Hem gülüyor hem anlatıyor. Öyle güzel anlatıyor ki saf, saf çocuklar yere yattı gülmekten. Sisi meselesi, ben…

Hala kendimi Süpermen sanıyormuşum…
Kahvaltıdaydım…
Hanımda dedi dün zaten…
“Her şeyin üstleniyorsun…”
Keyfimden!?!

Yeminle bak hatırlamıyorum, kardeş küçükken ve hala…
Avusturya kraliçesi Sisi hayranı…
Kardeşle araba ile Türkiye’ye izine gitmişiz, yeminle hatırlamıyorum…
Sadece ikimiz…
Avusturya’yı çok seviyor ya…
Yarım günlük gecikme pahasına, O gündüz gözüyle Avusturya’yı görsün diye…
Biz Avusturya’dan geçerken uyukluyormuş, başı öne düşecek gibi oldukça…
Yiyormuş benden tokadı ağzına…
Karıya bak ya, hem gecikmeli gidiyorum, günler sayılı hem uyukluyor!
😊

Bu sözleri çok nadiren duyarsınız ağzımdan veya okursunuz kalemimden…
Ağacı kesmek için gelen çocuklar, bakma çocuk dediğime, 30 – 35 yaşlarında…
Evli, çoluk çocuk sahibi…
Aldıkları her kuruşu hak ediyorlar, her bir kuruşu…
Ağaç 17 metre dolaylarındaymış, 3 metreküp odun çıktı…
Yüzer liradan üç yüz, elli liraya kestirmiş oldum ağacı(!)

Korkudan aklim gitti, insanlara…
Etrafa bir şey olacak diye, nasıl kalkarım üstesinden?

Diğer ağcılarda bu boyda, kendi küçük ormanım…
Kabaca kestiler…
Ne sobalık ne şöminelik, haftaya…
Hafta boyunca kendim küçülteceğim. Bir şekilde spor yapmam gerekiyor, bir şekilde…
Çok fena hamaldım, yok kiloma dikkat ediyorum…
Olmasa bile artık hatunlar ile ilgim, kiii…
Yeminle…
Bilimsel, anatomik araştırmalar yapıyordum hep…
Doktorculuk oynuyorduk…
😊
Bilim adına fedakârlık gösteriyordum yani…
Kiloma, çoğu zaman üstüm – başıma dikkat ederim.

Ağaçkakan, ağaçkakanın geometrik çalışmasına bakar mısınız?
Resmen dört köşe!

Kendim kesmeyi düşünüyorum…
Dedim de bu sabah kahvaltıda, bir gülüşme…
😊
Cesaret edemedim, hanıma dün telefon ettim…
Kadın…
İyi ki kesmeye kalkmamışım!

Bu şekilde kesmeyecektim zaten, onlar profesyonel…
Türk usulü, Önder işi…
Altında kalabilirdim de yani, beş parçada ağacı kestiler…
Ben beş metreden bir keresinde!

Kendimi de dahil ederek…
KENDIMI…
Bizler böyleyiz, sanıyoruz ki her b.ku yapabiliriz…
Yap da göreyim, bende en azından gerekli hallerde mantık giriyor araya…
Kendime dur diyorum, YAPAMAZSIN…
Üstesinden gelmezsin!
NOKTA

Ruh ikizim, badem gözlü ruhu sapığım

Çok tehlikeli bir kadınsın…
İtiraf etmeliyim…
Şimdiye kadar hayatıma giren en tehlikelisi, hem akıllı…
Hem…
Duygusal yönden bir kadın, çok, çok, çok tehlikeli…
Adanalı seni…
😊
Adana’nın acısı, baldan tatlı!

Evet…
Bence de danışıklı dövüş, müsaade et yazayım düşüncelerimi!

