Yazmıştım, unutmuşunuzdur…
Afrin falan…
Hani silahsızlanacaktı falan…
Falan filan(!)
Planları varmış…
Rüzgârda, fırtınada yaprakmış(!)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ∙ Ne mutlu Türküm diyene, diyebilene
Yazmıştım, unutmuşunuzdur…
Afrin falan…
Hani silahsızlanacaktı falan…
Falan filan(!)
Planları varmış…
Rüzgârda, fırtınada yaprakmış(!)
Vallahi billahi aynen öyle, dün yine…
Sadece…
Çok derin bir üzüntü!
Neyse bugünlük bittim, biraz soluklanayım, bu yazacağımı yazayım…
İnşallah Kemal dedeyle devam, eğer yine araya bir şeyler girmezse!???
SEN…
Bana istersen yine cimri de…
Ama…
Önce oku sözlerimi!
Yalan değil, dolan değil…
Bundan 20 – 30 sene öncesi saat ücretim 120 ile 360 Mark arasıydı…
Yani bugünü 300 – 500 Euro’su!
Kendi hesabıma çalışırken bile Euro’nun ilk yılları, saat ücretim kesinlikle elli, altmışın…
Ortalama yüz yirminin altına düşmüyordu!
Yaptığım çocuk oyuncağı değil, okumadım…
Özel ilgi alanımın peşinden koştum yıllarca, çalışmadım, hiç hayatımda çalışmadım…
En azından benim için öyleydi, severek, aşk ile yapıyordum yaptığımı!
VE…
Hiç amirim olmadı gibi, tabii parayı veren düdüğü çalar AMA bir noktaya kadar…
Ve iş verenlerimin HEPSI biliyordu bunu, işten hiç çıkarılmadım…
Etiysem kendim istifa ettim. Malulen emekliyim…
Milletin bana taktiği lakaba her zaman yaraşır şekilde davrandım, davranmaya…
Laik olmaya çalıştım…
Çok olmadı, daha yeni öğrendim sayılır, malulen emekli olmama rağmen birçok NORMAL Alman emeklisinden çok para aldığımı öğrendim.
Yani hesaba, kitaba dikkat etmeliyim…
Evlat var, okul bitiyle bitmedi arası, mecburum kuruşuma dikkat etmeye…
El ekmek tutmuyor, kafa çalışmıyor!
Ağlanmıyorum…
Yalın bir durum tespiti yapıyorum. Arabanın muayenesi, telefon ettim randevu aldım yârin için…
Kaza…
Aklıma geldi hadi gideyim bir öğreneyim dedim hasar ne kadar…
Okul arkadaşım, çocukluk arkadaşım…
Araba tamircisi, yıllarca ona gittim. Bir gün aklıma geldi, yine dar zamanlarımdan biriydi…
Ya git bir başkasına sor bakalım ne isteyecek?
Allah’ım…
>>> Serbest piyasa ekonomisi <<<
REKABET…
Fiyat yarı yarıya!!!
Arz, talep meselesi…
Yetişkiniz değil mi, reşit?
Karıları düz nefes etmesini biliyorsun…
Bacak açmasını…
O HALDE REŞITSIN!
Kendinden, sevdiklerinden…
Bütçenden sorumlu!!!
Uzatmayalım lafı, 15 Euro…
15 Euro fark var arada, gittim tamirciye, aklıma yine gelir muayene…
Sordum, aaa…
Daha ucuz, fark 15 Euro!
15 Euro deme, küçümseme…
15 Euro demek:
2 kilo kıyma. Yap ailenle, sevdiklerinle bir mangal doya doya ye…
6-7 adet ekmek…
40 / 50 tane sigara…
EN ÖNEMLISI…
15 Euro demek, Afrika gibi ülkelerde en az iki çocuğun bir ay gıda masrafı!
Sen istersen yine bana cimri de AMA benim hesabım böyle…
Her koyun kendi bacağından asıldığı gibi, yaşıyorsan bir demokraside…
Demokrasini müdafaa edeceksin, gerçeğini…
İlerisini değil…
Serbest piyasa düzeninde yaşıyorsan…
SEN…
Kendinden sorumlusun, kendi bütçenden, aile bütçesinden…
Pezevenge bak ya…
Ulan bu market…
Gırtlağından mı sikiyorlar, pardon, “yanlışlıkla yazdım” sıkıyorlar senin buradan alışveriş yapacaksın diye…
BENIM FIYATIM BU…
Işine gelirse!
