+

Dolar 4,59
Euro 5,35

Tüm bunların bedelini torunun, torunu daha ödemeye çalışacak!
Eyyy Allah’in bir garip öküz ve inekleri…
Allah, lilah edebiyatı yapanlar…
Salt ülkemizde değil ki coğrafyamızda taaa…
Afrika kıtasına kadar marifetlerini gösterdi…
Oraların ahalisi iyi kötü anladı…
SEN…
Hala anlamamak için direniyorsun!

Güneş ve dua

Güneş giren eve, doktor girmez der atalar…
Yazmışımdır, kendi kendimi ayıplamış, kınamışımdır…
Savunmuşumdur kendimi avukat gibi…
Dedim ya çaresizliğin ifadesi…
Ettiğim küfür, kâfir…
Tekrar, en yürekten, teee içimden gelerek özür dilerim sizlerden…
Ettiğim, savurduğum küfürler yüzünden.

Gençler…
Belki bilmeyebilir, esas olan çekirdek aile değildir…
Türk’ün örf ve adetlerine de terstir…
Büyük aile, birkaç nesil bir arada…
İhtiyarlar evin betti, bereketidir.

“Gençler” kendilerine çeki düzen verirler…
İhtiyar, yaşına hürmeten saygıyı gerektirir, ağzım çok bozuldu rahmetli pederi kaybetti, kaybedeli…
Duayı…
Özellikle ihtiyarlar dillerinden düşürmez, kutsal kitapları, mesela Kur’an-ı Kerim’i…
Karınca duası bereketi…
Bir eve…
Güneş giriyorsa, ihtiyar ihtiyarsa, gümbür gümbür dua okunuyorsa…
O evden korkma!

“Nereye gidiyniz bakeeem”
“Kuş kadar canımı sığdıramadınız bir yere”
NASIL ÖZLEDIM!

Çok şükür Allah’ıma güneşte girer evlerimize…
Eksik olmaz ezanda, duada…
Bir tek kaybettiklerim, eksikliklerini çok his ederim, özlerim.

Yerden göğe haklısın İzmirlim AMA

Biliyor musun?
Bizim buralarda, yayın bölgesine Metropol FM diye bir Türk radyo istasyonu var…
Yok ne reklam yapıyorum ne kötülemek, aşağılamak istiyorum…
Kendine göre bir istasyon işte…
Yokluk içinde varlık(!)

Var mı? Var!
Çok şükür, varla yok arası varlık işte(!)
Tabii O da bizim oğlan gibi müşteri / dinleyici profiline uymak zorunda, bu açıdan kınamıyorum…
Ancak…
Temiz Türkçe talebinde ısrar ediyorum!

Çokkk nadir dinlerim, az sayıda yayını bana hitap ediyor, tesadüfen açtım demin…
Bir kızcağızı çıkarmışlar moderatör, spiker diye…
Anlayacağın sunucu yani…
Sohbet ediyorlar birisiyle, Ramazan sohbetiymiş işte…
Kızcağız ben İzmirliyim demez mi!???
İstanbullu gibi…
Hiç İzmirli bilmesem, tanımasam, çocuk yaştan beri ellerinde büyüdüm desem yalan olmaz…
Adanalılar arasında büyüdüğüm gibi…
Bizim kaderimiz, hayatimiz böyle. Birinci nesil ve ikinci neslin sefilliği…
Gerçi…
Üç, dört, beş…
Bitmez bizim sefilliğimiz, sefaletimiz, bitmez…
Kandıracak yani, bir şive, öfff…
Telaffuz…
Nerede kaldı temiz Türkçe?

İzmirliyim, İzmirli…
İstanbullu gibi…
Temelden yoksun, kökten!

Diyorsun ya dem vuruyorsun damardan…
İzmirlim be…
Bilirsin…
Bilgi gerekli, görgü, çekirdekten esas, öz…
Sanki bilmiyorsun değil mi Kasımpaşa görgüsü, Kasımpaşa terbiyesi hâkim memlekete…
Sen hangi ar damarından bahis ediyorsun Allah aşkına?
Bunu bilen nesil ya ihtiyarladı senin benim gibi ya Hak yanında…
Çocuklar…
Kendi kendini eğitti, anladıkları kadar neredeyse hepsi isyanda…
Güzel Türkçemiz sakız…
İnek çok, öküz çok geviş getirir…
Buzağına ne öğretebilir?

Ar, namus, şeref, haysiyet gibi kavramlar, terbiye…
Te çocuk yaştan itibaren öğretilir, insan eğitilir!

