Tayyipistan…
Polis olayını çözdüm…
Neyse, önemli değil yani…
Amerikalılar…
Bakalım!???
Bende özledim seni!!!
Götler ve demokrasi üzerine
Öyle veya böyle, bir şekilde…
Götler adam sınıfına katılınca…
İş işten geçince ağlanma…
Dünyanın hali nice olur bilemezsin, güç denileni verirsen ellerine son tahlilde.
Kula veya kimi göte…
Kıl kulluk edip, biat edince…
Akıl denilen devre dışı kalınca, şaşma…
İşler rayından çıkınca.
Bir delinin kuyuya attığı taş misali, kırk akıllının taşı çıkaramadığını görünce afallama…
Demokratik bir sistem içinde bir götün eline verilen güç ile zarar, ziyan büyük olabilir, telafi edilemez hale gelir, bunu sakın unutma.
Prens ile görüşmeyecek serseri…
Maşasını bilemem, muhtemelen, dün yazdım…
Mide bulandırdı, bugün kongrede bile görüşülecek…
Eminim Tayyipistanin daha çok başını ağartacak…
Giderlermiş kendi yollarında, duyda inananıma…
İzinsiz…
Kenefe bile gidemezler, göbeğini kendi kesermiş, keste görelim, dolara baksana!
Çingene kızı, ilgililere teşekkür ederim
Yermekse yermek, övmekse övmek…
Gerçekten büyük bir başarı, milli değerlerimiz dünyanın dört bir tarafında…
Bunlar…
Milletin malı, coğrafyamızın tarihi…
ANCAK…
İlgili haberlerde dinliyor, görüyoruz ki ülkemizde birçok tarihi eser çürüyüp gidiyor…
Hassasiyet Osmanlı torunları, hassasiyet…
İlgilileri göreve çağırıyorum!
Ve bir kez daha kadın milleti, üçü birden kardeşim üçü birden
Erkekseniz tek tek gelin çeyreğin üzerine…
😊
Bu sabah annem, kıyametleri kopardı, “neden doktora gitmiyorsun?”
Hep söylerim, hep…
Benim jeton çok fazla köşeli, bir türlü düşmek bilmez AMA bir düştü mü de…
Hem vallahi hem billahi…
Şangur şungur…
Başımın tatlı belası, hani var ya bir 404…
Yok yanımdaki değil O en sona, “uzaktaki”
Kalbimin, beynimin her kıvrımındaki, ya kaç günden beri bir şeyler geveliyor bir türlü anlamadım…
Sonunda anlatmayı başardı meramını…
Vallahi billahi unuttum tatlım, yeminle unuttum…
O da doktor diyor, yanımdaki zaten dırdır dır, vır vırvır…
Ya O yanma, geçen gün gene bayağı bir cayır cayır AMA inan bana çok bıktım Gül Danesi…
Gitsem…
Sanki ne olacak? Yine hastane, yine bir sürü ilaç…
Yine yine yine…
Bilmiyorum bir tanem, inan bilmiyorum. Pika pika gitmedim, atacaklar beni kulüpten devamsızlıktan…
Bu hafta ikinci hafta, perşembe, cuma mutlaka gitmem lazım. Oma, çok yoruldum…
Gözlerim biber gibi yanıyor.
Yalancı…
Ama sadık sevdiceğim teşekkür ederim…
Gönüller bir gülüm, gönüller bir…
Düşünceler…
Ayrı olsak bile BIR ELMANIN yarısıyız sevgilim.
Ya kadın…
Sizlerin derdi hiç bitmez mi?
Wiesbaden’den geliyorum, bıraktım onu orada…
Eve gedildim, canım yeniden dışarıya çıkmak istemiyor…
Huyum kurusun, girdim mi dört duvarıma, evim, sevdiklerim…
Kalbimde olanlar…
Bir daha çıkmak istemiyor canım. NEDEN hepiniz böylesiniz, hiç bitmez derdiniz…
Yok saç boyam bitti, yok şu bu…
Hay ben sizin ananızı avradınızı…
AMA…
İyi ki varsınız, varsın dertleriniz hiç bitmesin siz, sizler olmasanız…
Halimiz nice olurdu, ben ne olurdum?
Söz…
Yarına ararım doktoru…
Kendine, evlada mukayyit ol, Allaha emanet olun…
Dualarımdasın, hepiniz…
Tekrar teşekkür ederim sevdiceğim, benimle bu kadar ilgilendiğin, beni bu kadar düşündüğün için…
Bil…
Bir mukabil!
