüş olabilir…
Tutmadı, güzel bir örnektir…
Eski Yugoslavya, Tito’nun ölümünden sonra(!)

Ve Roma…
Bugüne kadar gelebilen bir medeniyet, bir kültür, bir anlayış…
TEMELINDE ne yatıyor biliyor musuz?

Romalı olmak, özgür Roma vatandaşı olmak…
EŞITLIK!

Doğa kanunudur…
Tabiat ve denge…
Her güce eşit bir karşıt güç oluşmalıdır, oluşur…
Sicilya adası vesile…
Roma İmparatorluğu ve karşısında Kartaca…
Hani Hannibal, filler ve Alpler…
Kartaca…
Bir esnaf birliği, çok ama çok büyük esnaflar, ticaret…
Para gani, nüfus öyle. “Tüm” Akdeniz onların “emrinde”
Sicilya adası çok önemli bir üs, girince Romalılar oraya, kendi topraklarına birkaç kilometre…
Haliyle kıyametler koptu…
Paran olsa ne yazar, nüfusun olsa ne olur?

Romalılar…
Yapıtlarıyla, sanat eserleriyle…
>>> yeraltı ve yerüstü <<< su kemerleriyle ki biri hala çalışır vaziyette…
İsimlerini, insana, insanlığa hizmet ile yazdırdı tarihe…
Dünya bakıyor Roma’ya, onlardan esinleniyor…
Para ve nüfus tarih kitaplarında!

Tüm bunları neden yazdım ne anlatmak istedim size?
Umarım anladınız ne demek istediğimi, inşallah anladınız.

Oku ()