Inanilacak gibi degil, Reuters haber ajansina bile güvenme

oku

Maşallah, tüüü kırk bir kere maşallah

O kadar kararlılar ki o kadar olur(!)
Benim tükürüğüm yetmiyor…
Bana yârdim edecek yok mu?
Yüzlerine gözlerine tükürmek lazım, nazar değecek, NAZAR!

Elem tere fiş kem gözlere şiş!

Allah nazardan korusun yiğitlerimi…
Allah…
Yollarını açık, kılıçlarını keskin etsin…
Bu ne yiğitlik bu ne kara gözlülük?
Allah’ımmm bu ne yürek???

Rabimmm…
Analar neler doğruyor ya, maşallah, maşallah kırk bir kere!

Bugün ekonomi haberlerinde açıklamaya çalışıyorlar…
Ekonomi haberlerinde!
Efendim >>> bağıra bağıra operasyon yapmamız <<< kararlılığımızın bir göstergesidir…
Daha doğrusu bu rezilliği hâkli göstermeye çalışan bir ekonomi yorumcusu!

Kardeşşş…
Bu milletin iki bin senelik bir tarihi var…
Kaç devlet kurmuş bu millet…
KARARLI OLAN…
Sözü bir kez söyler VE sözünün gereğini yapar!!!

ERKEKLIK kitabında böyle yazar!

Karşindaki bilir…
EMINDIR…
Bunlarla dans etmeye gelmez, ayağımı çiğner, beni sakat eder!

Kanallar vardır…
Yok ne kanal İstanbul’u be?
Askeri, diplomatik…
Dil vardır dil…
AZ VE ÖZ…
Muhatap devletler mesajı alır…
Yapacak adam, kararlı olan kancık karı gibi ağlanmaz…
Gereğini yapar!

Not: Reuters ciddi bir haber ajansıdır…
Çelişkili haberler…
Tezattın göstergesidir!

Ben kaçtım
GENAU…
„Ein Mann muss tun was ein Mann tun muss“
Ve ben, inan buna gerekğini yapıyorum!

Bak sonra özel işlerime…
Gelince!

HAYVANLIK BENDE! Yürek feryat figan

Gönül ferman dinlemez arkadaş, dinlemiyor!

Anayasanın 34. Maddesi
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı

Anayasanın 34. Maddesi (Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı)

TÜRKIYE CUMHURIYETI…
Ulan it, Kasımpaşa ayısı gözünün içine soka soka…
Dua et Emine’nin bir taraflarına başka şeyler sokmuyorum diye!

Yok…
Ona hiç uçkur çözer miyim?
İğrenirim…
Dünyadaki SON KADIN kalmış olsa bile!

Türkiye Cumhuriyeti anayasası…
Dün yazdım ya, sanıyor ki karşısındakiler imamın ordusu!

https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2011.pdf

Anlamamış…
Bellememiş Türkü, besbelli…
Ama Türk onun anasını, karısını, kızını öyle bir beller ki!


+

Dolar 5,38 Euro 6,10 Borsa 89962 çeyrek altın 352,93 ALLAH daha beter etsin!

Yokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk
Acımıyorum, vallahi billahi acımıyorum artık…
YANSIN…
Kurunun yanında yaşata yansın…
Başka türlü “adam” olmayacak bu millet!

Yalvardım ya yalvardım…
Bir kıçınızı öpmediğim kaldı, elinizi ayağınızı…
Benim gibi neler ve kimler…
Laf anlamayana…
HAK!

Ne kitap(çık) yayınlayacağım ne kitabı…
Kime…
Neye, neden ve niçin?

Bir cümle, bir kelime…
Bir harf HARAM!

Er

Ne demek?
Ne büyük bir kelimedir O…
Er…
Er olabilmek, erkek gibi erkekkk!

Görüyoruz ki…
Niceleri…
İsminde, soyadında > er < kelimesini taşımakla birlikte…
Adi bir köpek ki buradan tüm köpeklerden özür dilerim, olmayacak bir kıyas yaptım…
İşte…
Onlar kadar bile olamıyorlar!

Ayı…
Evet bir ayı gibi, porselen dükkânında bir fil gibi…
Sadece…
Yakıp yıkmayı, kırmayı biliyor sonrasında…
İnsanım diye insan içine çıkmayı biliyorlar!

Erkeklik kardeşim erkeklik…
Hele hele bir Türk erkeği olabilmek, olmak çok farklı bir şey…
Bir Müslüman olmak…
Olabilmek!

Resmen ilan etmişler…
ILAN, öyle diyor O ADI……
Herifler gereken tedbirleri çoktan aldı…
O ölenler var ya, şüpheli…
Ya yem, evet yem…
Almanlar “Kanonen Futter” derler, yani ölsün diye öne sürülen yığınlar…
PKK gözden çıkarmış onları…
Veya…
Her zamanki gibi rakamlar YALAN!

