Büyük düşünür…
François Marie Arouet Voltaire der ki:
“Tanrı olmasa, icat etmemiz gerekirdi!”
Ne kadar doğru ne kadar özlü bir cümle…
İnanç kardeşim, iman dediğimiz…
Bu yazacaklarım tüm insanlar, tüm hak dinleri için geçerli…
Ateistin görüşleri, düşünceleri…
Farklı AMA mutlaka onunda inandığı bir şeyler vardır, en kötü ihtimal ile…
Tanrının…
Var olmadığına inanacaktır!
Yani…
İnanç, temel bir insani ihtiyaç!
Anlatırım bazen size sevdiklerimi, değer verdiğim insanları…
Anlatırım mesela Erol ve Sevil’i…
NEDEN?
Mazoşist miyim ben…
Bir teşhirci?
Elbette var bir nedeni, elbette…
Allah…
Ne muratları varsa, gönüllerinde ne yatıyorsa nasip kısmet eder inşallah…
Bırak insan evlatları olmalarını bir tarafa…
CAN ya CAN…
Hası, pırlantası!
Bilirkişi dedi görünüşe bakılırsa araba çöp…
Ama önce buraya gitmen lazım ki EMIN olalım, sigorta ile sorun yaşamayalım…
Baktık ki şüphem doğrulanacak gibi, sana TAVSIYEM doğru avukata!
Tize, yok Füxxx’unki değil, BENIMMM TEYZEM…
Atatürkçü Meliha…
Çok ağır grip olmuş, çok ağır…
Yatak döşek yatıyor…
Nerede…
Canlarda, can ya can.
Anlatırım bazen valideyi, aile geçmişini…
Akıncı köyüne ilk gelenlerden, köy ağası…
Zengin tabii…
Ben olsam yaptırmam, ne kadar zengin olursam olayım yaptırmam…
İzin vermem…
Evimin kadını, evinin işini kendisi yapacak…
Hizmetçi, yardımcı tutmam!
Ah Önder ah…
Ahde vefa kim sen kim…
Son zamanlarda, hele hısım akraba…
Yok bende öyle yan gel yat, var her şeyin vakti saati…
Ha…
Hasta olur falan o başka ama genel itibarıyla herkes işinin başına!
Pislik herif, tam bir pislik…
Nasıl baskı kurmak istiyor üstümde, nasıl bir “tehdit”
Buraya gideceksin diyor başka bir şey demiyor. Resmen emir…
Zaten o emir kipi beni çileden çıkardı, BANA EMIR VERECEK ÖYLE MI?
Yanlış çeyreğe çatın be adam, yanlış çeyreğe!
Konuşuyoruz bilirkişiyle, dedim böyle böyle size gelmemi engellemek istedi…
Bilirkişi…
Gençlik, aşırı hız, serseri mayın gibi…
Araba kullanmaya başladığımdan beri müşterisiyim, müşterimiz. Dün öğrendim oğlu da bize müşteri…
Ya senelerden beri tanıdığım insan, kaldı ki öyle bir huyum var…
Ben…
Durduğum yerde dururum, yok tabii ki hedefim hep ileri, yok…
İnsan olarak neysem oyum, sadık bir ruhum…
Ya karıştırma kadını falan, o başka…
Ben yine sadığımdır, kendimce sadık uğramadıktan sonra ki ALLAH KORUSUN ihanete…
Ölürüm de bırakmam!
O ihanet değil bir kere…
İhanet olamaz, bir ihtiyaç…
Bir gereksinme, su gibi, ekmek gibi hava gibi bana bir ihtiyaç!
İnan…
Birinci derece akrabalarımdan başkasını tanımam…
Ya zaten çok büyük hafıza sorunu yaşıyorum, kapasite son derece kısıtlı…
Bellek, bellek bilgisayarcılığın ilk yıllarından kalma, hafıza…
Hanım bile benden iyi bilir benimkileri!
Benim babaannem ile onun anneannesi kardeş…
Babam rahmetli çok severdi kendilerini. Erol (ağabey demem lazım aslında, benden bir iki yaş büyük) damat…
AMA…
Allah razı olsun kendisinden, Allah milyon kere razı olsun…
Sanki…
Karındaş!
Tabii bizler aile becerenlerden değiliz, yok öyle aile içi evlilik…
Bir…
İki kadın, rahmetliler kardeşmişler…
Yani ıdısının ıdısı, teee nerelerden bilmem ne(!)
Köyler bile tutmuyor birbirini…
Kaldı ki iki yaka arası, kıta farkı!