KOCAMAN bir NOKTA
Dolar 5,31
Euro 6,03
Çeyrek altın 359
Borsa 99809
ping
ping
Yeni geldim, gidiyorum yine. Gitmeden önce…
Dedim yapayım bir kahvaltı, Önder işi…
Affedersiniz orospu karı yemeği, şıp şak iş bitti!
Çokça dile getirmişimdir, aklıma geldi, canım istedi…
Rahmetli İdris amcanın kahvaltısı…
YEMINLE…
Doymak bilmiyorsun, oluyorsun somuncu…
Eskiden…
Tabii kaç erkek, yok o zamanlar çeyrek değildim, gençlik vardı, yârim erkektim…
Günlerce dağlarda, dere başlarında…
Balıkta…
Yanımızda ne kadar malzeme götürsekte kalıyorduk “aç” sonunda…
Dene bak…
ANCAK…
DANGER DANGER DANGER
TEHLIKE TEKLIKE TEHLIKE…
ACHTUNG GEFAHR!
Ne can ne ekmek…
Nede ertesi gün döt dayanıyor buna!
Aslında has tavuk suyuna…
Domatesi rendele, dükkândayım ya tavuğu nereden bulacağım, yaptım suyuna, sahte, sahte…
Artık suyuna göre domates ne çok sulu olacak ne çok kati…
Biberin her çeşidi…
ISTERSEN acı, şart değil ona göre…
Sogan…
Tuz, karabiber tabii…
Yine malzemene göre, çok mu az mı, sarımsak…
Salçan varsa iyi olur, tepeleme bir çorba kaşığı…
DIL…
Dil en önemlisi…
Tabii sıvı yağ!
Yağı koy, kızdır içine biberleri karıştır…
UNUTMA…
Bir iki diş sarımsak kızart içinde…
Baktın biberler tamam, domatesleri içine rendele…
Bırak kaynasın, koyulsun, kat tavuk suyunu içine, tuzu, biberi…
Koyulsun yine ne çok sıvı ne kati…
EN SON…
Ateşten alacağına yakın…
İki, üç diş daha sarımsak ve dili ekle!
DIKKAT…
Daldır somunu içine…
Yedikçe yiyorsun, yedikçe yiyorsun…
Acı koyduysan içine, miktarına bağlı ertesi gün için sorumluluk almam ona göre!
😊
Yaptım…
Gayet de güzel oldu, gayet güzel…
Önder işi!
Hadi ben kaçtım.
Aslında öyle değil…
Tek iyiliği, yeğenlerim, Ya aslında o da doğru değil, hoşuma gitti…
Kaza oldu ya annemi aramış, nereden duyduysa?
“Anne, ağabeyim benim arabamı alsın. Ben tren ile işe gidip gelirim!”
Bu soğuta, ayazda!
Hiç alır mıyım > alemin < arabasını?
Kıkır kıkır gülüyor kardeş, sabah aradım. Evden çıkmadan önce, yaş gününü tebrik ettim…
42 yaşına girdi büyücü, nereden sardı psikolojiye, insan fizyolojisine?
Neler neler yapıyor kendi ellerinle, bir bilseniz yatarsınız yerlere!
Arasında bana ilaçlar, biyolojik biyolojik VE işe yarıyor da…
Ağrı kesici!
Yeni geldim, bir kahve…
Unuttum gitti, yeni aklıma geldi baktım…
Gol, gol attım GOLLL…
Dün sabahtan beri çalışıyor sistem, ağa…
Bilgisayarlar…
Hackledim, ulaştım ulaşmak istediğim bilgiye…
Benim için çok önemliydi…
Oh beee!!!