Senaryo üretmek, görevim. Hayal ürünleri, uçuk – kaçık değil veri bazında, gerçekler temelinde olasılıkları tasarlayarak gereken önlemleri almak

Bunun için eğitildim…
Evet bir kuram, henüz kimi soruların cevabını bulamamış olsam bile…
Dönen dolapları anlamak, en azından anlamaya çalışmak azmindeyim…
Kimi tezatlar var, çelişkiler…
Ancak unutulmamalı ki karşımızdakiler bildiğimiz akıl, mantık süzgecinden…
Deneyimler ile, bazen, kimi acı tecrübeler ile elde edilen ve uygulamaya konan “geleneklerden” çok uzak!

Tekerleği…
Yeniden, yeniden, yeniden icat etmeye çalışanlar!

İlk anda düşüncelerim uçuk gibi gelebilir size, üzerinde düşünecek olursanız…
Hani, belki hemfikir olabiliriz.

Arap gazeteci…
Ve…
Tabii ki bir kimsenin yabancı bir ülkede > siyasi nedenler ile < öldürülmesi küçümsenecek bir şey değildir. Ama Washington’dan, İstanbul’a yönlendirilmesi…
Bu pezevengin dünya çapında imaj yitirmesi ki uluslararası basından bu konuda çok takdir toplamış…
Ve yine >>> görünürde <<< ABD – Suudi ilişkilerinin üst düzey bir dönemde olması…
110 milyar dolarlık silah ticareti…
Sonra damat meseleleri…
Trump damadı ve Suudi ilişkisi, Israil ile samimiyeti…
Bizimkini şimdilik geçelim, milli ve de yerli damadı…
Bu ve buna benzer birçok şey aslında düşüncelerimi çürütecek nitelikte…
Buna rağmen yazmak istiyorum aklımdan geçenleri!

Durup dururken, ya hiçbir neden yokken…
ABD’nin daha doğrusu Trump’ın Iran konusunda Tayyipistan’a imtiyaz tanıması…
Nasıl değerlendirilmeli???

Tabii doğruysa, bilmiyoruz ya bademlerin söylemesi…
Okyanus ötesi için iki önemli etken dikkate alınmalı…
Söylenene, haberlere bakılacak olursa şimdiye kadar hiç görülmemiş bir şekilde…
Gelecek seçimlere katılım varsayılmakta…
DIKKAT…
Hep yazarım, hep söylediğimdir…
Batılı siyasetçi…
Tövbeler tövbesi, Allah’tan korkar gibi kendi ve / fakat / AMA…
Dünya kamuoyundan korkar, çekinir yani. Tabii öncelikle kendi muhtemel seçmenlerinden…
Entelektüeller…
Yok entel, dantel geçinenlerden bahis etmiyorum…
Trump zorda…
Yemen gibi konular, özellikle bebelerin aç – susuz kalması bati kamuoyu vicdanini çok rahatsız etmekte. Sonra…
Birdenbire ABD ve Çin’in öpüşüp – koklaşması…
Tüm bunlar entelektüellerde rahatsızlık uyandırmakla birlikte, bizim aksimize…
Bu insanlar kendi kamuoyu üzerlerinde etkili…
VE…
Kimi önemli basın kuruluşları, görsel veya basili bu görüşleri paylaşmakta…
Kısacası…
Kamuoyu oluşturuluyor. Yine hep yazarım…
Bizler burnumuzun ucunu bile kimi zaman göremezken…
Batılı…
Siyasetini kısa, orta ve uzun vadeli gerçekleştirmekte…
Al gülüm ver gülüm meselesi…
Kahpedoğan için imaj düzeltilmesi, mükâfat Iran ile ticarete devam…
ABD, Trump için…
TÜM DÜNYA NEZDINDE, diğer batılı müttefikler ile birlikte…
>>> Suya, sabuna dokunmadan <<<
Suudi köpeklere gözdağı!

UNUTTULMAMASI GEREKEN ve hep aklınızın bir köşesinde bulundurmanızda fayda olan

ABD’de…
Köklü bir devlet devamlılığı esastır…
Öyle Trump veya kahpe gibi…
Bizde olduğu gibi bir zibidi gelip ortalığı tarumar edemez…
O karar alabilir, kimi g.t kili uygular AMA devlet kurum ve kuruluşları…
Özellikle istihbarat ve güvenlikle ilgili birimler > el atlından < kendi gerekli gördüklerini yaparlar…
Ve bu durum çok bariz bir şekilde ABD’de dışa vurmuş vaziyettedir!