Dikkat burası önemli…
BANA akraba, karıştırma ötesini…
AMA…
HEPIMIZE CAN, HEPIMIZE…
Can suyu, inan öyle…
Allah razı olsun onlardan, insan ya insan, insan evladı olan!
Bende bilmem ayrılığı, gayrılıgı…
Sevmem, haz etmem…
Bendense, BENDEN…
Sormam, sorgulamam!
Neden anlatım şimdi bütün bunları size?
Neredeyse ağlayacaktım bu sabah, ONDAN…
İnsan…
Biliyorsunuz daimî konum…
VE YOK…
En azından benim bildiğim, tanıdığım kadarıyla yok…
İnsan sıfatını daha çok hak eden…
Evet…
Erol ve Sevil!
X Bilirkişi dedi su şirkete git arabaya baktır, ölçecekler…
Altını…
Kaymış, yamulmuş benim gibi, aaa tesadüfe bak…
O pisliğin beni başından beri yollamak istediği şirket…
Sigorta ile anlaşmalı, yani SIGORTANIN GÜVENDIGI sanki ben hırsızım, dolandırıcı…
Bana ne milletten, onlar b.k yiyorsa onlar, onlar…
Ben, benim. Önder!
Bak ister inan ister inanma…
Bugünler dar zamanlar…
AMA…
Allah kimi insana darlığın darlığını yaşatır bunu sakın unutma!
İnan ağlayacaktım duyduğumda…
O kadar duygulandım, kendim yaşamadım AMA sanki yaşamışçasına gözümün önüne geldi sahne…
Çok ama çok dar zamanlarıymış, bizimkiler gelmiş Almanya’da izine…
Yemin ediyor, dedim ya dar, darında darı var…
Misafir ya, sanki yabancı…
Gitmiş bahçeden patates toplamış, kaynatmış…
Çay tabağına tuz, koymuş önlerine!
İnsan…
Ağlanma, beterin beteri var…
İhtiyacından fazlasına sulanma, tok açın halinden anlamazmış…
Bunu unutma!
Evet…
Rahatlıkla diyebilirim ki ben yaşadım, gerçekten yaşadım…
Ve evet ben diyebilirim ki INSAN TANIMA şerefine nail oldum, Allah kısmet etti…
Kısmet etti…
Ayırma kabiliyeti verdi insani, hayvanin iki ayaklısından ayırmayı…
Ne mutlu bana ne mutlu…
Tattım sevgiyi, aşkı…
Yok…
Gerçeğini, karşılıksız olanı…
Ben yaşadım, gördüm acıyı gördüm tatlıyı ben yaşadım diyebilirim…
İnsan…
Tanıdım. Her çeşidini!
Akşama, bir ara…
Aaa dedim sigorta beni buraya yollamıştı, tabii anlattım sigortacıyı…
Meğer bilirkişide duymuş O herifi, dedi avukata gidersen şikâyet et kendisini…
???
Anlamadım, sordum tekrar…
DIKKAT Almanya’daki tüm Türk / Türkiyeli şoförlerin DIKKATINE
Bir Önder Gürbüz kim, nere…
Koskoca bir sigorta şirketi, onların hukuk bürosu kim, nere?
Bundesgerichtshof (BGH)
Tüketiciyi korumak namına…
“Silah eşitliği” için DIKKAT…
Eğer kazada gerçekten suçsuzsan, hele imkânların yoksa…
Yani olsun, olmasın fark etmez, bende suçsuzluğum polis tescilli…
Sana…
İstediğin bilirkişi, istediğin tamirci ve avukata gitme hakki vermiştir.
>>> ben hukukçu değilim tabii, ancak sor, soruştur, öğren <<<
Ve bunun maddi karşılığını sigorta ödemek zorundadır. AMA dikkat et…
Bende %100 haklılık var, suçsuzdum, suçsuz!
Şu kadarını yasal bir suç işlemeden söyleyebilirim…
Normal şartlarda avukata danışma, ilk danışma ücretsizdir, git sor bir avukata!
—
Bak unuttum…
Anla…
Üstü kapalı, birazda onun için anlattım Erol ile Sevili…
İnsanız insan ve insanların genelde çevresi var, “tesadüfler zinciri”
Gittiğim adam dedi:
“Tabii sen bilirsin ama tamir çok pahalıya mal olabilir, değmez yani. Ben olsam tamir ettirmem, raporuma da böyle yazacağım”
İlahî adalet derler buna!
ANLA…
Prim alıyor sigortadaki çalışanlar…
Kısabildikleri her masraf için prim!