FETÖ, Reuters haberi…
Göreceğiz eninde sonunda gerçekleri.

Sahi…
Ne oldu enflasyonla mücadele?
Zamlar…
HALK daha yeni yeni fark ediyor yediği kazıkları…
Elektrik, doğalgaz faturaları…
Hiç sorma semt pazarlarını!

Ve evet…
Devlet sikiyor kendini, bak ameliyatlara…
BAK “yeğinime”, kuzenin küçük kızı…
O “vaka” gibi kimleri biliyor kimlerden neler duyuyorum…
Sarılsanıza…
> büyük ekonomistin gırtlağına! <

Not: Pardon…
Alman klavye, ama değiştirmeyeceğim O kelimeyi…
Bir yerde yansıtıyor gerçekleri!

Demir ağlar…
15 Aralık 2018

1933…
Cumhuriyet on yaşına gelmişti.
Onuncu Yıl Marşı için yarışma açıldı.
Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar’ın yazdığı sözler seçildi, Cemal Reşit Rey tarafından bestelenecekti.

Mustafa Kemal güfteyi görmek istedi.
Getirdiler.

Çıktık açık alınla on yılda her savaştan
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan
Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan
Bir baca yükseliyor, durmadan her yamaçtan

Okudu.
Son dizenin üstünü çizdi.
“Demir ağlarla ördük, anayurdu dört baştan” yazdı.

Sonra da Behiç Erkin’e döndü.
Çanakkale’den beri arkadaşıydı.
İstiklal Madalyalı milli mücadele kahramanıydı.
Devlet demiryollarının kurucusu ve ilk genel müdürüydü.
“Sizlerin bu on senedeki emeğiniz iyi ifade edilmiyordu, o nedenle o mısrayı değiştirdim” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin on yıllık mucizevi kalkınma hamlesine imzasını atan Mustafa Kemal… Zihinlere mıh gibi çakılan “demir ağ” metaforuyla, Onuncu Yıl Marşı’na da imzasını atmıştı.

Behiç Erkin…
İstanbul doğumluydu.
Mustafa Kemal’den beş yaş büyüktü.
Kurmay subaydı.
Lojistik dehasıydı.
Çanakkale’ye asker ve mühimmat sevkiyatında inanılmaz işler yapmıştı.
Memleket işgal edilince Anadolu’ya geçti, milli mücadeleye katıldı.

Mustafa Kemal çağırdı…
“Ben cephede ne yapılması gerektiğini biliyorum, sen cepheye askerin mühimmatın erzağın nasıl getirilmesi gerektiğini biliyorsun, demiryolları işin ehli biri tarafından yönetilmezse bu işi yapamayız, demiryolları sana emanet” dedi.

Behiç Erkin, Mustafa Kemal’i yanıltmadı.
“Türkler demiryolu işletemez” önyargısını tarihe gömdü.
Savaştan sonra demiryolu okulu açtırdı, uzman personel yetiştirdi.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın kurucusu ve ilk genel müdürü oldu.
O yokluk döneminde memleketin demirağlarla örülmesinde birinci derecede katkısı oldu.
İşletme dilini Fransızca’dan Türkçe’ye çevirdi.
Demiryolları müzesi kurdu.
Sonradan İstanbul Teknik Üniversitesi adını alacak olan Mühendis Mektebi’ne özerklik kazandırdı.
Milletvekilliği, bakanlık, büyükelçilik yaptı.

Kurtuluş Savaşı’nın en kritik günlerinde, Mustafa Kemal bir telgraf göndermişti.
“Sevkiyatı hızlandırın, trenleri son sürate çıkarın, geciktiren idamla cezalandırılır” diyordu.
Behiç Erkin cevap telgrafı gönderdi.
“Bu hat 40 kilometreden süratli gitmeye müsait değildir, hızlandıralım derken tek bir sevkiyat bile yapamayabiliriz, emrinizi aldım, bu nedenle uygulamadım, ikinci emrinizi bekliyorum” diyordu!
Mustafa Kemal’den tekrar telgraf geldi:
“Sen nasıl uygun görürsen Behiç…”

İşte bu diyalog ve bu karakter nedeniyle, Mustafa Kemal tarafından Behiç’e Erkin soyadı verildi.
Mustafa Kemal bizzat kendi el yazısıyla Behiç’e gönderdiği mektupta, Erkin’in anlamını şöyle yazmıştı: “Her şart altında kendi doğrularını dile getirme cesaretini gösteren, bağımsız kişi…”

Behiç Erkin gerçekten her şart altında kendi doğrularını gerçekleştiren, bağımsız kişiydi.
İkinci Dünya Savaşı’nda Fransa nazi işgali altındayken, Paris Büyükelçimiz’di.
Müthiş bir insanlık örneğine imza attı, 20 bine yakın Yahudi’ye Türk pasaportu vererek, Türk vatandaşı gibi göstererek, ölümden kurtardı.
“Türk ulusu adına konuşuyorum, Atatürk önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde din, dil, ırk ayrımı yoktur, vatandaşlarımıza dokunamazsınız” dedi.
20 bin insanı kurtardı.

