Tahkiye, bakiye ve takiye

Dün…
Bilgi ve bilgeliği tarif etmeye çalıştım…
Amacım…
Bir tanımla, bir çeşit tarifti…
Atatürk’ün ne kadar tevazu sahibi bir insan olduğunu göz önüne sermek, umudum…
Bilmeyenin, anlamayanın, hala anlamayana, anlamak istemeyenin bilincinde belki bir pırıltı, belki bir zihin oyunu ile kimi kıvılcımları saçmaktı.

Nasıl unuturum Üsküdar’daki, Çanakkale otobüsünü…
Kulak misafiri olduğum O anneyi, türbanlı…
Evladına, bildiği, dili döndüğü kadar kurtuluş savaşımızı anlatmasını?
Dün…
Amelesi, annesi, ninesi, dedesi, genci ve ihtiyari ile…
Başı açık ve başı kapalı olmak üzere ki türbanlılarda vardı aralarında…
Türkiye, evet laik, demokratik bir hukuk devleti olmak için hala çabalayan, didinen, gayret gösteren…
Çağdaş yaşamdan yana olan, birey ile kulluğu ayırt etmeyi başardığı gibi bunun doğruluğuna inanan insanların Atasına saygı duruşuna şahit olduk.
Yeminle çok duygulandım, gurur duydum ve gözlerimden ister – istemez yaş aktı.

Her şey o kadar birbirine girdi ki…
Ayırabilene, doğruyu görebilene aşk olsun…
Arap saçına döndürdü AKP ülkeyi, O rezil, O şerefsiz – haysiyetsiz p.zevenk rezil etti her birimizi…
Ancak adi bir “o.ospu çocuğunun” yapabileceğiydi bu, O yaptı!

Tahkiyesi ile başardı mi?
Göreceğiz, zaman gösterecek…
Bakiyesi…
Her dört gençten biri hayattan umudunu kesti ne okuyor ne çalışıyor…
Kadınlarımızın, kızlarımızın durumu ise bırak ağlamayı, feryat figanı, ağıt yakacak duruma geldi!

Hadi genelleme yapıp ülkenin yarısı kadın diyelim ki daha çok…
Ülkenin yarısından fazlasının üretime, toplumsal hayata katkısını ne etmeli?
Var mı? Varda ben mi bilmiyorum yoksa?
Borç yiğidin kamçısı, peki…
Kredi kart rezilliği neyin nesi?
> Lafla <, borç – harçla peynir gemisi yürümeyeceği gibi ülke…
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti hiç yürümez, yönetilmez!

Hepsinden geçtim…
Dayanamıyorum artık, her türlü tahammül sınırını aştı…
Bu p.zevengin takiyesi, seviyesizliği…
Dün iki sarhoş olanlara, bugün tüm bu övgüler niye?
Hiç mi görmedik, duymadık, izlemedik hem de görüntülü bu herifin laik cumhuriyete, düzene, Onlara sövmesini?

Ne çabuk unuttunuz?

2019 hazırlığıdır bunlar…
Ancak…
Dünkü konuşmasında, popülist p.zevengin dünkü konuşmasında…
Doğruluk payı olan bir – iki cümlesi, YOK, 1938 Atatürk CHP ile ilgisini kesti zırvası değil…
Y-CHP ile ilgili söylediği, Y-CHP…
Artık Cumhuriyet Halk Partisi değil, bu bir…
Gerçekten Atatürk ile ilgisini, alakasını kesti, özüne ihanet etti…
Her şeyden evvel Halkçılık ilkesini inkâr ve terk etti. Entel – dantel oldu, daha doğrusu olmak istiyor, başaramıyor çünkü alt yapı eksikliği(!)

Bilgi kardeşim bilgi, doğru ve güvenilir bilgi, kültür dedikleri!
İşte bu eksik, yüreğin, duygusallığın, merhametin beyin ile, bilgi ile, mantık ile birleşmesi!!!
Halkın ihtiyaç duyduğu, his ettiği gereksinimlerin giderilmesi.

Veeeeeeeeeeeeeeeeee
Vay, adıyla sanıyla vay pezevenk vay…
ADI pezevengin söylediklerine bak, bile bile hem de…
“Kimileri Lozan’dan geçmiş, Serve doğru gidiyormuş”
Ulan adi…
Seni s.k gibi oraya boşuna mı diktiler?
Laf ebesi!!!

Benden söylemesi…
Tekrardır, tekrar…
Irak tarumar, Suriye yerle bir…
Sırada Iran var…
Suudi köpeklerin, Yemen üzerinden Iranla muhtemel “vekalet” savaşı…
ABD destekli, ABD açıklaması füzede Iran parmak izi…
Filistin’i hiç sorma, oradaki puştların Israil’i zorlaması, savaşa gir, müdahil ol ve yine Israil – Kürt ittifakı(!) Tüm bunları hiç sorma…
Iran sonrası…
Son hamle ve bunu sakin unutma…
“Kader” …
İnsanlardan çok daha iyi satranç oynar…
Evet, son hamleyle Türkiye’nin dize getirilmesi!

Ve tüm bu oyunlar, bir piyon…
Sizlerin seçtiği bir piyon sayesinde gerçekleşti!