Bak unuttum…
Halk Bank, Atilla meseleleri gibi…
Döviz…
Hiza kardeşim hizaya sokma…
Alt tarafı bir ayı, bir Kasımpaşa ayısı…
Güce boyun egen bir ezilmiş…
Güce biat edinmeyi kendine ilke edinmiş!

Allah’a çok şükür, çok şükür Allah’ıma

Kazasız, belasız kesildi ağaç, korkudan üç buçuk attım…
Ne dua ne dua, ne dualar…
Yüreğim ağzımda…
Yeni geldim, korkudan, heyecandan ilaçlarımı unuttum…
Iki saat gecikmeli içtim, zaten berbattım…
Sahken şahbaz oldum.

Gerisi yarına veya biraz daha iyi olursam…
Çok kötü!!!

Ne yapayım kardeşim söyle ne yapayım?

Tutuklayacak mısınız beni…
Tayyip zindanlarına mı atacaksınız?

Unutmayın emi Diyarbakır zindanlarını, ölürüm, dayanama…
Ama…
Gebermeden oradakileri öyle bir eğitirim ki…
Görürsünüz ananızınkini!

Aramızdaki BÜYÜK fark

Kudüs…
Kısmetse gün içinde. Ağaç kesilecek bugün. 10:30 demişlerdi…
Allah kazadan, beladan korusun. İnşallah bir terslik olmadan atlatırım.

Tarifi mümkün olmayan bir şekilde uyandım. Her bir kemiğim…
Her yerim…
Çok bıktım, duacıyım…
Allah’ım
Al emaneti, al. Artık bu yükü taşıyamıyorum. Canım çok acıyor.

Yıl 1952…
Tanunusstein’de Aar Falke kulübü kuruluyor. Bir atıcılık kulübü…
Adını…
Yerleşim yerinin ortasından akan küçücük dereden alıyor, Aar…
Falke…
Şahindir Türkçesi. Yani Aar şahini(!)

O günlerden bugünlere ILK ve TEK özürlü üyesiyim kulübün…
İnsanlar kulüplerinde benden öncesi özürlü, istersen engeli de görmemiş…
Yaşamamış…
Ne demek olduğunu bilmiyorlar. Zaten şans mı şansızlık mi bilmiyorum…
Görsen…
Bunun neresi özürlü dersin, içim…
Görünmeyen yanlarım!

Bin dokuz yüz seksenli yıllar…
Boklu derenin ötesinde, gece yarısı silah sesleri…
İstanbul – Merter, ortaokul öğrencisiyim. Karıştım sağ – sol davasına…
Gençlik işte…
Ne biliyorum, ne b.ktan anlıyorum?
Macera!

Siyasete atıldığım yıllar, bulaştığım de…
Evet…
İnsan bok kuburuna düşer ya, bulaşır pislik her tarafına…
Aynen öyle…
Silah…
O zamanlardan.

Ben…
Sadece söylerim, yalanı bilirim ama yalan söylememeye çalışırım…
Dedim ya sadece söylerim, ispat etmeye uğraşmam!

Bu dünyada tek insan vardır, TEK…
İspat borcum olan…
Kendime…
O kadar!

Neden Alman, Almanda bizler böyleyiz?
Her b.ku bilir, her b.ku yapabileceğimizi sanırız?
Neden???
Neden kardeşim neden?

Neticede…
Neredeyse her şeyi yüzümüze, gözümüze bulaştırıyoruz…
Al…
Şahitli, ispatlı. Zibidiler siyasete atılıyor, bir b.k biliyoruz hesaplarındalar…
Sözde…
“Dava adamı!?”
S.kerimmm davanızı!!!

25 metreden…
>>> Desteksiz <<< ayakta, silah 1 kilo.