Ar damarı

Muharrem İnce miting kürsüsüne çıktı, asrın liderimizin yakın arkadaşı olan gazeteci Nasuhi Güngör’ün kitabını gösterdi. O kitapta asrın liderimizin Akp’yi kurmadan önce Pensilvanya’ya gidip feto’yla görüştüğü yazıyordu. Şak… Nasuhi Güngör derhal çıktı, kendi kendini yalanladı, kendi yazdığı kitabın “mesnetsiz” olduğunu söyledi, kendi yazdığı kitabın “uydurma” olduğunu, “asılsız” olduğunu söyledi.
*
Aslında buna şükür…
“O kitabı ben yazmadım, Muharrem İnce yazdı” diyebilirdi.
*
Hatta biraz daha sıkıştır Nasuhi’yi… “Benim adım Nasuhi değil, Nasuhi diye birini tanımıyorum” bile diyebilir.
*
Çünkü, Akp döneminin bu memlekete en büyük kötülüğü ne fabrikaların limanların satılmasıdır, ne hortlatılan terördür, ne çökertilen diplomasidir, ne de imha edilen yargıdır…
Akp döneminin en büyük kötülüğü “ar damarı çatlaması”dır.
*
Utanma, sıkılma, ayıp gibi kavramların tedavülden kalkmasıdır.
*
Dindar nesiller ayağıyla yaratılan “günah işleme özgürlüğü”nün kaçınılmaz neticesidir.
*
Bankaların madenlerin barajların elinden çıksın, olsun, gün gelir yerine koyarsın, toprak bile kaybedebilirsin, devran döner, geri kazanırsın. İstibdatı kaldırırsın, yargıyı, diplomasiyi düzeltirsin. Terörü çözmüştük daha önce, vatan şuuruyla hareket edersin, gene çözersin.
Ancak… Ar damarı çatlamışsa kardeşim, o millet ilelebet kazanabileceği ne varsa kaybetmiş demektir.
*
Şah damarı hayati zannedilir.
Halbuki, zamanında müdahale edersen yırtılan şah damarına bile çare vardır, çatlayan ar damarının tamiri yoktur.Allah aşkına elini vicdanına koy, şöyle bir etrafına bak… İşyerinde yalaka, dalkavuk, çarşıda fırıldak, pervane, yanardöner, sohbette dibek dövücünün hınnk deyicisi, yağdanlık, eyyamcı, mitingte şakşakçı, okulda yaltakçı, cenazede bile sırıtık, yılışık, daha bismillah “merhaba” de mesela, anında sırnaşık, vıcık vıcık, goygoycu, arkadaşlıkta riyakar, kaypak, kişiliksiz, dönek, medyada yavşak, yüzsüz, omurgasız, eğilen, bükülen, el pençe divancı, kıç yalayıcı, suratına tükürdüğünde yarabbi şükürcü, şaklaban, güvercin taklacısı, siyasette saray soytarısı… Böyle bir millet miydik biz?
*
Bu soruya cevap bulabilmek için, muhalefet partilerinin seçim beyannamelerini okuyorum.
Siyasi, hukuki, ekonomik, diplomatik vaatlerin elbette hepsi çok değerli ama, eksik…
Bence hepsinin birinci maddesine “ar damarı” yazılmalı.
*
Çünkü millet ittifakı iktidara geldiğinde hepimiz göreceğiz ki, karşısına dikilen en büyük sorun “ar damarı çatlaması” olacak.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/ar-damari-2-2442455/

Gıybet üzerine

Giyabet, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, dedikodu yani…
İster inan ister inanma…
En korktuğum şey ekmektir!

Ekmek ile uğraşmak, birisinin rızkına göz dikmek…
Ekmek ile uğraşılmaz kardeşim, rızık ile, Allah herkesin rızkını versin, gönlüne göre versin…
Azı…
Çok eden Rabbim, bereketlendirendir Allah herkesin evladını…
Ailesini, sevdiklerini doyursun ve korusun…
Cümlemizi…
Müslümanı, Hristiyan’ı, Musevi’yi…
İnsanı ve insan evladı olanı!

Konuya geçmeden önce bir anımı anlatmak isterim size…
Hani Dada kaza yaptı ya, bak yalanım varsa Allah belamı versin, akşama çıkarmasın beni…
Anlatıyorum ki…
Sonrasını anlaman açısından önemli…
Çocuk cankurtaranda önde, ben arkasında arabada…
Annem çocukla birlikte, babası polisle meşgul, kardeş Frankfurt’ta…
Tabii onlar çoktan yola çıkmışlardı ben biraz sonra arkalarından hastane yolunda…
Geldim hastaneye park ettim nefes nefese…
Önce çocuk hastanesine gittim sandım oraya götürdüler, meğer doğrudan acile götürmüşler…
İşte koşar adım diyorum anla…
Benim koşturmam ne kadar olursa, dede, nine misali ama bana çok bile…
Yeminle bak, Allah beni akşama değil, bir saat sonrasına çıkarmasın yalanım varsa…
Merdivenler var, “tırmanmadan” soluklanayım dedim, iki kadın, belli bizlerden ne Türk ne Müslüman demek istiyorum, diyemem. Duyuyorum aralarında konuşuyorlar…
“Biliyor musun buraya kadar beleşe geldim!”
Çocuk arabalı, türbanlı ağzı açık ayran budalası gibi diğerini dinliyor…
İkisi de “kapalı” pardösüler yerlere kadar…
Diğerinin çok hoşuna gitti…
“hiii, hiii, hiii!”
Anlayacağınız otobüse para vermemiş yani!