Gelelim güncel siyasete…
Bak dikkat et, tuzak kokusu gibi geliyor bana…
Evet, prense, bu zibidiye ders ama bu tezgâh daha çok başımızı ağrıtacak galiba.
Aslında buydu vurgulamak istediğim…
Aklımda sevdiceğim…
İhtiyar teke deme, gönül kardeşim…
Kalp dediğin, bin bir oda…
Kadınlarım benim için birer kelebek ve bu bin bir oda içeresinde çok özel bir oda vardır…
Herkesin giremediği yatağım gibi…
Seçiciyim, çok seçici…
Kadının değerini bil arkadaşım, kadının gerçekten değerini bil…
Onlar olmasa…
Halimiz duman, darmaduman…
Onlar…
Bizi toplayan!
Bak bir kez daha devletin bahçesi, kaybetmek, beka sorunu yaratırmış…
Beka…
Artık siz takdir edin benim bu bekayı ne yaptığımı!
Kahpeye atfen; bu dünya ne sana, ne de bana kalmaz
Ziya Paşa
Âsûde olam dersen eğer gelme cihâna
Meydâna düşen kurtulamaz seng-i kazâdan
Anlamı: Şansın olsaydı kardeşim…
Recep Tayyip Kahpedoğan vakti zamanında gelmezdin dünyaya…
Şaka, şaka…
Arkası yarına!
😊
Ben gidiyorum pıka, pıka yapmaya!
Bütün gün sizinle mi uğraşacağım ya?
Jack
Bir o eksikti…
Neyse…
Bir yer buldum, aman o kadar güzel ki kocaman bir cayır…
Ne kendine ne başkasına bir zarar verebilir.
Nasıl kuduruyor biliyor musunuz?
Onu seyir etmek bile insana zevk veriyor. Hayvan deyip geçme, bir can…
Sadik bir dost, riya bilmeyen türden.
Bizim evde…
Yoktur senin benim, tabii kişisel ve cinslere göre değişen özel kullanım eşyaları…
O başka…
Jack evin köpeği. İki evin…
Belediyeden geldim, nihayet yaptırdım. Korkuyordum yakınacağım diye…
Köpek markası, yani vergisi. Senelik 66€…
Sonra…
Allah korusun kaza maza, hastalık. Bir ameliyatı 6000 – 7000 Euro’ya kadar çıkabiliyor…
O…
Can çekişirken nasıl seyrederim?
Ben bilmiyor muyum acının ne olduğunu?
Hastalık sigortası yaptırdım, ayda 17 Euro…
Bilmiyordum…
Bugün öğrendim, hani gezmeye götürüyorum ya herkes seviyordu onu daha bebe diye…
Koca herif oldu, sordum nereden anlıyorsunuz daha çok genç olduğunu?
Adam dedi yürüyüşünden, paytak paytak…
İnsan yavrusu gibi…
Canlının her türlüsü bir yerde sevimli…
Afedersiniz o.ospu karı misali, poposu bir o yanda bir bu yanda…
Öff ne kıvırmak, kalça diyeceğim geliyor…
Öf, öf, öf…
Benim diyen hatun bu kadar kıvıramaz.
Kardeşte yaptırdı genel sigorta, hani hasar, zarar verir diye…
Kaç para verecek bilmiyorum, hastalık sigortası civarında olsa gerek…
Ne yapalım kardeşim çocukların hatırına…
Sonra…
Bana çok iyi geldi, gülü seven dikenine katlanırmış misali!
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir
İbaresinin altında konuşuyor Sayın pezevenk…
Soruyor, hatırlatıyor benim ruh doktorum, borçlar ne oldu, döviz falan…
Borsa…
Cevap vermiştim geçenlerde ona, tatmin olmadım tabii kendimde…
Kısa bir araştırma, bak sen şu işe…
Devlet tahvili derler buna, devlet bonusu olarak da geçer…
Türkçesi…
Bir devletin bir seneden uzun olmak üzere faiz karşılığında aldığı borçtur…
Yani…
Alınan tedbirler ile devlet ve vatandaş arasındaki >>> döviz rekabeti <<< sonlandırılmakla birlikte, böylelikle döviz ona kaldı, efendi (bilerek küçük yazdım) borcu borç ile ödeyecek…
Bugün ilk yayınladığım çizelge, grafik onun göstergesi…
Bilgilerinize.
