😊 😊 😊

Evet, kimin gelini?
Hanım diyor bu sabah “şahtın şahbaz oldun”
Sağ gözüm…
Yumruk yemiş gibi şişti!

Birkaç kez oldu şimdiye, “üstü üste”
Şaşmamak lazım aylardan beri tozun, toprağın, PISLIGIN içinde…
Görsen o kestiğim odunları, kardeşin odunlarını…
Senelerin tozu – toprağı, ahirdi…
Her anda ellerimi yıkayamam…
Bir türlü bitiremedim ki, uykum geldi mi otomatikman, gayriihtiyari gözlerimi ovuşturuyorum…
Tabii…
Sağ – lağım…
Sağ göz mikrop kapıyor olmalı. Geçiyor birkaç gün sonra ama fena şişiyor yani.

Ne yapsam…
Gelip alsam mı seni Gül danesi?

6 milyar Euro, “resmen” hırsız yerine konuyoruz

Avrupa Birliğinden Tayyipistana…
Suriyeliler, mülteciciler yardımı için verilen para…
Dünden beri medyada kıyametler kopuyor, Alman basınında…
AB Sayıştayı parayı soruyor!?

Yolsuzluk…
Para mültecilerden çok bu konuda “yardımcı” kuruluşlarda kayboluyor!

Türkçesi…
Yandaş, yoldaş ceplerinde. SALAK Türk…
SEN…
Mültecileri cebinden besle!

Bu arada…
Yine gurbetçi revaçta, 100 milyar Euro çekebiliriz Tayyipistana denmekte…
Kim tarafından?
Yandaş, yoldaş iş adamları söylüyor bunu…
Ya…
Sikilmekten bıkmadın mı?

El

Yok…
Yabancı anlamında değil, ellerimiz anlamında…
Evet…
EMINIM, bir içmimarın eli değmiş olmalı…
Yoksa…
Ondan beklenemez böyle bir döşeme, bu ince zevk…
Beklenemez.

Dün yazmıştım…
Hanımın canı balık istedi. Ben içli köfteyi özledim ama hadi onun isteği olsun dedim…
Önce şehirde biraz dolaştık, resmen koktum. İnsanlar haklı…
Almandan çok yabancı…
İnsanlar…
50 seneden beri birlikte yaşadıklarını adam edememişler…
Türkiyelileri…
Bunlar ile nasıl başa çıkacaklar?

Tarafımdan başka bir tez…
İspatlayamadığım, ispatlayamayacağım için bugüne kadar yazmadım, ama…
Emareler sanki bana, bu teze hak verir gibi…
Bilmem düşüncelerimi paylaşır misiniz?

Senelerden beri tanırım kendisini, küçük bir lokanta ile başladı buralarda…
Evet, lokanta…
Oldu restoranlar zinciri.

Yemekleri gerçekten güzel…
Hele kuşbaşı pidesi…
En son ki REZILIGIMIZ…
Git bak Wiesbaden’e berber yani berber, bakkal yani bakkal…
Eskilerden biri balıkçı açtı…
Balık restoranı, “Alman damak tadı”
Gittiğimizde uymuş ona, bir daha kolay kolay gitmem…
Amaaa…
Restoranlarını, mobilyalarını öyle bir döşemiş ki çok ince bir zevk…
Uyum…
Anında göze çarpıyor, anında…
Tabii…
Görgü, çekirdek meselesi…
Hep derim, hep söylediğim, iddia ettiğimdir…
KIMSE…
Kendini ilelebet gizleyemez, eninde sonunda sırıtacaktır bir yerden…
Pırtlayacak ki her iki anlamında da kullandım bu kelimeyi…
Patlak verecek, açığa çıkacak…
Ele verecek kendisini!

Yemek müziği!

MUTLAKA…
Bir içmimar görevlendirdi, MUTLAKA!

Bir içmimar eli değdi…
Geçelim…
FETÖ…
Görüyoruz “bizimkileri”
FETÖ ile papaz olduklarından beri, işler ters gitti…
Graham Fuller kardeşim, Graham Fuller’e bile tutuklama kararı çıkardıklarından beri…
Baş gitti baş…
Hiç bir şey gitmiyor tıkırında, istedikleri gibi!

Anla…
Anlayabilirsen tabii…
İçmimar kimdi!?
Kimin eli değdi!

Bak dolar 5,46 Euro 6,14

½ saat kaldı kalmadı kapanışa…
Borsa…
İndikçe iniyor 91 bin kusura indi. Ekonomi çok iyi!