Neyse, gerçekten sevindim…
Dedim ya bir kahve, ondan sonra sokacağım arabayı trafik muayenesine…
Anlayacağınız yokum yine, ASLINDA yazacaktım FAZIL SAY’I…
Tabii sizin bildiğiniz gibi değil, herkesin tartıştığı gibi, LAF kalabalığı…
Götün hası, gidiyor ya Rusya’ya…
Yazacaktım sanat ile ilgili, çok önemli, yazacaktım Truva’yı…
Biliyorsunuz…
Hani Truva Atı!
Hatırladınız mi >>> Çingene kızını? <<<
Heinrich Schliemann, tamam O keşif etti…
AMA…
Çaldı, götürdü Truva hazinesini Almanya’ya, oradan gitti savaş sonrası Rusya’ya…
Almanlar “hak talep” ediyor…
TOPRAGIMIZIN ESERI!
Kısadan kestim sözü buraya getirmek için, vaktim yok…
VAKTIM…
Yoksa sizlere neler, neler öğretirdim(!)
Gir bak arşivlerime, ta başlara…
Yıllardan beri peşindeydim…
Tabii ben kim o hazineyi geri getirebilmek kim?
AMA ve evet YEMINLE…
Ciddi ciddi yazışacaktım ilgililerle, ta ki dün tesadüfen bu bilgiye erişene kadar…
Dün düşünmedim değil…
>>> Usulüne uygun bir dil ile <<< Alman makamlarına yazmayı…
Sonra Rus yetkililerine, Müzeye…
Yıllardan beri yanlış aramışım, yanlış kelimeler…
Tabii ki doğru sonuca erişmem mümkün değil!!!!!!!!!!!!!!!!!
Hiç aklıma gelmedi, hiç…
Schlimann hazinesi(!)
Ulan nereden Schlimann hazinesi oluyor, Priyamos…
BIZIM topraklarımızın, Yunan kardeşlerimizin el emeği, göz nuru…
Sanat eserleri!
Puşkin Müzesi…
Hazine orada, yeri Türkiye Cumhuriyeti!
Evet…
TOPRAK…
Sabah sabah tepemi çok fena attırdılar yine, çok fena…
Sigortalar tümden attı…
KUDURUYORUM!
Geç kaldım, gitmeliyim…
Kısa, kısa…
Nefes nefese girdim binaya, eyvahhh…
Dört, beş kişi önümde…
Çektim sıra numaramı, BAK YEMINLE doğru…
Çekmemle birlikte RINGGGGGGGGGGGGGG, ding, ding, ding…
4 numaralı bekleyen altı numaralı odaya…
Zamanla yarışıyorum, zamanla…
Yok vaktim, yok. Başımdaki manyaklar bir avuç ama…
Bir orduya bedel işleri!
Annem bana boşuna Doland Duck demiyordu…
Boşuna değildi bu sözler…
Bir adam…
Memur, günaydın, günaydın…
Selam sabah sonrası ne istediğimi söyledim, tamam dedi…
Gözüm masasının üstündeki isim levhasına çarptı, bir Türk ismi…
HUYUMDUR…
Kim olursa olsun, nerede olursam olayım…
Karşımdakinle biliyorsam o dili, diliyle konuşurum…
Türk müsünüz?
Evet, HEMEN ARDINDAN Kürdüm…
Yaaa…
Ne gereği var ne gereği???
Neysen neysin, bana ne ÖNEMLI OLAN sen bu toprakların evladı mısın, değil misin?
Bizim “Türkiyeliler” gibi…
“Müslümanım”
Taaa…
Ananın amına kadar yolun var!
ÖNCE…
İnsan ol insan, bak köküne, kökenine…
Ulan O kökler nereden alıyor o gücü, hangi coğrafyadan, hangi topraktan…
ANLA…
Nasıl ayrıştırıldığımızı…
Bizler böyle değildik…
O…
Amcık ağızlının ve partisi AKP’nin eseri!
Türk olsan, Kürt olsan veya ne olursan ol sen baksana köklerine…
Hititler, Sümerler, Yunanlar…
VE…
Hep derim Türkler…
Göçebeler, bu yüzden yoktur medeniyetimiz…
Medeniyet neydi?