1961’de rahmetli oldu.
Vasiyet etmişti…
“Beni, ilk demiryolu genel müdürlüğü görevini üstlendiğim Eskişehir’e, İzmir-İstanbul-Ankara hatlarının birleştiği yerde toprağa verin” dedi.
Orada yatıyor.

Ve şimdi bakıyoruz geldiğimiz noktaya…
Millete kahkahayla küfür eden havuzcu müteahhitler, havuzcu müteahhitlerle al takke ver külah siyasiler, yabancılara akıtılan milyar dolarlar, sırf kendilerinden olduğu için demiryollarına sokuşturulan liyakattan uzak tipler, koltuğuna yapışmış yetersiz-sorumsuz-yüzsüz yöneticiler, pisi pisine can veren insanlarımız…
Bu tabloya nasıl biat edilir, insan hakikaten utanıyor.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/yilmaz-ozdil/demir-aglar-2797024/

Kara Mediha’nın başucu kitaplarından birdir. Bende okur, faydalanırım. ### Kesinlikle tavsiye ederim ###

Amazon…
Yok şu an ama önemli değil, yayınlıyorum ISBN numarası falan için.

Çocuklar…
Sizin için, emeğe saygı…
Maddi durumu müsait olanlar için LÜTFEN satın alınız.

LÜTFEN OKU ve üzerinde düşün

Yok…
Moral eksi 196 derece…
Allah…
Her yönden, ya her şey ile yârdim ediyor…
Rahat batıyor!

https://www.amazon.de/İNİŞ-SIRASINA-GÖRE-KURAN-KART-KAP/dp/6058869811/ref=sr_1_fkmr2_4?ie=UTF8&qid=1545043809&sr=8-4-fkmr2&keywords=%C4%B0ni%C5%9F+S%C4%B1ras%C4%B1na+G%C3%B6re+Kur%27an++Ak%C4%B1l+ve+Bilim+I%C5%9F%C4%B1%C4%9F%C4%B1nda+T%C3%BCrk%C3%A7e+%C3%87eviri

Allah o kadar büyük ki

Korkuyorum bu kadının rüyalarından, KORKUYORUM…
>>> ister inan ister inanma <<<
Cumartesi sabahıydı, her zamanki gibi dolaştım kadınları…
İyiysem kahvelerini yapar giderim yanlarına, değilsem bana bir kahve yapın derim…
Oma’yı görmüş annem, pür neşe!

Henüz bir şey söylemek için çok erken, kendi gözlerimle görmeden, evrakı elimde tutmadan inanamam.

Yarına kendim gideceğim Fulda’ya…
Elden teslim edeceğim belgeleri. Cumartesi posta kutusu ağzına kadar dolu…
Normalinde ya kötü haber veya fatura…
Maliyeciden koca bir zarf gelmiş, dedim faturadır. Pazartesi bakmak üzere attım kenara…
Bu sabah açtım zarfı, leblebi çekirdek parası!!!

INAN…
İnan buna, tecrübelerle sabit çünkü…
Allah…
Benim ve sevdikleriminin yanında!

Çok şükür Mevla’ma çok şükür…
Allah…
AKP, MHP’lisi demeden TÜM kullarının yardımcısı olsun…
Eğer…
Gerçekten, inanamıyorum ya, eğer gerçekten sadece bu ödemeyle kalacaksa…
Altında kalmam…
Öderim kefaretini şükür ede ede!

Nefret ediyorum borçtan, tiksiniyorum…
Nefret ediyorum belirsizliklerden…
İğreniyorum…
Allah sana veriyorsa kardeşim…
Sende vereceksin!

Gençler…
Allah VAR!
Yeter ki sen samimi duygular ile yüreğinle onun yolundan git…
Kendin oku kendin öğren…
Anan baban dahi olsa, sor, sorgula…
Önce kendinden başla…
Yürek gözü ile bak dünyaya…
Kalbini dinle, aklini kullan, düşün…
Düşünün gençler düşünün, düşünerek hareket edin.


+

Benim it,
😊
Telefon etti şimdi, hafta sonu para istemiş annesinden…
Saat dokuzu bekliyorum, gideceğim bankaya yatıracağım hesabına…
Barcelona’ya uçuyorlarmış…
Vay pezevenk vay…
😊 😊 😊
Gezsin…
Parmak atsın dünyanın bir tarafına…
Az birazda kızlara…
İspanyol kızları ateşli olur, bari ağzını yakmasa…
Bizler yaşadıkça!

Tüm gayretler, tüm cabalar onlar için…
Onların geleceği için değil mi?
Söyle…
Değil mi?