Birde ben “düşman” tarafından yazayım dedim…
Çünkü şaşmaz bir kural vardır, şaşmaz…
Tarafı…
Bertaraf olması yoktur bu işin, şaşmaz asla ve kata(!)
Bilmem okudunuz, hatırlıyor musunuz?
Sayın Y. Özdil yazmıştı, çok olmadı. Savaşta bile, can pazarında, düşmanlar arasında bir saygı, bir onur vardır. Şeref…
Önemli ve gereklidir!
Askerin görevi…
Öldürmek, yok etmek AMA…
Askerde sadece bir insan ne kadar eğitimli ne kadar görgülü…
Hele yürek sahibi…
O kadar bilinçli!
Atatürk ve arkadaşları…
Çanakkale savaşları, Conk bayırı…
Atatürk, savaş öncesi, savaş esnasında ve sonrasında…
Çarpışan yiğitler, gırtlak gırtlağa, hepsi vatan toprağında…
Kim unutabilir Atatürk’ün sarf ettiği sözleri?
İnsanlık, ahh insan olmak, olabilmek…
Can pazarında dahi saygı!?
Rivayetler, hurafeler…
Yenilmez, yutulmaz düşman. ASLA alt edemezsin, psikolojik bir savaştır amacı ürkütmek…
Korkutmak (bkz. IŞID’a, rivayete göre yenilmezdi!)
Yalan bile olsa, yeter ki düşman, insan, inansın da…
Gerisinin önemi yok!
Halbuki…
İnsanlık tarihi göstermiştir ki fetih edilmeyen kale, sonunda yenilmeyen rakip yok…
Bu…
Bilhassa kadınlar için de geçerlidir, yüreğine, ruhuna dokumasını bilene…
😊
Birinci dünya savaşı esnasında majesteleri Kaiser adına Wolf isimli savaş gemisi suya indirilir…
Mürettebatı, subayları azimli…
Yeminli, ambargo kırılacak, özellikle İngiliz donanmasına ağır hasar verilecek…
Cırt atıyor İngilizler etrafta…
Tebdili kıyafet misali, gemi kamuflajlı açılır engin sulara. Hedefi Avusturalya…
Yolda ve Avusturalya sularında sivil, askeri fark etmez düşman gemileri…
Korsan misali soyulup soğana çevrilecek, batırılacak, geri hatlardan gelen takviye, özellikle hammadde akışı durdurulacak. Uzatmayalım…
Gemi buharlı, kömür ile çalışıyor. Bin bir zorlukla ama BAŞARILI bir “yolculuk” sonrasında Avusturalya kara sularında. Yalan olmasın galiba ön dört gemiydi oraya gelene kadar soydukları, batırdıkları…
Çok ama çok başarılı oldular Avusturalya önlerinde…
İngilizler saç baş yoluyor ama nafile…
DIKKAT
Savaş kuralları gereği, centilmenler arasında kadına, çocuğa aslında üniforma taşımayana dokunulmaz…
Öylede oldu, öylede yaptılar, batırdıkları gemilerin tüm yolcularını kendi gemilerinde hapis ettiler…
Balık istifi, nefes almaya oksijen kalmadı…
BUNA RAGMEN…
Sonradan serbest bırakılan esirler demişler ki;
“Bize insanca davrandılar, naziktiler. İmkânlar dahilinde bir şeyimizi eksik etmediler”
Hele, hele birde hepsi Hintli küçük kızı anlatmış…
Zaman içinde geminin maskotu haline gelen sevecen afacanı…
O suratsız, sert kaptan bile kızı sevmiş, yüzü gülmüş.
Demem o ki…
Asker bile, can alıp can verirken insanlığını bir yere kadar muhafaza edebilirken…
Kendisiyle konuşulabiliyorken, yürek, iyi niyet bir yerden sonra yine filizleniyorken…
Dinci…
Din simsar ve tüccarı taviz vermez hali ile ortada…
Kimse…
Hiçbir güç, tanrı gücüne…
Allah’ın insanlığa lütfu, bağışı…
Olan sevginin gücüne karşı koyamaz, kurallara kural katan, yalana yalan dinci haricinde!
Ve Recep Tayyip ve AKP…
Kuzu postuna bürünmüş kurt, adi birer dinci!