ANLA…
Ülke kimlerin elinde, arsızların, dolandırıcıların, yalancıların…
Vatan hainlerinin elinde!

Hanimin canı balık istemiş, ev kokacak simdi
Halim yok ama bende aslında eve gitmek istemiyorum, inelim biraz çarşıya, restoran dolu…
Yarına papatyam, öpüyorum kirazlarımı!

😊

Evet gülüm, aynen öyle! Aptal gibiyim, çok yorulmuşum anlaşılan. Bu aksam gitmeyeceğim gitmem gereken yere, halim yok. Işın kötüsü uyuyamıyorum da. Akşam olsa da eve gitsek. Dediklerimi artık yarına yaparım, inan beynimin içi sanki vakumda!

En kötüsüne biliyor musun?
Yeminle çok istiyorum yapmak, ben tembel bir insan değilim. Her şeyden evvel bir şeylerle uğraşmadım mı canım sıkılıyor. Biliyorsun beni. Kitapta okuyamıyorum, ancak gazete…
Onda bile okurken çoğu zaman uyuyup kalıyorum. Belgesel dedim…
Televizyon, YOK onda bile uyuyup kalıyorum.
NEDEN?
Bilmiyorum, doktorlara sordum…
Bilmiyorlar.
Balığa gidemiyorum, suçluluk duygusu, git diyor git…
Gidemiyorum, O çalışırken ben keyif yapacağım, yediremiyorum kendime. Anlayacağın iki ucu b.klu değnek. Çalışabilensem…
El ekmek tutsa, ah bir tutabilse. En ufak yorgunluğa gelemiyorum…
Bitiyorum…
Resmen bitiyorum. Çok düşündüm Burn Out…
Var kimi belirtiler AMA değil…
Burn Out’da değil. Ne b.k bilmiyorum!

Uyku…
Çok önemli oldu artık benim için, en az altı saat…
Nadiren…
4 -5 tamam. Ağrılar altı saat ve üzerinde kontrol altında…
İpe, sapa gelmez oldum. DKD onlar bile bilmiyor, BILMIYOR…
Anlayacağın en güzel çözüm intihar…
Ya denilen doğruysa?
Ya doğruysa…
Bunca yıl hasret, özlem…
Ebediyen mi?
Sonra…
Valide, yanımdaki, sen, evlat, evladı ne yapacağım?
Pezevengin hala bana ihtiyacı var, geçenlerde…
“babaaa, polonyadan telefon ediyor, Rheinland Pfalz meselesi…
Mektup geldi, parayı okulu bitirince ödemem gerekiyormuş, taksitle ödeyeceğim ama kefil istiyorlar”
Çaktım köfteyi…
😊
Oğlum beni göstereceksin tabii!
Ona hiç taksit ödetir miyim? Parası hazir, söylemiyorum, ehliyet gibi…
Çeksin biraz…
Belki ders olur! İnan aslında efendi bir sipa…
AMA…
Ya ben onun yaşında, vallahi billahi hala çocuk. HATA BENDE!
😊
Varsın öyle olsun, hayata atıldı mi, hayat zaten öğretecek gerisini!

Beni merak etme, dedim ya her şey olacağına varır

Kardeşteydim, odun kestim…
Bayağı bir oldu, var daha ama az kaldı. Jack…
Omacik gitti, Jack musallat oldu başıma, dükkânda durmuyor. Evde bırakamıyorum…
Felaket havlıyor, komşular…
İnanılmaz bir enerji, inanılmaz…
Oyna benimle, gezdir beni…
OMA!

Önderin başka işi yok ya!???

Çok yoruldum, biraz uyumam lazım…
Bana rahat üç – dört ay yetecek odun çıktı…
Onlara…
Bilemeyeceğim.

Ben…
Verdiğim sözü unutmam, belki hatırlarsın…
Öz Türkçe kelimeler, yayınlamadım çünkü düzenlemeye vakit bulamadım, çift var mı yok mu gibi…
Düzenlemeden yayınlayacağım ve bazı başka şeyler!

Kendi derlemem, yok öyle kafama göre basili veya dijital sözlük bulamadım…
İnan…
Gözlerimi zor açık tutuyorum, her şey çok fazla yoruyor, ziyadesiyle…
Neden anlamıyorum!?

Doktor mu?
Yok gitmedim, gitmeyeceğim. Sadece reçete için…
Kadın…
Rhein Main bölgesinde gitmediğim, görünmediğim doktor kalmadı…
Kalbimin güzeli…
Ben umudumu kestim!