Esip gürlüyor her zamanki gibi…
Kime karşı?
ABD’ye AMA numara, izin verilenin bir ötesine çıksın bak gör döviz ne oluyor…
Ve…
Tüm bu oyunlar, bu rezillik, bu sefaletin göstergesi…
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir
İbaresi altında yapılıyor!
Not:
Komalardayım…
Biraz dinleneyim başladığımla devam.
Araya başka muhabbetler girince aşk bitermiş derler; ÖLÜMSÜZLÜK
Merak etme…
Türkçülük, bu sefer ipin ucunu kaçırmamak için gereken tedbirleri aldım…
Yani istediğim anda bıraktığım yerden devam edebilirim. Kıyametleri koparıyor “yanımdaki”
“Hiç kendine bakmıyorsun, pijamalar ile çıkmışın!!!”
Bakmaya halim mi var?
Canım nasıl acıyor biliyor musun?
Bugün Oma…
Giyisilerim dükkânda, üstümü değiştirip gideceğim tabii. Yani biraz düzelebilirsem yapacağım bunu…
Yoksa…
Yatak, koltuk arası yine mekik dokurum. İnsanın kaba etti de acır mıymış…
Yeminle acıyor, oturamıyorum, yatsam…
Sırtım gebertecek beni. Göbek üstü, bu sefer nefes alamıyorum. Neyse geçelim!
Uzunca bir makale olacağa benzer…
Tepem yine çok fena attı, artık, sabahları haber izlememeye neredeyse yemin edeceğim…
O derece yani…
EVET…
Makale, yani bilgilendirme…
Bilgilerin, bilgilendirmenin ağırlıkta olduğu bir yazı şekli, 3000 Euro…
S.kiyorlar milleti, kandırıyorlar genci…
Bir diğeri, okyanusun ötesinde 150 bin dolar karşılığında ölümsüzlüğü vaat ediyor…
Hangisine inanalım?
Otonom sürücülük…
Yani şoförsüz araç, yine Amerika’da ilk ölümcül kaza yaşanmıştı geçenlerde bu tür araçlar ile…
Teknoloji…
Hele yazılımların Kâbesi, Silicon Valley…
Juan Ponce de León…
Kimdir bilir misiniz?
Dikkat, dikkatinizi çekerim. Dünya çapında yine insanlığın bir özlemidir…
Bir hasreti…
Neler yapılmadı, neler harcanmadı bu uğurda…
Nice canlar heba oldu, yok herkes arar gerçek aşkı, sevginin en yalın, en saf en temiz halini…
Ölümsüzlüğü kardeşim, insanlık özlemi…
Coğrafyaya, kültüre bakmaksızın bir efsanedir, bir özlem…
Dini inançlara bile girmiştir, örneğin Hristiyanlıkta…
Hz. Isa’nın çarmığa gerilip, bir Romalı asker tarafından yanından mızrak ile yaralanması…
Kanının bu “kadehte” toplanması…
Müritleri peygamberin bardağında kanını toplamıştı…
Kutsal kâse (Heiliger Gral)…
Ölümsüzlüğü vaat eder.
Kaybolup gitti…
Yahudi kardeşlerimizin kutsal ahitti (Bundeslade) gibi, Naziler az aramadı…
Bu ahitti önünde taşıyan bir ordu asla yenilemezmiş…
Efsane böyle…
Evet, ORDU. Tayyip’in ordusu gibi. Kaza deniliyor, kaza…
Hep kaza olur zaten, ölen Mehmetçik…
Aslında ordu Tayyipistan vaziyetinin bir göstergesi, düşen uçaklar…
Patlayan toplar, mühimmat depoları, düşen helikopterler…
Hep bir gösterge, anlayana!
Kılavuzu karga olanın burnunun b.ktan çıkmayacağı gibi!
Kimi “kapasitelere” göre yani insanlığın ölümsüzlüğü aramasını kutsal kitabımızın Kehf suresinde (60-64) anlatmaktadır. Hani hep iddia ediyorum ya kutsal kitaplar roman gibi okunmaz diye…
Bir soruyu sordum cevaplamadım çünkü tüm sorular birbirleriyle bağlantılı…
Bir başka soru…
Bengi Su nedir bilir misiniz, yokkk…
Bir kadın ismi değil, aslında kulağa çok hoş gelen bir isim değil mi?