Bilgi üzerine

Bilgi, bilgelik değildir…
Bilgi…
Öğrenmek ve tecrübe ile damla damla oluşan bir hazine olabilir…
Eğer…
Boş ve gereksiz, nicelik yerine nitelikli veriler eşliğinde fikir denilen olguya götürürse…
Bilgeliğe erişen, bilge olan insan o dur ki tevazu içinde fikri, yerinde ve zamanında, sağduyu ve hak bilincinde açık edip çevresini aydınlatan, öğretisi, tavsiyesi veya düşünceleri ile insanları doğru olana, hak olana götürendir.

Telefon geldi, Oma hastalandı
Bitmiyor, bitmez, dolmadı, dolmayacakkkkkkkkkkkkkkk

Bana ilham kaynağı olanı, bana, yok…

Bildiğim kadarıyla Hz. Ali’nin veciz sözüdür:

“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum”

Yokkk…
Ben olmam ama benim için önemliyse öğrettiği, onu asla unutmam. Kulluğu…
Allah’a…
Köleliği ise, gönüllü köleliği sevdiklerime, kalbimde benimle birlikte her yere taşıdıklarıma saklarım, onlar ile yaşarım.

Nasıl ki düşünen insan hayranıyım, severim ve hatta “taparım”
Öğretiye, doğruysa, gerçeklik payı yüksekse
Özümserim, benimserim.

Öyle eski olsun, yeni olsun özlü sözlere değer veririm. İnsandır derim…
Düzeni severim…
Ayrım yapmam, kendimi olduğum gibi gösteririm…
Sinirli bir havhav, sabırsız bir tip, aniden infilak ederim…
Olur perişan etrafım…
Adamı yeminle, oturduğu yerden zıplatırım!

Yalan ile dolan ile yoktur işim, dosdoğru hedef gözetirim…
Öğrenmesini de öğretmesini de severim.
Ne yazık ki hafızam oldu bir süzgeç, süzgece takılanın azaldığı gibi deliklerde gittikçe büyüdü…
Azaldıkça azalıyor bildiklerim, bildiğimi sandıklarım…
Horozun gözü çöpte olduğu gibi benimde gözüm kadına uyandığımdan beri…
Çöpte, kadın peşinden koşturmaktan bıktım dostlar…
Ne bu ya? çerinde – çöpünde (…)!

😊

Allah bizleri, bunların peşinden koşturalım diye mi yarattı???
Almanya’da, Amerika’da bir tartışma, erkeğin, kadına tacizi…
Kadın, kadının mazoşistti…
Ne de güzel dedi dün haberlere kadın, kadın için…
“Sanki kadın kendini korumasını, kendini muhafaza etmesini, kendini savunmasını bilmiyor!?”
Tecrübelerle sabittir, çok iyi biliyor!

Bırak tacizi, kadın hayır, istemem, ilgilenmiyorum dedi mi bende de birçok erkekte de pil bitti!
Peki, nedendir tüm bu tartışma?
Bence, gündem yaratma!

Neyse…
Gelelim konuya…
Bellum omnium contra omnes!!!

Bizans zamanından kalma Latinler…
İmparatorluk ikiye bölündüğünden beri, yani doğuya ve batıya…
Biri oldu Bizans, diğeri Latinler, dedim ya severim ve kesinlikle ayrım yapmam…
Keşke Türk’ünde olsa bu kadar çok özlü sözü ki dünyaya mâl olandan, bende papağan gibi tekrarlasam!

Maalesef yok…
Çok az, ancak “bellum omnium contra omnes” demek:

Herkesin, herkese karşı savaşı (mücadelesi)

Ve yine ki en önemlisi…

Homo homini lupus

Gel gör ki üzdü beni, dün bir konu hakkında bir araştırma yaparken DIKKAT…
Türkiye Büyük Millet Meclisi arşivlerinde…
Bir tutanak dikkatimi çekti, Homo homini lupus
Ve tercümesi, anlatışı, içeriği “tamamen” konu dışı…
Üzülerek söylemeliyim ki, dünden bugüne bir şey değişmedi!

İnsan, insanın kurdur, insan değildir…
Bu en azından kişilerin birbirini tanımasına kadar bu böyledir(!)

Tercümesi…
Ne kadar doğru ne kadar özlü bir söz…
Hep derim, hatta yazdığım da olmuştur…
Kim, kimi s.kerse!

Taaa ki…
İnsanlar birbirini tanıyana kadar(!)
Kahpeyi düşünüyorum da…
Bizim milleti (…)

İlgili arşiv belgesi

„Ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok!“

„Türkiye’nin yarınında artık Kemalizm veya başkaca herhangi bir resmi ideolojiye yer yoktur. Kemalizm’in kendisini yeniden üretmesi söz konusu değildir…“

„En üst belirleyici İslam’ın ilkeleridir. Her şey ona göre belirlenir…“

„Türkiye Türklerindir gibi tezler yanlıştır. Şu anda Türkiye’de 27 etnik grup var. Bunların varlıklarının tanınması gerekir.“

Recep Tayyip Kahpedoğan

Dünden bugüne…
Dün söv, bugün öv…
Dünden beri ne methiyeyeler ne övgüler…
Önce Allah, sonrasında inşallah…
Bu millet görür bunu.

“İstikrarın” teveccühü, tutarsızlığın böylesi…
Ancak bu kadar olabilir insanın, erkeğin orospusu, kahpesi!