Dün, Jack dahil haşlama tuzlama

Tüm gece vicdan azabı, sabah olmasını iple çektim…
Çocuklardan sonra özür diledim, gönüllerini aldım ama Jack…
İlk defa çok fena bir tokat yedi k.çına.

Kalıtımsal olmalı, genetik…
Rahmetli babam sormuşmuş anneme, oradan geldi aklıma…
Bende dün sordum kardeşe:
Mecbur muydun dünyanın en aptal çocuklarını doğurmaya?
Babamda sormuşmuş; “Mediha, mecbur muydun bana dünyanın en aptal çocuklarını dünyaya getirmeye?“

Neyse, çok şükür sabahtan ehliyet işlerini hal ettim…
Türkçülük meselesi, yok bitmedi henüz. Yayınlayacaklarım var daha…
Jack ile uzun, uzun bir yürüyüşten geldik. İşler sormuyor, ilgilendirmiyor İşleri…
Önder…
İyi misin, kötü mü, var mı yapacak halin, gücün?

Yapılacak…
Nokta!

Dün…
Yayınladığım haritaya dikkatinizi çekerim, WikiPedi haritası…
Anla ya anla!
Neyse karnım acıktı, biraz dinlenmeliyim. Sonra Türkçülükle devam!

Yorulunca veya tepem adamakıllı atınca…
Hanım hep der “katil suratlı!”
Gerçekten de kendim, kendimden korkarım, sanki şuurumu kaybediyorum…
Elimden çıkacak bir kaza, yeminle isteyerek değil…
Öfke…
Ama kontrolsüz cinsinden. Çok üzüldüm, çok aptallıklar yaptılar…
Sinir olurum kafasını çalıştırmayan insana…
Önce düşün sonra konuş!

Ne ucuz ne ucuz? Elin evladı, ele ucuz!

Anlamıyorum sizi, anlamıyorum…
Sabahtan beri kuduruyorum, ağzımdan neredeyse köpükler gelecek…
Patlama…
Şehit üzerine şehit…
Allah korusun, YEMINLE…
Yapmazsam dünyanın en adi orospu çocuğuyum. Önce ona evlat acısı yaşatır, sonra…
Sadece kıçından kurşunlamakla kalmaz, O pezevengi alının çatısından vururdum!

Allah korusun, Allah yazdıysa bozsun…
Benim envadım kara toprağa girecek…
O…
Ak sarayında taşak kebabı yapacak öyle mi?
Ayakta sikerim herifi!

Yeni geldim…
Sabahtan beri askerim, önce bir kahve, kendime geleyim…
Sonra anlatırım.

11.11.1918 – 11.11.2018

Günlerden beri Alman televizyonlarında belgeseller…
Ne belgeseller, orijinal görüntüler…
Allah…
Gani gani rahmet eylesin, evet…
Ve rahmetli Turgut Özakman’dan biliyoruz ki…
Bir siperde Mehmetçik, birkaç metre ötesinde John…
Gün gelmiş…
Günler iki “düşman” kucaklaşmışlar…
Birkaç saat sonra veya birkaç gün, yine birbirlerine kurşun sıkmışlar.

Bir başka cephe…
Binlerce kilometre ötede…
Verdun…
Bir siperde Fransızlar diğerinde yine birkaç metre ötede Almanlar…
Noel’de…
O gece, inançlarına göre Hz. İsa’nın doğduğu gece…
Kucaklaşırlar, birbirlerinin şarkılarına alkış tutarlar…
Ateşkes…
Birkaç saat, birkaç gün…
Birinci Dünya Savaşı ile…
Evet…
Tabaca, tüfek icat edildi erkeklik öldü…
Birinci Dünya savaşına kadar insanlık ölmemişti…
Erkek…
Hala erkek olabiliyordu(!)

Bu durum II. Dünya savaşıyla birlikte değişti!!!

Lütfen…
Her birimiz, her birimiz insanlığımızı olduğumuz her yerde ve anda gösterebiliriz…
Yitirmeyelim…
Eski değerler, ata yadigârı…
Daha fazla yozlaşmamıza izin vermeyiniz.

Er meydanlarında gösterilebilen…
İnsanlık…
Barış zamanlarında haydi haydi gösterilebilir…
Toplumu…
İnsanlar oluşturur, bireyler…
İnsan değişir, toplum değişir!