10 metreden…
>>> Desteksiz <<< sadece oturarak, silah 1,5 kilo

Kulübe üye olduğumda, HEMEN dedim adamlara silah kullanmasını biliyorum…
Fena sayılmam, uğraştırmayın beni…
En güzeli hemen verin ruhsatımı…
😊
Veremezler tabii, isteseler bile veremezler…
INANMADILAR BANA…
Haliyle “antrenmansızım” yavaş yavaş açılıyorum…
Veee…
Vermemekte haklılar!

Neden mi?
Anlatayım efendim, anlatayım ki anlayın…
Öğretmişlerdi zamanında…
Vurabilirsen kafadan…
“Anadan dogma” bir kabiliyet de…
Oldum olası fena sayılmam, en azından oturmama “izin” veriyorlar…
Onu da herkes hoş görmüyor, bakışları bir görseniz, söylenenleri, fısıltıları…
Hani ruhsat meselesi olmasa, alin kulübünüzü münasip bir yerinize sokun diyesim geliyor…
Yok…
Kafaya koydum, YASAL olarak hem orada hem burada silah ve ruhsat sahibi olmak istiyorum…
Artık kapasitem…
Bir şarjör, o da silah ağır olmazsa. Benim alışık olduğum silahlar şarjörsüz 800 – 900 gram…
😊
Tam otomatiği nasıl özledim anlatamam…
Kat mermiye göre 50, 60 ile 200, 250 gramı üzerine…
Al sana bu benim kaldırabileceğim yük…
İlk mermiler hedefini bulmalı, bende ilk 3 – 5 atış. KESIN…
Desteksiz…
Atış yaptıkça yoruluyorum, gücüm tükeniyor ellerim titremeye başlıyor…
Evet kardeşim, sadece bir çeyreğim!

Delikanlı yirmi yaşında…
Çok efendi bir çocuk, gerçekten seviyorum. Güler yüzlü, konuşkan…
Alman…
Avcı olmak istiyormuş…
Kulübe bu yüzden katılmış, ruhsat meselesi…
DIKKAT
Önce bizi anlatayım, varsa paran, varsa tanıdığın, dayın…
Amcan falan…
Gider alırsın yivli – yivsiz tüfeği düşersin yollara, öyle değil mi?

Biliyorum, abarttım…
Son senelerde istiyorlar bir şeyler (en azından bizim oralarda öyle, dere balıkçılığı için isteniyor) AMA neden yazdım dayıyı, amcayı?

Ne bir liyakat denetlemesi ne imtihan ile ehliyet…
Ben balık ruhsatından biliyorum, eskisiyim…
İmtihan olmam gerekmemişti, artık sadece balık tutabilmen için ki…
Ya balık içinde imtihan olumuymuş deme…
GEREKLI…
Almanya’da tek istisna deniz balıkçılığı, ona ruhsat gerekmiyor…
Çocuk anlatıyor…
Alman ormanlarında yaşayan TÜM hayvanları ismen bileceksin…
ÖZELLIKLERINI…
Ne zaman avlanabilir ne zaman av yasağındalar, yavruluyorlar bileceksin…
DIKKAT…
Her bir hayvanın yakalanabileceği hastalıkları, insana zararı…
Ve buna benzer daha neler neler…
Kısacası…
Kardeşim bilgili ve bilinçli yapılıyor yapılanlar…
Eğitim, eğitim, eğitim!

Bu yüzden kimi milletler çağdaş medeniyet düzeyinde yaşıyorken…
Altyapı, bizler…
Ortaçağda çakılıp kalıyoruz!

Yeter ulan yeter, sikerim Cemalinizi

Sanki dünyada sadece gazeteciler insan…
Her Allah’ın günü kadın ölüyor, erkek ölüyor…
Çocuk ölüyor çocuk, bebeler hem de açlıktan susuzluktan…
Yeter…
Suudi köpekler Yemende katliam yapıyor…
Silah satışlarına tam gaz devam…
YETER!

Timsah göz yaşları, sikerim Cemalinizi!

Tövbeler, tövbesi…
Ölmüşün ardından, yeter ya yeter…
Stres Testi…
Avrupa bankaları, İngiliz ve Almanlar tehlikede…
En kötüler arsında Deutsche Bank’da var, Deutsche Bank demek Almanya demek!