Başkalarının konuşmalarına kulak vermek en basit kelimelerle ayıptır, ayıp…
Kardeşim…
Bırak hırsızlık yapma(larını)* bir tarafa, beğenilmesini, sanki ormanda…
O kadar yüksek sesle konuşuyorlar ki duymamak, anlamamak mümkün değil…
Hangi mağaradan çıktılarsa?

Hafta sonu alışverişi…
Çarşamba’dan yapmıştım, kardeşten. Kimi şeyleri satmıyor, müşteri rağbet göstermiyor…
Şehrin göbeği, park yeri bulmak Allah’a kalmış. Anlatırım bazen Yxx Gxxx’ü…
Hani FETÖ’cü diye adı çıkmış…
Bana ne???
Ha AKTÖ ha FETÖ…
Önünde kocam park yeri var, fiyat ve kalite uygun…
Ben bakarım keseme!

İki tane kocaman şubesi vardı, Bosna mallıda çok satıyordu…
Severim Bosna salam, sucuğunu, Yunan beyaz peynirini, Bulgar kaşarpeynirini…
Özellikle Bulgar ama kim kaybetti ki ben bulayım, bu da Yunan…
Müşterileri alıyor, onlarda satıyor…
Arz, talep meselesi. Bizim oğlanın müşteri profili bu gibi ürünlere açık değil maalesef.

Uzatmayalım…
Adama dükkânları satırdılar…
İçeride çalışanlar tanır, sever beni, sordum kim aldı…
“Ağabey, milliyetçi(!)”
Allah bilir kimin, neyin milliyetçisi?

Anlaşılan…
FETÖ’cü olmasında kim ve ne olursa olsun!

Kısadan hisse…
Ekmekle oynama!

„Bir kısmınız diğerlerinizin gıybetini yapmasın. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz değil mi?“

Hucurat, 49/12

Dedikodu…
Bilen bilir beni, yanımda KIMSE dedikodu yapamaz…
Kara Mediha’m bile!

Kadınlar için dedikoducu derler…
“Bizim” erkekler…
Müsveddeleri…
Kadına taş çıkarırlar!

Aslı, astarı ispatlanmadan…
Masumiyet karinesi esastır arkadaşlar, esas…
İnsan olarak da bir Müslüman olarak da!

* Evet, otobüsün parasını vermemek, başkalarının hakkını yemek demektir, hırsızlıktır, adiliktir

Dedim ya demokrasilerin savunma, öz koruma refleksi

Daha sizlerden sonra gelecek nesiller vuracaklar başlarını duvara…
Beddua edecekler atalarına…
Kıl ve göt bir olursa…
Demokraside eğilir önlerinde, dinde…
Bir tek insan, bilgili ve özgüven sahibi eğilmez bu gibilerin önünde…

oku

Hitler ile kıyaslasa ne olur eloğlu, takunyalı Führer dese bu toprakların yazarı…
Gerçeği, gerçekleri göremez, görmek istemezse yurdum insanı…
Ne desen ne anlatsan nafile!


izle

Neden yalan söylüyorsun, NEDEN?

Babam değildi her halde belediye başkanı olarak Beyaz Saray’da karşılanan ki…
Bildiğim kadarıyla bir ilkti…
Sen değil misin Beyaz Saray icazeti ile bu ülkenin başına bela getirilen?
Sen avaz avaz bağırmadın mi orada burada ben Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanıyım diye?
Ulan “orospunun” dölü…
Söyle…
KIMDI???


izle

Dolar 4,61…
Euro 5,39 Tayyip Lirası!
Dur bakalım kapanış nasıl olacak?

Ha F. Güllen icazeti ile ha AB(D)‘nin…
Ne fark eder?
Değil mi ki “gökten zembil ile iner gibi” bindin bu milletin tepesine…
Bir hükümlü…
Onun bunun çocuğu ve uşağı…
Söyleee…
Ne fark eder?

hata üzerine hata yapiyorum, parmaklarim…
cok beterim kadin, cok beter…
AKP’liler okuyorsa…
🙂
Daha beter ol insallah diye dua ediyordur…
Köpegin duasi Kabul olsaymis, gökten kemik yagirmis.

Çok ağrılarım var kadın, çok ağrılar, inanılmaz ağrılar…
Dua ediyorum, duacıyım bitsin diye, kapansın bu gözler, kapansın…
Çok bıktım!


dinle

Hocaaa abartma

Geçmişte…
Bu ve benzeri davranışlar bugünleri getirdi!

Demokrasi…
Kendini korumasını bilmeli!!!

Yine şehit, hep şehit…
G.t kıllı “şehidi” değil, gerçek şehit…
Seçim günü yaklaştıkça…
Bombalı saldırı bekle…
Ses getirecek, oy getirecek cenaze bekle…
Demek istediğimi anla!

Demokrasilerin…
Koruma refleksi olmazsa, ileri demokrasiler gelir başa!

Homo Digitalis Studie

Frauenhofer Institut eskiden müşterimdi…
Bu ve buna benzer kuruluşlara çok gidip gelmişimdir, bu yüzden hala takip ederim nelerle ilgilendikleri neler ile uğraştıklarınla.

Mutlaka oku