😊
1513 yılında Juan Ponce de León Bengi suyu (Jungbrunnen) aramış ama bulamamıştır, 60 küsur yaşlarında öldü…
Bir İspanyol konkistador…
Anneciğimmm..
Saat dokuza geliyor, Jack…
Bende aylak aylak kimi şeylere bakıyorum bir taraftan. Olmazsa öğleden sonra devam etmem gerekir!
Deniliyor ki…
İnsan bin sene kadar yaşayabilirmiş bu yöntem ile, donduruyorlar seni…
Düz hesap neredeyse eksi 200 derecede…
Örneğin kanser oldun, öleceksin, henüz ilacı, iyileştirici tedavisi yok…
İleride belki…
Çözecekler seni, sizi bilmem AMA BEN param olsa bile bunu yapmam…
Bir zaman çözüleceğim, sevdiklerim çoktan ölmüş, tanıdığım, bildiğim çevrem yok artık…
Dünya değişmiş…
İnsanlık, bilgi düzeyi ilerlemiş…
Beni çözecekler buzlardan, iyileştirecekler ve ben yaşayacağım öyle mi?
Sizi, sizleri bilmem…
Ben böyle bir hayatın içine ederim!
Bengi su, türevleri…
Mengü, Bengi, Bengü veya Mengi…
Özbeöz Türkçe kelimeler olup ölümsüzlüğü tarif eder.
Evet muhabbet…
Sevgi…
Ne güzeldir bu duygu, sevmek, sevildiğini bilmek…
Okşar insan ruhunu…
Bir “adam” hani var ya Kasımpaşalı bir > madam <
Milleti kandıra dursun, ülkeyi geriye götüre dursun, şimdiye kadarki kazanımları pazarlasın…
Ekonomik gidişatın önüne geçemediği için gençleri yurtdışına göndermenin çarelerini araya dursun…
İnsanlık…
Kaçıncıdır Mars’a ayak bastı…
Sevgi…
Aşka dönerse kardeşim, iki insan arasındaki ilişki…
Dünyada hiçbir şey o gözleri, başka muhabbetlerle boyayamaz ki!!!
Ben seviyorum milletimi, her ne kadar kızsam bile bu insanlara…
Aşığım vatan topraklarına…
Seviyorum…
Gençleri, henüz bozulmamış, hayat denilen kahpe ruhlarına işlememiş…
Sahi…
Sayın pezevengin bir uzay programı yok muydu, bilen…
Duyan var mı, o program…
Ne oldu?
Dün açıklama yapıldı…
Kredi kartları…
Kredi kartı ile izin, cep telefonu alınımının vadeleri uzatıldı…
Sen…
Cebinde yeterince nakdin olsa borç ile, taksit ile alır mısın?
Muhtemelen almayacaksındır, eh herkes bende değil, biraz da bu yüzden adım cimriye çıkmıştır…
Ayağımı yorganıma göre uzatırım, varsa yer, içer, alırım yoksa YOK…
Ve bana bağlı olanlarda buna uyarlar, uyacaklar!
NOKTA
Deniliyor ki…
“Kanmayın, aldanmayın” vesaire…
Kim diyor bunu?
Gençleri yurtdışına götürecek olan şirket…
“Biz barınmanıza kadar her şey ile ilgileneceğiz!”
“Kuruş almayacağız”
Tabii canım babalarının hayrına yapacaklar, eminim gelirlerinin bir kısmı Tayyipistandan…
Muhtemelen diğer bölümünü Almandan alacaklar VE ne yapıp edip bir şekilde de sizleri söğüşleyeceklerdir!
Gençler…
İkinci nesil gurbetçiyim, Allah’a çok şükür, kötü günler gördük ama velilerim ne yaptı etti ne beni…
Ne kardeşimi >>> ### olağan ### <<< Türk ve Türkiyelilerin yaşadığı >>> varoşlardan <<< uzak tutu…
Yeri geldi mütevazi bir yaşam sürdük, yeri geldi savdık, saçtık…
Allaha çok şükür, Allah her şeyi yaşattı, gösterdi bize…
Ama…
Bİr şekilde hep çalıştık, iğnenin ucu…
Bilgi birikimi, hafıza, deneyim ile paramızı, ekmeğimizi taştan çıkardık…
Bizler böyle büyüdük…
Herkes bu şansa sahip değildi, bu imkana…
Ne sefil yaşantılar biliyor musunuz, çalışmalarına, didinmelerine rağmen ne sefalet…
Açlık kardeşim açlık, dil bilmez, yol bilmez, iki kelimeyi bir araya getiremez…
Yardım alamaz…
Neler gördüm, neler yaşadım buralarda…
Gurbet elinde(!)