Eyalet bankaları…
Benim ve kardeşin çalıştığı HELABA aralarında…
Allah…
Cümlemizi korusun, kadını…
Bebeleri!

Ben gidiyorum pıka, pıka yapmaya!

Unuttum

Gençler…
Özellikle sizler için yazmıştım yazdıklarımı, hele hayata yeni atılan çiftler…
Unutmayın emi…
Bizlerde bir zamanlar sizlerin yaşındaydık. Maddiyatsızlığı…
Çok iyi bilirim. İsteyip de yapamamayı…
Gönül neler istemiyor ki?

Vay vay’ı…
5mm kalınlığında oluyor yapıştırma fayanslar. İyi yapıldığı takdirde “gerçeğinden” yok farkı…
Bunu bana bir Polonyalı öğretti, bir tanıdığın evini yapmıştı…
Göstermişti…
Banyo, tuvalet ve yerler gerçekten büyük para yiyor…
Ve…
Teknolojiler, çözümler sürekli gelişiyor!

Söz vermiş olmayayım, bitiremeyince üzüntüsünü yaşıyorum…
Kudüs var daha sırada…
Ama neden Alman, Alman…
Türk ise Türk, neden onlar ilerlerken biz yerimizde sayıyoruz örnekleyerek anlatmak isterdim size…
Belki…
Bakalım, hoşunuza gideceğini sanıyorum…
Sizler gibi bir gençtir örnek vereceğim, oğlumdan da küçük 20 yaşında…
AMAAAA!

Geldim ama gitmem lazım yine

Hatırlıyor musun, beynim…
Belki inanmayacaksın bana, ben kendim anlamıyorum ki artık…
Tamam eskisi kadar değil, bu da bana vaziyetimin psikolojimle de ilgili olduğunu anlatıyor AMA…
İnan…
Allaha çok şükür son zamanlarda işler iyi kötü rast gidiyor, bayağı bir rahatladım…
Üzerimdeki yük kalkınca, ortalama 2 bin olan adımlar ikiye katlandı, çok zorlanıyor, yoruluyorum ancak iyi kötü yürüyebiliyorum. Baş dönmeleri…
Denge, gözler…
Arkaya doğru yıkılacak gibi olmam, hepsi devam…
Belki gerçekten gücümden ötesini istiyorum kendimden…
Ama…
Gör ve yapma, duramıyorum yerimde…
Benim işim tamam, kardeş…
Ahır…
En azından bir hafta gece, gündüz yakacak odun çıktı.
Biliyorsun her şey para…
Ve ben çalışamıyorum ki!!!

Ali…
Biliyorsun çok hasta, kardeş hangi birine yetişecek…
😊
Yanımdaki keza, ev – dükkan, ne yapsın kadın?

Söyle, hangi birine, hangi birine yetişsin?
Gel de otur, oturmam lazım, oturmam…
Kendimi yormamam lazım…
Ama yapamıyorum, bahçe rezil gibi, Tüm çöpleri attı herif ortaya…
Gidip odunları keseyim, yok testere ile, elektrikli…
Yorulmam yani…
Öte yandan kendimi mecbur his ediyorum yazmaya, mecbur…
Üzülüyorum ya üzülüyorum. Dün iyi haber kuzenden…
DEMEK KI HALA ADALET GIBI BIR ŞEYLER VAR, veya inanan insanlar, görevliler…
Temize çıktı çocuk, onunla birlikte biz…
Kiracı, vergi…
İmzada sahtecilik…
GÖR, BIL…
EMIN OL tüm rezilliğin, sahteciliğin farkında ol ve uyarma. Allah razı olsun insanlardan, okurlarımdan…
Geçen ay beş bin kişi artış gösterdiler…
Ben kimim, neyim ki?
İşte çeyrek usulü…
Olduğu kadar, kusura bakmayın, af edin beni…
Başımdaki manyaklar, sevdiklerim, SIZLER…
ÖNCE onlar!

😊