Hesap, kitap, matematik…
Amannnnnnnnnnnnnnnn…
Kime ne anlamaya çalışıyorum ki, bak aynaya…
Bak Ankara’ya, AK Saraya…
VE ANLA!
GITMEDEN son sözüm; bilem duydunuz mu?
ALMAN…
İç istihbaratına bir Türk getirildi, liyakat…
Yeminle, bu kadarcık şey yazmak bile çok ciddi yordu beni…
Sadakat…
Benden söylemesi…
Yok vatanıma ona buna ihanet etmem…
Ne doyduğum ne doğduğum topraklara…
Türk veya Türkiyeliyle iş yapma pişman olursun sonra!
Benim derdim insan…
İnsan ve kalitesi…
Yüreği, içi içi, perde arkası!
İstanbullun, Zeytinburnu’nu bilir misiniz?
Vurgularım bazen İstanbulluyum diye, gerçek İstanbullu…
Bu vurgunun sebebi…
Orayı…
En azından genel hatları itibarıyla çok iyi bildiğimi anlatmak içindi!
Babası vefat etmiş…
Gitmiş cenazeyi almaya, tahrik, trafik tartışması, çekmiş vurmuşlar…
Babasının vefat ettiği ayni hastanede canini vermiş!
Bu sabah haberlerden geçti…
Çocukluğumdan beri bilirim Zeytinburnu’nu, Kasımpaşa gibi semtleri…
Yok hiç oturmadık, ikamet etmedik…
Silah talimi!
Bülbülü altından kafese koymuşlar…
Kafes yine altından, bülbül yine…
Bülbül…
Koy eşeği altından kafese…
Eşek yine eşek!
İstanbul Maltepe güzel bir örnektir…
Veya başka semtler, RANT…
İnsan ve kalitesi…
Kalite…
İnsanda ve eşyada!
Dışarıdayım…
Yorgunluktan ölüyorum. Eve gitsem yatsam…
Eksi on, on beş normal bizim burada…
20 ve altı bekleniyor.
Yakıt fırladı yine…
Allah…
Hayvanın, fakir fukaranın yardımcısı olsun, cümlemizin.
Kaçta evde olurum bilmiyorum…
Bildiğim…
Bıktım, yarin sabahın kör saatinde gör bir tarafım yine yolları, araba…
Sağlıklı can dayanmaz bu yoğunluğa!
Dolar 5,34
Euro 6,07
Çeyrek altın 360,66
Borsa 99677
Ping
Suriye’de “Çekiç güç” mü?
21 Ocak 2019
Türkiye, 1. Körfez Savaşı’ndan sonra Irak’ta, dönemin lideri Turgut Özal’ın da onayıyla kurulan Çekiç Güç’ten çok çekti, hâlâ çekiyor.
Şimdilerde ise sık sık Özal vizyonunun devamı olduğunu tekrarlayan AKP eliyle/onayıyla, benzer bir oluşum Suriye’nin kuzeyinde ortaya çıkmakta.
Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, hem de ABD Başanı Donald Trump’ın son günlerde sık sık dile getirdikleri “Suriye’nin kuzeyinde kurulacak tampon bölge”den bahsediyorum.
Türkiye, -AKP’li yetkililerin de defaatle söylediği gibi-, bu tampon bölgeyi Suriye’nin kuzey doğusunda üslenmiş PKK terör örgütünün uzantısı PYD-YPG’yi sınırdan uzaklaştırmak, mümkünse yok etmek için istiyor.
ABD’nin amacı ise IŞİD’le mücadele adı altında besleyip büyüttüğü, ağır silahlarla donattığı PYD-YPG’nin “Türk Ordusu’ndan korunması.”
İki tarafın amacı birebir bu kadar zıt olunca da uzlaşma için verilecek olası tavizler de o kadar büyüyor.