Bak evladım, müsaade edin bu sözü kullanayım…
Beni okuyanların birçoğu evladım yaşında, rahmetli yaşasaydı ondan küçük olacaktınız…
3000 Euro diyorlar, leblebi çekirdek parası…
Geleceğin bölgeye bağlı ama muhtemelen sanayi bölgelerine geleceksindir…
Bir metre kare ev 7-8 ile 13-15 Euro arası…
Bu da ortalaması, yani varoş değil ama lükste değil. Orta halli…
Hadi tek başına geldin diyelim, örnek hesap yapacağım sana ki anlayasın…
>>> Ben senin kötülüğünü istemiyorum, kanmanı da <<<
Hadi 10 Euro’dan hesaplayalım, 30 metre kare bir daire 300€…
Ki bulman IMKANSIZ neredeyse, yani mecburen daha büyük bir daire, masraflar katlanacak…
Kaldı 2700€ ki üç bini verirlerse, alabilirsen yani…
Hani bunun elektriği, suyu, ısınması, bir yüzde buna koy, kaldı 2600…
Alooo…
30 metre kareden bahis ediyoruz, neredeyse benim oturma odam (28), tek oda…
Belki tuvaleti içinde. Eskiden dışarıdaydı, dışarıda…
Evladım ne yiyip içeceksin?
En azından bir 400 Euro’da buna koy, kaldı 2200 €…
Yahu…
Nasıl gidip geleceksin, ne giyeceksin. Hiç mi arkadaşın olmayacak, hiç mi gezip tozmayacaksın?
Burası Almanya…
Eşek gibi, kulaklarını salaya salaya birtakım sigortalar ödeyeceksin, ödemesen bile en kısa zamanda göreceksin ki sigortasız olmuyor, yok sosyal sigortalardan bahis etmiyorum, o zaten…
Kısacası…
O da kendini sıkarsan elinde kalacak sonunda birkaç kuruş…
Artık yermişin, biriktirir misin bilmiyorum ne edesin?
Bakın çocuklar…
ESKI bir Türk atasözüdür…
“Sürüden ayrılanı kurt kapar”
Gurbetçilik herkesin harcı değil bir…
Tek başına delirirsin iki çünkü her şey yabancı sana…
Affedersiniz, özür dilerim çocuklar bu kelimeyi kullanacağım için…
Tanıdığın, bildiğin ortamda bile kurtlar, s.kiciler çoktur etrafında…
Buralarda kurda, kuşa yem olabilirsiniz, yani çok iyi düşünüp taşınmalısınız…
Çalışır, çalışır, biriktirir geri dönerim meselesi…
Çocuğum…
Elli senenin üzerinde buralardayız, ben sana daha ne diyeyim?
Tabii ki Türkiyede’de yaşanıyor böyle şeyler…
Örneğin boşanmalar. Evlenmek Allah’ın emriyse…
Boşanmakta Onun takdiri…
AMA…
Ya anlatsam vallahi billahi ağlarsınız, yeminle gözyaşınızı tutabileceğinizi sanmıyorum…
Anlatmışımdır üstü kapalı, hala boşanmadan onca arkadaş içinde sadece iki aile kaldık, biri ben…
Biri, SEN BILIYORSUN diye, hani köfte…
O boşanan insanlar ki neredeyse yüzde 95i perişan oldu, kadınlı erkekli…
Çok az insan başarabilmiştir gurbet elde düzenli bir aile hayatını sürdürebilmeyi. Gurbet…
Acı…
Çok acı bir deneyim çocuklar, çok acı…
Evet, doğduğum değil doyduğum topraklar ama bilincinde olmalısınız, herkesin altından kalkabileceği bir yük değildir, altında ezilebilirsiniz.
Doğrusu…
VE EN GÜZELLI…
Olduğun, bulunduğun yerde ol etkili…
Başına insan seç, insan evladı…
Olsun memleketine melhem (merhem), olsun sana, senin derdine deva…
Hırsızı, arsızı al aşağı, beceriksizi, yalancı ve dolandırıcıyı…
Tercihin olsun insan evladı!