Trump yönetimi, tampon bölge planının sorumluluğunu ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’a havale etmiş durumda. Ankara’ya “siyasi arabulucu” gibi gelen Amerikalı Cumhuriyetçi Senatör Lindsay Graham’dan, Dunford’un Türk askeri yetkililerle pazarlığını yaptığı planın ana hatlarını öğrendik:
– PYD-YPG unsurları Türkiye sınırından, Suriye’nin daha iç bölgelerine çekilecek.
– ABD’nin PYD-YPG’ye verdiği ağır silahlar geri alınacak.
– Sınırda bir tampon bölge oluşturulup Türkiye’nin güvenlik endişelerini ortadan kaldırılacak.
Ana unsurlar üzerinde uzlaşma çok yakın.
Peki detaylar ne olacak?
Mesela, derinliği 30 kilometreye kadar varacak olan tampon bölgeyi kim kontrol edecek?
KIRSAL KESİMDE ORTAK DEVRİYE: Bu konuda bahsedilen, Türkiye ile ABD arasında daha önce varılmış olan “Menbiç anlaşmasının” model olarak alınması. Menbiç anlaşması, Türkiye ve ABD askerlerinin, kentte ortak devriyeye çıkmalarını, kentin yönetimindeki PYD-YPG unsurlarının da temizlenmesini öngörüyordu. (Ortak devriye gerçekleştirildi, ancak Türk askeri Menbiç’te sadece kırsal kesimde devriye gezebildi. Kent merkezine ise sokulmadı.)
Amerikalı yetkililerden gelen bilgiler, Fırat’ın doğusu için hazırlanan Dunford planınında da “ortak devriye” unsurunun yer aldığını gösteriyor. Türk askeri Fırat’ın doğusunda ise, -Amerikalılar çekilecekleri için- diğer koalisyon üyeleri ile -mesela Fransa- ortak devriyeye çıkacak. Tabi yine kent merkezlerine girmeyecek.
Burada Amerikalılar’ın kafasındaki bir başka olasılık Arap ülkelerinin de devreye sokulması gibi görünüyor;
ABD’nin öncülüğünde, Polonya’da 13-14 Şubat’ta bir zirve toplantısı düzenlenecek. Bu toplantıda Ortadoğu Stratejik İttifakı’nın (Middle East Strategic Alliance-MESA) kurulduğu açıklanacak. Washington yönetiminden gelen işaretler, MESA’nın ilk somut operasyonlarından birinin Suriye’nin kuzey doğusunda gerçekleşmesinin istendiğini gösteriyor.
ŞEHİR MERKEZLERİNDE ROJ PEŞMERGELERİ: Kırsal kesim tamam da peki Fırat’ın doğusundaki kent merkezlerinin güvenliği nasıl sağlanacak? Türkiye PYD-YPG’yi istemiyor. ABD ise kent merkezine Türk Ordusu’nu ya da onun desteklediği ÖSO’yu sokmayı düşünmüyor. Burada da Amerikalılar’ın düşündüğünün, Suriye’de PYD-YPG’ye değil de Barzani’ye yakın duran Kürt silahlı unsurları, yani “Roj peşmergelerini” kullanmak olduğuna dair işaretler geliyor.
HAVA SAHASI AMERİKALILAR’A EMANET: Planın en kritik unsurlarından biri ise tampon bölgenin hava sahasının ABD tarafından kontrol edilmesi. İşte tam da burası, bir zamanlar Irak’ın kuzeyinde uçuşa kapalı bölgeyi uygulamak için oluşturulan Çekiç Güç’ü hatırlatıyor. Bu kez de Suriye’nin kuzeyinde, yine Amerika’nın garantörlüğünde, Türk savaş uçaklarına kapalı bir alan oluşturuluyor.
Sınırın hemen içlerinde Türk askerine devriye olasılığı tanınırken, 30 kilometreden sonra Amerikan garantörlüğünde -tıpkı Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi- bir Kürt yönetiminin önü açılıyor.
AKP’nin önünde duran Amerikan planı işte bu.
Bir dönem Irak’ta yapılanın bir benzeri, bu kez Suriye’de hayata geçirilmek üzere.
Amerikalılar bunları planlarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Türkiye’ye sınırlı etkinlik tanınacak 30 kilometrelik bölge için, TOKİ evleri filan kurmaktan bahsediyor.
Suriye toprakları içinde, tapusunun Suriye devleti ya da vatandaşlarında olduğu bölgede TOKİ evleri kurulmasının hukuki yönünü bir tarafa bıraksak da…
Tampon bölge ile sınır, 30 kilometre ileriye alınmış gibi olacak. Türkiye’nin “bekasına tehdit” olarak gördüğü PYD-YPG kontrolündeki “özerk bölge/devletçik” bu kez 30 km. ileride oluşturulacak.
Durum bu.
Sonradan “kandırıldık” filan dememek için, hesapları buna göre yapmak gerekiyor.
Rusya’da İdlip “Hediyesi” mi?
Fırat’ın doğusu konusundaki pazarlıklarda ana unsur ABD.
Suriye’deki diğer büyük ülke, Rusya ise şimdilik tüm bu tampon bölge tartışmalarında sessizliğini korumakta.
Ancak Rus kaynaklarından gelen bilgiler, Moskova’nın bu sessizlik karşılığında Türkiye’den “İdlib beklentisi” olduğu yönünde.
Rusya bunu hep yaptı; Türk Ordusu ÖSO ile birlikte Mare-Cerablus hattına girerken, Rus destekli Esad ordusu da Halep’i aldı.
Türk Ordusu ÖSO ile birlikte Afrin’e girerken, Rus destekli Esad ordusu da Şam kırsalındaki Guta’yı temizledi.
Geriye cihatçıların elinde bir tek İdlib kaldı. İdlib’de Türkiye’nin garantörlüğüne rağmen, yılbaşından itibaren El Nusra uzantısı Tahrür-üş Şam unsurlarının kontrol ettikleri alanı genişlettikleri sır değil.
Putin’in bunu önümüzdeki günlerde yapılacak Rus-Türk zirvesi sırasında Erdoğan’ın önüne haritalarla koyması, ardından da Türkiye’den İdlib’deki Mehmetçiği “sessiz sedasız geri çekmesini” istemesi kimseyi şaşırtmasın…
https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/zeynep-gurcanli/suriyede-cekic-guc-mu-3198346/
Jack, sonra…
Yemin ediyorum bak yemin, Allah inandırsın çok üstüme geliniyor…
Çok tükendim. Yapmak istiyorum, başlıyorum…
Bitiremiyorum…
Bir sonuca varamıyorum. Çok dağıldım!
Elim ayağım bağlı, bildiğiniz gibi değil…
Kendimi Kızılderililere yakanmış kovboy gibi his ediyorum. Bağlamışlar elimi kolumu…
Canlı canlı yüzüyorlar kafa derimi!
Anlatamam, olmaz ailevi…
Ama uzun zamandan beri küçük bir başarı, moral verdi…
Önder işi…
OLSUN, çalışıyor ya sen ona bak…
Sağlam(!)
Çok gözlemlemişimdir, hep şaşırtırdı beni…
Anneler ve bebeleri…
Anne…
Bebesinin dilinden anlıyor, bebece…
Bende anlamaya başladım Jacki!
Demek ki işin sırrı buymuş…
Vakit, emek ve sevgi…
Çözememiştim konuyu ne zamandan beri!
Ya anlatsam inanmayacaksınız, en iyisi hiç zahmete girip anlatmamak…
AMA…
Yeminle, çözdüm dilini. Anlamaya başlıyorum Jackce!
O kadar minnet dolu ki o kadar sevgi dolu…
Çok sevmeye başladım pezevengi!
😊
Şimdi devam edebilirim Kemal dedeyle!
Ayni süreci yaşıyoruz…
Kafa karışıklığı…
Ergenekon sürecindeki asimetrik psikolojik savaş süreci…
Ekonominin, iktisat bilimlerinin hiçbir kitabına uymayan bir hali…
Yakında…
Öcalan başbakan olursa şaşırmam(!)
Dünyanın en büyük on ekonomisi arasında olana bakın siz…
Millet zaten ağzını bıraktı k.çıyla gülüyor…
Eh…
Kargalarda başladı güleme!